Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1478 Esas
KARAR NO: 2023/2051 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/417 Esas – 2021/22 Karar
TARİHİ: 12/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili sigorta şirketi tarafından, dava dışı … (…)’nin yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikoların 27.04.2018 başlangıç ve 27.04.2019 bitiş tarihli … numaralı Yurt içi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını, dava dışı Balıkesir Bandırma’da yerleşik … Tic. A.Ş. tarafından dava dışı Mersin Serbest Bölge’de bulunan …. Tic. Ltd. Şti. firmasına; … plakalı çekici dorseye yüklenen 360 çuval = 18.000 kg; … / … plakalı çekici dorseye yüklenen 530 çuval = 26.500 kg; … plakalı çekici dorseye yüklenen 540 çuval = 27.000 kg; … plakalı çekici dorseye yüklenen 530 çuval = 26.500 kg;… plakalı çekici dorseye yüklenen 40 çuval = 2.000 kg olmak üzere toplam 100.000 kg baldo pirinç emtiasının gönderildiğini, söz konusu emtiaların taşıma işini müvekkili şirket sigortalısı … ( …)’in üstlendiğini, müvekkili şirket sigortalısı … , taşımayı kendisi gerçekleştirmemiş olup; … – … devrettiğini, Sürücü … sevk ve idaresindeki … adına kayıtlı olan … plakalı çekici dorse ile taşınan emtiaların bir kısmının ıslanarak ve nemlenerek hasara uğradığını, sürücü … sevk ve idaresindeki, … adına kayıtlı olan … plakalı çekici dorse ile taşınan emtiaların bir kısmının ıslanarak ve nemlenerek hasara uğradığını, eksperler tarafından yapılan inceleme ile, dorselerin brandalı olmasına karşın hasarın, dorse brandasının muhtemelen yırtık, delik vb olmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, … firması tarafından emtiaların 11.400 kg’nın hasarlı tespit alındığına dair hasar tespit tutanağının düzenlendiğini, müvekkili şirketten yansıtma faturalar ile hasar bedeli talep edildiğini, sigortalının müvekkili şirkete başvurmasına istinaden eksper incelemesi yapıldığını ve hasar hesaplamasında sovtaj araştırması da yapılarak müvekkili şirket tarafından ödenmesi gereken hasar tutarının 40.690,25 TL olarak tespit edildiğini, hasar nedeniyle oluşan zarar sebebiyle müvekkili tarafından sigortasına 40.690,25 TL ödeme yapıldığını ve 6102 sayılı TTK md. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, ayrıca sigortalının, tüm hak, alacak ve taleplerini müvekkili sigortalısına devir ve temlik ettiğini, bu yönüyle TBK md. 183 anlamında akdi halef sıfatını da kazandığını, böylelikle hem “akdi halef” hem de “kanuni halef” sıfatını haiz olunduğunu, nakliye faturası kesen taşıyıcı davalı … hem taşıyıcı sıfatı nedeniyle, hem de hasara uğrayan emtiaların taşındığı araç maliki olmasından dolayı işleyen sıfatı ile; hasara uğrayan emtiaların taşındığı araç maliki olması ile … kendi aracına yüklenen emtiaların hasara uğramasından işleten sıfatı nedeniyle; emtiaların belirtilen adrese tam ve sağlam şekilde teslim edilmesi yükümlüğü bulunan davalı sürücüler …’in ise hakimiyeti altında iken emtiaların hasara uğraması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduklarını, meydana gelen zarardan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı borçluların yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibi ve iş bu huzurdaki davanın yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemede açılmadığını, bilindiği üzere genel yetki mahkemenin davalının ikametgahı sayılan yerdeki mahkeme ve icra daireleri olduğunu, müvekkillerinin adresinin ödeme emrinde ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere Gölbaşı Ankara’da bulunduğunu, bu durumda müvekkilleri aleyhine açılan davanın Gölbaşı Mahkemelerinde açılması gerektiğini, toplamda 100 kg baldo pirincin taşıma işini sigortalıları … ( …)’in üstelendiğini, sigortalının nakliyeyi kendisinin gerçekleştirememiş olduğunu; … ve … devretmiş olduğunu, taşınan pirinçlerin bir kısmının ıslanarak ve nemlenerek hasara uğradığını, meydana gelen zarardan müvekkillerinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürdüğünü, oluşan zararda müvekkillerinin hiçbir