Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1623 E. 2021/1383 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1623 Esas
KARAR NO: 2021/1383 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2019
NUMARASI: 2018/1491 Esas 2019/461 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacıların 17.7.2018 tarihinde Kuveyt’e gitmek için Sabiha Gökçen Havalimanına geldiklerini, davalının görevlisinin fazla bagaj kilosu olduğunu, ödeme yapılması gerektiğini bildirdiği, davacıların bavulları ayırmak istediklerini belirtmesi nedeniyle davalının görevlisinin “sizinle mi uğraşacağım” diyerek davacıların pasaportlarını yere fırlattığını ve davacıların ödeme yapmasına izin vermediğini, ayrıca davalının çalışanının davacı …’a saldırdığını, kolundan yaralanmasına neden olduğunu, bu olayla ilgili davanın İst. Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/865 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bu arada polis geldiğini, akabinde davalının başka çalışanının davacıların biletlerini yırttığını, davacıların gözaltında tutulduğunu ve uçağa binemediklerini, biletlerin yırtılması nedeniyle bilet paralarını istediklerini, ancak ödenmediğini, transporturlarının iptal olduğunu, ertesi gün yeni bilet almak zorunda kaldıklarını, trasportur yapıldığını, davacılarıdan birinin kendi ülkesinde dava açtığını, davacılardan …’ın diplomat olduğunu, bu nedenlerle şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve davacıların uğradığı manevi çöküntü nedeniyle 300.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının kusuru bulunmadığını, davacının kim için hangi bedeli istediğini açıklaması gerektiğini, davacıların yabancı olması nedeniyle yabancılık teminatı yatırması gerektiği, davacılardan … adına düzenlenmiş bir bilet bulunmadığını, ayrıca bilet paralarının … isimli bir kişi tarafından ödendiğini, yani diğer iki davacının da aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacılardan …’ın davalı şirket çalışanına hakaret ettiğini, fiziksel saldırıda bulunduğunu, bu nedenle davacıların kendi kusurları ile uçuşa katılamadıklarını, davalının tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacıların ek bagaj ücreti ödediklerini, bu nedenle ödeme yapılmasına izin verilmediği iddiasının doğru olmadığını, davacıların manevi zarara uğramadıklarını, bu nedenle manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/04/2019 tarih ve 2018/1491 Esas – 2019/461 Karar sayılı kararında; “…Dosya kapsamından açıkça anlaşıldığı üzere davacılar tacir olmayıp, dava da mutlak ticari dava olmadığından Mahkememizin görevli olmadığı açıktır. Bu durumda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi, yoksa tüketici mahkemesi mi olup olmadığının tartışılması gereklidir. Olayımızda davacılar, davalı şirketten uçak bileti aldıklarından davalı şirketten hizmet alan konumunda olup tüketici iseler de, dava taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmayıp haksız fiile dayandığından davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine değil, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu kanaatine varılmıştır. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikli 17.09.2013 tarih, 2012/17898 esas, 2013/15885 karar sayılı emsal ilamından da görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır. HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır…”gerekçesi ile, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE, HMK’nın 20. Maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat talebi ile müvekkili şirket aleyhine dava ikame edildiği, yerel mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesinde, ”…olayımızda davacılar, davalı şirketten uçak bileti aldıklarından davalı şirketten hizmet alan konumunda olup tüketici iseler de, dava taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmayıp haksız fiile dayandığından görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olduğundan…” gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verdiğini, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın görevli mahkemede açıldığını, yerel mahkemenin görevsiz olduğu kanaati ile davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu ihtilaf, yolcu ile müvekkili havayolu şirketi arasına akdedilmiş olan yolcu taşıma sözleşmesinden doğmuş olup taşıma hukukunu ilgilendirmekte olduğunu, 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu’nun 2. maddesi bu kanunun kapsamını; “Bu Kanun,kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin havacılık sahasındaki faaliyetlerini kapsar.” şeklinde belirlediğini, Uyuşmazlığa konu havayolu ile yolcu taşıma olduğu için uygulanması gereken kanunun 2920 Sayılı Sivil Havacılık Kanunu olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. Maddesinin; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk dâvaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” şeklinde olduğunu, Aynı Kanun’un 19/2. Maddesinin; “Taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” şeklinde olduğunu, Taşıma işleri, Türk Ticaret Kanunu’nun dördüncü kitabında 850 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, dolayısıyla huzurdaki uyuşmazlığın ve aynı nitelikteki uyuşmazlıkların Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği yasa uyarınca tartışmasız olduğunu, bu nedenle Yerel Mahkemece görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair karar tesis edilmiş olması yerinde olmadığını, Uyuşmazlığın başlangıcı yolcuların bagaj problemi ve uçuşa kabul edillmeme ilişkin olup, uçuşa alınmama iddiası uçuş iptalinin bir diğer görünümü olduğunu, dava taşıma sözleşmesinden kaynaklı maddi-manevi tazminat davası olduğunu, İşbu durum davacılar tarafından da defalarca ikrar edildiğini, Yerel Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dahi müvekkili şirketten bilet almış olan … ve … için görevli olduğuna karar verilmesinin, bileti bulunmamasına rağmen dava açmış … yönünden ise görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğini, Her ne kadar davacıların uçuşu gerçekleştirememesinin esas ve nihai nedeni kusurlu hareketlerinden kaynaklanmışsa da, davacılar da taraflar arasında var olan sözleşmesel ilişkiden dolayı uçuşa alınmama nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine dayanmakta olduğunu, bir an dahi kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıların iddia ettiği gibi haksız fiil hükümlerinin uygulanabileceği düşünülse bile, huzurdaki uyuşmazlık sivil havacılık alanına ilişkin olduğu için genel hüküm-özel hüküm yarışması olacak, bu nedenle özel nitelikte olan Türk Ticaret Kanunu uygulanacağını, Dava konusu ile benzer nitelikteki müvekkil şirket aleyhine açılmış bir başka davada; İstanbul Anadolu 1.Tüketici Mahkemesinin 2015/198 E. 2016/1649 K. Ve 29.11.2016 tarihli kararında; ”Ticaret Kanunun 4.maddesinde Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) bu kanunda ….. öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır…. Denilmektedir. Taraflar arasındaki ihtilaf taşıma sözleşmesinden doğmaktadır. Taşıma sözleşmesi Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/9513 E. 2012/11823 K. Sayılı ilamı ile ve dosya kapsamına göre uyuşmazlığın havayolu taşımacılığından doğduğu belirlendiğinden TTK 4.1 maddesine göre, dava ticari dava niteliğindedir…” şeklinde hüküm verildiğini, Konuya ilişkin Yargıtay kararları da bu doğrultuda olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2012/9513 E., 2012/11823 K., 4.7.2012 T., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2008/5221 E., 2009/9788 K., 29.09.2009 T.) Mahkeme ve Yargıtay kararları doğrultusunda dava konusu talep Taşıma Sözleşmesine ilişkin olması nedeniyle ticari nitelikte olan işbu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle görev itirazımızın kabulü ile dosyanın görevli Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, Uluslararası seyahatler ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğini, uyuşmazlık mahkemesinin bu hususta 2020 yılında vermiş olduğu karar bulunduğunu, davacıların uçuşu İstanbul – Kuveyt arası olduğu için yerel mahkemenin görevli olduğunu, aksi yöndeki karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, Uyuşmazlığa konu havayolu ile yolcu taşıma olduğu için uygulanması gereken kanunun 2920 Sayılı Sivil Havacılık Kanunu olduğunu, Müvekkili şirket aleyhine ikame edilmiş benzer bir uyuşmazlık neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi “Uyuşmazlık Mahkemesi” sıfatıyla baktığı bir dosyada 2019/2626 E., 2020/908 K., 02.06.2020 T. Sayılı kararı ile uyuşmazlığın uluslarası taşıma sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğuna kesin olarak karar verdiğini, Davacıların hangi amaçla seyahat ettiğine dair herhangi bir delil toplanmadan karar verildiğini, usuli eksiklik sebebi ile kararın kaldırılması gerektiğini, Yerel Mahkeme, davacıların ne amaçla seyahat ettiğini araştırmadan, bu hususta tanık dinlemeden, dava dilekçesini tarafımıza tebliğ dahi etmeden, delillerin ibrazını beklemeden karar