Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1486 E. 2023/1765 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1486 Esas
KARAR NO: 2023/1765 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/466 Esas – 2021/657 Karar
TARİH: 15/06/2021
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin bir çok banka ve şirkete matbaa ve kağıt hizmeti veren ülkenin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, … ve … Bankasından para bandı tedariki ile ilgili sözleşme yaptığını, bu bunkalarla imzalanın sözleşme gereği işlerle ilgili PE kaplı kağıt alımlarının bir kısmını davalıdan yapmış olduğunu, davalıdan 36.150,48 Tl lik kağıt alımı yaptığını, alınan kağıtların işlenerek para bandı haline getirildiğini, bir kısmının teslim edildiğini, üretilen para bantlarının müvekkilinin deposunda olduğunu, ayıplı olduğunda bunun satılmasının mümkün olmadığını, başka şekilde değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin davalının ayıplı mal satmasından dolayı 4.900,00 TL maliyet zararı olduğunu ve çalıştığı bankaları kaybetme durumunun söz konusu olduğunu belirterek 41.050,48TL nin davalıdan reeskont faizi ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkil şirketin otuzüç (33) yıldır kağıt sanayisinin içinde olan bir şirket olduğunu, davacı şirketin, müvekkil şirketten teslim almış olduğu deneme ürününden memnun kalmış ki daha sonra da müvekkil şirketin stoklarında kalan; ikinci ve asıl kullanacakları, aynı özellik ve kalitedeki malın devamı olan 3.544 kg miktarı da 20.02.2017 tarihinde ve 30.946,21 tl değerindeki kağıdı da ayrıca sipariş etmiş olduğunu, davacı şirketin 02.02.2017 tarihinden sonraki iki ve sekiz günlük sürelerde müvekkil şirkete ayıp ihbarında bulunmadığı gibi, ikinci alımda da bu sürelerde ayıp ihbarında bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından Davacı Şirkete satılmış olan kağıdın ayıplı mal olmadığını, davaya konu kağıt, uluslararası bu tür kağıtların üretiminde uzman olan … Firmasının daha önce ithal edilerek alıcıya satılmış olan mal olduğunu, davacının davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/06/2021 tarih 2017/466 Esas 2021/657 Karar sayılı kararında;”….Davacı tarafın davalıdan satın aldığı malları dava dışı … ve … bankalarına sattığı bankalar tarafından davacıya satılan ürünlerin ayıplı olduğu kullanım esnasında koku yaptığı yönünde geri bildirim yapıldığı ve satın alınan ürünlerin davacıya iade edildiği yapılan keşif esnasında da görülmüştür. Davacı şirket ise malların ayıplı olduğundan bahisle satın aldığı ürünlerin ücretini ve bu ürünlerin işlenmesi sürecindeki harcanan masrafın tazminini istemektedir. Anlaşıldığı üzere taraflar ticari ilişkinin varlığını satıma konu malların miktar ve fiyatlarını reddetmemektedir bu nedenle bu hususlar ihtilafsız hale gelmiştir. Ancak burada ayıplı mal kavramını, malların ayıplı olup olmadığını, davacının süresinde ve şartlarına uygun şekilde ihbarda bulunup bulunmadığını incelemek gerekmektedir. Bu noktada davacı ile davalı arasında yazılı, tüm teknik detayları açıkça belirtilmiş bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak davalı şirketin ilk partide davacıya 596 KG lık kısmı bir gönderim yaptığı sonrasında ikinci ve yüklü miktar ihtiva eden partinin siparişi üzerine davacıya 3544 KG daha malın gönderiminin yapıldığı, bu iki gönderim arasında 18 gün bulunduğu bu süreçte ayıp ihbarında bulunulmadığı, bilakis ilk gönderilen ürünlerin muhtemel beğenilmesi nedeni ile ikinci yani büyük siparişin verildiği anlaşılmaktadır. Bu noktada tarafların satıma konu ettikleri malların ayıplı