kusuru ya da sorumluluğunun bulunmadığını, şöyle ki; davacı şirketin, eksperler tarafından yapılan incelemede dorselerin brandalı olmasına karşın hasarın dorse brandasının muhtemelen yırtık, delik vb. olmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğini ileri sürdüğünü, müvekkillerinin sigortalıdan emtiayı aldıkları gün sigortalının müvekkillerine araçlarının içinin iyice yıkamaları gerektiğini, kendilerinde branda olduğunu, bu brandalar için araç başı 100 TL fatura bedelinden keseceklerini belirttiğini, bunun üzerine müvekkillerinin brandaları alıp, araçlarını yıkattığını ve yükleme yerine geri döndüklerini, 26.04.2018 tarihinde sigortalı … Nakliyattan almış oldukları brandalar ile emtiaları yüklediklerini, 27.04.2018 tarihinde müvekkillerinin hesabına nakliye bedelini yatıran sigortalının brandaların ücretini de fatura bedelinden kestiğini, … tarafından müvekkillerine yüklenen emtiaların Cumartesi günü boşaltılacağının söylendiğini, müvekkilleri kendilerine verilen irtibat numarasını aradıklarında emtianın teslim edileceği yerin Mersin Serbest Bölgede olduğunu, bu alanda Cumartesi ve Pazar günleri boşaltma yapılmadığını, yükü Pazartesi getirmelerini belirttiklerini, bunun üzerine Ankara’da ikamet eden müvekkillerinin araçlarını garaja çekerek teslim gününe kadar burada beklediklerini, müvekkillerinin 29.04.2018 Pazar günü Ankara’dan hareket edip 30.04.2018 tarihinde Mersin Serbest Bölgeye ulaştıklarını, Serbest Bölge Gümrük elemanlarının brandaları kaldırıp emtialardan numune aldıklarını, ardından araçları içeriye alarak boşalttıklarını, Gümrük elemanlarının boşaltmayı gerçekleştirdiği gün 30.04.2018 tarihinde Mersin’de sel oluşturacak şekilde yağmur yağışı olduğunu, müvekkillerinin yükün boşaltılmasının ardından Gümrükten ayrıldıklarını, Gümrük elemanlarınca alman numunelerde teslim anında ıslaklık ya da nem tespit edilmediğini, ancak emtialar boşaltıldıktan sonra açıkta bekletilip ıslanmaları söz konusu ise bu durumdan da müvekkillerinin mesuliyetinin söz konusu olmadığını, müvekkillerinin emtiayı devraldıkları şekilde teslim ettiklerini, taşıyanın, kusuru bulunmayan nedenlerden ileri gelen zararlardan sorumlu olmadığını, davacı dava dilekçesinde dava dışı … yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikolara karşı 27.04.2018 başlangıç ve 27.04.2019 bitiş tarihli … numaralı Yurt içi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını belirttiğini, teslim yapıldıktan sonraki gün sigortalı … Nakliyat’ın müvekkillerini arayarak malzemelerin bir kısmının ıslanmış olduğunu, müvekkillerinin birtakım evrakları göndermeleri gerektiğini, malzemeyi sigorta yaptıracağını belirttiğini, sigortanın yaptırılma tarihi 30.04.2018 tarihi olmasına rağmen resmi evraklarda 27.04.2018 tarihi yani müvekkillerinin emtiayı yüklediği tarihin ertesi günü yazdığını, bu hususun irsaliye tarihlerinde de görüleceğini, sigortalının kendi kusuru ve ihmalinden kaynaklı hasarı müvekkillerine yıkmak amacı ile sigorta yaptırdığını ve kötü niyetle huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, malzemenin dava dışı sigortalı … talepleri doğrultusunda ve onlar tarafından verilen brandalar ve naylon tulum olarak adlandırılan şekilde sarılıp yüklendiğini, mevcut malzemenin yolda ya da dururken bu hali ile su geçirmesinin imkânı bulunmadığını, kaldı ki Gümrük’de numune alınarak gerekli kontroller yapıldıktan sonra boşaltma işleminin gerçekleştirildiğini, emtianın boşaltılması anında bir ıslaklık ya da nemlenme durumu olsa idi bunun pek ala fark edilebileceğini, ıslak ya da nemli olsa idi bu hali ile emtiaların teslim alınmayacağını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2018/417 Esas – 2021/22 Karar sayılı kararında;”İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü. Mersin Meteoroloji Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davaya konu gıda emtiasının hava durumu neticesinde zarara uğradığı iddia edilerek zararı sonucu açılan tazminat davası nedeniyle 30.04.2018 tarihinde Mersin’deki hava durumu bilgilerinin istendiği ve müzekkeremize cevap verildiği görülmüştür. 