Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1456 E. 2023/1764 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1456 Esas
KARAR NO: 2023/1764 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/827 Esas – 2021/87 Karar
TARİH: 27/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin kağıt işi ile iştigal etmekte olduğunu, davalıya yapmış olduğu satışlar nedeni ile davalıdan fatura irsaliye ve ticari defter ve belgelerine göre takip tutarı olan 40.973,83-TL alacaklı olduğunu, Bakırköy …. Noterliğinden 04.10.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin Zeytinburnu … Noterliğinden 16.10.2017 tarih ve … nolu ihtarname yoluyla 40.973,83 TL borç istendiğini, borcunu ödemeyen davalı için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığı, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/01/2021 tarih 2018/827 Esas 2021/87 Karar sayılı kararında;”….Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık Küçükçemece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasındaki takibe konu genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, dosyaya ibraz edilen 28.02.2019 tarihli kök rapor ile 10.02.2020 tarihli ek raporda davacının davalıdan ticari defterlerine göre 40.970,83-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de; faturaya konu malların teslime ilişkin davalının BA Kayıtlarında alış kaydının bulunmadığı, teslim olgusunun ispatının gerektiği, bu kapsamda takibe dayanak olarak gösterilen 36.726,07-TL lik ve 27.826,76-TL lik iki adet fatura bulunduğu, bu faturalar ait sevk irsaliyelerinin sunulduğu, 31.07.2017 tarihli 36.726,07-TL lik faturanın ekinde birden fazla sevk irsaliyesinin sunnulduğu sevk irsaliyesinde ismi bulunan 23.03.2017 tarihli 8.832-TL bedelli irsaliyede davalı şirket çalışanı … imzasının bulunduğu,12.04.2017 ve 15.04.2017 tarihli sevk irsaliyelerinde de bu kişinin isim ve imzasının bulunmuş olması nedeni ile davalıya bu ürünlerin tesliminin sağlandığı ve bu ürünler bakımından fatura bedelini almaya hak kazandığı anlaşılmakla, diğer ürünler bakımından sevk irsaliyesinde yalnızca imza bulunduğu, bu nedenle davalı şirket yetkilisine isticvap davetiyesi gönderildiği, davalı şirke yetkilisinin isticvap duruşmasına iştirak ederek imzanın şirket yetkililleri tarafından atılmadığını ve ürünlerin teslim edilmediği yönündeki beyanı ile davacının yemin deliline dayanmamış oluşu da gözönünde bulundurularak açılan davanın kısmen kabulüne, davalının küçükçemece … icra müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 21.663,82-tl asıl alacak yönüden itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile alacağın % 20’si oranında ( 4.332,76-tl) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….”gerekçesi ile, AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,1-Davalının Küçükçemece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 21.663,82-TL asıl alacak yönüden itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın % 20’si oranında ( 4.332,76-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ 28/04/2021 TARİH VE 2018/827 ESAS – 2021/87 KARAR SAYILI EK KARARI İLE;” Mahkememizden verilen 27/01/2021 tarih 2018/827 Esas 2021/87 sayılı karar hakkında davalı vekili tarafından 06/04/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulmuş ise de, istinaf defterine kayıt yapılan dilekçenin istinaf karar harcının eksik yatırıldığı ve istinaf avansının yatırılmadığı, yatırılması gereken harç ve avans hususunda Mahkememizin 07/04/2021 tarihli muhtırasının davalı vekiline 13/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden itibaren muhtıra gereği bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması gereken istinaf karar harcının ve istinaf avansının yatırılmadığı anlaşılmakla, HMK’nun 344/1 maddesi uyarınca davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, 1-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurunun muhtıraya rağmen bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması gereken istinaf karar harcı ve istinaf avansı yatırılmadığından İSTİNAF BAŞVURUSUNUN YAPILMAMIŞ SAYILMASINA, karar verilmiş ve 28/04/2021 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme kararı davalı vekiline 03/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, kısmen red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Malların teslimi olgusunun ispatı hususunda yazılı delil olan isimsiz sipariş fişleri üzerinde yalnızca imza bulunduğundan teslim edilmediği varsayılarak imza incelemesi yapılmaksızın hüküme esas alındığını, Davacı müvekkili ile davalı arasındaki malların teslimi uygulamada sipariş fişleri aracılığıyla gerçekleştirildiğini, bunun nedeni ise süregelen fiili ticaret gereği davalı şirketin malları teslim almak üzere elemanlarını müvekkili şirketin adresine gönderip, müvekkili şirketin işyerinden aldırması olduğunu, bu nedenle ki müvekkili şirket teslim ettiği ürünleri alan elemanlara malları teslim aldığına ilişkin sipariş fişi imzalattığını, dosya kapsamında sunulan sipariş fişleri davacı çalışanı/çalışanları tarafından imzalandığını, ticari ilişki düzenli olarak sipariş fişleri ile gerçekteştirildiğinden sevk irsaliyesi olarak kullanıldığını, teslime ilişkin yazılı ve imzalı tüm belgelerin Yargıtay tarafından yazılı delil olarak kabul edildiğini, (Yargıtay 19. HD., E. 2014/18659 K. 2015/14920 T. 16.11.2015)Sipariş fişlerinde adı ve imzası geçen … teslim tarihinde davalı şirket çalışanı olduğu dosyada mübrez sigorta kayıtlarının celbiyle ispatlandığını, sipariş fişlerinde adı ve imzası geçen … dosyada tanık olarak dinlenmiş ve ilgili isim ve imzaların kendisine ait olduğunu mahkemede ikrar ettiğini, (Yargıtay 19. HD., E. 2015/4031 K. 2015/7680 T. 25.05.2015)Dosyaya sunulan sipariş fişleri tarih olarak dava konusu fatura dönemini kapsadığını, malların teslim edildiğinin ispatlanmış olup, davalı tarafça yargılama süresince imzalara itirazda bulunulmadığını, mahkeme hakiminin kararın verildiği celse olan 27/01/2021 tarihli celsede davalı şirket yetkili … dosyadaki sipariş fişlerini ve üzerindeki imzaların kime ait olduğu hususunu sormuş, davalı şirket yetkilisi ”faturaların hiçbirindeki imza bana veya çalışanlarıma ait değildir” şeklinde beyanda bulunduğunu, yerel mahkemece salt davalı şirket yetkilisi beyanına dayanarak hüküm kurarak yazılı delillerin değerlendirmeksizin karar vererek isimsiz imza içeren irsaliyeleri hükme esas almadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak reddedilen kısma ilişkin imza incelemesi yapılmak suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiğini, (Yargıtay 19. HD., E. 2013/2851 K. 2013/7934 T. 02.05.2013), (Yargıtay Kararı – HGK., E. 2017/809 K. 2017/943 T. 10.5.2017) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, mahkemesine yeniden incelenmesi üzerine iadesine, aksi takdirde mahkemenin davanın yeniden görülüp kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesi 28/04/2021 tarih ve 2018/827 esas – 2021/87 karar sayılı ek kararı ile; Davalı vekili tarafından muhtıraya rağmen bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması gereken istinaf karar harcı ve istinaf avansı yatırılmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve 28/04/2021 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme kararı davalı vekiline 03/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE,Davacı tarafça, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi kapsamında davalı tarafın bakiye cari hesap alacağını ödemediğinden hakkında icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde, borcun aslına,faize ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ettiği, davalı tarafın yargılama aşamasında süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediği ve münkir sayıldığı anlaşılmıştır.Tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, davalının ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine ibraz etmediği ve davacı tarafın ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişiye inceletilmek suretiyle rapor alınmıştır. Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediğinin tesbiti için ilgili vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı ekinde davalı şirketin 2017 dönemine ait BA formlarının gönderildiği, gelen kayıtlar incelendiğinde dava konusu faturaların davalı şirket tarafından BA formu ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirilmediği anlaşılmıştır.Davaya konu faturalar “irsaliyeli fatura” dır. Dava konusu … nolu 04.10.2017 tarihli ve 27.826,76 TL. Bedelli irsaliye faturasının davacı tarafından davalı muhataba Bakırköy …. Noterliğinden gönderilen 04/10/2017 tarih ve … yevmiye nolu İhtarname ekinde gönderildiği yine davacı tarafça davalı muhataba Zeytinburnu … Noterliğinden gönderilen 16/10/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname içeriğinden davalı tarafından davacıya Bakırköy … Noterliğinden çekilen 10.10.2017 tarih ve … Yevmiye Nolu ihtarname ile söz konusu faturalara ilişkin davalının itiraz ettiği,davalı şirketçe davacı şirkete avans olarak önceden verilen çeklerin karşılığında ürünlerin teslim edilmemesinden dolayı iadesinin istendiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi raporunda; Davaya konu … nolu 04.10.2017 tarihli ve 27.826,76 TL. Bedelli irsaliye faturası fotokopisi üzerinde “eksiksiz teslim alan” kısmında isim yer almamakta fakat imza yer aldığı Ancak İnceleme sırasında aynı fatura fotokopisinde ise imza da yer almadığının görüldüğünü, her iki evrak da fotokopi olup, bir evrakta imza varken diğer fotokopi evrakta ise imza olmamasının sebebinin anlaşılamadığını, bu durumun sebebi şirket vekiline sorulmuşsa da bir cevap alınamadığı belirtilmiş olup bilirkişi raporunda belirtilen 04/10/2017 tarihli imzalı ve imzasız irsaliye faturanın dosya içerisinde olduğu görülmektedir.” Davacı tarafça ibraz edilen davaya konu … nolu 31/07/2017 tarihli ve 36.726,07TL. Bedelli irsaliye faturasında ise teslim alan kısmında ad ve soyadın yazılı olmadığı ve teslim alan imzasının olmadığının görüldüğü, davacı tarafça bu irsaliye faturasının davalıya … Kargo ile gönderildiği belirtildiği halde ibraz edilen kargo belge içeriğinden kargo içeriğinin ne olduğu tesbit edilememiştir.Davacı taraf irsaliye faturalarına konu malların teslim edildiğine ilişkin sipariş fişleri ibraz ettiği, ibraz edilen sipariş fişleri incelendiğinde davacı firma tarafından … adına düzenlenen 17/10/2016 tarihli … nolu toplam 6.786,51 TL. Miktarlı ve 02/11/2016 tarihli … nolu toplam 3.723,82 TL. miktarlı sipariş fişlerinde teslim alan imzasının olduğu ancak ad ve soyadın yazılı olmadığı, 23/03/2017 tarihli … nolu toplam 8.832,00 TL. Miktarlı ve 12/04/2017 tarihli … nolu toplam 2.284,00 TL miktarlı ve 15/04/2017 tarihli 10.547,825 TL miktarlı sipariş fişlerinde ise teslim alan olarak … ad ve soyadın yazılı olduğu ve imzasının olduğu ve teslim alan kısmında davalı şirkete ait kaşenin olmadığı görülmüştür.Davalı şirketin çalışanlarına ait SGK kaydına göre 3 adet sipariş fişinde ismi bulunan … o tarihte davalının SGK lı çalışanı olduğu, duruşmada alınan ifadesinde ise 23/03/2017 – 15/04/2017 – 12/04/2017 tarihli sipariş fişlerindeki teslim alan imzalarının kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.Davalı vekili ek rapora karşı verdiği 29/06/2020 tarihli itirazlarını içerir beyan dilekçesinde;Tanık olarak dinlenilen … daha önce müvekkilinin