Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1534 E. 2021/1135 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1534
KARAR NO: 2021/1135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/08/2021
NUMARASI: 2021/478 D. İş – 2021/479 Karar
DAVA TÜRÜ: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 08/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesi ile; Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 23/06/2021 tarihli nüshasında yayımlanan yönetim kurulu kararı ile davalı karşı tarafın 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 10/08/2021 salı günü saat 10:00’da yapılacağının ilan edildiğini, davalı şirketin sermayesinin beheri 1,00-₺ itibari ile 10.000.000 adet paydan oluştuğunu, 31/03/2021 tarihli genel kurul toplantısına ait hazirun cetveline göre bu paylardan 2.037.520,00-₺ itibari değerli toplam 2.037.520 adedin müvekkiline ait olduğunu, davalı şirketin eski ortaklarından …’ın 16/07/2015 tarihinde vefat ettiğini, sağlığında 4.300.400 adet payın maliki olduğunu, murisin davalı şirkette sahibi olduğu payların 07/02/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile haksız ve mesnetsiz olarak mirasçılara dağıtıldığını, müvekkili tarafından yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine yönelik İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1109 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, anılan davanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/670-2019/1271 E.K. sayılı dosyasından verilen 10/10/2019 tarihli karar ile kabul edildiğini, davalı şirketin temyiz başvurusunun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce kesin karar ile reddedilmesi neticesinde yönetim kurulu kararının geçersizliği ve pay defterinin eski hale getirilmesinin kesin olarak hükme bağlandığını, muris …’ın maliki olduğu 4.300.400 adet sermaye payı terekesine iade olunduğunu, anılan kararın infazı için müvekkili tarafından davalı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 16/07/2021 tarihli ve … Yevmiye numarası ile gönderilen ihtarnamede, davalı şirket pay defterinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen karara uygun olarak eski hale getirilmesinin ihtar edildiğini, 16/07/2021 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından halen anılan karar gereğinin yerine getirilmediğini, davalı şirketin 10/08/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında şirket ortaklarınca temsil edilecek pay adetlerinin ve oy haklarının gerçeği yansıtmayacağını belirterek, … A.Ş unvanlı şirketin 10/08/2021 salı günü saat 10:00’da … Mah. … Sitesi … Blok Beşiktaş İstanbul adresinde yapılacağı ilan edilen 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının şirket pay defterinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/670-2019/1271 E.K. Sayılı ilamına uygun olarak eski hale getirilinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/08/2021 tarih ve 2021/478 D.İş Esas – 2021/479 D.İş Karar sayılı kararında; “….İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1109 Esas, 2017/1444 Karar sayılı dosyası ile oylamaya esas pay kaydına ilişkin pay defterinin önceki durumuna getirilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği ve muris Hüseyin Yaşat Manav’ın sahibi olduğu pay adedi nazara alındığında, müteveffanın paylarından doğan oy haklarının kullanılması ve ortakların pay durumunda meydana gelen değişikliğin pay defterine işlenmeden genel kurul toplantısı yapılması ortakların oy kullanma hakkını ihlal edeceği ve oy haklarının gerçeği yansıtmayacağı, 3 Haziran 2021 tarihli, 10355 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen gündem maddelerinin pay defteri düzenlenmeden oylamaya sunulması ve karara bağlanması halinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle ciddi bir zararın doğama olasılığının bulunduğu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1109 Esas, 2017/1444 Karar sayılı dosyası ve Beyoğlu … Noterliği’nin 16.07.2021 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği kabul edilmekte…”gerekçesi ile, … ünvanlı şirketin 10.08.2021 Salı günü saat 10.00 da … Mah. … Sitesi, … Blok-… Beşiktaş, İstanbul adresinde yapılacağı 23 Haziran 2021 tarihli, 10355 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen 2020 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının, şirket pay defterinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/670 Esas, 2019/1271 Karar sayılı ilamına uygun olarak eski hale getirilinceye kadar tedbiren durdurulmasına, İki hafta içerisinde Yönetim Kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine dair esas hakkında dava açıldığı ve dava açıldığına ilişkin evrak dosyaya sunulmaması veya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/670 Esas, 2019/1271 Karar sayılı ilamın infazı için yasal işlemlere başlanmadığı takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Tedbir talebine konu İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2019 tarih 2018/670 Esas 2019/1271 Karar sayılı kararına karşı temyiz başvurusu neticesinde verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih 2019/5192 Esas 2021/5308 sayılı kararının ağır maddi hata içerdiğini, Yargıtay kararında, yetki belgesi ile yetkilendirilen Av. …’nin yetkisinin sona erdiğine dair dosyada bir dilekçe bulunmaması sebebiyle ona yapılan tebligat ile temyiz süresinin başladığınıı belirtildiğini, ancak bu noktada maddi hata söz konusu olduğunu, Av. …’nin yetkisinin sona erdiğine dair beyan dilekçesinin dosyaya 07/12/2018 tarihinde sunulduğunu, işbu maddi hatanın düzeltilmesi ve temyiz incelemesinin esasa yönelik olarak yapılmasının talep edildiğini, Yargıtay’ın ret kararı somut olayda olduğu gibi maddi bir hataya dayanıyorsa, maddi hataya dayalı kararın kaldırıldığını ve temyiz incelemesinin tekrar yapıldığını, dolayısıyla Yargıtay’a maddi hatanın düzeltilmesi başvurusu sonucunun beklenilmesi gerektiğini, taraflarınca yapılan başvurusunun sonucu beklenmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin adil yargılanma hakkını ihlal edilmesine karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduğunu, İhtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, aksine dosyada mevcut bir dilekçenin yok sayılması sonucunda Yargıtay tarafından verilen süre yönünden temyiz başvurusunun reddi kararına istinaden işlem yapılması sonucu ciddi hak kayıplarının oluşacağını belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesine göre, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” Söz konusu maddenin gerekçesinde de değinildiği üzere, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze ilişkin geçici hukukî koruma taleplerinin kabulü hâlinde itiraz imkânı bulunduğundan, önce bu yola (itiraz) başvurulması gerekli olup, ancak itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Nitekim HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde de ihtiyati tedbir konusu düzenlenmiş olup, aynı Kanun’ un 394/1. maddesinde “karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir” denilmek suretiyle, bu durumda öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz yolu öngörülmüştür. HMK’nın 394/4. maddesinde, ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlığı altında “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.”, 394/5.maddesinde de, “İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda; mahkemece verilen 04/08/2021 tarihli kararda her ne kadar istinaf kanun yolu açık olarak verildiği yazılmış ise de; yukarıda açıklandığı üzere karara karşı, kararı veren mahkemeye itiraz yolu açık olup, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin kabulüne ilişkin kararı, istinaf yoluna başvurulabilir nitelikte bir karar değildir. Mahkemece, istinaf dilekçesi itiraz olarak kabul edilip itiraz hakkında bir karar verilmeli, bu karar taraflara tebliğ edildikten sonra kanun yoluna başvurulması halinde istinaf incelemesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; HMK’ nın 341/1. maddesinde belirtildiği şekilde itiraz üzerine verilmiş ve istinaf edilebilir mahiyette bir karar bulunmadığından, davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/09/2021 tarihinde HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.