Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1400 E. 2023/1761 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1400 Esas
KARAR NO: 2023/1761 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/39 Esas – 2021/354 Karar
TARİH 05/04/2021
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin … A.Ş’ ne bağlı … Acente sorumlusu olduğu. … adına kargo taşımacılığı hizmeti verdiğini.Davalı … AŞ. ile 2017 Yılından öncc şube niteliğindeki … kargo şubesi 2017 tarihi itibariyle acenteye dönüştürüldüğünü bu tarihten sonra müvekkili sorumluluğunda çalışmaya davalı yana kargo hizmeti vermeye devam ettiğini.Ancak davalı yan Mayıs 2019-Ekim 2019 tarihleri arasında almış olduğu kargo hizmetlerine ilişkin ödeme yapmadığını, dava dışı … Kargonun müvekkili ile bulunan acentelik sözleşmesine dayanarak davalı yanın ödemesi gereken 13.948,33-TL sini müvekkilin hakkedişinden kesinti yaparak alacağın tamamını müvekkile temlik ettiğini,Bu nedenlerle 01.05.2019-14.09.2019 aracındaki dönemlere ilişkin 13.948,33 TL alacağın 25.09.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını … Kargo ile anlaşmalarının 31.07.2019 tarihinde bittiğini, ancak … kargonun hala müvekkiline farazi faturalar düzenlediğini, muhasebe tarafından bu faturalar iade edilse de sehven iade edilmemiş faturalar olabileceğini, kargo firmasınca müvekkiline düzenlenen faturaların hangi hizmete karşılık verildiğinin ispatlanması gerektiği, müvekkiline 3.Şahıslar tarafından taraflarınca kabul edilmeyen kargo bedellerinin dahi kendilerine faturalandırıldığını, … Kargonun hizmet vermeden fatura kestiği fark edildikten sonra çalışmaya son verildiği,Tüm bu nedenlerden dolayı huzurdaki davanın reddine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/04/2021 tarih 2020/39 Esas 2021/354 Karar sayılı kararında;”….Yüce Mahkemenizde açılan Alacak davasında; tarafların iddia ve savunmaları, ticari defter ve kayıtları ile dosyaya sunulan tüm delillerin irdelenmesi neticesinde; dava dışı … Kargo Ticari Defterleri sonucu davalıya verilen temliknameye göre; davacının davalıdan 13.948,33 TL alacağı olduğu, sonuç ve kanaati ile rapor tanzim edildiği görülmüştür.Davacının davalı taraf ile işin mahiyeti gereği karşılıklı olarak cari kod-şifre ile çalışıldığının ve de kargo hizmetini ifa ettiğinin sunduğu belgelerden anlaşıldığ,Davalı ticari defterleri uyarınca da 7.836,40 TL davacıya borçlu olduğu görülmekle 5.859,81 TL tutarındaki iade faturası yansıtan davalının iade sebebi ve içeriğine yönelik delil ibraz etmediği bu hali ile iade faturaları gerekçelendiremediğinden davacının alacak talebine eklenmesi gerektiği bu hali ile davalının kendi defterlerine göre borç kaydının 13.696,21 TL olarak değerlendirildiği aradaki farkın da uzun süreli cari hesaptan kaynaklı olduğu nazara alınmakla,davanın kabulü ile rapor uyarınca tespit edilen 13.948,33 TL’nin dava tarihi ile işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜNE,2-13.948,33 TL’nin dava tarihi ile işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,Davacı tarafından dava konusu faturalara konu hizmetin verildiğinin ispatlanamadığını, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunu, bir tacirin başka bir tacire fatura kesip göndermesi, ispat için tek başına yeterli olmadığını, İstinafa konu yerel mahkeme kararı incelendiğinde, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna doğrudan atıf yapıldığı, söz konusu raporun hükme gerekçe alınarak, davacının müvekkili şirkete göndermiş olduğu faturalar sebebiyle davanın kabulüne karar verildiğini ancak bu durumun kabulü mümkün olmadığını,Yerel Mahkeme’de görülen yargılama sırasında ve dosya mündericatına sunmuş olduğumuz dilekçelerimizde müteaddit kereler ifade ettiğimiz üzere, … kargo ile müvekkili şirket arasındaki anlaşma 31/07/2019 tarihinde sona erdiğini ve bu tarihten sonra davacıdan herhangi bir hizmet alınmadığını, bu tarihten sonra kargo şirketi tarafından getirilen kargolar da kabul edilmediğini fakat dava süresince de bir kısım faturalar müvekkili şirkete gönderilmeye devam edildiğini, müvekkili şirketin davalıdan aldığı bir hizmet bulunmadığını, davacının müvekkili şirkete fatura kesip göndermesi, böyle bir hizmet verdiği anlamına gelmediğini, söz konusu faturalar zaten iade edildiğini, sadece davacının faturalarına atıf yapılarak, davanın kabulüne karar verilmesi mümkün olmadığını, bir tacirin, başka bir tacire fatura göndermesi tek başına bu faturaların içeriğini ispat eden bir durum olmadığını, Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da, faturalarda gösterilen hizmetin yapılıp yapılmadığı ile ilgiili deliller araştırmadan ve bu husustaki itirazların dikkate alınmaksızın, sadece fatura kayıtlarına itibar edilerek rapor