Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1445 E. 2023/1978 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1445 Esas
KARAR NO: 2023/1978 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/234 Esas – 2021/351 Karar
TARİHİ: 20/04/2021
DAVA: Tazminat (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, kiralayan … A.Ş. ile kiracı … Ltd. Şti. arasında 25/02/2017 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, kiracı şirketin leasing sözleşmesi ile devralmış olduğu iş makinesini … nolu finansal kiracı değişikliği ve tadil sözleşmesi ile müvekkili olan davacı şirkete devrettiğini, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan iş makinesinin sigortalısının iş bu sözleşme gereğince müvekkili olan davacı şirket olduğunu, iş makinesinin sigorta koruması altında iken kırıma uğradığını, iş makinesinin hasara uğraması üzerine makinenin … Makineleri servisine çekildiğini, ilgili servis tarafından 65.191,74.-TL hasar meydana geldiğinin bildirildiğini, hasarın sigorta şirketine ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını ve sigorta şirketi tarafından müvekkili olan davacı şirkete 3.000,00.-TL teklif edildiğini, davalı sigorta şirketinin finansal kiralama konusu malın eksik sigortalandığını, bu nedenle teminat değerinin riske gireceğini ve eksik sigortanın müvekkili olan davacı şirketçe tamamlanarak teminat altına alınabileceğine ilişkin üzerine düşen bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini dermeyan etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, finansal kiralama şirketinin iş bu davaya muvafakat etmemesi halinde davacının aktif husumetinin olmayacağı, hasarın teminat dışı olduğu, dava dilekçesinde talep edilen hasar tutarının fahiş olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla eksik sigorta bulunduğundan, tazminatın buna göre tayini gerektiği, poliçede muafiyet bulunduğundan tayin edilecek tazminattan da tenzilat yapılması gerektiği ileri sürülerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/04/2021 tarih 2019/234 Esas – 2021/351 Karar sayılı kararında;”Dava; Sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır. Mahkememizin 18/02/2020 tarihli duruşmasının 4 nolu ara kararı uyarınca dosyanın sigorta ve hasar tespiti alanında uzman bir bilirkişi ile bir makine mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş, müştereken rapor tanzim edilmesi kararlaştırılmış, Sigorta Eksperi … ile Makine Yüksek Mühendisi Hasar Değerleme Uzmanı Prof. Dr. … tarafından sunulan müşterek bilirkişi raporunda özetle ; ”…Dava konusu 2011 model … tipinde, … motor numaralı … şasi numaralı iş makinesinin … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı poliçe ile 02/03/2017-2020 tarihleri arasında makine kırılması sigortası yapıldığı, sigortanın olayı kapsadığı, poliçenin dosyada mevcut olduğu, sigorta bedelinin 121.500-TL olduğu, olayda iş makinesi operatörünün kullanma kusurlarının olmadığı, İş makinesinin … A.Ş. tarafından davacı firmaya kiralandığı ve bahse konu iş makinesine ait Makina Kırılma Poliçesinin aynı grubun sigorta şirketi … Sigorta tarafından teminat altına alındığı, Makine Kırılma Poliçesinde iş makinesinin teminatınn gerçek ederinin 507.720-TL olması gerekirken verilen kredi tutarı üzerinden teminat altına alındığının belirlendiği, bu uygulamanın hem kiralayan … A.Ş.’nin hem de sigortalayan … Sigortanın personelinin bariz hatasından kaynaklandığı, 30/01/2019 dava tarihinde 1UER=6.0447-TL olduğu dikkate alındığında hasar tazminatının: toplam hasar bedeli 53.596,45-TL, toplam muafiyet 1.000EUR*6.0447,70-TL olmak üzere hasar tazminatının 47.551,75-TL olduğu, davacı tarafa ait 2011 model … tipinde, … motor numaralı … şasi numaralı iş makinesindeki kırılma nedeniyle toplam zarar ve ziyanın 47.551,75-TL olup, davalı … Sigorta Şirketinin bu bedelin tamamından sorumlu olacağı …” belirtilmiştir. Mahkememizin 20/04/2021 tarihli duruşmasında; 27/01/2021 tarihinde ihbar olunan … A.Ş. vekilinin UYAP sisteminden gönderdiği dilekçe ile davalı… Sigorta A.Ş.yanında fer’î müdahale talebinde bulunduğu ve maktu başvurma harcını yatırdığı görülmüş, … A.Ş.’nin fer’î müdahil olarak dava ve duruşmalara kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince UYAP ortamından gönderilen 18/11/2020 tarihli dilekçe ile davanın ıslah edildiği, dava değerinin 47.551,75-TL’ye çıkartıldığı görülmüştür. Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, hasar dosyası, poliçe, ekspertiz raporu, bilirkişi müşterek raporu dosya içeriği ile birlikte kül halinde düşünülüp değerlendirildiğinde; davacı şirketin finansal kiralama sözleşmesini dava dışı şirketten devraldığı, sözleşmenin yeni tarafı haline geldiği, davaya dayanak yapılan iş makinesine ilişkin … Sigorta A.Ş. tarafından 02/03/2017-02/04/2020 tarihlerini kapsar şekilde makine kırılması sigorta poliçesi düzenlendiği, iş makinesinin davalı sigorta şirketinin güvencesi altında bulunduğu, sigorta bedelinin 121.500-TL olduğu, yetkili serviste yapılan inceleme neticesinde makine hakkında düzenlenen teknik raporda makinenin bir kısım parçalarında kırılma olduğu ile zararın tespit edildiği, iş makinesi operatörünün kusurlu olduğuna dair bir tespitin dosyada yer almadığı, bilirkişi müşterek raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, muafiyet uygulanmak suretiyle hasar tazminatının 47.551,75-TL olduğu anlaşılmıştır. Dosyada mübrez ihbar föyü dikkate alınarak ihbarın davalı sigorta şirketine yapıldığı 02/11/2018 tarihinden itibaren hasar tazminatına (davacı vekili dava dilekçesinde yasal faiz talep ettiğinden) HMK.m.26/1 talep gereği yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.47.551,75-TL’nin 02/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, Davanın KABULÜNE, 47.551,75-TL’nin davalıdan 02/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin yukarıdaki esas sayılı dosyasında verilen kararın eksik incelemeye dayalı ve hatalı bir karar olup bozulması gerektiğini; karara karşı istinaf sebeplerinin aşağıda sunulduğunu, Finansal kiralama şirketinin davaya muvafakat edip etmediğine dair beyanının alındığını, bu halde davanın husumetten reddinin gerektiğini; aksi yönde verilen hükmün kaldırılması gerektiğini, İhtilafa konu makinenin … A.Ş isimli şirketten kiralandığını, davacı sirgortalı ile dava dışı … A.Ş arasındaki leasing sözleşmesi gereğince makinelerin sigortalının uhdesinde bulunsa da makinelerin mülkiyetinin dava dışı leasing şirketine ait olduğunu; bu durumda davacının aktif dava ehliyetinin varlığından söz edilebilmesi için dava dışı leasing şirketinin davacıya kayıtsız şartsız muvafakat etmesi gerektiğini; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2023 tarihli 2003/4992 Esas 2003/11963 Karar numaralı kararı ile finansal kiralama şirketinin davacıya muvafakat vermesi gerektiğini belirttiğini; bu bağlamda, … A.Ş’nin davaya muvafakati olup olmadığının tespiti gerekmekteyken eksiklik girelimeksizin verilen hükmün hukuka aykırı olmakla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Hasarın teminat kapsamı dışı olmakla hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, ekspertiz raporunda hasarın makinenin kullanımı esnasında herhangi bir zorlanma veya makinenin geri geri giderken birden ileri vitese takılmasıyla oluşan vuruntu eksisiyle sürtünme ve ona bağlı kırılma neticesinde meydana geldiğinin belirlendiğini, Makine Kırılması Sigortası Genel Şartları’nın ‘Teminat Dışında Kalan Haller’ başlıklı 3.Maddesinde; “k) Sigortalının veya onun yerine kaim olan sorumlu kişinin kasdından ve ayrıca sözleşme varsa ağır kusurundan mütevellit maddi ziya ve hasarlar.” düzenlemesinin yer aldığını, bununla birlikte poliçenin 5. sayfasında, “Kiracının veya Sigortalının veya bunların temsilcilerinin kasıtlı davranışlarından veya ağır kusurlarında doğan ziya ve hasarlar”ın teminat kapsamında olmadığının ifade edildiğini; Ancak hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporu kapsamında ilgili itirazlarının hiçbir şekilde inceleme konusu yapılmadığını, olayın meydana geliş şekli hususunda herhangi bir nitelendirmede bulunulmadığını; Sigorta Hukukunda uzman bir bilirkişi tarafından itirazlarının değerlendirilmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bu neticede hüküm tesis edilmesi gerekirken aksi şekilde verilen hükmün eksik inceleme ile tesis edildiğini, Hasarın zorlama neticesinde ağır kusur ile meydana geldiğinin müvekkili şirket nezdinde yapılan incelemeler kapsamında tespit edilmiş olmakla Yerel Mahkeme