Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2021/1280 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1655 Esas
KARAR NO: 2021/1280 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/318 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 02/07/2021
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı taraf arasındaki hisse devir sözleşmesi uyarınca, dava dışı … A.Ş.’nin … adına bulunan %100 hissesinin tamamının müvekkiline devredildiğini, devir üzerine müvekkili tarafından şirket üzerine ciddi yatırımlar yapıldığını, şirket adına güneş enerjisi sistemlerinin kurulduğunu, ancak söz konusu şirket hissesi devir işlemi, anılan şirket nezdinde ve İTO kayıtlarında henüz müvekkilinin üzerine geçirilmediğini, söz konusu hisse devir sözleşmesinin infazı ile şirket hissesinin tamamının müvekkili adına tescil edilmesi için karşı taraf aleyhine mutlak ticari dava açılacağından, öncelikle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmasına rağmen karşı tarafın müvekkilini ve arabulucuyu oyalaması nedeniyle sürecin ilerleyemediğini, karşı tarafın söz konusu şirket hisselerini başkasına devrederek kaçıracağının bilgisinin alındığını, bu sebeple … A.Ş.’nin karşı taraf … adına kayıtlı %100 hissesinin, üçüncü şahıslara devir ve temliki ile anılan hisseler üzerine sınırlı ayni hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini, aksi halde arabuluculuk süreci veya dava neticesinde elde edilecek hakka ulaşma kabiliyetlerinin kalmayacağını, telafisi imkansız zararların doğacağını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile İTO’da kayıtlı Mersis No: … olan … A.Ş.’nin karşı taraf üzerinde bulunan %100 hissesinin üçüncü kişilere devir ve temliki ile anılan hisseler üzerine sınırlı ayni hak tesisinin önlenmesi içi ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 06/04/2021 tarih 2021/226 D. İş – 2021/223 Karar sayılı kararında; 1-İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile dava konusu bedel olan 50.000,00-TL’nin %15 üzerinden 7.500,00-TL teminat yatırılması halinde, … A.Ş.’nin … adına kayıtlı hisselerinin devir temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına, Bakiye taleplerinin reddine, karar vermiştir. Davalı 24/06/2021 tarihli dilekçe ibraz ederek İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/226 D.İş sayılı dosyası üzerinden tüm hisseleri üzerine tedbir konulduğunu, kararın hatalı olduğunu, mahkemece kendisi dinlemeden, kanunen kesin hükümsüz olan, kendi içindeki ön şartları gerçekleşmediği için geçerlilik kazanmayan, edimleri yerine getirilmediği için fesih edilmiş, şirketin içini boşaltmış olduğu, dava dışı 3. Kişileri hisse devir ve ortaklık vaadi ile kandırmış olduğu için fesih etmiş olduğu geçersiz olan sözleşmeye dayanarak yüzbinlerce liralık yatırım yaptığı ve üstüne milyonlarca liralık sözleşmeler akdederek tesis kurulumunu gerçekleştirdiği; lakin davacının delikli bir kuruş dahi harcamadığı, yan gelip yatarak dava dışı 3. Şahısları kandırarak 125.000USD haksız kazanç elde ettiği duruma rağmen 7500TL teminat ile şirketinin hisselerinin tamamına tedbir koydurduğunu, 3. Ticaret Mahkemesinin bu durumdan haberdar olsa idi elbette vicdani kanaatinin bu derece haksız bir karar tesis etmesinin önüne geçeceğini, lakin mahkemenin hatasınin kendisinin yokluğunda, yargılamaya muhtac olan bir durumda değeri milyonları bulan şirketinin tüm hisselerine tedbir konulması olduğunu. Kararın hakkaniyete aykırı olduğunun izahtan vareste bir keyfiyet olduğunu ve derhal kaldırılması gerektiğini, Mahkemenin gerekçeli kararında HMK 389. Maddesine dayanarak davacının hakkını elde etmesinin zorluğundan bahsettiğini, halbuki davacının dilekçesinde belirttiği miktarın 21 katını zaten haksızca elde ettiğini, bu nedenle elde etmesi gereken bir şey olmadığı için haklarını elde etmesinin de zorlaşması imkanı bulunmadığını. Hisseleri üzerine konulan tedbir kararının ziyadesiyle zararına sebep olduğundan kaldırılması gerektiğini belirterek İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/226 d.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/07/2021 tarih 2021/318 Esas sayılı ara kararında; “İhtiyati tedbir dilekçesi ve ekindeki hisse devir vaadi sözleşmesi ile belgeler incelendiğinde; ihtiyati tedbirin kaldırılması halinde davada lehe karar çıkma olasılığında hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, sunulan sözleşme ve deliller ile yaklaşık ispat şartının da sağlandığı anlaşılmakla, tedbire itirazın reddine karar verilmiştir ….”gerekçesi ile, Davalı tarafın tedbire itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı (ihtiyati tedbire itiraz eden) vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı (İhtiyati tedbire itiraz eden) istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından şirket hisselerinin tamamına tedbir konulduğunu, dava dışı 3. Şahısları kandırarak 125.000,00-USD haksız kazanç elde etmesine rağmen 7.500,00-TL teminat ile şirketinin hisselerinin tamamına tedbir koydurmasının kabul edilemeyeceğini, İleri sürerek, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2021/318 E. Numaralı ihtiyati tedbir kararının ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebine ilişkin red kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davalı adına olan dava dışı şirket hisselerinin, davacı adına devir ve tesciline olmadığı takdirde zararın kısmen tahsiline ilişkin davada, dava sonuçlanıncaya kadar, davalı adına tescilli hisselerin devir ve temlikinin önlenmesi için verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir. İhtiyati tedbir talep eden davacı, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereğince dava dışı şirket hisselerini davalıdan devraldığını, ancak davacının hisse devirinin tescilini yapmadığını belirterek sözleşme gereğince kendisine devredilen hisselerin adına tescili konusunda dava açacağını, dava açılıp sonuçlanıncaya kadar uyuşmazlığa konu davalı adına olan hisselerin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davacı tarafça esasa ilişkin dava açılmış, davalı cevap dilekçesi ile mahkemece verilen tedbir kararına itiraz etmiş, asıl davanın görüldüğü mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda tedbire itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı itiraz eden davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati tedbire itiraz HMK’nın 394. Maddesinde düzenlenmiştir. 394/2 maddesine göre kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı aleyhine ihtiyati tedbir verilen ancak ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak itiraz edebilecektir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalının itirazları HMK’nın 394/2 maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden olmadığından ve esasında itirazları yapılacak yargılama sonunda mahkemece çözülerek karar verilecek davanın esasına ilişkin itirazlardan olduğundan, itirazın reddine dair verilen mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur. Sonuç itibariyle, dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, uyuşmazlığı esastan çözecek ilk derece mahkemesinin takdiri ve gerekçesine göre ihtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf sebepleri yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.