Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1484 E. 2022/209 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1484
KARAR NO: 2022/209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2020/479 Esas 2021/364 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Taşımadan kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, süresinde ödeme emrine itiraz edemediklerini, bu nedenle müvekkilinin araç ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, icra takibinin dayanağı hasar dosyası kapsamındaki hasar tespiti nedeniyle müvekkilinin davalıya yana bir borcu bulunmadığını, ekspertiz raporundan da bunun anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin icra takibinden ve takibe konu meblağdan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacaklının %30’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/04/2021 tarihli 2020/479 Esas 2021/364 Karar sayılı kararında; “…Davanın icra takibi ve takibe konu edilen alacak yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davalının icra takibinde sigortalısının emtiasının taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar tazminatının dosyamız davacısı ve başka şirketlerden tahsilini talep etmiş olduğu, huzurdaki dava açıldıktan sonra 26/11/2020 tarihinde ise icra takip dosyasındaki dosyamız davacısı hakkındaki takip isteminden feragat ettiği görülmüş olmakla, davanın ve davacının borçsuzluk iddiasına konu icra takibinin davalının feragati ile sonuçlanmış ve kapanmış olduğundan, davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve hüküm oluşturulmasına yer olmadığına, davalı davanın açılmasına neden olduğundan davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine dair…”gerekçesi ile, Davalının davaya konu icra takibinde, davacı hakkındaki takipten feragat etmiş olması nedeni ile dava konusuz kaldığından, HÜKÜM OLUŞTURULMASINA YER OLMADIĞINA,% 20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı, davalı vekili tarafından ve katılma yolu ile de davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Vekili İstinaf Dilekçesi İle, İşbu davaya ilişkin olarak davacı tarafça dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri bakımından arabuluculuğun dava şartı olduğu hususunun mahkemece göz önünde bulundurulmadığını, dolayısıyla, davacı tarafça arabuluculuk yoluna başvurulmaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerel Mahkeme tarafından eksik incelemeyle hüküm tesis edildiğini, Kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, rücu hakkına istinaden başlatılan icra takibinde … bünyesinde bulunan “… Tic. A.Ş” ye karşı icra takibi başlatılmak istenirken sehven davacının … Tic. Ltd. Şti.’ye karşı takip başlatıldığının fark edilmesi üzerine icra takibinden feragat edildiğini, İTO ve MERSİS kayıtlarından da görüleceği üzere her iki şirketin de … GRUBU bünyesinde yer aldığını ve … Mah. … Cad. No…. Çatalca İstanbul adresinde faaliyet gösterdiğini, ayrıca … Lojistik’in şirket yetkilileri “…, …, …” olup, şirket yetkililerinin de tamamen aynı kişilerden oluştuğunu, iki şirketin de …. bünyesinde ve adreslerinin aynı olduğunu, hatta ödeme emri …Lojistik firmasına gönderildiği halde aynı adresteki … Turizm tarafından teslim alındığını, tebliğ mazbatasına … Turizm tarafın kaşe vurulduğu dikkate alındığında davacı şirketin dahi bu durumu fark edemediğini, Kötü niyet şartının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde inceleme yapılırken somut olayın şartlarına göre değerlendirme yapılması gerektiğini, bu noktada her iki şirket arasındaki benzerliğin önem arz ettiğini, … firmasına karşı takip yapılmak istenirken … firmasına karşı bir takip yapılmadığını, davacı ve dava dışı şirket unvanlarının ayırt edilemez derecede benzerlik göstermesi sebebiyle davacı şirkete karşı takip başlatılmasının kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklandığını, alacağının bulunmadığını bildiği halde, icra takibine girişen alacaklının, kötüniyetli kabul edildiğini, davacıya karşı başlatılan takibin kötüniyetli olmadığını, bu konuda ispat yükü de takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacı taraf üzerinde olup kötü niyetin ispatlanmadığını, mahkemece müvekkil şirketin kötü niyetli olduğuna dair hiçbir gerekçe gösterilmeden, müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair somut bir delil ya da kötü niyetin ispatı söz konusu olmadığı halde sırf talep ile müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. E. 2020/4906 K. 2021/1399 T. 18.2.2021, Yargıtay 11. H.D. E. 2020/4887 K. 2021/1055 T. 10.2.2021) Müvekkili şirketin aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, mahkemece verilen kararın, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu tespitini içeren bir karar türü olmadığı gibi davanın taraflarından herhangi birinin haklılığını ya da haksızlığını ortaya koyacak nitelikte bir karar da olmadığından, müvekkili şirket aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davacı Vekili Katılma Yolu İle Sunduğu İstinaf Dilekçesi İle, Davalı alacaklının %30 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmesine rağmen mahkemece talepleri incelenmeden ve gerekçe gösterilmeksizin %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun m. 72/5; maddesi hükmünce borçlunun dava sebebi takip ile uğradığı zararı, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere talep hakkı bulunduğunu, somut olayda davalı alacaklının; dosya borcunun üzerinde hacizler yaptırmış olması, müvekkili şirketin her birinin değeri 100.000.