Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/153 E. 2023/353 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/153 Esas
KARAR NO: 2023/353 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/25 Esas – 2020/453 Karar
TARİHİ: 15/09/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin “www…com” adresi altında tesettür ürünlerini elektronik ortamda mesafeli şekilde pazarlayan ve sektöründe önde gelen bir şirket olduğunu, davalılardan “…com” un müvekkilinin ürünlerine ilişkin çekilmiş olup halihazırda “www…com” adresinde yayınlanan fotoğrafları kopyalayarak, izinsiz ürün satışı ve tanıtımı yaptıklarını, müvekkilinin sitesinden alım yaptığını, gelen faturada diğer davalı …’ın fatura kestiğinin görüldüğünü, davalı “…com” un kendileri ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve rakip olduklarını, davalı … da “…com” internet sitesinin işleteni olup müvekkillerinin rakibi olduğunu, davalıların resim kopyalamalarının TTK md. 55 maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlardan olduğunu, her iki davalının ticari defterlerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmasını ve TTK md. 56/1-e uyarınca davalıların ilgili ürün satışından elde ettiği karın tespiti ile bu karın maddi tazminat olarak müvekkili şirkete verilmesini, müvekkilinin kişilik haklarının zedelenmesinden ve ticari itibarının zedelenmesinden ötürü manevi tazminat talep ettiklerini, davalılar tarafından satılan ürünlerin görsel olarak birbirlerinin aynı olduğunu, davalılar tarafından satılan ürünlerinin kumaş kalitesinin çok düşük olduğunu, müvekkilinin bu bakımdan da itibar kaybına uğradığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız rekabetin her iki davalı açısından ayrı ayrı tespitine, ilgili resimlerin davalıya ait “…com” adlı internet sitesinden kaldırılmasına ve diğer davalı … tarafından da kullanılmasının önlenmesine, hükmün kesinleşmesine müteakip mahkeme ilamının ulusal bir gazetede ilan edilmesine, davalı “…com” aleyhine şimdilik 100 TL maddi tazminatın tahsiline, davalı … aleyhine şimdilik 100 TL maddi tazminatın tahsiline, davalı “…com” aleyhine 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline, davalı … aleyhine 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin “…com” alan adını haiz internet sitesinin işleteni olduğunu, internetten ürün satışı yapmak isteyen satıcılarla üyelik sözleşmesi akdederek onlara platformda yer vermekte ve açık pazar modeli üe çalışmakta olduğunu, stok tutmadığını, ürün satmadığını, satış sözleşmelerine taraf olmadığını, yer sağlayıcı olduğunu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından kendisine ayrıca Yer Sağlayıcı Yetki Belgesi verildiğini, 5651 sayılı Kanun kapsamında bu içerikten dolayı herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, 5651 SK md. 5 gereği haberdar olduğu hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlü olduğunu, bu bakımdan davadan haberdar olunduğunda diğer davalıya elektronik posta ve ihtarname gönderildiğini ve fotoğrafların kaldırılmasının sağlandığını, diğer yandan müvekkili şirketin diğer davalı ile müteselsil sorumlu olabilmesi için; davacının somut bir zararının olması, bu zararın oluşumunda müvekkili şirketin kusurunun bulunmasının ve müteselsil sorumluluk gereği haksız rekabet sebebiyle tazminat talep edilebilmesi için kusura ilaveten, hukuka aykırılık, zarar ve uygun illiyet bağı şartlarının da oluşmasının gerektiğini, ancak dava konusu olayda müvekkili şirketin kusur ile gerçekleştirdiği hukuka aykırı bir fiil ve bu fiil sebebiyle davacının uğradığı herhangi bir zarar olmadığından, tazminat talebi için olmazsa olmaz şart olan illiyet bağının da kurulamadığını beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin kötü niyetli olmaksızın davaya konu fotoğrafları internette dolaşan anonim, kamuya mal olmuş diğer pek çok fotoğraf gibi olduğu düşüncesiyle internet üzerinden kopyalayarak kendi sanal mağazasında kullandığını, ancak davacının müvekkiline yada diğer davalıya hiçbir uyarıda bulunmadan müvekkiline ait sanal mağazadan alışveriş yaptığını ve bu alışverişe ait belgeleri dosyaya sunduğunu, ayrıca davacının bu yolla birçok firmaya dava açtığını tespit ettiklerini, müvekkilinin