18/06/2019 tarihli ara karar ile dosyanın bir taşımacılık konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 05/02/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir. Öncelikle irdelenmesi gereken husus davacının aktif husumet ehliyetinin olup olmadığıdır.Her ne kadar davacı sigortanın sigortalısına yapmış olduğu ödeme ex-gratia ödeme ,hatır ödemesi olsa da davacı sigortanın sigortalısına yapmış olduğu ödeme akabinde ibraname ile dava dışı sigortalının alacaklarına ilişkin alacağın temliki sözleşmesi de yapıldığı için davacınınn 6098 sayılı TBK’nın 183 ve devamı maddeleri uyarınca temlik alan olarak akdi halef olduğu ve aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Taşıma sırasında emtianın hasarlanması ve hasar miktarına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık hasara uğrayan emtianın hasara uğramasında tarafların kusurlu olup olmadığı;tarafların ne miktarda kusurlu olduğu noktasındadır.Taşıyıcı olan davalıların yazılı talimat almaksızın güzergah dışına çıkmaları nedeniyle davalıların hasarın oluşmasında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.Ancak her ne kadar davalı taşıyıcı güzergah dışına çıkmışsa da hasarın meydana gelmesinde brandaların yırtık olduğu,istiflemenin düzgün olmaması nedeniyle akan yağmur suyunun emtianın hasarlanmasına yol açtığı görülmüştür.Nitekim emtianın hasarlanması sonucu oluşturulan ekspertiz raporu da bu yöndedir.İstiflemenin ve brandaların dava dışı sigortalı tarafından sağlandığı,zararın yükleme hatası nedeniyle oluştuğu,Davalı taşıyıcının yazılı talimat almaksızın güzergah değiştirmesinin de zarara sebep olduğu,yükleme hatası nedeniyle oluşan zarar nedeniyle taşıyıcının sorumluluğunun sona ermediği,taşıyıcının yüke nezaret sorumluluğu kapsamında istiflemenin ve brandaların taşımaya uygun olup olmadığı hususunda gönderici veya alıcıya haber vererek yazılı talimata göre hareket etmesi gerektiği ancak taşıyıcı tarafından yüke nezaret görevinin ihmal edildiği anlaşılmıştır.Beliritlen bu nedenlerle tarafların müterafik kusurunun bulunduğu;yazılı talimat almadan güzergah değiştiren ve yüke nezaret sorumluluğunu yerine getirmeyen davalıların kusurunun daha ağır olduğu bu nedenle taraflarının %80 oranınnda kusurlu olduğu;davacının haklarına halef olduğu dava dışı sigortalının ise branda ve istif konusunda yeterli özeni göstermemesi nedeniyle %20 kusurlu olduğu mahkememizce takdir edilmiştir.Nitekim örnek olarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/9687 E.-2014/17795K. Sayılı kararında da müterafik kusur durumunun araştırılması ve buna göre karar verilmesi belirtilmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında bilirkişi raporunun müterafık kusura ilişkin görüşüne itibar edilmeyerek tarafların kusur durumu resen mahkememizce tespit edilmiş ve bilirkişi tarafından tespit edilen diğer teknik hususlara itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Alacak miktarının belirli olmaması nedeniyle icra-inkar tazminatına hükmedilmemiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili ve davalılar … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemenin bilirkişi raporuna itibar etmeksizin, resen belirlemiş olduğu kusur oranının hatalı olduğunu, taşıma esnasında kullanılan brandaların dava dışı sigortalı tarafından temin edilmediğini, öyle olsa bile davalıların yüke nezaret yükümlülüğü bulunmakla sorumlu olduklarının ortada olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini;Müvekkilinin dava dışı … (…) yürüttüğü taşıma işlerini doğabilecek rizikolara karşı yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası abonman sözleşmesi ile teminat altına aldığını, baldo pirinç emtiasının Balıkesir’den Mersin’e taşınması işi sigortalı tarafından üstlenilmiş olup sigortalının, nakliyeyi kendisinin gerçekleştirmediğini, 1 nolu davalı … devrettiğini, 3 nolu … sevk ve idaresindeki 1 nolu davalı … adına kayıtlı … plakalı çekici dorseyle taşınan emtia ile 4 nolu