Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1361 E. 2021/1258 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1361
KARAR NO: 2021/1258
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019 ( Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2018/416 Esas – 2018/682 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd.Şti çalışanlarından …’ın 18.02.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu %18 iş göremezlik maluliyeti oluştuğunu, kazalının iş kazası sebebiyle kendisine gelir bağlandığını ve sosyal yardım yapıldığını, kurumlarınca uğranılan zararının tahsilini teminen İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi’ nden 2017/463 Esasına kayden alacak davası açıldığını, mahkemece davalı … Ltd.Şti’ne tebligat yapılamadığını, şifahen yapılan araştırmalar neticesinde şirketin re’sen terkin olduğunun öğrenildiğini belirterek, resen terkin olunmuş şirketin ihyasına ve temsilci memur tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN GEREKÇELİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin 12/09/2018 tarih ve 2018/416 Esas-2018/682 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, alınan tasfiye kararı sonucu Ticaret Sicilinden terkin edilen şirket aleyhine, İş Mahkemesinde açılmış bir rücuan alacak davası nedeniyle davayla sınırlı olmak üzere TTK 547 md. uyarınca açılmış ihya (şirketin canlandırılması) dava ve talebinden ibarettir. Davacı SGK nın davacısı, ihyası istenen şirketin davalısı olduğu İst. Anadolu 19. İş Mahkemesinden 2016/30 E. ta görülen rücuan alacak davası ile ilgili olarak ihyası istenen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.” nin (davacı SGK kurum zararının tahsili için) ihyası olup, Mahkemesince öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması ve verilecek kararın tebliğ -infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere davacıya 02/05/2017 günlü celsede bir sonraki celseye kadar kesin süre verildiği ve davacının da 4. celse kesin süreli ara karar uyarınca mahkememize işbu ihya davasını açtığı görülmüştür. İst. Tic. Sic. Md. den gelen cevabi yazı ekindeki belgelerden, şirketin ortaklar kurulunun 27/12/2013 gün 2013/01 sayılı tasfiyeye girmesi ile ilgili karar verildiği, tasfiye memuru olarak … ve ihyası istenen “İst. Tic. Sic. … noda sicile kayıtlı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.” nin Türkiye Tic. Sic. Gazetesinde 16/02/2015 günlü 8759 sayı nolu nüshasında tasfiye sonucu sicilden terkine ilişkin ilan yapıldığı ve Ticaret Sicilinden terkin edildiği anlaşılmıştır. İhyası istenen şirketin ortakları olan … ve …’den oluşan Ortaklar kurulunun almış olduğu 27/12/2013 tarihli tasfiye kararı sonrası tasfiye memuru olarak atanmış … tasfiye işlemlerine başlamış ancak tasfiye işlemleri sonuçlanmadan …’in 28/08/2014 tarihinde vefatı nedeniyle tasfiye işlemleri davalı … tarafından tamamlanmıştır. Davalı tasfiye memuru vekili UYAP tan verdiği cevap dilekçesini tekrarla, şirketin usulüne uygun şekilde tasfiye kararı uyarınca terkin edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı SGK tarafından İş Mahkemesine açılmış bulunan alacak davasının davalısı olan şirketin ortaklar kurulunun aldığı tasfiye kararı uyarınca usul ve yasaya uygun şekilde ve prosedöre uygun olarak yasal süreç tamamlanmış ve sicilden tasfiye sonucu terkin edilmişse de, davacının şirket aleyhine iş mahkemesine açmış olduğu davanın konusu ve mahiyeti itibarı ile İş Mahkemesindeki davada öncelikle taraf teşkilinin sağlanması ve verilecek kararda infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyası yasal ve içtihadi zorunluluk olmakla, davanın TTK 547 md. uyarınca kabulü ile şirketin İş Mahkemesindeki davada verilecek karar sonucu infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ticaret Sicilden yeniden tesciline, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yerine getirilmesine, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın TTK 547 md. uyarınca KABULÜ ile İstanbul Tic. Sic. … noda sicile kayıtlı “TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ” nin İst. Anadolu 19. İş Mahkemesi 2016/30 E. sayılı tazminat davası ve bu davada verilecek kararda infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, şirketin bu konu ile sınırlı olarak ticaret siciline yeniden TESCİLİNE,2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru Sinan Göger tarafından tarafından tamamlanmasına, … ” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KESİNLEŞME ŞERHİ: Taraflarca İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmaması üzerine, İlk Derece Mahkemesi tarafından 27/06/2019 tarihinde “Mahkememizden verilen işbu 12/09/2018 tarihli hüküm, davacı vekili ile davalı … Ltd. Şti’ne 12/03/2019 tarihinde, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekiline de 13/03/2019 trihinde tebliğ olunmuş, tarafların Mahkememiz kararına karşı İstinaf Kanun yoluna başvurmaması üzerine hükmün, 28/03/2019 tarihinde kesinleştiği tasdik olunur” şeklindeki “Kesinleşme Şerhi”nin düzenlendiği anlaşılmıştır.