düzenlendiğini, faturaların varlığı tek başına alacağın varlığına delil olamayacağından, davacı tarafından faturaya konu hizmeti yaptığının da ispatlanması gerektiğini, bilirkişilerce bu hususta herhangi bir inceleme yapmaksızın sadece dava dışı temlik eden şirket defter kayıtlarına itibar edilerek rapor hazırladığını, Her ne kadar defter kayıtları defter sahibi taraf lehine delil oluşturabilmekteyse de, hizmetin yapılmadığı yönündeki savunmaya itibar edilmesi için, davacının bu hususu ispat etmesi gerektiğini, salt davacı beyanları ve ticari defter kayıtları ile bu hususun ispatlanmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından faturaların içeriğine itiraz edilmiş olup bu hususta süresi içinde iade faturaları davacıya iletildiğini, bu durumda davacının söz konusu faturaların doğruluğunu başkaca vasıtalarla ispatlaması gerektiğini, bilirkişi, defter kayıtlarındaki lehe olan hususları dikkate almayarak eksik incelemede bulunduğunu,, yerel mahkemede görülen yargılamada verilen ara karar gereğince “Davacı tarafa 2 haftalık kesin süre içerisinde cari hesaba konu faturaların -mal hizmet ifasına yönelik belgelerini ibraz etmesinin istenilmesine” karar verilmişse de davacı tarafından, kesin süre içerisinde hizmet ifasına yönelik herhangi bir belge sunulamadığını, Dava konusu faturaların gerçek bir mal ve hizmet alımına dayanıp dayanmadığı incelenmeksizin, müvekkil şirketin yalnızca ticari defterlerdeki kayıtlara dayanılarak itiraza uğramış faturaların borçlusu olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, (T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN E. 2020/2699 K. 2020/5882 15.12.2020 Tarihli Kararı), (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/8713 E. 2020/1330 K. Sayılı Kararı)Davacı, kargo hizmeti alındığı ile ilgili verilen hizmet sonucunda teslim edilen kargolara ait Ambar Tesellüm Fişi ( Teslim Alan Ve Teslim Eden Olarak) dahi sunamadığı gibi hizmetin verildiği ile ilgili sadece beyana dayalı bilirkişi raporu düzenlendiğini, ve bu raporun hükme esas alındığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında da;”Davacı’nın davalı taraf ile işin mahiyeti gereği karşılıklı olarak cari kod-şifre ile çalışıldığının ve de kargo hizmetini ifa ettiğinin sunduğu belgelerden anlaşıldığı,” denilmek suretiyle gerekçesiz olarak hüküm kurulduğunu, Davacı tarafından kargo hizmetinin ifa edildiğini gösterir bir belgeye rastlanılmadığını, bilirkişi tarafından, 31/05/2019-14/09/2019 tarihleri arasında konu edilen fatura içeriği kargo hizmetini davalı yana verdiği kanaatine ne şekilde vardığı ile ilgili hiçbir açıklamanın mevcut olmadığını, hizmetin tespiti için yapılan incelemelerle dosyada kargo hizmeti verildiği ile ilgili imzalı bir belge (ambar tesellüm fişi vb) bulunmadığını, bilirkişi raporundaki bu tespitin doğrudan hükme esas alınmış olması ve sadece davacının beyanları ile kargo hizmeti verildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, bu belgeler mevcut ise de gerekçeli kararda hangi tarihlerde ve ne şekilde bu hizmetin alındığının açıklanması gerekmekteyken eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olduğunu,Yerel mahkemece, müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarında yer alan iade faturaları dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, Yerel Mahkeme tarafından verilen 03.05.2021 tarihli gerekçeli kararda;”Davalı ticari defterleri uyarınca da 7.836,40 TL davacıya borçlu olduğu görülmekle 5.859,81 tl tutarındaki iade faturası yansıtan davalının iade sebebi ve içeriğine yönelik delil ibraz etmediği bu hali ile iade faturaları gerekçelendiremediğinden davacının alacak talebine eklenmesi gerektiği bu hali ile davalının kendi defterlerine göre borç kaydının 13.696,21 tl olarak değerlendirildiği aradaki farkın da uzun süreli cari hesaptan kaynaklı olduğu nazara alınmakla,davanın kabulü ile rapor uyarınca tespit edilen 13.948,33 TL’nin dava tarihi ile işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” denilmek suretiyle hüküm tesis edilmişse de, yerel mahkemenin 5.859,81 TL tutarındaki iade faturası yansıtan davalının iade sebebi ve içeriğine yönelik delil ibraz etmediği şeklindeki gerekçesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, İade faturalarına konu olan asıl faturaların karşılığı hizmetin verildiğinin ispat yükünün tamamen davacıda olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirket kayıtlarında faturalardan kaynaklı 7.836,40-TL borç kaydedildiği ancak dava konusu döneme ilişkin müvekkili şirketin dava dışı … Kargo’ya 5.859,81-TL lik iade faturası kestiği, bu faturaları dava dışı … Kargo’nun ticari defter ve kayıtlarına almamış olması sebebiyle bu miktarın dikkate alınmayarak 13.696,21-TL fatura alacağının