Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1640 E. 2021/1292 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1640
KARAR NO: 2021/1292
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2021/193 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden vekili 19/03/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; haber sitelerinde Sayıştay’ın … Bankası A.Ş. 2019 yılı faaliyet raporunu TBMM’ye sunduğu, bu rapora göre bankanın British Virgin Adaları’ndaki bir Türk şirketine 2014 yılında 1,6 milyar dolarlık kredi verdiği ve kredi borcunun tahsil edilemediği yönünde çeşitli iddialar ortaya atıldığını, söz konusu haberlerin yüksek tirajlı gazetelerde ve ülkenin en çok okunan haber sitelerinde “…”, “…” gibi başlıklarla manşet olarak yer alması ile gerek sözlü/yazılı basın organları tarafından gerekse sosyal medyada çeşitli spekülatif haber ve yorumlar yapılmaya başlandığını, kamuoyunun aydınlatılması ve gerçek dışı haberlerin önüne geçilebilmesi amacıyla 08.01.2021 tarihinde … Bankası A.Ş. tarafından bir basın açıklaması yapılarak; söz konusu kredinin Çukurova Grubu’na kullandırıldığı ve kredi tahsilatının sağlandığının açıkça belirtildiğini, bu açıklamanın yapılmasından 1 gün sonra 09.01.2021 tarihinde davalılardan … A.Ş.’ye ait … Gazetesi’nin 6. sayfasında diğer davalı … tarafından büyük puntolarla “…’’ “…” manşetiyle bir haber yapıldığını, aynı haberin davalılarca https://…com.tr/…/ URL adresinde de yayınlandığını ve haberin alt başlığında ise; “…” ifadeleri kullanıldığını, müvekkili şirket tarafından aynı tarihte davalılardan …’e hitaben yazılan yazıda haberin gerçeği yansıtmadığı, müvekkil şirket itibarına zarar verdiği ve gazetecilik ilkeleri ile bağdaşmadığının ifade edildiğini, haber hakkında düzeltme yapılması talep edildiğini, müvekkili şirketten …’e gönderilen 09.01.2021 tarihli yazıya rağmen davalılar tarafından yayınlanan 10.01.2021 tarihli haberde konu hakkında açıkça düzeltme yapıldığı yazılmamışsa da haber başlığında; “…” ifadesi kullanıldığı ve kredinin … tarafından kullanılmadığını bilen davalı gazete ve yazarının bu hususu ikrar etmek durumunda kaldığını, müvekkili … A.Ş.’nin habere konu kredi ilişkisi ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, … Gazetesi’nde yayımlanan haber akabinde gerek yazılı gerekse sözlü basında aynı haberin yüzlerce kez alıntılandığı ve farklı birçok haber sitesinde aynı başlık ve içerikle haberler yapılarak geniş kitlelere duyurulduğunu, söz konusu krediyi müvekkili tarafından kullanılmadığını, ilgili kredi sözleşmesine doğrudan ya da dolaylı şekilde taraf olunmadığını, toplum nezdinde tepki çeken habere konu kredi ile hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkili şirketin bu şekilde taraf ve hedef gösterilmesinin müvekkilin kişilik haklarına ağır şekilde saldırı teşkil ettiğini, yayımlanan haber nedeniyle müvekkilinin kamuoyu nezdindeki itibarı ve saygınlığına bilerek ve isteyerek zarar verildiğini, halka açık şirket statüsünde olan müvekkilinin yerli ve yabancı yatırımcılarının da zarar görmesine sebebiyet verildiğini belirterek, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın daha fazla artmaması için …com.tr/2021/…/ URL adresinde yer alan haber yayınına tedbiren erişimin engellenmesine, dava konusu hukuka aykırı haber manşet ve içeriğinin haksız rekabet ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin tespitine, müvekkili aleyhine haksız rekabet teşkil eden ve kişilik haklarına yönelen saldırının önlenmesine ve durdurulmasına, haksız ve hukuka aykırı yayın nedeniyle zarar gören müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararın bir nebze olsun giderilebilmesi maksadıyla, yayım tarihinden itibaren başlayacak olan yasal faizi ile birlikte 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme tarafından verilecek hükmün kesinleşmesi akabinde masrafı müştereken ve müteselsilen davalılardan karşılanmak üzere kararın TTK m. 59. uyarınca ilanına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 26/03/2021 tarih ve 2021/193 Esas sayılı ara kararı ile; ” 1-)İhtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, 2-)… Gazetesi’ nin 09/01/2021 tarihli yayımında ekonomi başlığının altında yer alan “…” başlıklı yazıya internet üzerinden erişiminin engellenmesi yönündeki