TAVZİH/ DÜZELTME TALEBİ: Davacı vekili UYAP sistemi üzerinden 06/12/2019 günü sunmuş olduğu talep dilekçesinde özetle; 2018/416 E – 018/682 K sayılı dosyanın, gerekçeli kararının Hüküm kısmında İstanbul Anadolu 21.iş Mahkemesinin 2017/463.E sayılı dosya numarası yazılması gerekirken, sehven İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nden 2016/30 E sayılı dosya numarası yazılmış olduğunu beyanla; HMK 304’ıncı maddeleri ve devamı gereğince maddi hatanın düzeltilerek, gerekçeli kararın yeniden yazılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 18/12/2019 tarih ve 2018/416 Esas – 2018/682 Karar sayılı ek kararı ile; “…Hükmün tahsisi ile düzeltmek mümkün olmadığı, gerekçe kısmının dava dışı başka bir şirkete ilişkin olduğu, kısa karardaki tek hatanın mahkeme esas ve dosya numarası olmadığı, ayrıca kısa kararda olmadığı halde sehven gerekçeli kararda tasfiye memuru atandığı tashih koşulları oluşmadığı anlaşıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Talep kabul edilmediğinden, düzeltme kararı verilmediğinden HMK 304/1,2 cümle uyarınca duruşma günü belirlenmeden dosya üzerinden karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin koşulları oluşmadığından reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ek karara karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi nezdinde karara bağlanmış olan dava dosyasının, gerekçeli kararının hüküm kısmında İstanbul Anadolu 21.iş Mahkemesinin 2017/463. E sayılı dosya numarası yazılması gerekirken, sehven İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinden 2016/30 E sayılı dosya numarasının yazıldığını, bundan dolayı Anadolu 21. İş Mahkemesi tarafından ”Davacı vekiline Anadolu 3. Asliye ticaret mahkemesi kararına karşı tashih veya tavzih başvurusunda bulunması için 1 hafta süre verilmesine, mahkemece bu yönde ek karar verilmesi halinde bir örneğinin dosyamıza sunulmasına, karar sunulduğunda davalı şirketin ticaret sicile kayıtlı adresine TK 35 uyarınca tebligat çıkartılmasına” ilişkin ara karar kurulduğunu ve bu hususta kendilerine süre verildiğini, Bu nedenle HMK 304. maddeleri ve devamı gereğince maddi hatanın düzeltilerek, gerekçeli kararın yeniden yazılmasının talep edildiğini, ancak ilk derece mahkemesince taleplerinin red edildiğini belirterek, İlk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına ve devamında gerekçeli kararda yazılan maddi hataların usul ekonomisi yönünden dosya üzerinden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; TTK’ nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edilen şirketin ihyası ve temsilci memur tayini istemine ilişkindir. Mahkemenin 12/09/2018 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar 28/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı vekilince ibraz edilen 06/12/2019 tarihli dilekçe ile hükümdeki mahkeme dosya numarasının yanlış yazıldığı sebebine dayanılarak maddi hatanın düzeltilmesi talep edilmiş, mahkemenin 18/12/2019 tarihli ek kararı ile talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece mahkemesinin 12/09/2018 tarihli tefhim edilen kısa kararı; “1-Davanın TTK 547 md. uyarınca KABULÜ ile İstanbul Tic. Sic. … noda sicile kayıtlı “… LTD.ŞTİ.” nin İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi 2017/463 E. sayılı Rücu davası ve bu davada verilecek kararda infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, şirketin bu konu ile sınırlı olarak ticaret siciline yeniden TESCİLİNE ” şeklinde olmasına rağmen, Gerekçeli karardaki hüküm; “1-Davanın TTK 547 md. uyarınca KABULÜ ile İstanbul Tic. Sic. … noda sicile kayıtlı “TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ” nin İst. Anadolu 19. İş Mahkemesi 2016/30 E. sayılı tazminat davası ve bu davada verilecek kararda infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, şirketin bu konu ile sınırlı olarak ticaret siciline yeniden TESCİLİNE, 2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru … tarafından tarafından tamamlanmasına, ” şeklinde olup, kararın gerekçe kısmının da dava ve talep dışı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın gerekçe ve hüküm kısmı arasında çelişki bulunmakta ise de, verilen karar kanun yoluna müracaat edilmesizin kesinleşmiştir. İstinaf başvurusunun da ek karara yönelik olduğu düşünüldüğünde, mahkemece de belirtildiği üzere, söz konusu yanlışlık sadece hükme ilişkin olmadığından HMK’nın 304. maddesi kapsamında düzeltilmesi mümkün değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin 18/12/2019 tarihli ek kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf eden davacı kurum (SGK) harçtan muaf olduğundan, istinaf harçlarının tahsiline ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/09/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince(YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) kesin olarak oy birliği ile karar verildi.