olduğunun belirtildiğini, yani bilirkişi tarafından iade faturalarının varlığı tespit edildiği halde bunların hesaplamada dikkate alınmamış olmasının anlaşılamadığını, Uzun süreli cari hesap ilişkisi gerekçe edilerek, davacıya fazla alacak çıkarıldığını, Yerel Mahkeme’ce verilen 05.04.2021 tarihli Gerekçeli Kararda; “Davacının davalı taraf ile işin mahiyeti gereği karşılıklı olarak cari kod-şifre ile çalışıldığının ve de kargo hizmetini ifa ettiğinin sunduğu belgelerden anlaşıldığı,Davalı ticari defterleri uyarınca da 7.836,40 TL davacıya borçlu olduğu görülmekle 5.859,81 TL tutarındaki iade faturası yansıtan davalının iade sebebi ve içeriğine yönelik delil ibraz etmediği bu hali ile iade faturaları gerekçelendiremediğinden davacının alacak talebine eklenmesi gerektiği bu hali ile davalının kendi defterlerine göre borç kaydının 13.696,21 TL olarak değerlendirildiği aradaki farkın da uzun süreli cari hesaptan kaynaklı olduğu nazara alınmakla davanın kabulü ile rapor uyarınca tespit edilen 13.948,33 TL’nin dava tarihi ile işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..” denilmek suretiyle tarafların ticari defter kayıtlarına göre 252,12-TL fark olduğu belirlenmesine rağmen, bu miktar Bilirkişi tarafından yıllardan beri gelen ticari ilişkinin bir ürünü olabileceği ifade edilerek dikkate alınmadığını, davanın hiçbir şekilde kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkils şirket ticari defterlerinde de yer alan tüm iade faturaları adeta görmezden gelinerek yapılan hesaplamada, bu tutarın 13.696,21-TL olarak yer aldığı, davacının talebinin 13.948,33 -TL olduğu gözetildiğinde aradaki farkın bilirkişi tarafından uzun süreli cari hesaptan kaynaklı olduğu şeklindeki değerlendirmesine yerel mahkeme tarafından da kabul edildiğini, bu şekilde taraf defterleri ile tespit olunan miktardan da fazlasına hükmedilmiş olmasının kabul edilebilir olmadığını, bir an için Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın hukuka uygun olduğu düşünülse dahi, iade faturaları hesaplamada dikkate alınmayarak 252,12-TL fark olduğu belirlenmesine rağmen davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, taraf defterleri arasındaki uyumsuzluk olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin … A.Ş’ ne bağlı … Acente sorumlusu olduğunu, davalı firmanın Mayıs 2019 – Ekim 2019 tarihleri arasındaki almış olduğu hizmetlere ilişkin ödemelerin yapılmadığını ,13.984,33-TL nin ödenmemesi nedeni ile acentelik sözleşmesine dayanarak … AŞ.’nin hak edişinden düşülerek düşülen alacağın tamamını kendisine temlik edildiğini bu nedenle alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davayı açtıklarını belirtmektedir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, … kargo ile müvekkili firma ile arasındaki anlaşmanın 31/07/2019 tarihinde sona ermiş ve bundan sonra da kendilerinden herhangi bir çalışma olmaması ve Kargo şirketi tarafından getirilen kargolar da kabul edilmemesine rağmen müvekkili firmaya farazi faturalar düzenlenmekte ve gönderilmek olduğunu, muhasebe tarafından bu faturalar iade edilse de sehven iade edilmemiş faturalarında olabilmesinin mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı ve dava dışı kargo şirketinin ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alındığı ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği hizmetin davalıya verildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’ nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.)Somut olaya döndüğümüzde; dava dışı kargo firması ve davalının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde,Davalı şirketin muhasebe hesap ve kayıtlarına göre dava dışı … Kargo Şirketine dava konusu 7.836,40 TL borcunun olduğu ancak davalı şirketin dava dışı firmaya 25 adet iade faturası keserek hesaplarına 5.859,81 TL borç kaydettiği ama dava dışı … Kargonun bu iade faturalarını kabul etmeyerek ticari defter ve kayıtlarına almadığı, davalı taraf iade faturalarına dayanak belge sunulmadığı gözetildiğinde tarafların ticari defterlerindeki kayıtların birbiriyle örtüştüğü, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhine delil sayıldığı, bu durumda fatura içeriği hizmetin davalıya verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup tüm bu değerlendirmeler ışığında, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan borcun ödendiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin sunulmadığı ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, İlk Derece Mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 952,81.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (59,30.TL + 180,00.TL=) 239,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 713,51.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.