Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1348 E. 2021/1547 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1348 Esas
KARAR NO: 2021/1547 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/413 Esas – 2021/206 Karar
TARİH: 03/03/2021
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …’nin … A.Ş.nin kurucu ortağı ve hali hazırda %20 oranında hissesinin de sahibi olduğunu, 29/05/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı ve aynı tarihte gerçekleştirilen 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında sermaye ve oy çokluğuna sahip olan dava dışı pay sahiplerince davalı şirkete hukuka aykırı olarak alınan …’a huzur hakkı ödenmesi, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi ve hissedarlara kar payı ödenmemesine dair kararların iptali ve kanunun cevaz verdiği ölçüde şirket 2019 yılı karlarının dağıtılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, her iki genel kurulda alınan kararların, kanuna, şirket esas sözleşmesine ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, ilgili kararlara karşı muhalefet şerhlerinin toplantı tutanaklarına geçirildiğini beyan ederek, 29.05.2020 tarihinde gerçekleştirilen davalı şirket Olağanüstü Genel Kurulu Toplantısında Volkan Uyanık’a huzur hakkı ödenmesi yönünde alınan 4 no’lu genel kurul kararının iptaline, 29.05.2020 tarihinde gerçekleştirilen şirket Olağan Genel Kurulu Toplantısında davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi yönünde alınan 5 no’lu genel kurul kararının iptaline, 29.05.2020 tarihinde gerçekleştirilen şirket Olağan Genel Kurulu Toplantısında, Kanunun izin verdiği ölçüde kar payı dağıtılmaması yönünde alınan 6 no’lu Genel Kurul Kararının iptaline, şirketin 2019 yılında dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişilerce yapılacak tespitten sonra arttırılmak üzere müvekkilinin payına düşen kâr payının şimdilik 10.000 TL’lik kısmının davalı şirketten tahsil edilerek müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili davalı şirketin altı pay sahibinin olduğunu, %51 hissesinin …’e, %20 hissesinin davacı …’ye, %20 hissesinin …’a, %6 hissesinin …’na, %2 hissesinin …’a ve %1 hissesinin ise …’a ait olduğunu, taraflar arasındaki esas uyuşmazlığın, davacının kendisine duyulan güven neticesinde şirketi sevk ve idarede usulsülük yaparak haksız menfaat sağladığının ortaya çıkması ile görevlerine son verilmesi ve yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçilmemesi sebebiyle ortaya çıktığını, bunun üzerine davacının davalar açmaya başladığını, hisselerini satın alma talebini reddeden davalı müvekkili şirkete karşı mahkemeler aracılığıyla hisselerini fahiş fiyattan satmayı amaç haline getirdiğini, davacının cezai anlamda da suç teşkil eden iş ve işlemlerinden dolayı hakkında hem suç duyurusunda bulunulduğunu, hem de sorumluluk davası açıldığını, davacının huzurdaki davasının tamamen mesnetsiz olup, davanın, taciz, baskı, misilleme ve yıldırma amacıyla açıldığını, maktu harca tabi olması nedeniyle pervasızca ve sonuçlarından hiç çekinmeksizin kolaylıkla açabildiğini, davacının bu güne kadar muhtelif mahkemelerde bu mahiyette davalar ikame ettiğini ve davaların red ile sonuçlandığını, davacının, huzurdaki kötüniyetli bu dava nedeniyle, müvekkili şirketin itibarını, tedarikçileri, müşterileri ve iş ortakları nezdinde güvenilirliğinin alenen zedelemesi nedeniyle şirketin uğrayacağı muhtemel zararlara karşı teminat göstermekle yükümlü olduğunu, TTK’nun 445.maddesi uyarınca açılmış genel kurul kararı iptal davası olan bu davada sadece genel kurul kararlarının iptal edilme şartlarının oluşup oluşmadığının inceleneceğini, TTK’nun 445.maddesi uyarınca, genel kurul kararları aleyhine iptal davasını ancak 446.maddede belirtilen pay sahiplerinin açabileceğini, TTK’nun 446/1.a bendinin şüpheye mahal vermeyecek açıklıkta olduğunu, ilgili düzenleme uyarınca, genel kurul toplantısına katılan pay sahiplerinin, ancak alınan genel kurul kararlarına kaşı olumsuz oy kullanmış ve usulüne uygun muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirmiş olmaları halinde iptal davası açabileceklerini, bu davaya konu gerek 2019 yılı olağan genel kurul ve gerekse olağanüstü genel kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, davacı