olması durumu kabul edilse dahi davacının bu ayıbı kabul ettiği ve gizli ayıbı öğrendikten sonra derhal durumu satıcıya bildirmediği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki taraf kağıt sektöründe iştigal eden firmalar olup satıma konu edilen ürünlerin teknik yönden incelemesini yapabilmesi en azından malların davacıya teslim edilmesi akabinde gerekli tetkik incelemeyi yani muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi beklenmektedir. Hal böyleyken davalı tarafça muayene yükümlülüğü yerine getirilmediği gibi gizli ayıplı olduğu iddia olunan ürünler nedeni ile derhal ihbar yükümlülüğünün de yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının ispatlanamaması nedeni ile reddine dair karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, İspatlanamayan davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme karar gerekçesinde; “596 KG lık kısmı bir gönderim yaptığı sonrasında ikinci ve yüklü miktar ihtiva eden partinin siparişi üzerine davacıya 3544 KG daha malın gönderiminin yapıldığı, bu iki gönderim arasında 18 gün bulunduğu bu süreçte ayıp ihbarında bulunulmadığı, bilakis ilk gönderilen ürünlerin muhtemel beğenilmesi nedeni ile ikinci yani büyük siparişin verildiği anlaşılmaktadır. Bu noktada tarafların satıma konu ettikleri malların ayıplı olması durumu kabul edilse dahi davacının bu ayıbı kabul ettiği ve gizli ayıbı öğrendikten sonra derhal durumu satıcıya bildirmediği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki taraf kağıt sektöründe iştigal eden firmalar olup satıma konu edilen ürünlerin teknik yönden incelemesini yapabilmesi en azından malların davacıya teslim edilmesi akabinde gerekli tetkik incelemeyi yani muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi beklenmektedir.” şeklinde hüküm kurduğunu ancak kağıtların para deste bandı için alındığının belli olduğunu, müvekkilinin gözle görünür kontrolleri yapıldığını yani “ürünün pe özelliği varmı, kağıt pürüzsüzmü, baskı yapılır özelliğinde bir sorun varmı, gramajı doğrumu, yüzey düzgünlüğü varmı” gibi hususlarla ilgili incelemeyi yaptığını, gerekçede belirttiği teknik inceleme yapıldığını, Kağıtta bulunan ayıpların bankanın makinelerinde kullanılması ile ortaya çıkan ayıplar olduğunu, bilirkişi tarafından; kağıdın desteleme makinesinden geçmediği sıkışma yaptığını, makinede dik durması gerekirken dik durmadığını kendini saldığını, kağıdın yapışma özelliğinin olmadığını, iyi yapışmadığını açıldığını, kağıdın makineden geçtiğinde ısındığı zaman koku yaptığının belirtildiğini, Kağıtların para deste bandına dönüştürülmesi tam otomatik makinalar da yapılan ve saniyede metrelerce üretim yapan makineler olduğunu, bunlarda numune üretim yapılmasının da mümkün olmadığını, toplam dava konusu 6 bobin olduğunu, her bir bobin için tam otomatik makinelerde numune üretimi yapılmasının mümkün olmadığını, ilk partinin müvekkili tarafından “PE özelliği, kağıdın pürüzsüzlüğü, baskı yapılır özelliğinde sorun varmı gramajı doğrumu, yüzey düzgünlüğü varmı” yönleri ile kontrol edildiğini gözle görülür bir ayıp tespit edilemediğini, … bankası müvekkiline 24/03/2017 tarihinde Uygun görülmediğine ilişkin mail gönderildiğini, davalının telefonla bilgilendirildiğini ve 27/03/2018 tarihinde ihtarname çekildiğini, Dosyada aynı bilirkişi tarafından hazırlanan kök ve ek rapor bulunduğunu, aynı bilirkişi aynı malla ilgili iki raporu arasında çelişkiye düştüğünü birbirinden farklı görüşlere yer verdiğini, davalının açık yönlendirmesi ile aynı konuda iki rapor arasında çelişkiye düştüğünü farklı görüşler ileri sürdüğünü, bilirkişinin