davalı … sevk ve idaresindeki, 2 numaralı davalı … adına kayıtlı … plakalı çekici dorse ile taşınan emtianın bir kısmının ıslanarak hasara uğradığını, yapılan ekspertiz incelemesinde, hasarın dorse brandasının muhtemelen yırtık, delik vb olmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, 40.690,25 TL tutarındaki zarar müvekkilince karşılanmış olup müvekkilinin hem akdi hem de kanuni halef sıfatı ile ödediği bedelin rücuen tazmini için takip başlattığını, davalı borçluların itirazı üzerine itirazın iptali davasının açıldığını, Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, davalılar zarardan %100 sorumlu olup Mahkemece kısmen kabul yönünde verilen kararın hatalı olduğundan bahisle söz konusu kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini; Nakliyat uzmanı bilirkişice düzenlenen kök ve ek raporlarda, davalıların olayda %100 kusurlu, müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespit edildiğini, Yerel mahkemenin ise davalıların %80, dava dışı müvekkili şirket sigortalısının ise %20 oranında müterafik kusurlu olduğu belirterek davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, uyuşmazlık konusu özel ve teknik bilgiyi gerektirmekte olup bu alanda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda da davalıların %100 kusurlu olduğu tespit edilmişken Yerel Mahkemenin, uzmanından alınan raporu dikkate almayarak, tamamen varsayımsal olarak kusur oranına ilişkin tespitte bulunduğunu, %20 ve %80 olarak belirtilen kusur oranının neye göre belirlendiğinin de gerekçeli kararda açıklanmadığını, hasarın meydana gelmesinde davalıların nezaret yükümlülüğünü yerine getirmiş olmalarıyla, yazılı bir talimat almaksızın taşıma güzergahını değiştirmelerinin neden olduğu hem taraflarınca sunulan ekspertiz raporu hem de kök ve ek bilirkişi raporları ile sabitken, Mahkemenin dava dışı sigortalıya müterafik kusur atfetmesi haksız olup reddedilen kısım bakımından kararın kaldırılması gerektiğini; Brandaların dava dışı sigortalı tarafından temin edilmediğini, öyle olsa bile davalıların yüke nezaret yükümlülüğünün bulunduğunu, Yerel mahkemenin huzurdaki dava konusu taşımaya ilişkin brandaların müvekkili şirket sigortalısı tarafından temin edildiği gerekçesi ile müvekkili şirket sigortalısına %20 oranında müterafik kusur atfettiğini ancak söz konusu kararın, davalı tarafın delille ispat edilmemiş iddiasına dayanarak verilmiş olup ne kök ve ek bilirkişi raporlarında, ne ekspertiz raporunda, ne de dosyada mübrez faturalarda bu hususa ilişkin bir kayıt bulunmadığını, bununla beraber, biran için brandayı dava dışı sigortalının temin ettiği varsayılsa bile davalıların sorumluluğunun devam edeceğini, davalı taşıyıcıların yüke nezaret yükümlülüğünün bulunduğunu, taşımacının, aracın ve brandanın taşımaya uygun olmasını, yüklemenin ve boşaltmanın işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamak zorunda olduğunu, yükleme/boşaltma üçüncü kişilerce yapılsa dahi taşıyıcının nezaret yükümlülüğünün devam ettiğini, taşımacının her durumda yüke nezaret etmesi gerektiğini ve işlemler sırasında yönlendirmede bulunup talimat vermesi gerektiğini, yükü sağlam şekilde teslim etmenin taşımacının hem kanuni hem de akdi yükümlülüğü olduğunu;Yargıtay HGK 28.03.2012 tarih ve 2012/68 Esas – 2012/244 Karar sayılı kararında taşımacının yüke nezaret sorumluluğu gereğince hatalı yükleme, boşaltma, istifleme vb. işlemleri fark etmesi halinde derhal gönderici yada alıcıya bildirimde bulunarak talimat alması gerektiği, nezaret görevini yerine getirmeyen taşımacının hasardan sorumlu olduğu yönünde karar verildiğini, alıntılanan yerleşik içtihat hükümleri ile de sabit olduğu üzere, huzurdaki dava konusu taşımayı yapan davalıların, istif ve brandaya nezaret ile uygunsuz durumları bildirme yükümlülüğünün olduğunu, biran için brandanın müvekkili şirket sigortalısı tarafından temin edildiği düşünülse dahi yetersiz brandanın davalılar tarafından kullandırılmaması ve hatta bu hususun taşıtana bildirilmesi gerektiğini, huzurdaki dava konusu olayda