Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1423 E. 2023/1916 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1423
KARAR NO: 2023/1916
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/650 Esas – 2021/348 Karar
TARİHİ: 22/04/2021
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … ile müvekkili bankanın Çallı-Antalya Şubesi arasında imzalanan 19.09.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile tahsis edilen limit doğrultusunda borçluya gayri nakdi krediler kullandırıldığını, borçluya kullandırılan gayri nakdi krediler doğrultusunda verilen teminat mektuplarının tazmin edilmiş olduğunu ve bankanın alacağının nakdi riske dönüştüğünü, davalı şirket tarafından tahakkuk etmiş işletme kredilerin gecikme kar payı ve gecikme kar payı BSMV’sinin ödenmemesi üzerine; banka tarafından hesap özeti ile birlikte borçlu şirket ile borçlu kefillerin banka ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesindeki adreslerine Antalya …. Noterliğinden 16.08.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, borçluların ihtarnameye itiraz etmediklerini, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ettiklerini, itiraz dilekçesinde, borçluların adreslerinin Antalya olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, ancak taraflar arasında yapılan sözleşmede yetkili mahkeme ve icra dairesi olarak İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığını, borçluların borca itiraz dilekçesinde yetkiye, takibe, borcun tamamına, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize, ferilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının yersiz olduğunu beyanla davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacının dilekçesinde belirttiği hesap kat ihtarına Antalya … Noterliğinin … sayılı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Antalya Mahkemeleri olduğunu, davalıların vaki icra takibinden önce temerrüde düşürülmediklerini, ayrıca icra takibinde borcun sebebine dair evrakların da tebliğ edilmediğini, kefalet sözleşmelerinin geçerli olmadığını, davacının kefillerden talepte bulunmasının usül ve yasaya aykırı olduğunu, davalılardan icra takibiyle talep edilen miktarın doğru olmayıp faiz miktarının da fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 22/04/2021 tarih ve 2019/650 Esas – 2021/348 Karar sayılı kararında; “Dava; İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, davalı şirketin ticari sicil dosyası celp edilmiş bilirkişi raporları alınmıştır. Mahkememizin 10.09.2020 tarihli celsesinde; Genel Kredi sözleşmesinin 34/2.2 maddesi, İİK.nın 50. maddesi ve HMK.nın 17. maddesi gereğince davalıların İcra müdürlüğünün ve Mahkememizin yetkisine itirazları ret edilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 1.600 TL asıl alacak, 1.513.655 USD asıl alacak (06/02/2019 tarihli TCMB’ye istinaden 1 USD=5,2261 TL olmak üzere harca esas değer 7.912.112,40 TL) için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı … San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı bankanın Çallı-Antalya Şubesi arasında 19.09.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, diğer davalıların Genel Kredi sözleşmesini 6.600.000 TL limitle müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davalı şirkete gayri nakdi krediler kullandırıldığı, dava dışı … tarafından davacı bankadan davalı şirket adına verilen teminat mektubundan bakiye 1.508.000 USD tutarın 09.01.2019 tarihindeki 5,5072 TL kur üzerinden 8.304.857,60 TL bedelin ödemesi talep edildiği ve davacı bankaca talep edilen bu bedelin ödendiği, bunun üzerine davacı banka tarafından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı ve itiraz üzerine bu davanın açıldığı, Mahkememizce alınan ve talimat yoluyla alınan bilirkişi raporlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalı …San. Tic. Ltd. Şti.den 1.513.655 USD alacaklı olduğu, davalı …’in şirketin yetkilisi olduğu ve kefaletinin geçerli olduğu, kefalet limiti olan 6.600.000TL ile sınırlı olmak üzere borçtan sorumlu olduğu, diğer davalı …’in ise Genel Kredi sözleşmesi ve kefalet tarihinde davalı şirket ortağı olmadığı ve evli olduğu, eş muvafakatinin bulunmadığı buna göre TBK.nın 584.maddesi geriğince kefaletinin geçerli olmadığı, bu nedenle borçtan sorumlu tutulamayacağı ayrıca sözleşmede kefiller yönünden çek depo talebi ile ilgili açık hüküm bulunmadığından davalı kefil …’in çek depo talebi ile ilgili sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak; Davalı … hakkındaki davanın reddine, davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile, davalı … yönünden 6.600.000 TL için, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden borcun tamamı için olmak kaydıyla, 1.513.655 USD asıl alacak için yaptıkları itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki gayrinakdi alacağına yönelik