Kararı’nın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Hasarın teminat kapsamı dışı olduğu itirazlarının saklı kalmak kaydıyla eksik sigortaya ilişkin itirazlarının değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini,Poliçede sigorta bedelinin 121.500,00 TL olarak belirlendiğini; sigorta değerinin ise ekspertiz raporu ile 507.720,00 TL olarak belirlendiğini; bu doğrultuda, sigorta bedeli ile sigorta değerinin paralel olmadığını; müvekkili şirketin, makinenin bedelinin altında teminat vermiş olduğundan somut olayda eksik sigorta olduğu hususunun tartışmasız olduğunu; bu halde, Türk Ticaret Kanunu’nun 1462. maddesi uygulama alanı bulmakta olduğunu; işbu maddede; “Sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigdrta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder.” hükmünün yer aldığını; Hasar hesaplaması yapılabilmesi için öncelikle sigorta bedeli ile sigorta değerinin oranlaması ve eksik sigorta oranının tespit edilmesi gerektiğini; bu tespit akabinde, hasar bedelinin eksik sigorta oranı ile çarpılması neticesinde gerçek zarar miktarının ortaya çıkacağını, Ancak dosya kapsamına hem cevap dilekçeleri hem de bilirkişi raporuna itirazlarıyla bildirdikleri eksik sigortaya ilişkin beyanlarının hiçbir surette incelenmediğini ve bilirkişi raporu kapsamında yapılan tespitler üzerinden eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, Her halükarda hasarın teminat dışında kaldığı itirazlarının kabul edilmemesi halinde müvekkili şirket tarafından yapılan eksik sigorta uygulamasıyla yapılan işbu tespitin hukuka ve kanuna uygun olup esas alınması gerektiğini, aksi yönde yapılan tespitler üzerinden tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, Poliçede muafiyet olduğunu; bu doğrultuda eksik sigorta neticesinde belirlenecek hasar bedelinden muafiyet tutarının tenzil edilmesi gerektiğini, Poliçenin 4. Sayfasında “Teminat Kapsamı” başlığının 5. Maddesinde; “Herbir hasarda poliçe cetvelinde belirtilen muafiyet tutar ve oranları uygulanacaktır.” ifadesi 2. Sayfasında ise; “Deprem ve GLKHH+T dışında kalan her bir hasarda, tek bir ünitenin sgorta bedeline göre aşağıda belirtilen maktu tutardan az olmamak üzere hasarın %10’u oranında muafiyet uygulanacaktır.” ifadesinin yer aldığını; poliçe cetveli poliçenin 2. Ve 3. Sayfalarında yer almakta olduğunu; işbu cetvelde muafiyet oranının Euro türünden sigorta bedeline ve makinenin cinsine göre değişiklik arz etmekte olduğunu, Davaya konu makinenin cinsine göre makinenin türünün Grup 3 olduğunu; sigorta bedelinin 50.000 Euro’nun altında kaldığından işbu bölümün dikkate alınması gerektiğini; bu kesişim dikkate alındığında muafiyet bedelinin 1.000,00 Euro olduğunun anlaşıldığını, Bu bağlamda muafiyet oranının 1.000 Euro ya da hasarın %10’u olabileceği, işbu muafiyet bedellerinden yüksek olan bedelin esas alınacağının aşikar olduğunu; döviz kuruna göre hesaplama yapıldığında 1.000 Euro’nun hasarın %10’undan yüksek olduğu anlaşıldığından bir önceki başlık altında tespit edilen hasar bedelinden 1.000 Euro muafiyet tenzili yapıldığını; Müvekkili şirket tarafından davacı tarafa teklif edilen hasar bedelinin poliçe genel ve özel şartlarına uygun olduğunun sabit olup davacının mesnetsiz iddialarının reddedilmesini talep ettiklerini, Genel şartlarda muafiyet bulunduğunu; iş bu muafiyet oranının da tazminat hesaplamasında dikkate alınması gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, Makine Kırılması Sigortası Genel Şartları’nın ‘Tazminat Hesabi’ başlıklı 14. Maddesinde; “c) Poliçede her makine veya tesisat için gösterilmiş olan asgari muafiyet miktarından aşağı olmamak kaydiyle, aksine sözleşme yok ise, her hasarın %20’si sigortalının uhdesinde kalır.” hükmüne yer verildiğini; bahse konu maddede her durumda hasar bedelinin %20’sinin sigortalı uhdesinde kalacağının Genel Şartlar ile belirlenmiş olup işbu hükmün aksinin poliçede yer almadığını; bu doğrultuda, eksik sigorta ve poliçede yer alan muafiyet oranı haricinde hasar bedelinin %20’sinin sigortalı üzerinde kalacağının tartışmasız olduğunu; yapılacak incelemede ve hasar tespitinde işbu maddenin de dikkate alınması gerekmekteyken aksi yönde kurulan hükmün hatalı olmakla kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek, yukarıda belirtilen ve resen