böyle bir bildirim yapılmadığını, brandanın uygun olmadığına dair taşıyıcı tarafından ihtirazı kayıt konulmadığını, brandanın müvekkili şirket sigortalısı tarafından temin edildiğine ilişkin herhangi bir delil olmadığını, dava dışı müvekkili şirket sigortalısının, huzurdaki dava konusu hasara ilişkin %20 oranında kusuru olduğuna ilişkin verilen kararın haksız olduğunu;İcra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/641 E. 2018/10574 K. sayılı kararında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için gerekli koşulların açıklandığını, zararın zarar meydana geldikten sonra davalılarca da bilinmekte olması ve icra takibine haksız yere itiraz edilmesinin icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektirdiğini beyanla Yerel mahkeme kararının reddedilen kısım bakımından kaldırılarak davanın kabulüne, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.1, 2 ve 3 Nolu Davalılar … vekili istinaf dilekçesi ile; Usule İlişkin İtirazları; müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibinin ve davanın yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemede açılmadığını, genel yetkinin davalının ikametgahı sayılan yerdeki mahkeme ve icra dairelerinde olduğunu, müvekkillerin adresinin ödeme emrinde ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere Gölbaşı Ankara olduğunu, bu durumda müvekkilleri aleyhine açılan davanın Gölbaşı mahkemelerinde açılması gerektiğini, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi gerekirken hataya düşülüp yetkisiz mahkemede yargılama yapılarak karar verildiğini;Esasa İlişkin İtirazları; Yerel mahkemece hasara uğrayan emtianın hasara uğramasında, tarafların müterafik kusurunun bulunduğu, yazılı talimat almadan güzergah değiştiren ve yükle nezaret sorumluluğunu yerine getirmeyen davalıların kusurunun daha ağır olduğu, bu nedenle tarafların %80 oranında kusurlu olduğu, davacının haklarına halef olduğu dava dışı sigortalının ise branda ve istif konusunda yeterli özeni göstermemesi nedeniyle %20 kusurlu olduğuna karar verildiğini, Yerel mahkemece kusur belirlerken hataya düşüldüğünü, müvekkillerinin hiçbir kusuru ya da sorumluluğu bulunmadığı halde müvekkillerine kusur atfedildiğini; Davacı şirketin eksperler tarafından yapılan incelemede dorselerin brandalı olmasına karşın hasarın dorse brandasının muhtemelen yırtık, delik vb. olmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğinin ileri sürdüğünü, müvekkillerinin sigortalıdan emtiayı aldıkları gün sigortalı … Nakliyat’ın müvekkillerine araçlarının içini iyice yıkamaları gerektiğini, kendilerinde branda olduğunu, bu brandalar için araç başı 100 TL fatura bedelinden keseceklerini belirttiğini, bunun üzerine müvekkillerinin brandaları alıp, araçlarını yıkattığını ve yükleme yerine geri döndüklerini, 26.04.2018 tarihinde sigortalı … Nakliyattan almış oldukları brandalar ile emtiaları yüklediklerini, 27.04.2018 tarihinde müvekkillerinin hesabına nakliye bedelini yatıran sigortalının brandaların ücretini de fatura bedelinden kestiğini; … tarafından müvekkillerine yüklenen emtiaların cumartesi günü boşaltılacağının söylendiğini, müvekkillerinin kendilerine verilen irtibat numarasını aradıklarında emtianın teslim edileceği yerin Mersin Serbest Bölgede olduğunu, bu alanda Cumartesi ve Pazar günleri boşaltma yapılmadığını, yükü pazartesi getirmelerini belirttiklerini, bunun üzerine Ankara’da ikamet eden müvekkillerinin araçlarını garaja çekerek teslim gününe kadar burada beklediklerini, müvekkillerinin 29.04.2018 Pazar günü Ankara’dan hareket edip 30.04.2018 tarihinde Mersin Serbest Bölgeye ulaştıklarını;Serbest Bölge Gümrük Elemanlarının brandaları kaldırıp emtialardan numune aldığını, ardından araçları içeriye alarak boşalttıklarını, gümrük elemanlarının boşaltmayı gerçekleştirdiği gün 30.04.2018 tarihinde Mersin’de sel oluşturacak şekilde yağmur yağışı gerçekleştiğini, bu hususun o günki hava koşulları araştırıldığında tespit edileceğini, müvekkillerinin yükün boşaltılmasının ardından gümrükten