bu durumdan haber olur olmaz fotoğrafları sanal mağazasından kaldırıldığını, dava konusu fotoğraflar kullanılmak suretiyle müvekkilinin sanal mağazası üzerinden toplamda cüzi miktarda 40 adet eşofman satıldığını, bu satıştan davacının herhangi bir zarar görmesinin, müvekkilinin ise davaya konu olabilecek bir haksız kazanç elde ettiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının tüm iddia ve beyanlarının iyi niyet kurallarına aykırı ve kötü niyetle haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 15/09/2020 tarih ve 2015/25 Esas – 2020/453 Karar sayılı kararında; “… Dava Haksız Rekabete dayalı maddi manevi tazminat istemidir. Davacı taraf www…com” adresi altında tesettür ürünlerini elektronik ortamda mesafeli şekilde pazarlayan bir şirket olduğu, davalılardan …’ in “…com” sitesinde davacının ürünlerine ilişkin “www…com” adresinde yayınlanan çekilmiş fotoğrafları kopyalayarak, izinsiz ürün satışı ve tanıtımı yaptıklarını, müvekkil sitesinden alım yaptığını, gelen faturada diğer davalı …’ın fatura kestiğinin görüldüğünü, davalı “….com” un kendileri ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve rakip olduklarını, davalı …’ın da “…com” internet sitesinin işleteni olup davacının rakibi olduğunu, davalıların resim kopyalamalarının TTK md. 55 maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlardan olduğunu, iddia ederek maddi manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı ve Davalı … ‘ın aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, marka ve ticaret unvanının farklı olduğu iş mahsulü mallarının genel itibariyle benzer ve ayniyet taşıdığı, aynı müşteri portföyüne yöneldikleri, internet üzerinden satış yaptıkları için coğrafi olarak aynı müşterilere hitap etmelerinin mümkün olduğu , davalı …’ın davacının ürünlerinin benzerlerini iltibas (karıştırılma) yaratacak yöntemlerle ticarete konu ettiği, davaya konu fotoğrafların anonim ve kamuya mal olmuş fotoğraf zannıyla kullanıldığı,davaya konu fotoğraflar kullanılarak 40 adet eşofman satışı yaptığı, bu nedenle davalı …’ın davacının tescilsiz tasarımları ile aynı ticaret ürünlerini karışıklığa meydan veren tasarım kıyafet, broşür, manken, modelleme ve reklam çalışması seçtiği, fotoğraf çekimi, reklamlarını kullanarak iltibasa meydan vermesi fiilinin TTK m. 55/l/a/4 kapsamında kaldığı Bu çerçevede davalı …’ın fiilinin TTK m. 55/l/a/4 kapsamında haksız rekabet oluşturduğu , TTK m. 56/1/d/e uyarınca haksız rekabet nedeniyle tazminat sorumluluğu zarar verenin kusurunun bulunması koşuluna bağlanmış olup dava konusu olayda davalı …’m kusurlu olduğundan davacının haksız rekabet nedeniyle doğan zararının giderilmesi gerektiği, Anılan durum karşısında davacıya ait görsellerin davalı … tarafından ….com adlı internet sitesinde kullanılarak haksız rekabet yarattığının tespit ile haksız rekabetin menine, ilgili görsellerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Akhisar 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/147 T. dosyası üzerinden davalı …’m ticari defterleri üzerinde haksız rekabete konu ürün nedeni ile davacının mahrum kaldığı karın hesaplanması bakımından 2014-2015 senesine ati ticari defterler üzerinden kar miktarının tespiti bakımından yapılan bilirkişi incelemesi ile 2014 yılı yevmiye defteri kapamş kaydına göre 424.799,66-TL SATIŞ yaptığı; 9.026,14-TL karının olduğu, 68.816,22-TL giderlerinin olduğu, şatılan malların maliyetinin 346.957,30-TL olduğu tespit edildiği, bu kapsamda ;Davalı …’m TTK md. 55/c maddesi uyarınca Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak yoluyla haksız rekabet eylemlerine meydan vermekte olduğu, davalının 2014-2015 karının davacıya devri talepleri kapsamında 9.026,14-TL’nin maddi zarar karşılığı talep edilebilecek olup mahkememizce tespit edilen bu bedelden takdiren %30 hakkaniyet indirimi yapılmakla 6.318,20-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Davacının, ayrıca ticari itibarının zedelenmesinden ötürü manevi tazminat talep ettiği, TTK 56 maddesi uyarınca davalı …’m kullanımının kötü niyetli kullanımının haksız rekabet teşkil ettiği ve davacının ticari itibarın sarsılmasına neden olduğu anlaşılmakla takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatında davalı … dan tahsili gerektiği kanaatine varılmıştır. Dava konusu olayda davalı …’in bir bilgi toplumu hizmeti olan elektronik ticarette elektronik ortamda mal ve hizmetlerin sunum pazarlama ve satışın gerçekleşmesinde 6563 sayılı kanun bağlamında aracı hizmet sağlayıcı olduğu, içeriğin yaratılmasında aktif rol oynamadığı, içeriği değiştirmediği davacıdan gelen şikâyet üzerine ürünlerin yasaklanmasına ilişkin işlemleri başlattığı , TTK m. 58/4 çerçevesinde “Basın, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu” alt başlıklı TTK m. 58/4 ilk cümle “Haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmamış, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmemiş veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirmemişse, bu maddenin birinci fıkrasındaki davalar hizmet sağlayıcısı aleyhine açılamaz; tedbir kararı verilemez.” hükmünü içermekte olup, bu hükme göre hizmet sağlayıcıların aleyhine dava açılabilmesi için hizmet sağlayıcısının haksız rekabet fiilini oluşturan içeriği seçmiş veya haksız rekabeti gerçekleştirecek şekilde içeriği seçmiş veya değiştirmiş olması gerekir anılan durum karşısında davalı ….com’un olası haksız rekabet eylemlerinden ötürü sorumluluğu bulunmadığı, bu nedenle davalı …’in haksız rekabetten dolayı sorumlu olmadığı açılan davada husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davalı … … A.Ş aleyhine açılan maddi manevi tazminat istemli davanın pasif husumet yokluğu reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel Mahkemece verilen kararda faiz talepleri bulunmasına rağmen bu talep kapsamında hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu davanın da tabi olduğu yazılı yargılama usulünde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu prensibi gereği tarafların dilekçe teatisi sürecinde, iddia ve savunmalarını istedikleri gibi genişletebileceklerini, iddia ve savunmaların genişletilmesi yasağının dilekçe teatisinin tamamlanması ile başladığını, dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamışsa da, davalıların cevap dilekçelerine karşı cevaba cevap dilekçelerinde tazminat talepleri ile birlikte faiz talebinde bulunduklarını, 11/02/2020 tarihli talep arttırım dilekçesinde de avans faizi talep ettiklerini, bu nedenle hükmün hatalı olduğunu, davanın, davalılardan … yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile reddedilmesinin usule aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalılardan …’in sahibi olduğu “www…..com” adlı sitenin yer sağlayıcı olup olmadığı konusunda hiçbir araştırma yapılmadığını ve yalnızca davalı …A.Ş.’nin dosyaya sunduğu bir BTK belgesine dayanarak ilgili firmanın yer sağlayıcı olduğu şeklinde görüş bildirildiğini, hükümde de bu davalının faaliyetine dair dosyaya sundukları delillerin göz ardı edilerek, ilgili davalının 6563 sayılı Kanun kapsamında aracı hizmet sağlayıcı olduğunun belirtildiğini, bu tespitlerin hatalı, hukuka aykırı ve dosyadaki delil durumuna aykırı tespitler olduğunu, davalı…A.Ş.’nin huzurdaki ihtilafta yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcı olmadığını, çünkü yer sağlayıcılar/aracı hizmet sağlayıcılar site kullanıcılarının (mağazaların) elde ettikleri gelirlere ortak olamadıklarını, onlarla ortaklık sözleşmesi yapamadıklarını, kullanıcılarının (mağazalarının) sundukları hizmetlere ve ürünlere garanti veremediklerini ve kullanıcılarının satış vb. amaçlar için siteye yükledikleri ilanlar üzerinde değişiklik yapamadıklarını, ancak davaya konu ihtilafta davalı …A.Ş. bu sayılan tüm iş ve işlemleri gerçekleştirdiğini, davalı …’in, kendisine ait ….com adlı sitede davalı …’ın mağazası tarafından yapılan tüm satışları kendi adına tahsil ettiğini ve satılan tüm ürünlere kendisinin “güvence” verdiğini, davalının web sitesinin “https://www…..com/genel/11-guvence-…” adlı uzantısına girilip bakıldığında; davalı …’in müşterilerine “orjinal ürüne %100 destek” gibi taahhütler verdiğinin, işbu anılan web sitesinde satışı yapılan tüm ürünlerin sahtelik, taklit ve orjinallik konusunda davalının kendisinin gözetimi ve denetimi altında olduğunu beyan ettiğinin görüldüğünü, davalı …, diğer davalı … ile “satıcı iş ortaklığı ilan