davasının kabulü ile; 1.600 TL nin davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmek suretiyle takibin devamına, Davalı … hakkındaki gayrinakdi alacağına yönelik davanın reddine, alacak likit olduğundan davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … yönünden icra inkar tazminatına karar verilmiştir.” gerekçesi ile davalı … hakkındaki davanın reddine, davalılar …San. Tic. Ltd. Şti. ve … hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup istinaf yasa yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, davalı kefiller müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olup kredi kullanan borçlu hakkındaki hükümlerin tamamının kefiller için de geçerli olduğunu, müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin “Kefalet Sözleşmesi” başlıklı 25. maddesi ve devamında kefalete ilişkin hükümlerin düzenlendiğini; Genel Kredi Sözleşmesinin “Kefilin Sorumluluğunun Niteliği” başlıklı 25.2. maddesinin 1. fıkrası; “Kefil, Müşteri ve diğer kefillerle birlikte, müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatıyla borçlu olduğunu, hatta bu Sözleşme hükümlerinin ifası taahhüt ve borçların yerine getirilmesi/ödenmesi için, aynen borçlu gibi her birinin diğerinin borcuna aynı zamanda, ayrı ayrı olarak ve Sözleşme’deki yükümlülükler tüm kefiller için aynen geçerli olmak üzere, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt etmektedir.” şeklinde olup borçlular tarafından imzalandığını; Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Müşteri Hakkındaki Tüm Hükümlerin Kefil İçin Geçerli Olması” başlıklı 25.3. maddesinin 2. fıkrası; “Sözleşme’de Müşteri’yi sorumluluk altına sokan tüm hükümler, Kefil için de aynen geçerli olduğundan Müşteri kelimesi bu anlamda Kefili de ifade etmektedir” şeklinde olup borçlular tarafından imzalandığını, Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olan şahıslar bakımından da borcun tamamına ve gayrinakdi alacağa ilişkin itirazın iptalinin gerektiğini; Tehir-i icra talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/650 E. 2021/348 K. sayılı ilamında hükmedilen vekalet ücreti davalılar vekili tarafından Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. ve … E. sayılı dosya ile takibe konulmuş olup istinaf başvurusu neticelenene kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/650 E. 2021/348 K. sayılı 22.04.2021 tarihli ilamında aleyhe kararın kaldırılarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takibe vaki itirazın tüm borçlular yönünden iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan nakdi ve gayri nakdi alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı taleplerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın, davalılar … ile … yönünden kısmen kabulüne, davalı … yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebebi, davalı kefillerin de davalı asıl borçlu şirket gibi nakdi ve gayri nakdi alacaktan sorumlu oldukları ve davalı kefiller yönünden verilen red ve kısmen kabul kararının hatalı olduğuna yöneliktir. Dosya kapsamından; davacı banka ile davalı … arasında 21.09.2016 tarihli, 6.600.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, davalılar … ile …’in sözleşmeyi aynı miktarda ve müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, her iki davalının da kefalet tarihinde (23.09.2016) evli oldukları anlaşılmıştır. TBK’nın 584. maddesi uyarınca; eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Anılan maddeye, şirket ortak veya yöneticisi tarafından şirket lehine kefalet akdi düzenlenmesi durumunda eş rızası aranmayacağına ilişkin 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren üçüncü fıkra eklenmiştir. Eldeki dosyada mübrez Antalya Ticaret Sicil kayıtlarına göre, davalı …’in davalı …’nde bulunan hisselerini 29.08.2014 tarihinde diğer davalı …’e devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı ve kefalet tarihinde şirket ortağı olmadığı, bu sebeple açıklanan emredici yasal düzenleme gereği davalı … yönünden kefaletin geçersiz olduğu, Mahkemece bu davalı hakkında verilen davanın reddine yönelik kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı …’in ise kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalı şirketin tek ortağı ve yetkili temsilcisi olduğu, kefaletinin diğer şekil şartlarını da sağlaması sebebiyle geçerli olduğu, davalı kefilin kefalet limitinin 6.600.000 TL olması sebebiyle Mahkemece nakdi krediler yönünden davalının sorumluluğun bu miktar ile sınırlı tutulmasında ve dosyaya mübrez 21.09.2016 tarihli genel kredi/kefalet sözleşmesinin 25. maddesinde müteselsil kefillerin gayrınakdi, çek sorumluluk bedellerini depo yükümlülüklerinin bulunduğu açıkça kararlaştırılmadığından gayri nakdi kredi yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun haksız olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.