-$ olan 16 aracını (TIR) haczettirmiş olması, müvekkili şirketin 3. kişilere ait emtiaları taşıyan ve Edirne İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından “muhafaza altına” alınan … plakalı aracındaki haciz ve yakalamasını dava tarihi olan 07.09.2020 tarihinden 71 gün sonra 18.11.2020 tarihinde fek etmiş olması, 19 Bankaya gönderilen İİK.89/1 haciz ihbarnamelerine bağlı olarak müvekkilinin banka hesapları üzerinde konulan hacizlerin 80 gün sonra 26.11.2020 tarihinde fek edilmiş olması ve bankaların kredi müşterisi olması nedeniyle söz konusu hacizlerin müvekkili şirketin ticari itibarını zedelemiş olması göz önüne alındığında, müvekkili şirketin hem ticari itibarının zedelendiğini hem de tasarrufunun kısıtlandığını, yine davalı- alacaklının tacir olması nedeniyle, TTK.m 18/2 uyarınca “basiretli bir işadamı” gibi hareket etmesi gerektiğini belirterek, İstinaf başvurusunun kabulü ile, %30 olarak talep ettikleri kötü niyet tazminatını %20 olarak belirleyen mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b2 maddesi hükmünce davanın esastan incelerek %30 kötü niyet tazminat talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının davaya konu icra takibinde, davacı hakkındaki takipten feragat etmiş olması nedeni ile dava konusuz kaldığından, hüküm oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 13.02.2020 T.2020/85-454 E.K. Sayılı kararı ile, Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki ticari mahiyetteki menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup-olmadığına ilişkin farklı kararların verilmesine yönelik uyuşmazlık giderilmiştir. Söz konusu Yargıtay 19.HD.’nin kararı, uygulamada birliğin sağlanması için Dairemizcede benimsenmiştir. Buna göre ticari nitelikteki menfi tespit davalarında TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu olmadığından, arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İİK 72/5 maddesi “(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ” şeklindedir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davalı vekilinin yargılama sırasında icra takip dosyasına sunduğu 18/11/2020 tarihli dilekçeyle, sadece davacı yönünden olmak üzere takipten feragat ettiği, mahkemece de, davacı yönünden davaya dayanak takipten feragat edilmesi nedeniyle yazılı şekilde karar verildiği, davalı vekilinin beyanına göre, “… Tic. A.Ş” ye karşı icra takibi başlatılmak istenirken sehven … Tic. Ltd. Şti.’ye karşı takip başlatıldığının fark edilmesi üzerine icra takibinden feragat edildiği, işbu dosyaya ibraz edilen dava dilekçesinde de davacının takipteki taraf sıfatıyla ilgili olarak itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporundan, taşımanın yapıldığı araç ruhsatından, taşıma sözleşmesinden ve navlun faturasından, taşımanın … Tic. A.Ş tarafından yapıldığı, davalı tarafça takibin, … Tic.Ltd. Şti.’ye karşı başlatıldığı, dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarına göre, her iki şirketin adreslerinin ve bir kısım temsilcilerinin aynı olduğu görülmektedir. İİK 72/5 madde uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız olması yanında alacaklının kötü niyetli olduğunun da ispatlanması gerekmektedir. Her iki şirketin isim benzerliği, sadece türlerinin farklı ve adreslerinin de aynı olması dikkate alındığında, dosya kapsamı ile davalı şirket tarafından davacı aleyhine kötü niyetli olarak takip başlatıldığı ispatlanmamıştır. Bu hali ile mahkemece davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, gerekçesi de açıklanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin dava tarihi itibarı ile tarafların haklılık durumlarını tespit ederek, sonucuna göre yargılama giderlerine hükmetmesi gerekmektedir. Somut olayda, takipten feragat nedeniyle davanın konusuz kaldığı ve feragatin sebebi dikkate alındığında, dava tarihi itibarı ile davacı dava açmakta haklıdır. Bu nedenle mahkemece davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesi yerindedir. Davalının kötü niyet tazminatına ilişkin istinaf sebebi dairemizce haklı bulunduğundan, davacı vekilinin hükmedilen kötü niyet tazminatı miktarının artırılması gerektiği yönündeki istinaf sebebi konusuz kalmakla, incelenmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davacının istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2021 tarih ve 2020/479 Esas – 2021/364 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davalının davaya konu icra takibinde, davacı hakkındaki takipten feragat etmiş olması nedeni ile dava konusuz kaldığından, HÜKÜM OLUŞTURULMASINA YER OLMADIĞINA, Davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 2-Davalının istinaf talebi kabul edildiğinden, davacının istinaf talebi konusuz kalmakla; davacının istinaf sebebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.480,68 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.399,98 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davalı tarafça davanın açılmasına sebebiyet verilmiş olduğundan, ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça sarf edildiği anlaşılan 47, 00 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Davalı tarafça davanın açılmasına sebebiyet verilmiş olduğundan, AAÜT gereği tayin ve takdir olunan 35.014,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, davacı tarafça 01/10/2020 tarihinde ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığı anlaşılan 75.897,20 TL nakit teminatın davacıya iadesine, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, kullanılmayacak olan gider avansının iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 9-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 10-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,5 TL posta gideri olmak üzere; toplam 185,6 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen harç ve giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına, 12-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.