sözleşmesi” adıyla bir ortaklık sözleşmesi yapmış olup dosyada mevcut bulunan bu sözleşmeye bakıldığında, davalı … ’in ….com sitesinde mağazacı sıfatıyla satış yapan diğer davalı …’ın yapmış olduğu satışlardan elde ettiği kazançlara belli bir oranda ortak olduğunu, davalı … Planetin mağazacı sıfatıyla satış yapan satıcının ilanları üzerinde değişiklik yapma yetkisinin olduğunun görüldüğünü, dosyada mevcut olan ve davalı …’ın yapmış olduğu satışlardan birini gösteren faturaya bakıldığında davalı … ’in davalı …’ın elde ettiği kazançtan neredeyse yarı yarıya pay aldığını ve bunun sıradan bir simsarlık veya komisyonculuk işi olmadığını ortaya koyduğunu, işbu hususun davalı tarafça dosyaya sunulan sözleşme örneği ile sabit olduğunu, davalılar arasındaki sözleşme hükümleri incelendiğinde, ilgili sözleşmenin 4.13 maddesi gereği, tedarikçi olan diğer davalının gönderilerini değiştirme ve silme hakkı bulunduğunu, 4.9 maddesi gereği yayınlanan içeriklerin tüm hak sahipliğinin davalı…A.Ş.’ye ait olduğunu, 4.11 maddesinde davalı …A.Ş.’nin tedarikçisi olan diğer davalıya ait bilgileri satış, pazarlama, ilan vb. amaçlarla kullanacağının düzenlendiğini, 4.14 hükmü gereği ile satış ve pazarlama faaliyetinin davalılarca ortak şekilde yürütüldüğünün anlaşıldığını, ayrıca dosyaya 22/08/2017 tarihli dilekçe ile sundukları youtube URL adreslerindeki video görüntüleri izlendiğinde, davalı …A.Ş.’ye ait ….com adlı sitenin reklamlarında ürünlerin bizzat davalı tarafından pazarlandığının ve tanıtıldığının, işbu reklamlarda esas satıcı olarak lanse edilen diğer tedarikçi firmaların unvan ve isimlerine yer verilmediğinin açık olduğunu, bununla birlikte ….com adlı internet sitesi üzerinden alınan ürünlerde, faturanın bizzat davalı ……A.Ş. tarafından kesildiğini ve tedarikçi ile internet sayfası üzerinden alışveriş yapan tüketicinin muhatap olmadığını, işbu tüm delillerin davalı … Planetin yer sağlayıcı değil içerik sağlayıcı olduğunu ve aracı hizmet sağlayıcı değil, bizatihi hizmet sağlayıcı olduğunu ortaya koyduğunu, içerik sağlayıcının; internet ortamında kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade etmekte olup 5651 Sayılı Yasanın 4. maddesinde; (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. (2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur” şeklinde belirtildiğini, buna göre davalı …’in dava konusu haksız rekabet fiillerinden sorumlu olması gerektiğini, taraflar arasında simsarlık ilişkisinin değil, adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğunu, 6563 sayılı Kanun uyarınca ise davalı …A.Ş.’nin faaliyetinin aracı hizmet sağlayıcı faaliyeti değil bizatihi hizmet sağlayıcı faaliyet olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve yapılan ticaretin detayları incelendiğinde,…A.Ş.’nin faaliyetinin başkalarına ait iktisadî ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlamak değil, bizatihi kendisinin elektronik ticaret faaliyeti göstermesi olduğunun açık olduğunu, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’nun 2 inci maddesinin ç bendinde Hizmet Sağlayıcı’nın Elektronik Ticaret Faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri ifade ettiğinin açıkça belirtildiğini, ilgili Kanun’nun 3 üncü maddesi uyarınca “Bilgi Verme” yükümlülüğünü hizmet sağlayıcının verdiğini, …com internet sitesinde bu hizmetin tamamının davalı …A.Ş. tarafından verilmekte olduğunu, ilgili Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca “siparişin alınmasının, tahsilatın ve bu kayıtların saklanması işlemlerinin tamamının da, “….com” internet sitesince yani davalı …A.Ş. tarafından yerine getirildiğini, hizmet sağlayıcıların faaliyetlerinin 6563 sayılı Kanun ile belirlenmiş olup ilgili yasada hizmet sağlayıcıya ait olduğu açıkça belirlenmiş olan faaliyetlerin …A.Ş. tarafından yerine getirildiğinin açık olduğunu, …A.Ş.’nin iş modeli itibariyle aracı hizmet sağlayıcı değil hizmet sağlayıcı olduğunun kabulünün gerektiğini, bunun dışında hükümde, davalı …A.Ş.’nin haksız rekabet fiillerinden sorumlu olmadığına dair hukuki dayanak olarak her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nun 58/4 hükmü gösterilmişse de, işbu maddenin tam aksine davalının dosyadaki deliller kapsamında dava konusu hukuka aykırı fiilden sorumlu tutulması gerektiğini ortaya koyduğunu ve taraflarının görüşlerini desteklediğini, ihtilafta davalı …A.