yanında çalıştığını sonrasında ise davacının yanında çalışmaya başladığını, sırf müvekkilini zarara uğratmak amacıyla davacı tarafla hareket etmiş olmasının pekala mümkün olduğunu belirtmiştir.Mahkemece davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiş ve Davalı şirket yetkilisi … 27/01/2021 tarihli duruşmada;” … kısa bir süre şirketimizde çalışmıştır, bana göstermiş olduğunuz faturaların hiçbirindeki imza bana veya çalışanlarıma ait değildir, … imza atmış olduğu faturalardaki ürünler de tarafımıza teslim edilmedi, şirkette teslim alma yetkisi yalnızca bana aittir, benim dışımda yetkilendirdiğim kimse yoktur, … mal tesliminde yetkili değildir, kaldı ki bu imzanın ve ismin şirketten ayrıldıktan sonra atıldığı kanaatindeyim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tek başına fatura düzenlenmesi ve faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması alacağın ispatı için yeterli değildir. Davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini ve davalıdan alacaklı olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Somut olayda, davacı münhasıran davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmadığından davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmemesi ispat yükü üzerinde olan davacının ispat yükünü yer değiştirmeyecektir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dosyaya davacı tarafça ibraz edilen Davaya konu … nolu 04.10.2017 tarihli ve 27.826,76 TL. Bedelli irsaliye faturası fotokopisi üzerinde “eksiksiz teslim alan” kısmında isim yer almamakta fakat imza yer aldığı Ancak İnceleme sırasında aynı fatura fotokopisinde ise imzanın da yer almadığının görüldüğü, her iki evrak da fotokopi olup, bir evrakta imza varken diğer fotokopi evrakta ise imza olmamasının sebebinin davacı tarafça açıklanamadığı, bu irsaliye faturası davacı tarafından noter ihtarı ile davalıya gönderildiği ve davalı tarafça davacıya gönderilen noter ihtarı ile de bu faturanın kabul edilmediği, davaya konu … nolu 31/07/2017 tarihli ve 36.726,07 TL. Bedelli irsaliye faturasında ise teslim alan kısmında ad ve soyadın yazılı olmadığı ve teslim alan imzasının olmadığının görüldüğü, davacı tarafça bu irsaliye faturasının davalıya … Kargo ile gönderildiği belirtildiği halde ibraz edilen belge içeriğinden kargo içeriğinin ne olduğu tesbit edilemediği, davalı şirket yetkilisi isticvabında faturaların hiçbirindeki imzanın kendisine veya çalışanlarına ait olmadığını beyan ettiği, Mahkemece davacı tarafça ibraz edilen 23/03/2017 – 15/04/2017 – 12/04/2017 tarihli sipariş fişlerindeki teslim alan imzalarının davalı şirket çalışanına ait olup bu sipariş fişlerindeki ürünlerin teslim edildiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu sipariş fişlerine konu ürünlere ait irsaliye faturaların tarihlerinin 04.10.2017 ve 31/07/2017 tarihli olduğu, bu durumda irsaliye fatura tanzim tarihinden önce malların teslim edildiği olgusunun ortaya çıktığı, sipariş fişlerinde teslim alan kısmında davalı şirketin kaşesinin olmadığı, ayrıca 23/03/2017 – 15/04/2017 – 12/04/2017 tarihli sipariş fişlerindeki malların davalı şirket çalışanı … fatura tanzim tarihinden önce teslim edildiği belirtilmiş ise de teslim olgusunun davalı tarafça kabul edilmediği ve … davalı şirket adına teslim almaya yetkilendirildiğine ilişkin delil sunulmadığı ve sipariş fişi üzerinde davalı şirket adına teslim alındığına ilişkin davalı şirket kaşesinin de olmadığı anlaşılmış olup bu tesbitler doğrultusunda davacı tarafça davaya konu 04.10.2017 ve 31/07/2017 tarihli irsaliye faturalardaki malların davalıya teslim edildiğinin ispat edilemediği ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş ise de davalı tarafın istinafı olmadığından aleyhe bozma yapılmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.