beyanlarının dikkate alınmasının mümkün olmadığını, aynı bilirkişinin iki farklı raporu olduğundan dolayı farklı bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, gizli ayıplarda müvekkilinin ayıbı öğrenir öğrenmez bildirim yükümlülüğü olduğunu, müvekkilinin bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki alım satıma konu malın gizli ayıplı olduğundan bahisle oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı dava dilekçesi ile; … ve … Bankasından para bandı tedariki ile ilgili sözleşme yaptığını, bu bunkalarla imzalanın sözleşme gereği işlerle ilgili PE kaplı kağıt alımlarının bir kısmını davalıdan yapmış olduğunu, davalıdan 36.150,48 Tl lik kağıt alımı yaptığını, alınan kağıtların işlenerek para bandı haline getirildiğini, bir kısmının teslim edildiğini, kalan kısmı da teslim edilecek şekilde hazır hale getirildiğini, bankalan davalıdan alınan kağıtlarla imal edilen ürünlerin kağıdın desteleme makinası olarak kullandıkları makinalardan geçmediğini ve sıkışma yaptığını, makinada dik dirması gerekirken dik durmadığını, kendisini saldığını, kağıdın yapışma özelliğinin olmadığını, iyi yapışmadığını, açıldığını, kağıdın makineden geçtiğinde ısındığı zaman koku yaptığını, kağıdın kaşeleme yapıldığında mürekkep tutmadığını ve silindiğini, dolayısıyla etiketleme yapılamadığının bildirilmesi üzerine bankaya gidildiğini ve yerinde inceleme yapılıp durumun tesbit edildiğini, hemen akabinde de ihtar çekildiğini belirtmiştir. Davalı … firmasının davacı baskı firmasına e-posta ile 27/01/2017 tarihinde yapmış olduğu fiyat teklifinde ürün cinsi olarak ; Kağıt + PE ekstrüzyonu, bobinler halinde para teste bandı, baskı şekli: Baskısız, Malzemesi; 70 gr/m2 Beyaz Kraft + 20 gr/m2 PE, Bobin Eni; 380 mm., Miktar; 4.140 kg, Fiyat; 7,50 TL. /kg + KDV , Ödeme: Peşin ödeme olarak belirtilmiş olduğu görülmektedir.Davalı tarafından davacıya para teste bandı emtiasına ilişkin olarak 02/02/2017 tarihli e fatura ile 596 kg miktarlı KDV dahil 5.204,27 TL. Miktarlı malın satılıp teslim edildiği, kalan kısmın ise 20/02/2017 tarihli e fatura ile 3.544 kg olarak KDV dahil 30.946,21 TL. Miktarlı fatura ile satılıp teslim edildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafından davalı firmaya Bakırköy … Noterliğinden çekilen 27/03/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile; ” Sizden 02/02/2017 tarihli ve 20/02/2017 tarihli fatura ile aldığımız bu kağıtları işleyerek … Bankası ve … para bandı üretti. Fakat bankalar kağıdın desteleme makinası olarak kullandıkları makinalardan geçmediğini ve sıkışma yaptığını, kağıdın yapışma özelliğinin olmadığını, iyi yapışmadığını açıldığını, kağıdın makineden geçtiğinde ısındığı zaman koku yaptığını, kağıdın kaşeleme yapıldığında mürekkep tutmadığını ve silindiğini, dolayısıyla etiketleme yapılamadığını belirterek ürünü kabul etmediklerini belirttiler. Satmış olduğunuz ürünler ayıplıdır. Ayıplı üründen dolayı ticari hayatının zedelendiği ve iş kaybına uğradığını, ayrıca ürünler ayıplı olduğundan dolayı bankalar tarafından satışların parasının ödenmediğini, tüm zararlarla ilgili tarafınıza rücu edeceğiz, ” şeklinde ihtarname gönderildiği görülmüştür.Davalı tarafından davacı firmaya Üsküdar … Noterliğinden çekilen 05/04/2017 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarname ile; ” Sattığımız ürünleri alan müşterilerimizin bunları nerede kullandığını ve ne amaçla üretim yapacağını, yaptıracağını bilmemiz mümkün olmayıp, bu ürünlerle ilgili herhangi bir garantimizde yoktur. Tarafımıza alım özellikleri bildirilen bobin kağıtları , yurt dışından ithal ederek veya lokal piyasadan temin edip müşterilerimize spektlerini, özelliklerini belirterek satarız. Alıcı firmaya deneme amaçlı kullanacaklarını ifade ettikleri polietilen kaplanmış kağıttan 2 Şubat 2017 tarihinde … nolu fatura ile 596 kg malı satışda bulunduk. Aradan 18 gün geçtikten sonra deneme için alınan bobinin devamı talep edildi. 