Ş.’nin, diğer davalı …’ın mallarını ….com adlı internet sitesi üzerinden pazarladığını, bedelini müşterilerden bizzat kendisinin tahsil ettiğini, davalı …’ın anılan sitedeki satış ilanlarını her yönden gözetlemekte ve denetlemekte olduğunu, ayrıca davalı …’ın bu sitedeki müşterilerine yukarıda açıklandığı üzere satışı yapılan ve/veya yapılacak tüm ürünler için sahtelik–taklit vs. bir çok konu bakımından güvence verdiğini, tüm bu olguların davalı…A.Ş.’nin haksız rekabet fiilinin iletimini ürünün bedelini tahsil etmek suretiyle başlattığını ve bu bağlamda iletimin alıcısını kendisinin seçtiğini gösterdiğini, hükmedilen tazminat tutarlarının düşük olarak tespit edildiğini, TTK md. 55/c maddesi kapsamında dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde maddi tazminat tutarının … açısından 9.026,14 TL olarak tespit edildiğini, işbu meblağın ticari defter incelemeleri ile tespit edilmiş olan bir maddi tazminat miktarı olup takdiren hükmedilen bir tazminat tutarı olmadığını, bu nedenle bu meblağ üzerinden hakkaniyet indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdiri indirim oranı olarak benimsenen %30’un oldukça aşırı ve maddi tazminatın tazmin niteliğini düşürecek bir oranda uygulandığını, bu nedenlerle ilgili hükme itiraz ettiklerini, maddi tazminata esas alınan bilirkişi raporunda, maddi tazminat tutarının düşük hesaplandığını, hükme esas alınan raporda bilirkişilerin, tazminat hesabında, kendi mesleki tecrübelerine dayanarak ve sektördeki benzer kişilerin üretim ve satış kapasitesini, davalının yıllık satış miktarının ortalamalası gibi hususları dikkate almaları ve bunun sonucuna göre bir tazminat hesabı yapmaları gerektiğini, özellikle ülkemizdeki kayıt dışı ekonomi nazara alındığında, sadece ticari defter kayıtlarına göre maddi tazminatın hesaplanmasının eksik ve düşük tazminat hesaplamasına yol açacağının ortada olduğunu, Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalı …’ın ticari defter kapanış tasdiklerinin olmadığının tespit edildiğini, işbu defterlerin davalı lehine delil teşkil etmeyeceğinin açık olduğunu, davalı …’ın davaya konu üründen kaç adet sattığını ispatlayamadığını, üretici olan davalı …’ın hayatın olağan akışında asgari üretilen üretim adetlerinin binlerle ifade edildiği ticari hayatta, davaya konu üründen raporda tespit edildiği kadar az bir kazanç elde etmesinin beklenemeyeceğini, ayrıca davalı …’ın ticari defter kayıtlarından dava konusu ürünlerin alış–satış fiyat bilgilerinin yer almamasının, ilgili ürün satışlarının tespit edilmesine kendi kusuru ile engel olan tarafın davalı taraf olduğunu ispatladığını, bu nedenle bilirkişi heyetinin bu konuda mesleki tecrübe ve sektördeki emsal verileri kullanarak bir görüş bildirmesi gerektiğini, raporda hesaplanan 9.026,14 TL’nin olması gerekenden oldukça düşük bir maddi tazminat tutarı olduğunu, Türk Borçlar Kanunu madde 50/2 uyarınca maddi zarar miktarının olayların akışı ve zarar görenin aldığı önlemler dikkate alınarak hakkaniyete uygun olarak belirlenmesi gerektiğini düzenlediğini, hem maddi tazminat hem de manevi tazminat talepleri bakımından, dosyadaki bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere, davalılar tarafından satılan ürünlerin kalitesinin düşük olduğu hususunun da nazara alınması gerektiğini, davalıların, müvekkili şirkete ait görselleri kullanarak daha düşük kalitede olan ürünü piyasaya sürdüklerini ve müvekkilini hem maddi hem de manevi zarara uğrattıklarını, müvekkili şirketin görselleri kullanılarak yapılan işbu satışın müvekkilini itibar kaybına uğrattığının açık olduğunu, bu bakımdan karara konu hükmedilen tazminatların düşük ve eksik olup hakkaniyetle bağdaşmadığını, davalılardan … aleyhine sadece 5.