Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/144 E. 2023/241 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/144
KARAR NO: 2023/241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1481 Esas – 2020/543 Karar
TARİHİ: 29/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde, davalının müvekkili şirkete olan fatura borçları nedeni ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile ilamsız takip yapılmış olduğunu, davalı tarafından işbu takibe haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak itiraz edildiğini, borcun konusunu oluşturan faturaların davalıya satışı yapılan malzeme bedellerine ilişkin olduğunu, davalı şirketin fatura bedellerini müvekkiline ödemediğini, bunun neticesinde icra takibine geçildiğini, davalı şirket itiraz dilekçesi ile borcun ödendiğini bildirmişse de, müvekkili şirkete yapılan herhangi bir ödemenin mevcut olmadığını, kaldı ki, davalının ödeme yaptığına ilişkin bir belge de sunmadığını, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın kötü niyetli olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 10.808,54 TL üzerinden devamına, davalı borçlunun itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 29/09/2020 tarih ve 2018/1481 Esas – 2020/543 Karar sayılı kararında; “… Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında mal satışına ilişkin yazılı olmayan sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının satıcı davalının ise alıcı olduğu, davacı şirketin 2015-2016-2017-2018 yılları ticari defter ve kayıtlarının HMK.222 maddesi kapsamında kendi lehine delil teşkil ettiği, davacı şirketin ticari defterlerine göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle talebi gibi davalı yandan 10.808,54-TL alacaklı olduğu, davalıya usulüne uygun ihtarda bulunulmuş olmasına rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği ve herhangi bir mazeret de bildirmemiş olması sebebiyle ticari defterlerinin incelenemediği, celp edilen BA/BS kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü, malların davalı yana teslimi konusunda ihtilafın olmadığı, yerleşik içtihatlar uyarınca BA formlarında kayıt bulunması sebebiyle malların teslim alınmadığının ispat yükünün davalı yana ait olduğu, bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı gibi davalının itiraz dilekçesinde faturaların ödendiğini belirttiği, ancak ödemeye ilişkin de herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısıyla davacının asıl alacak iddiasını ispat ettiği kanaatine varılmakla; davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 10.808,54 TL yönünden iptaline, asıl alacak tutarına borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanması suretiyle takibin devamına, kabul edilen alacak likit itiraz haksız bulunduğundan takdiren % 20 oranında hesaplanan 2.202,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı yan ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki mevcutsa da, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin asli edimlerinin davacı yan tarafından yerine getirilmediğini, akdedilen sözleşme gereğince davacı yanın asli edimlerinin yerine getirilmemesi neticesinde, sözleşmede kararlaştırılan bedele hak kazanmasının mümkün olmadığını, davacının haksız kazanç sağlamak amacıyla icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibine karşı haklı nedenleri neticesinde takibin durdurulduğunu, bilirkişi raporunda yapılmış olan hesaplama hatalı olup, bedelin olduğundan daha yüksek olduğunu, buna rağmen yerel Mahkemece işbu raporun karara esas alındığını, hatalı bir bilirkişi raporunun gerekçeli kararın hemen hemen tamamına esas alınmış olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tebligatların müvekkiline usulünce yapılmadığını, bu sebeple cevap dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin sunulamadığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyanla İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.09.2020 tarihli kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine, 2.172,86 TL ve 8.535,68 TL tutarlı faturalara dayalı alacağın ve işlemiş faizin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının süresi içerisinde sunduğu dilekçe ile fatura konusu borcun ödendiğini beyan etmesi nedeniyle takip durmuş ve davacı tarafından eldeki dava ile 10.108,54 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali talep edilmiş, davalı taraf davaya cevap vermemiş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Somut olayda davacının ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen takip konusu faturaların kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davalı taraf ticari defterlerini incelemeye sunmamış ise de, davalının, ticari defterlerle bağlantılı kayıt niteliğinde olan 2018 dönemi içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine sunduğu BA formundaki alış faturalarının miktarı ile davacının aynı yılda sunduğu BS formundaki satış faturalarının miktarının birbiri ile ve her iki miktarın davacının ticari defter kayıtları ile uyumlu olduğu, dolayısıyla davalı tarafından davacının düzenlediği faturaların tebliğ alınmış olduğu, süresi içinde faturalara itiraz edilmediği, davacı tarafından faturalara konu alacağın ispat edildiği, davalı tarafından icra takip dosyasına sunulan dilekçede alacağın kabul edildiği ancak ödendiğinin beyan edildiği, ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, dava dilekçesinin ve ticari defterlerin ibrazı hususunda ihtaratı içerir duruşma tutanağının davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, her ne kadar bilirkişi incelemesinden sonra davalı şirket adına vekalet sunulmuş ve rapor davalı vekili yerine davalı şirkete tebliğ edilmiş ise de, bu hususun sonuca etkisinin bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacı 10.808,54 TL alacaklı olduğundan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 738,33 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 185,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 553,33‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.