20 Şubat 2017 tarihinde ….150 nolu fatura ile depoda bulunan 35544 kg bobinleride sipariş yaparak satın aldılar. Teslimatları yapılan PE kaplı kağıtlar orjinal ambalajlar içerisinde ve hiç bir ayıbı olmaksızın teslim edilmiş prima bobinlerdir. İhtarda söz konusu edilen teknik detaylar bizimle ilgisi olmayan , herhangi bir garanti vermediğimiz, kendi kullanım yerleriyle ve müşterisinin kullanım yerleriyle ilgilidir. Deneme bobini kullanıp akabinde devamını satın aldıktan 35 gün sonra ayıp iddiasında bulunmanın ticari örf ,adet ve teamüllere aykırı olduğu..,” ihtaren bildirilmiştir. Davacı firma her ne kadar dava konusu kağıtların ayıplı olduğu gerekçesiyle müşterisi olan … Bankası ve … malları iade aldıklarını belirtmiş ise de ; davacı firmanın … Bankası ve … teslim edip iade aldığını beyan ettiği mallara ilişkin iade faturası, sevk irsaliyesi ve tesellüm belgelerinin ibraz edilmediği, Mahkemece dava dışı … Bankası’na yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda, talep edilen bilgilerin kayıtlarında olmadığının belirtildiği, …’a yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda ise; Banka bünyesinde para bantlama kağıtlarının firmaya iade edilmesiyle ilgili teslim belgesinin mevcut olmadığını, firmaya 15/04/2016 – 03/05/2016 – 23/05/2016 tarihinde gönderilen e postaların olduğu belirtilerek gönderildiği belirtilmiştir.Bankalardan gönderilen cevabi yazı içeriklerinden malların ayıplı olduğunu belirtir teslim evrakı olmadığı, …’dan gönderilen yazışmaların ise 2016 yılına ait olup dava konusu satış tarihinden önceki döneme ait olduğu ve dava konusu ile ilgili olmadığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmasıdır. Satıcı, bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumludur. Mezkur kanunun 227. maddesinde, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini seçebileceği ve alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesi uyarınca ticari alım satımlarda satılanda bulunan ayıp, açık ayıp niteliğinde ise alıcının teslim tarihinden itibaren 2 ve 8 günlük süreler içerisinde satıcıya bildirimde bulunması gereklidir. Ancak ayıp gizli ayıp niteliğinde ise aynı maddenin atfı ile TBK’nın 223. maddesi uyarınca ortaya çıktığı tarihte derhal satıcıya bildirilmesi gerekir. Somut olayda,Davacı ve davalı şirket arasında yapılan ticarete konu olan ürünlerin ( Kağıt + PE ekstrüzyonu, bobinler halinde para teste bandı,) özelliklerini belirtir yazılı anlaşma olmadığı, davalı tarafça davacıya ılıcı firmaya deneme amaçlı kullanacaklarını ifade ettikleri polietilen kaplanmış kağıttan 2 Şubat 2017 tarihinde … nolu fatura ile 596 kg malı satışda bulunduğu, aradan 18 gün geçtikten sonra deneme için alınan bobinin devamının talep edilmesi üzerine 20 Şubat 2017 tarihinde … nolu fatura ile depoda bulunan 35544 kg bobinleride sipariş yaparak satın alındığı, dava dosyasında davacı tarafından davalıdan satın alınan para bantlarının sipariş verilen nitelikleri içerip içermediğine dair herhangi bir ürün kabul onay belgesinin mevcut olmadığı, bu yönde sunulmuş bir delilde olmadığı, davacı tarafından ilk parti alınan mal ile ikinci parti satın alınan mal arasında 18 gün olduğu, davacı tarafından satın alınan ürünlerin para teste bandı yapımı için uygun olup olmadığına yönelik gerekli test ve kontrollerin yaptırılmadığı anlaşılmıştır. Nitekim 18.03.