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminatın bir unsurunun da davalı açısından caydırıcılığın amaçlanması olduğunu, 5.000 TL manevi tazminatın caydırıcılığa hizmet etmeyecek derecede düşük bir tutar olduğunun açık olduğunu, ayrıca manevi tazminatın maddi tazminat ile giderilemeyecek tazminat karşılığının takdirden giderilmesine de hizmet etmesi gerektiğini, istinaf dilekçesinin 3.1 kısmında belirttikleri üzere maddi tazminat hesaplamasında somut olarak davalı tarafın ticari defterlerinin kapanış tasdikinin olmamasının ülkedeki kayıt dışı ekonomi gerçeği nazara alındığında gerçektekinden düşük hesaplanmış olduğunun açık olduğunu, bu şekilde düşük hesaplanan maddi tazminat tutarının, en azından hükmedilecek manevi tazminat ile davacı taraf lehine dengelenmesi gerektiğini, hükmedilen tazminat fiil ile tazminat arasındaki makul dengeyi sağlamaktan uzak şekilde düşük olduğunu, lehlerine hükmedilmesi gereken avukatlık ücretine hükmedilmediğini, istinaf talebine konu hükümde sadece maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden vekalet ücretine hükmedildiğini, talepleri içerisinde haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’i talepleri de bulunduğunu, ayrı bir dava konusu olabilecek bu taleplerin objektif dava yığılması kapsamında tek bir davada ikame edildiğini, bu nedenlerle bu taleplerin de ayrı bir dava konusunu oluşturduğu kabul edilerek, kabul edilen bu talepler yönünden de ayrı bir avukatlık ücretine lehlerine olacak şekilde hükmedilmesi gerektiğini beyanla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/25 E. ve 2020/453 K. sayılı ilamının, lehlerine olacak şekilde kaldırılması ile yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 55. maddesi uyarınca oluştuğu iddia edilen haksız rekabetin tespiti, meni, haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalıların “www…..com” adlı internet sitesi üzerinden kendisine ait tescilsiz tasarımların fotoğraflarını kullanarak aynı tasarımda ürünlerin satışını yaptıklarını, bu şekilde haksız rekabet oluşturduklarını, oluşan haksız rekabet neticesinde maddi ve manevi yönden zarara uğradığını beyan ederek haksız rekabetin tesptini, menini, maddi ve manevi zararlarının davalılardan tazminini talep etmiş, davalı …, kendisinin “www…..com” alan adlı alışveriş platformunun işleticisi olduğunu, internet üzerinden satış yapanlarla alıcıları bir araya getirdiğini, satış yapmadığını ve yer sağlayıcı olduğunu beyan ederek, diğer davalı … ise, davacıya ait ürün fotoğraflarını anonim olduklarını düşünerek kullandığını, davacının bu konuda kendisini uyarmadığını, kötü niyetli olduğunu, internet üzerinden toplam 40 adet eşofman sattığını, bu nedenle davacının herhangi bir zarara uğramasının söz konusu olmayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece taraf delillerinin ibrazı sağlanarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, aynı hususta birden fazla rapor alınarak istinafa konu karar verilmiştir. Somut dosya kapsamına göre; davacıya ait tescilsiz tasarımların fotoğraflarının davalı … tarafından, diğer davalıya ait satış platformunda bulunan internet adresinde kullanılmak suretiyle satış yapıldığı, satışı yapılan ürünler ile davacıya ait ürünler arasında iltibas yaratıldığı, bu şekilde davalı … tarafından TTK’nın 55. maddesinin ihlali suretiyle haksız rekabet oluşturulduğu, davalı …’nin ise 5651 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6563 sayılı Kanun’un 2/d maddesi uyarınca, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan aracı yer/hizmet sağlayıcı olduğu, 5651 sayılı Kanun’un 4/2. maddesinde yer alan; “içerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir.”şeklindeki, 6563 sayılı Kanun’un 9/1. maddesinde yer alan; “diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, aracı hizmet sağlayıcı, hizmet sağlayıcı tarafından sunulan içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı hususlardan sorumlu değildir.” şeklindeki ve TTK’nın 58/4. maddesinde yer alan; “haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmamış, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmemiş veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirmemişse, bu maddenin birinci fıkrasındaki davalar hizmet sağlayıcısı aleyhine açılamaz; tedbir kararı verilemez.” şeklindeki yasal düzenlemeler uyarınca, haksız rekabet eyleminin neticesinden sorumlu olmadığı, davalı …’ın haksız rekabet eylemini gerçekleştirdiği 2014 yılı boyunca elde ettiği tüm karın 9.026,14 TL olduğu, bu karın içerisinde yalnızca haksız rekabete konu