ayrıldıklarını, gümrük elemanlarınca alınan numulerde teslim anında ıslaklık ya da nem tespit edilmediğini ancak emtialar boşaltıldıktan sonra açıkta bekletilip ıslanmaları söz konusu ise bu durumdan da müvekkillerinin mesuliyetinin söz konusu olmadığını, taşıma sözleşmesi uyarınca taşıyıcının malı bütün taşıma süresince korumayı ve bunları devraldığı biçimde teslim etmeyi taahhüt edeceğini, müvekkillerinin emtiayı devraldıkları şekilde teslim ettiklerini, taşıyanın kusuru bulunmayan nedenlerden ileri gelen zararlardan sorumlu olmadıklarını; Davacının dava dilekçesinde dava dışı … yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikolara karşı 27.04.2018 başlangıç ve 27.04.2019 bitiş tarihli … numaralı Yurt içi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını belirttiğini, teslim yapıldıktan sonraki gün sigortalı … Nakliyat’ın müvekkillerini arayarak malzemelerin bir kısmının ıslanmış olduğunu, müvekkillerin bir takım evrakları göndermeleri gerektiğini, malzemeyi sigorta yaptıracağını belirttiğini, sigortanın yaptırılma tarihi 30.04.2018 tarihi olmasına rağmen resmi evraklarda 27.04.2018 tarihi yani müvekkillerin emtiayı yüklediği tarihin ertesi gününün yazdığını, bu hususun irsaliye tarihlerinde de görüleceğini, sigortalının kendi kusuru ve ihmalinden kaynaklı hasarı müvekkillerine yıkmak amacı ile sigorta yaptırdığını ve kötü niyetle huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, hukuk düzeninin yanıltılmaya çalışıldığını; Malzemenin dava dışı sigortalı … Nakliyatın talepleri doğrultusunda ve onlar tarafından verilen brandalar ve naylon tulum olarak adlandırılan şekilde sarılıp yüklendiğini, mevcut malzemenin yolda ya da dururken bu hali ile su geçirmesinin imkanı bulunmadığını, gümrükte numune alınarak gerekli kontroller yapıldıktan sonra boşaltma işleminin gerçekleştirildiğini, emtianın boşlatılması anında bir ıslaklık ya da nemlenme durumu olsa idi bunun pek ala fark edilebileceğini, ıslak ya da nemli olsa idi bu hali ile emtiaların teslim alınmayacağını, tüm bu durumlar dışında sigortalı …, müvekkillerine Cumartesi günü teslimatın yapılacağını söylemesine rağmen Mersin Serbest Bölgede Cumartesi ve Pazar günü boşaltma olmadığını müvekkillerinin yola çıktıktan sonra kendi çabalarıyla öğrendiklerini, teslim tarihindeki gecikmenin de sigortalının ihmalinden kaynaklandığını, TTK madde 862’nin; (1)” Eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür.” hükmünü içerdiğini; Davacı şirketin eksperler tarafından yapılan incelemede dorselerin brandalı olmasına karşın hasarın dorse brandasının muhtemelen yırtık, delik, vb. olmasından kaynaklı olduğunun tespit edildiğini ileri sürmüşse de, brandalama işleminin sigortalı gönderen tarafından yaptırıldığını, müvekkillerinin TTK madde 875 gereği, teslim alma anından teslim edilme zamanına kadar emtiayı her türlü zarardan koruduğunu ve kanunen üzerlerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiklerini, teslim gerçekleştikten sonra Mersin’de yaşanan aşırı yağıştan dolayı bir ıslanma ve buna bağlı olarak oluşan hasardan müvekkillerinin sorumluluğunun doğmasının söz konusu olamayacağını; Yerel mahkemece bilirkişi ek ve kök raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda davalıların gönderenden yazılı talimat almadan güzergah dışında konaklama yapmalarının ağır ihlal olarak değerlendirildiğini, müvekkillerinin Cumartesi ve Pazar günü boşaltma yapamayacağını bilen göndericinin, bu durumu müvekkillerine söylemeyerek zarara uğrattığını, müvekkillerinin kendilerine verilen irtibat numarasını arayarak Cumartesi ve Pazar boşaltma yapılamayacağını öğrendiklerini; Bilirkişi raporunda ve Yerel mahkeme kararında müvekkillerinin keyfe keder geç teslimat yapmışcasına bir görüntü oluşturduğunu, … tarafından müvekkillerine yüklenen emtiaların Cumartesi günü boşaltılacağının söylendiğini, aynı zamanda davacının sigortalısının tacir olup cuma günü Kocaeli’den çıkan çekicinin akşam saat 17.00’ye kadar Mersin iline gidemeyeceğini bildiğini, yükün hafta sonu teslim edilemeyeceğini