İHTİYATİ TEDBİR talebinin kabulüne, ” karar verilmiştir. Talep eden vekili 13/04/2021 havale tarihli talep dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin 2021/193 Esas sayılı dosyasında verilen 26/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararında haberin yer aldığı URL bilgisine müzekkerede yer verilmediğinden bahisle ihtiyati tedbir kararının uygulanması için Erişim Sağlayıcılar Birliğinin 06/04/2021 tarihli müzekkere cevabı uyarınca tedbir taleplerinin konu …com.tr/…/ adresini belirtir şekilde erişimin engellenmesi kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 22/04/2021 tarih ve 2021/193 Esas sayılı ara kararı ile; ” 1-)İhtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, 2-)… Gazetesi’ nin 09/01/2021 tarihli yayımında ekonomi başlığının altında yer alan “…” başlıklı yazıya internet üzerinden erişiminin engellenmesi yönündeki İHTİYATİ TEDBİR talebinin kabulü ile; …com.tr/2021/…/ adresine erişimin tedbiren engellenmesine, 3-)Kararın infazı için Erişim Sağlayıcılar Birliğine müzekkere yazılmasına, … ” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar vekili 29/04/2021 tarihli dilekçesinde özetle; dava konusu haberin tamamen basın özgürlüğü sınırları içerisinde olup, habere erişimin engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu, haberin, Sayıştay’ın … Bankasının vergi cenneti olarak bilinen British Virgin Adaları’nda kurulan bir şirkete 2014 yılında 1 milyar 636 milyon 770 bin 735 dolar kredi verdiği, kredi taksitlerinin ödenmediğinin rapor edilmesi üzerine kaleme alındığını, Sayıştay’ın söz konusu bu kritik raporu basında uzunca bir süre yer aldığını, müvekkilinin de mesleği gereği bu konuda bir haber kaleme aldığını ve bu haberin de yayımlandığını, tartışmalar üzerine … Bankası’ndan gelen açıklamada Virgin Adalarındaki bir şirkete aktarılan 1.6 milyar dolarlık kredinin …’in bir anlamda türk markası olarak kalması için … Grubuna aktarıldığı bilgisinin yer aldığını, müvekkili tarafından kaleme alınan ve daha sonra … tarafından talep edilmesi üzerine değişiklikler yapılarak yayımlanan her iki haberi de okuyanların, kredinin …’e değil … Grubuna verildiğini, kredinin veriliş amacının da …’ in yerli bir firma olarak kalmasının sağlanması olduğunu anlayacağını, yakınma konusu edilen haberin gerek Anayasa gerekse de AİHS kapsamında basın özgürlüğüünün sınırları içinde kaldığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi kişilik hakkı ihlaline sebebiyet veren bir haberin söz konusu olmadığını belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 26/05/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; işbu davada hüküm verilinceye kadar erişime engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, tedbir taleplerinin kabulü ile, 22.04.2021 tarihinde ilgili adresin KÖK URL’si olan …com.tr/…/ alan adına erişimin engellenmesi amacıyla Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne müzekkere yazıldığını, Erişim Sağlayıcıları Birliği ile yapılan görüşmelerde, birliğin altyapısının “HTTPS” protokolüne tabi olan internet sitelerine erişim engeli uygulanması için yetersiz olduğu, HTTPS protokolüne tabi bulunan ve HTTPS şeklinde paket olarak satın alınan web-siteleri için hükmedilen erişim engelleme kararlarının teknik olarak uygulanmasının mümkün olmadığı, yalnızca HTTP protokolüne tabi internet sitelerine erişim engellenebildiğinin bildirildiğini, sozcu.com.tr alan adlı internet sitesinin HTTPS şeklinde satın alınması ve HTTPS protokolüne tabi olması nedenleriyle, erişim engeli verilen URL adresine Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından teknik olarak erişimin engellenemediğini, bu nedenle kararın uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, müvekkili şirketin kişilik haklarına yönelen ve haksız rekabet teşkil eden habere ulaşımın tedbiren önüne geçilebilmesi ve müvekkili şirketin zararının daha fazla artmaması amacıyla https://www…com.tr/…/ URL adresinde yer alan hukuka aykırı haber içeriğinin işbu dava sonuçlanıncaya kadar ilgili internet sitesinden çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/06/2021 tarih ve 2021/193 Esas sayılı kararı ile; ” Davacı tarafından 26/03/2021 tarihli ihtiyati tedbirin uygulanamadığı gerekçesiyle yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilerek davalılara müzekkere yazılmak suretiyle “…” başlıklı yazının internet sitesinden çıkarılmasına karar verilmesini talep ettiği, davalının ise 26/03/2021 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmış her iki talep birlikte 15/06/2021 tarihli duruşmada murafaalı olarak değerlendirilmiştir. Davalı tarafın verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi yönünden yapılan incelemede; mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının teknik nedenlerle uygulanmasına imkan bulunmadığı hususu Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin mahkememize verdiği yazı cevabından anlaşılmış olup, uygulanma ihtimali bulunmayan ihtiyati tedbir kararının devam etmesinde tarafların hukuki yararı bulunmadığı görüşüne varılarak tedbir kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilerek davalılara müzekkere yazılmak suretiyle “…” başlıklı yazının internet sitesinden çıkarılmasına karar verilmesi talebi yönünden yapılan incelemede; bahse konu talebin esasen haksız rekabetin durdurulması talebi niteliğinde olduğu, böyle bir kararın ancak haksız rekabetin bulunduğunun tespit edilmesi halinde verilebileceği ve bahse konu talebin uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte bulunması ve yargılamanın bu aşamasında uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle talebin reddine karar vermek gerekmiştir. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı tarafın yeni ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin talebinin uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilmesine yasal imkan bulunmadığından reddine, 2-Davalı tarafın daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebinin verilen kararın uygulanmasına teknik imkan bulunmadığından kabulü ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ve 26/05/2021 havale tarihli dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten mahkemenin 22.06.2021 tarihli ara karar gerekçesinin ihtiyati tedbir bakımından hatalı ve çelişkili hukuki değerlendirmeler içerdiğini, davada 6100 sayılı HMK uyarınca ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, Davalıların yapmış olduğu dava konusu haber yayınının hukuka uygunluk kriterlerinden en önemlisi olan gerçeklik unsurunu taşımadığını, “basın özgürlüğü” ve “kişilik hakları” dengesinin müvekkili şirket aleyhine büyük ölçüde bozulduğunu, davalılardan … tarafından, basın meslek etik ve ilkelerine aykırı şekilde gerçek dışı olduğunu bildiği ve/veya bilmesi gerektiği bilgiyi haber olarak yayınlanması sebebiyle müvekkili şirketin kişilik haklarına zarar verildiğini, Davalılar tarafından kaleme alınan ve yayınlanan haberin gerçek dışı, kamuoyunu aldatmaya yönelik ifadeler içermesi ve bu yolla müvekkil şirketin ticari iş ve işlemlerinin kamuoyuna kötülenmesinin açıkça 6102 sy. TTK’nın 56 ncı maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin ticari itibarının gerçek dışı ifadeler ile toplum nezdinde zedelendiğini, müvekkili ile müşterileri ve yatırımcıları arasındaki ilişkileri doğrudan etkilediğini, Söz konusu hak ihlalleri ile uyuşmazlık konusu şeyin varlığının, mahkemenin 22.04.2021 tarihli ara kararı uyarınca kabul edildiğini, söz konusu internet sitesi hakkında erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu haliyle mahkemenin 22.04.2021 tarihli kararı uyarınca ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğuna kanaat getirdiğinin görüldüğünü, mevcut durumda söz konusu internet adresi hakkında öncesinde verilen ihtiyati tedbir kararının teknik sebeplerden ötürü kaldırılarak müvekkili şirketin maruz kaldığı ihlalin tedbirsiz bırakılmasının, ihlallerin her geçen gün devam etmesine, mevcut zararın giderek artmasına sebep olduğunu, öncesinde tedbir kararının gerekli görüldüğü ihlalin mevcut durumda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen tedbirsiz bırakılmasının anlaşılamadığını, Yerel mahkemenin esasını çözer şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden bahisle, söz konusu içeriklerin tedbiren yayından çıkarılması veya yayınlara tedbiren erişimin engellenmesi taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, yargılama sürelerinin uzunluğu gözetildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde talep sonucunun olay ve şartlar el