ürünlerin satışından elde edilen karın bulunmaması karşısında ve eylemin niteliği dikkate alındığında TTK’nın 56/1-e maddesi uyarınca Mahkemece hükmedilen maddi tazminat miktarının isabetli olduğu, davalı …’ın fiilinin niteliği, yoğunluğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre hükmedilen manevi tazminat miktarının da isabetli olduğu, bu minvalde davacı vekilinin davalı … yönünden verilen davanın reddine dair karara ve davalı … aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarlarına yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış ise de, her iki davalının cevap dilekçelerine karşı sunduğu cevaba cevap dilekçeleri ve ıslah dilekçesinde, hüküm altına alınacak maddi ve manevi tazminat tutarlarına dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir. Davanın yazılı yargılama usulüne tabi olması nedeniyle HMK’nın 141. maddesi uyarınca cevaba cevap dilekçesi ile faiz talep edilebileceğinden, Mahkemece davalı … aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminata dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmemesi hatalı olmuştur. Yine Mahkemece davalı … aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmişken, haksız rekabetin tespiti ve meni yönü kararı yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesine uygun olarak ayrı vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hatalı olmuştur. Davacı vekilinin faiz ve vekalet ücretine yönelik istinaf sebepleri haklı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak davalı … yönünden hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine ve haksız rekabetin tespiti ve meni yönünden ayrıca vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2020 Tarih ve 2015/25 Esas – 2020/453 Kararsayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 2-Davalı … Ticaret A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu REDDİNE,3-Davalı … aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile davacıya ait görsellerin davalı tarafından www…..com adlı internet sitesinde kullanılarak haksız rekabet yaratıldığının tespiti ile haksız rekabetin menine, ilgili görsellerin kaldırılmasına,4-9.026,14 TL talep edilen maddi tazminattan takdiren %30 hakkaniyet indirimi yapılmakla 6.318,20 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 5-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 6-Hüküm kesinleştikten sonra hüküm fıkrasının masrafı davalı …’dan karşılanarak Türkiye’de trajı yüksek 3 gazeteden birinde bir kereye mahsus ilanına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 7-Dairemiz karar tarihine göre alınması gereken 773,15 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 497,41 TL (344,97 TL + 152,44 TL) harcın mahsubu ile bakiye 275,74 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, 8-Davacı tarafından yapılan 578,6‬0 TL posta ve tebligat gideri, 7.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.206,3‬0 TL yargılama gideri ile peşin yatırılan 525,11 TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 9-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6.318,20 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 10-Maddi tazminat talebi yönünden davalı … Bilişim ve Ticaret A.Ş. lehine karar tarihindeki AAÜT üzerinden hesap olunan 100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,11-Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.000 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 12-Manevi tazminat talebi yönünden davalı … Elektronik Bilişim ve Ticaret A.Ş. lehine karar tarihindeki AAÜT üzerinden hesap olunan 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,13-Haksız rekabetin tespiti ve meni yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 14-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 15-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 193,29 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 16-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş gideri olmak üzere; toplam 182,9‬0 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 17-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 18-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 02/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.