bildiğini, müvekkillerinin kendilerine verilen irtibat numarasını aradıklarında emtianın teslim edileceği yerin Mersin Serbest Bölgede olduğunu, bu alanda Cumartesi ve Pazar günleri boşaltma yapılmadığını belirttiklerini, bunun üzerine Ankara’da ikamet eden müvekkillerinin araçlarını garaja çekerek teslim gününe kadar burada beklediklerini, 29.04.2018 pazar günü Ankara’dan hareket edip 30.04.2018 tarihinde Mersin Serbest Bölgeye ulaştıklarını;Teslimattaki gecikmenin gönderici sigortalı … Nakliyatın ihmalinden kaynaklandığını, sigortalı … Nakliyat’ın müvekkillerine Cumartesi günü teslimatın yapılacağını söylemesine rağmen Mersin Serbest Bölgede cumartesi ve pazar günü boşaltma olmadığını müvekkillerinin yola çıktıktan sonra kendi çabalarıyla öğrendiklerini, teslim tarihindeki gecikmenin de sigortalının ihmalinden kaynaklandığını, bilirkişinin aksi yöndeki tespitlerini kabul etmediklerini, taşıma işleminin sigortalının ihmali sebebiyle 4 günün sonunda tamamlandığını ve iddia edildiği şekilde yırtık delik sebebiyle hasar söz konusu olsa, müvekkiller nezaret yükümlülüğüne aykırı davransa, tahmin edileceği üzere ürünler liman memurlarının ve …. Tic. Ltd. Şti. görevlilerinin gözle dahi ayırt edeceği derecede nemli ve ıslak olacağını, numune alınmasına rağmen ürünlerde herhangi bir hasar görülmediğini ve yetkili firma tarafından teslim alındığını, bilirkişi ek ve kök raporunda bu duruma dair de bir değerlendirme yapılmadığını beyanla Yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Sözleşmesi ile /ibraname kapsamında yurt içinde taşınırken hasara uğradığı iddia edilen emtia için sigortalıya ödenen tazminatın, zarara sebep olduğu iddiası ile alt taşıyıcı, araç maliki ve araç sürücülerinden tahsili talebi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı taleplerine ilişkindir.Davacı taraf, dava dışı sigortalısının, … Tic. A.Ş.’ye ait ve Mersin Serbest Bölge’de yerleşik … Tic Ltd. Şti.’ye gönderilen toplam 100.000 kg baldo pirinç emtiasını taşıma işini üstlendiğini, taşıma işini kendisinin gerçekleştirmediğini, davalıların maliki, işleteni ve sürücüsü oldukları araçlarla taşınan emtianın bir kısmında taşıma sırasında hasar oluştuğunu, bu nedenle gönderici şirketin hasar bedelini sigortalıdan talep ettiğini, sigortalıya 40.690,25 TL ödeme yapıldığını ve tüm hakların temlik alındığını beyan ederek ödenen hasar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf oluşan zararda herhangi bir kusurlarının olmadığını, araçlarda kullanılan brandanın sigortalı şirket tarafından verildiğini, branda ücretinin de kendilerine fatura edildiğini, emtianın Cumartesi günü boşaltılacağı söylenmesine rağmen Mersin Serbest Bölge’de o gün boşaltma yapılamadığını öğrenmeleri nedeniyle emtiayı araç içerisinde Pazartesi gününe kadar beklettiklerini, gümrük elemanlarınca emtiadan numune alındığını ve boşaltmanın bu şekilde yapıldığını, alınan numunelerde herhangi bir nem ve ıslaklık tespit edilmediğini, 30.04.2018 tarihinde Mersin’de şiddetli yağış olduğunu, emtianın açıkta bekletilmesi nedeniyle oluşan bir hasar var ise bundan sorumlu olmadıklarını beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Eldeki dava, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödeme yapılarak halefiyet ve temlikname uyarınca açılmıştır. Davacı sigorta şirketi sigortalısının yerine geçmiş olup, taraflar arasında alt taşıma sözleşmesi olduğu ve davacı sözleşmeye dayalı olarak para alacağı talep ettiğinden HMK’nın sözleşmeden doğan davalarda yetkili mahkemeyi düzenleyen 10. ve TBK’nın para alacaklarında ifa yerini düzenleyen 89. maddesi uyarınca, davacının yerleşim yerinde bulunan İstanbul Anadolu İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili oldukları anlaşıldığından Mahkemece davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davalı tarafın aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK’nın 876 ve 878. maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinden birisinin bulunduğunu kanıtlayan taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Taşıyıcının zarardan sorumlu olduğunun kabulü halinde ise; TTK’nın 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Genel kural, taşıyıcının zıya ve hasardan sınırlı sorumluluğunun bulunduğu şeklinde ise de, TTK’nın 886. maddesinde taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.Davacı tarafça dosyaya hasara ilişkin fotoğraflar, ekspertiz raporu, gönderici şirket tarafından düzenlenen 31.05.2018 tarihli hasar tespit tutanağı, gümrük beyannamesi sureti, dava dışı sigortalı tarafından düzenlenen navlun faturaları ile davalı … tarafından düzenlenen faturalar, sigorta poliçesi ve dava dışı gönderici tarafından düzenlenen sevk irsaliyeleri ibraz edilmiş, Mahkemece dosya üzerinde taşıma bilirkişisine inceleme yaptırılarak kök ve ek rapor alınmış, bilirkişi raporunda; taşımanın hangi tarihte başladığı, emtianın hangi tarihte teslim edildiği, hasarın hangi tarihte tespit edildiği konusunda herhangi bir tespit yapılmaksızın, ekspertiz raporunda yer alan ve hasarın muhtemelen brandadan giren yağmur suları nedeniyle oluştuğuna ve taşıma sırasında meydana geldiğine yönelik tespit kabul edilerek, toplam hasar bedelinin sınırlı sorumluluk miktarından fazla olması sebebiyle davalıların tüm zarar miktarından sorumlu oldukları mütalaa edilmiş, Mahkemece rapordan farklı olarak, davalıların güzergah dışına çıkmaları nedeniyle kusurlu oldukları, hasarın brandaların yırtık olması nedeniyle akan yağmur suyunun emtiayı ıslatması nedeniyle oluştuğu, istiflemenin ve brandaların dava dışı sigortalı tarafından sağlandığı ancak davalıların da nezaret yükümlülüğünün bulunduğu, davalı tarafın %80, sigortalının %20 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile karar verildiği anlaşılmakla birlikte; davalı taraf taşımanın 27.04.2018-30.04.2018 tarihleri arasında yapıldığını iddia etmesine rağmen sevk irsaliyelerinin 03.05.2018 tarihli, hasar tespit tutanağının ise 31.05.2018 tarihli olduğu ve ne alınan bilirkişi raporlarında, ne de gerekçeli kararda taşımanın hangi tarihlerde yapıldığı, emtianın Mersin Serbest Bölge’ye hangi tarihte getirildiği, hangi tarihte teslim edildiği, teslim edildiği yerde ve tarihte hasar tespiti yapılıp yapılmadığına yönelik bir açıklamanın bulunmadığı, davalıların emtianın boşaltılmasından sonra bekletildiği yerde hasara uğradıkları iddiasının değerlendirilmediği, brandaların yırtık olması nedeniyle giren yağmur suyundan pirincin nemlendiği ve hasara uğradığı kabul edilmekle birlikte bu tespite dayanak delillerin gösterilmediği, yine davalıların brandanın dava dışı asıl taşıyıcı sigortalı tarafından verildiğine yönelik iddiası kabul edilerek bu kapsamda sigortalıya kusur yüklenmiş ise de, bu kabulün de hangi delile dayandığının açıklanmadığı, bu şekilde davayı tam olarak aydınlatacak, iddia ve savunmayı karşılayacak bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın eksik ve müphem gerekçe ile karar verildiği anlaşılmıştır.Bu minvalde Mahkemece, emtianın Mersin Serbest Bölge’ye hangi tarihte geldiği, hangi tarihte boşaltıldığı ve bu bölgede bekletilip bekletilmediği, boşaltma yapılırken numune alınıp alınmadığı, alınmış ise ne şekilde incelendiği, herhangi bir hasar tespitinin bulunup bulunmadığının ilgili Gümrük Müdürlüğü’nden sorulması ile taşımaya ilişkin tüm belgelerin getirtilmesinden sonra taşımanın hangi tarihler arasında gerçekleştiği ve hasarın hangi süreçte ve ne şekilde meydana geldiği, dava dışı sigortalı tarafından davalılara branda verilip verilmediği, ambalaj ve istiflemenin kim tarafından yapıldığının tespit edilmesi, gerekirse bu konuda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması, bundan sonra tarafların sundukları deliller ile ispat yükü de değerlendirilerek hasarın meydana gelmesindeki kusur durumunun değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının ve davalılardan …’un istinaf başvurularının KABULÜ İLE, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2018/417 Esas – 2021/22 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.