değerlendirilecek sebeplerle, istinaf taleplerinin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, kabul görmemesi halinde itirazları doğrultusunda inceleme yapılmasını, tehiri icraya karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; makine kırılması sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri, davacıya finansal kiralama ile kiralanan makine yönünden, finansal kiralama şirketinin iş bu davaya muvafakat edip etmediği tespit edilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu, muvafakat bulunmaması halinde davanın aktif husumetten reddinin gerektiği, hasarın teminat kapsamı dışında olduğu, eksik sigorta bulunduğu ve muafiyet tenzilatı yapılması gerektiği, bilirkişi raporuna bu yönde yapılan itirazların mahkemece değerlendirilmediği yönündedir. Dava dışı … firması ile davalı yanında davaya feri müdahil … Şirketi arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesine istinaden, davalı Sigorta Şirketi nezdinde … Şirketi’nin sigorta ettiren, … firmasının sigortalı olduğu, … poliçe numaralı, 02/03/2017 başlangıç, 02/04/2020 bitiş tarihli, 121.500,00-TL limitli makina kırılması poliçesinin tanzim edildiği, finansal kiralama sözleşmesinin, finansal kiralama şirketinin de yazılı izni ile 29/11/2017 tarihli finansal kiralama kiracı değişikliği ve tadil sözleşmesi ile davacıya devredildiği, … nolu makine kırılması sigorta poliçesi eki ile sigortalı … yerine, davacının sigortalı hale getirildiği, teminatın 121.500,00-TL olarak devam ettiği, poliçe ekine eklenen klozlar dışında, asıl poliçe özel şartlarının aynen devam ettiği, poliçenin teminatın kapsamı başlıklı kısmının 1 inci maddesinde, “bu poliçe … A.Ş.’nin poliçe cetvelinde numaraları belirtilen bildirim ve kira sözleşmeleri gereği ekli listede dökümü yapılan makine ve cihazları, Finansal Kiralama All Risks sigorta genel şartları çerçevesinde teminat altına alır.” düzenlemesinin, 2 inci maddesinde ise “söz konusu poliçe ile ilgili tüm yazışmalar, hasar ihbarları ve ödemeleri, poliçe taraflarından … A.Ş. ile yapılacaktır. Bu hususların kiracı ile ele alınması ancak … A.Ş.’nin yazılı onayı ile mümkün olacaktır” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından, finansal kiralama konusu makinenin teminat kapsamında hasarlandığı iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 1454. maddesi uyarınca; sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Düzenlemeye göre aksine bir sözleşme kuralı yoksa sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya aittir. Dava konusu poliçe özel şartlarında, poliçe ile ilgili tüm yazışmaların, hasar ihbarları ve ödemelerin, poliçe taraflarından sigorta ettiren/kiralayan … A.Ş. ile yapılacağına, bu hususların davacı sigortalı/kiracı ile ele alınmasının ancak … A.Ş.’nin yazılı onayı ile mümkün olacağına dair açık hüküm bulunması karşısında, davacının sigorta bedelini alması ancak … A.Ş.’nin muvafakatı ile mümkündür. O halde mahkemece, davacı tarafından açılan davaya … A.Ş.’nin muvafakatı bulunup bulunmadığı davacıdan ve fer’i müdahilden sorularak, davacının aktif husumeti bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin aktif husumete yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmuştur (bkz. Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2018/2256 esas, 2019/3649 karar sayılı 13/05/2019 tarihli ilamı) Kabule göre de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ekspertiz raporundaki tespitlerin hiç incelenmemiş olması, hasarın teminat kapsamında olup olmadığına yönelik denetime açık değerlendirme yapılmamış olması, eksik sigorta itirazının değerlendirilmemiş olması karşısında, davacının aktif husumetinin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, bilirkişi heyetine gerekli görülürse sigorta uzmanı bilirkişi de eklenerek davalı itirazlarını karşılar ek rapor alınması gerekirken, bu itirazlar gerekçede de karşılanmaksızın karar verilmiş olması yerinde olmamış, davalı yanın bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusunda mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2021 tarih ve 2019/234 Esas – 2021/351 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca icranın geri bırakılması için yatırılan teminatın talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.