vermiştir.Dosya bu haliyle davacıların seyahat amacına yönelik olarak tek bir delil dahi içermeden hatalı bir görevsizlik kararı verilerek neticelendiğini, Yargıtay’ın yolcu ile havayolu şirketleri arasındaki hava taşıma sözleşmeleri kapsamında görev hususuyla ilgili verdiği güncel kararlarda göz önüne aldığı kıstas, yolcunun hangi amaçla havayolu taşımacılığı hizmetinden faydalandığı olduğunu, yolcunun ticari veya mesleki sebeplerle havayolu taşımacılığı hizmetinden faydalanmakta olduğunun tespit edilmesi halinde Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu açık bir biçimde hükme bağlandığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14600 E. ve 2017/281 K. sayılı ve 16.1.2017 tarihli kararında mesleki amaçlı seyahat yapılmasının tüketici işlemi olarak değerlendirilemeyeceği yönündeki kararın onanmasına karar verdiğini, Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/688 E., 2017/487 K. sayılı 05.10.2017 T. kararında, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/602 E., 2018/2009 K., 8.3.2018 T. sayılı kararında da benzer şekilde hüküm kurulduğunu, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 26.09.2018 T., 2018/1064 E., 2018/1298 K. Sayılı kararında Yerel Mahkemenin araştırma yapmaksızın görev hususunda karar vermesini kararın kaldırılma nedeni olarak değerlendirdiğini, Taraflarına tebliğ olunan gerekçeli karardan ise yerel mahkeme tarafından bu yönde bir araştırma veya tespit yapılmadığı anlaşılmakta olduğunu, yukarıda alıntılandığı kararlardan da anlaşılmakta olduğu üzere, bu hususun dikkate alınmaması bir usuli eksiklik teşkil etmekte olduğunu, zira davacıların mesleki veya ticari amaçla seyahat ettiğinin anlaşılması halinde davanın Ticaret Mahkemeleri tarafından görülmesi gerekeceğini, yukarıda atıf yaptıkları kararların tarihleri dikkate alındığında, güncel hukuki uygulama gereği verilen kararın eksik araştırmaya dayalı ve usule aykırı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, havayolu taşıma sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir.Mahkemece, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dilekçesinde, davacıların 17.7.2018 tarihinde Kuveyt’e gitmek için Sabiha Gökçen Havalimanına geldikleri, davalının görevlisinin fazla bagaj kilosu olduğunu, ödeme yapılması gerektiğini bildirmesi üzerine davacılar ile davalı çalışanı arasında İst. Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/865 esas sayılı dava dosyasına konu eylemin oluştuğu ve davalının başka çalışanının davacıların biletlerini yırttığı ve bu nedenle uçağa binemedikleri iddia edilmiş olup davacılar, biletlerin yırtılması nedeniyle bilet paralarını istediklerini ancak ödenmediğini, transporturlarının iptal olduğunu, ertesi gün yeni bilet almak zorunda kaldıklarını, trasportur yapıldığını belirtip bu nedenlerle şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ve davacıların uğradığı manevi çöküntü nedeniyle 300.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2018 gün ve 2016/6654 E.-2018/723 sayılı kararında da belirtildiği üzere; “ticari ve mesleki olmayan amaçla havayolu ile yolculuk yapılması durumunda tüketici mahkemesinin görevli mahkeme olduğu…” belirtilmiştir. Somut olayda, iddianın ileri sürülüş biçimine göre maddi ve manevi zararın davalının görevlisinin fazla bagaj kilosu olduğunu, ödeme yapılması gerektiğini bildirmesi üzerine taraflar arasında çıkan arbede sonucu gerçekleştiği , olayın oluş şekline göre eylemin havayolu taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, dava dilekçesinde, davacılardan …’ın diplomat olduğu belirtilmiş olup davacıların havayolu şirketi ile yapacağı yolculuğun ticari ve mesleki amaçla yapılıp yapılmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığından, mahkemece bu yönde araştırma yapılarak mahkemenin görevi hususunun kesin olarak tespit edilmesi gerekirken, bu yöndeki deliller toplanılmaksızın yukarıda yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a3 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi tarafından davanın yeniden görülerek davacıların havayolu şirketi ile ticari ve mesleki amaçla yolculuk yapıp yapmadığının araştırılmak suretiyle davaya bakmakla Ticaret Mahkemesinin mi, yoksa Tüketici Mahkemesinin mi görevli olduğunun belirlenerek görev hususunun değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2019 tarih ve 2018/1491 Esas – 2019/461 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/10/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.