veriyor ise dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren talep edilmesi ve tedbiren uygulanmasının mümkün olduğunu, ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, tam bir ispat aranmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli ara kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesince hüküm verilinceye kadar müvekkil şirketin haklarına yönelen ihlallerin önüne geçilebilmesi amacıyla https://www…com.tr/2021/…/ URL adresinde yer alan haber içeriğinin işbu dava sonuçlanıncaya kadar ilgili internet sitesinden tedbiren çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, haksız rekabet ve kişilik haklarına saldırının tespiti, meni, refi ve haksız rekabet ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini, mahkemece verilecek hükmün ilanı talebiyle açılan maddi tazminat davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. HMK 341/1 maddesi “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. ” Buna göre geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. HMK 396- (1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. (2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Zira durum ve koşulların değişmesi sebebiyle itiraz hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu şekilde 394. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan atıf ile üçüncü kişilerin de itiraz edebileceği, dördüncü fıkraya yapılan atıf ile de itirazın şekli ve incelenmesinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkânını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır. İhtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Bu nedenle mahkemece dava sırasında HMK’nın 389. maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının HMK 396 maddesine göre durum ve koşulların değiştiğinden bahisle değiştirilmesi talebi üzerine verilen kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Bu kapsamda, davacı vekilinin, mahkemece talep üzerine verilen 22.04.2021 tarihli “… Gazetesi’ nin 09/01/2021 tarihli yayımında ekonomi başlığının altında yer alan “…” başlıklı yazıya internet üzerinden erişiminin engellenmesi yönündeki İHTİYATİ TEDBİR talebinin kabulü ile; …com.tr/…/ adresine erişimin tedbiren engellenmesine” dair ara kararının uygulanmasının mümkün olmadığı bildirilerek, belirtilen URL adresinde yer alan haber içeriğinin dava sonuçlanıncaya kadar ilgili internet sitesinden tedbiren çıkarılmasına ilişkin talebi üzerine verilen 22/06/2021 tarihli mahkeme ara kararı istinaf tabi değildir. Sonuç itibariyle, mahkemece verilen 22/06/2021 tarihla ara karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 346, 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 346. ve 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2021 tarihinde HMK’nın 346.ve 352. maddeleri gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Davacı vekilinin dava dilekçesiyle talep ettiği haberin yayınlandığı internet sitesine tedbiren erişimin engellenmesi talebinin mahkemece kabul edilmesine rağmen ihtiyati tedbir kararı teknik nedenlerle uygulanamadığı için, davacı vekilinin 26/05/2021 tarihli dilekçesiyle yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunarak, bu kez dava konusu haberin yayınlandığı internet sitesinden söz konusu haberin tedbiren çıkarılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Yeni talep dilekçesinde, mahkemece kabul edilen önceki ihtiyati tedbir kararının konusunun değiştirilmesi yönünde herhangi bir beyan veya istemi yoktur. Bu bağlamda, somut olayda ihtiyati tedbirin talep üzerine değiştirilmesine ilişkin HMK’nın 396/1. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafça konusu farklı yeni bir ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemece de bu kapsamda değerlendirme yapılarak yeni ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca, mahkemece ilk verilen ihtiyati tedbir kararı davalının itirazı üzerine itirazı kabul edilerek aynı tarihli ara kararı ile kaldırılmıştır. Dolayısıyla somut olayda iki ayrı ihtiyati tedbir talebi ve bu kararlara ilişkin verilmiş iki ayrı mahkeme ara kararı bulunduğundan, HMK 391/3 ve 341/1-b madde hükümleri kapsamında davacının istinaf nedenlerinin esastan incelenmesi gerektiğini düşündüğümden, çoğunluk gerekçesine katılamıyor, muhalif kalıyorum. 29/09/2021