Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1455 E. 2022/273 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1455 Esas
KARAR NO: 2022/273 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/814 Esas – 2021/296 Karar
TARİH: 26/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Şirket Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 03/03/2017 tarihli sözleşme ile müvekkilinin … Ltd. Şti.’ndeki hissesini 950.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devretmesinin kararlaştırıldığını, devir bedelinin 142.000,00 TLsinin önceden ödenmiş olduğunu, kalan bedelin ise çeklerle ödeneceğini, bir kısım ödemeler yapıldığını, ancak bakiye 250.000,00 TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, Diyarbakır İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zira hisse devrine konu şirket merkezinin Diyarbakır ilinde bulunduğunu, şirket pay sahiplerinin ve müvekkilinin ikametgahının da Diyarbakır olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/03/2021 tarih ve 2020/814 Esas 2021/296 Karar sayılı Kararı ile; “İtirazın iptali davası açılabilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde icra takibinin başlatılması gerektiği, davalı tarafça hem takip talebine yapılan itirazda, hem de davaya verilen cevapta yetki itirazında bulunulduğunda, davalı tarafça sunulan belgelerden Diyarbakır’da bulunan şirketin devrinden kaynaklı ihtilaf olması, ayrıca davalının ikametgahının Diyarbakır’da olduğunun anlaşılması nedeniyle yetkili icra dairesinin Diyarbakır İcra Dairesi olduğu anlaşıldığından HMK 114/2 ve 115/2 md. gereğince yetkili icra dairesinde usulune uygun icra takibi başlatılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “HMK 114/2 ve 115/2 md. gereğince yetkili icra dairesinde usulune uygun icra takibi başlatılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Uyuşmazlığın hisse devrine ilişkin olmadığını, devir sonrasında sözleşme ile belirlenmiş olan ödemenin yapılmamasına, yani para alacağına ilişkin olduğunu, dolayısıyla İİK 50, HMK 10 ve TBK 89.m uyarınca müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer icra müdürlüğünün yetkili olduğunu, Davanın usulden reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesinde yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde yapılmış bir takip bulunması dava şartı olup, bu hususta inceleme yapılırken İİK 50.m. yollamasıyla HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri dikkate alınması gerekir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davalı tarafça yasal sürede borca itirazın yanında Diyarbakır İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında da bulunulduğu görülmüştür. HMK 14/2 m. uyarınca “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dava konusu uyuşmazlık dosya kapsamında mevcut 03/03/2017 tarihli Şirket Pay Devir Sözleşmesi uyarınca ödenmeyen hisse devir bedeline ilişkin olup, yetkili icra müdürlüğü şirket merkezinin bulunduğu yer olan Diyarbakır İcra Müdürlüğüdür(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 17/06/2019 tarih 2019/2229 E., 2019/4442 K. sayılı emsal kararı). Dolayısıyla mahkemece yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmamış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2 m. uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddi halinde davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti maktu vekalet ücretini geçemeyecektir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b2 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve yeniden hüküm kurularak vekalet ücretinin düzeltilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/03/2021 tarih ve 2020/814 Esas – 2021/296 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak sureti ile; 1-HMK’nın 114/2,115/2 maddeleri gereğince yetkili icra dairesinde usulune uygun icra takibi başlatılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70.TL karar harcının davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 3.776,54 TL harçtan mahsubu ile 3.695,84 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığını, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 8-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 59,30.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 9-Davacı tarafından sarf edilen 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 43,00.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 205,10.TL’nin istinaf sebeplerindeki haklılık durumu dikkate alınarak takdiren davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.