Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1475 E. 2021/1549 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1475 Esas
KARAR NO: 2021/1549 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/980 Esas – 2021/365 Karar
TARİH: 28/04/2021
DAVA: Şirket Sermaye Arttırım Kararlarının Muvazaa Nedeniyle İptali
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili Küçükçekmece 5.AHM’ye sunmuş olduğu 28/02/2019 tarihli karşı dava dilekçesinde şirket ortakları olan … ile …’in sermaye artışı olarak ödenmiş gözüken sermayenin aslında ödenmediğini, dolayısıyla da sermaye çekiliminin de gerçek olmadığının tespitiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili Küçükçekmece 5.AHM’ye sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve mahkememizdeki yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirket ile dava dışı şirket ortakları olan … ve … aleyhine tasarrufun iptali davası açtıklarını, söz konusu davanın sürüncemede bırakılması için müvekkili şirket aleyhine sermaye arttırımına ilişkin kararın gerçeği yansıtmadığından bahisle iptal davası açıldığını, söz konusu sermaye arttırımına ilişkin karar ile iş bu kararın iptalinin müvekkili şirketle hiçbir ilgisi bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine açılan davanın öncelikle pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/04/2021 tarih 2020/980 Esas – 2021/365 Karar sayılı kararında; ” gerek Küçükçekmece 5.AHM’nin 2019/694 esas sayılı dosyasında verilen kararda, gerekse İBAM 13.HD 2020/1462 esas sayılı ilamda açıkça belirtildiği üzere davacı şirket ortaklarının sermaye arttırımına ilişkin kararlarının muvazaalı olduğundan bahisle iptalinin talep edildiği, söz konusu talebin ancak işlemin tarafları olan şirket ortaklarına yöneltilebileceği, davalı şirketin söz konusu karar ve talep ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, davalı şirketin, davacı şirket ile dava dışı şirket ortakları aleyhine tasarrufun iptali ve tazminat davası açtığı, bu davadaki konumu itibariyle davalı şirketin karşı davada davalı olarak gösterildiği, talep ve dava konusu itibariyle alacaklı konumunda bulunan davalı şirkete karşı sermaye arttırım kararının iptaliyle ilgili dava açılamayacağı, bu nedenlerle davalı şirket aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın PASİF HUSUMET NEDENİYLE REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin mazereti kabul ettiği duruşmada davayı etkileyecek tahkikatın bitirilerek sözlü yargılamaya geçilmesine karar vermesinin usulsüz olduğunu, (HMK 184.md) Son beyan ve hüküm verilmesi için ayrı bir duruşma günü belirlenmesi gerektiğini, tahkikat aşamasında hiçbir delilin toplanmadığını, delillerin değerlendirilmemesinin yargılamanın eksik ve hatalı yapıldığının göstergesi olduğunu, Mazeretlerini kabul eden yerel mahkemenin dilekçede uyap sisteminden yeni duruşma gününü öğrenme talebi olmamasına rağmen bu konuda karar vererek bir hafta sonrasına yeni duruşma günü vermesinin hatalı olduğunu, davanın, davalı tarafından aleylerine açıldığını ve tarafları aynı olan tasarrufun iptali davasına karşı dava olarak açıldığını ancak davaların ayrılmasıyla bu hale gelindiğini, dava sonucunun davalı şirketi yakından ilgilendirdiği için husumetin kendilerine yöneltildiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 52. maddesi gereğince tebligat işlemleri 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliğe göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacaktır. Elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu’nun 7/A maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dâhil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde, duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin 21/04/2021 tarihli duruşmasına davacı vekili mazeret dilekçesi vererek katılmamıştır. Mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edilmiştir. İncelenen davacı vekilinin mazeret dilekçesinde duruşma gününün uyaptan öğrenileceğine ilişkin bir ibare yer almadığı gibi, davacı vekili yeni duruşma gününün tebliği için masraf da göndermemiştir. Uyaptan yapılan kontrolde davacı tarafından yatırılan masrafında tamamının harcandığı anlaşılmaktadır. O hâlde mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, yeni duruşma gün ve saatinin davacı vekiline usulüne uygun davetiye ile bildirilmesi gerekmektedir. Mazereti kabul edilmiş olan davacı vekiline usulüne uygun yeni duruşma günü bildirilerek duruşmaya katılma imkanı sağlanmadan yokluğunda duruşmaya devamla karar verilmesi HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali olup bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a6 maddesi ile kaldırılmasına dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 tarih ve 2020/980 Esas – 2021/365 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/11/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde HMK 184. ve 186. maddesindeki düzenlemelere göre usuli aykırılıkları belirterek; asıl istinaf sebebi olarak tahkikat aşamasında delillerin toplanmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı vekilinin mazereti üzerine mahkemece yapılan işlem şeklen usule aykırılık teşkil etsede; davacı vekilinin mazeret beyanının somut ve belgeye dayalı olmadığı gibi yeni duruşma günü tebliği için masraf vermediği, dosya gider avansının da bulunmadığı, yeni duruşma günüde duruşma gününden 1 gün sonra UYAP programı üzerinden sisteme girip öğrendiğinin zapta geçildiği, davacı vekilinin duruşma gününü öğrendiği halde mazeretsiz olarak sonraki duruşmaya katılmadığının anlaşıldığı, ayrıca dosyada mübrez davacı vekaletnamesinde istinaf eden avukat …’in yanı sıra Av. … isimli avukatında vekil olarak yer aldığı halde, bu vekilin duruşmaya katılmadığı gibi mazeretde bildirmediği, istinafa konu davanın başka bir davaya karşı dava olarak açıldığı, o mahkemede dilekçe teatisinin tamamlandığı ve tarafların tüm delillerini sunarak davacının da hazır bulunduğu ön inceleme duruşmasının yapılıp tahkikata geçilmesine karar verildikten sonra istinafa konu karşı davanın tefrikine karar verildiği gözetildiğinde; belirtilen yargılama aşamaları, istinafa konu kararın mahiyeti ve usul ekonomisi dikkate alınarak, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin öncelikle incelenerek usule aykırılığın sebebiyetide dikkate alınarak sonuca (esasa) etkili olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan somut olayda uygulama olanağı bulunmayan HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması kararına muhalif kalıyorum. 04/11/2021