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; “….PE kaplı kağıtlar aşırı ısıya maruz kaldıklarında koku oluşturabilirler.Banknotların sarılmasında kullanılan bu tür kağıtların koku oluşturmaması için PE bazlı kaplama maddesinin kalitesi kadar, bantlama makinesinin ortalama yaydığı sıcaklığın önemli olduğu ve bu sebeple bantlama makinesinin yüksek ve düşük sıcaklıklara uygun gerektiği, erime noktası düşük olan bir PE ile kaplanmış kağıt, bartlama makinasından yüksek sıcaklıkta geçirildiğinde PE kaplamada oluşan kimyasal reaksiyonlar koku oluşturabileceği, bu nedenle kağıt sektöründe ürünler teslim alınmasından önce alınmış kağıtların istedikleri ebat, kalınlık, gramaj, yüzey düzgünlüğü, parlaklığı v.b. Kağıdın optik ve fiziksel özellikleri içerip içermediğini test etmek zorundadır. Bunun yanı sıra temin edilmiş kağıdın dava konusu olan emtiadaki gibi özel bir niteliğe sahip ise bunu test etme zorunluluğu da mevcuttur. Davacı vekilinin beyanında her ne kadar bankaların test sürecini kabul etmediklerini beyan etmiş olsa da, gerekli testi yapma yükümlülüğün kendilerinde olduğu ve özel niteliğe sahip bu kağıtlarda test edilmeden temin edilmiş ve kullanmaları durumunda sonrasında karşılaşılacak problemlerden kağıt temini sağlayan firmanın sorumlu tutulması sektörel açıdan kabul edilmeyen ve teammüllere aykırı bir durum olduğu,” belirtilmiştir.Davacı taraf dava dilekçesinde, davalıdan satın alınan kağıtların işlenerek para bandı haline getirildiğini, bir kısmının teslim edildiğini, kalan kısmı da teslim edilecek şekilde hazır hale getirildiğini, teslim edilen mallarla ilgili şikayet alındığını beyan etmiş isede davacı tarafça dava dışı … Bankasından 13/02/2017 tarihinde alınan e posta ile 2.000 adet 0203 model mavi rulo siparişi verildiği, davacı tarafça dava dışı … Bankası adına 02/03/2017 tarihli e fatura ile … adet para bantlama rulosu satışı yapıldığı, dosya kapsamı itibariyle ve Dava dışı … Bankasından gelen cevabi yazı gözetildiğinde bu satışla ilgili bu banka tarafından davacıya ayıp ihbarı ile ilgili bir bildirimde bulunulmadığı ve ayıplı satışa ilişkin iade faturası düzenlenmek suretiyle malların teslim edildiğine ilişkin delil olmadığı, davacı tarafça ibraz edilen … Bank’dan gönderilen 24/03/2017 tarihli mail incelendiğinde; Gönderdiğiniz numuneler ilgili birim tarafından uygun bulunmadı, ilk gönderdiğiniz partinin devamını rica ederim açıklaması içerdiği, davacı taraf dava dilekçesinde de açıkça PE kaplı kağıt alımlarının bir kısmını davalıdan yapmış olduğunun belirtildiği buna göre, dosya arasında davacı tarafından dava dışı … davalıdan satın aldığı kağıtlardan üretilen para bantlarının numune olarak gönderildiğine ilişkin delil olmadığı gibi davacı 04/03/2021 tarihli dilekçesinde dava konusu emtiaların müşteri bankalarca üretim öncesinde test edilmesinin bankalar tarafından kabul edilmediği belirtilmiş olup bu beyan da gözetildiğinde davalı firmanın davacıya satmış olduğu malın davacının çalıştığı kurumların cihazlarına uygun olup olmadığını bilme imkanı olmadığı gibi bu sorumluluğunun davacıya ait olduğu anlaşılmıştır.HMK’nın 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davacı tarafça ileri sürülen tüm istinaf sebepleri yargılama aşamasında sunulan beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiş ve davacı tarafça, davalı tarafından satılan ürünün istenilen nitelikte olmadığı, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla; Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.