tarafından ya usulüne uygun muhalefet şerhi düşülmediği yada sadece olumsuz oy kullanılarak muhalefet şerhinin toplantı tutanağına geçirilmediğinin açıkça görüldüğünü, anılan şartlar sağlanmadığından huzurdaki davanın reddi gerektiğini, sabit olan bu olgu çerçevesinde TTK md.446/f 1 (A) uyarınca dava şartı yokluğundan ön inceleme aşamasında, esasa geçilmeksizin davanın usulden reddini talep ettiklerini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının esasa ilişkin iddiaları hukuki mesnetten uzak olmakla birlikte kanunen aranan şartlara haiz olmadığı için davanın esastan reddinin gerektiğini belirterek, TTK md.448 uyarınca 100.000 TL den az olmamak üzere teminat alınmasını, davacının dava açma ve taraf ehliyetine haiz olmamasından dolayı davanın öncelikle usulden, aksi kanaat halinde hukuki gerekçenin ve somut delilin bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/03/2021 tarih 2020/413 Esas – 2021/206 Karar sayılı kararında; ” İptali istenen Genel kurul toplantı tutanağının 4.maddesi; “şirket 2019 yılı bilanço ve kar/zarar hesapları okundu, müzakere edildi ve … temsilcisi …’ın 800 paya ilişkin muhalefeti ve 3200 adet payın olumlu oyu ile oy çokluğu ile kabul ve tasdik edildi” şeklindedir.Gündemin 5.maddesi; “şirket yönetim kurulu üyelerinin 2019 yılına ilişkin her türlü eylem, işlem ve faaliyetlerinden dolayı ibraları müzakere edildi, pay sahiplerinden … temsilcisi … söz alarak özel denetim talebinde bulundu, pay sahiplerinden … temsilcisi “yukarıda yer alan ve yönetilen sorularak ya hiç yanıt verilmediği yada geçiştirici yanıtlar verildiğini şirket hesaplarının şeffaf ve anlaşılabilir olmadığını açık bir şekilde görmüş olduğumuzdan yönetim kurulunu ibra etmediğimizi, ibra oylamasına olumsuz oy verdiğimizi belirtmek isteriz” şeklinde gündem maddesinin altına muhalefet şerhi düşüldüğü, “gündemin 5.maddesi müzakerelerinin sona ermesine müteakip, … temsilcisi …’ın 800 paya ilişkin muhalefeti ve 3200 adet payın olumlu oyu ile şirket yönetim kurulu üyeleri, 2019 yılına ilişkin her türlü eylem, işlem ve faaliyetlerinden dolayı oy çokluğu ile ibra edildi. Yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmamışlardır. ” şeklindedir. Gündemin 6.maddesi uyarınca karın dağıtılması hususunun müzakere edildiği, pay sahiplerinden … temsilcisinin bir kısım sorular yönelttiği, yöneltilen soruya aynı maddede cevap verildiği, “müzakerenin sona ermesine müteakip, geçmiş yıl karlarının yasal zorunluluk gereği; 2019 yılı karlarının dağıtıma konu edilebilecek %25’lik kısmının ise 2019 yılı faaliyet raporunda ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisinde yer verilen tüm sebepler ve yaşadığımız salgın sürecinin şirketimize getirdiği ilave mali zorluklar dolayısıyla dağıtılmamasına … temsilcisi …’ın 800 paya ilişkin muhalefeti ve 3200 adet payın olumlu oyu ile oy çokluğu ile karar verildi.” şeklindedir. Yapılan inceleme sonucunda; davacının iptalini istediği gündem maddelerinden 4 ve 6 nolu madde yönünden açıkça muhalefet şerhi koymamış, 5 nolu gündem maddesinin altına muhalefetini açıklamış olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle Genel Kurul toplantısının iptalinin talep edilebilmesi için olumsuz oy kullanılması yanında muhalefet şerhinin toplantı tutanağının sonuna veya gerekirse tutanağa eklenecek şekilde yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Davaya konu genel kurul toplantısında davacı tarafından sadece gündemin 5.maddesinin altına bir muhalefet şerhi konulmuş ise de bu şerh genel kurul toplantısında alınan diğer kararların ve altına şerh konulan 5 nolu kararın iptali için yeterli ve usulüne uygun verilmiş bir şerh değildir. Bu nedenle davacının bu davayı açması için gerekli özel dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın, davacının dava ehliyeti olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davalı şirket yetkilileri ve pay sahiplerinin haksız hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı şekilde olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarında aldığı kararlar gözetilmeksizin hüküm kurulduğunu, Müvekkilinin şirketin menfaatine ve geleceğine yönelik görüşlerini açık şekilde bildirildiğini ancak şirketin diğer pay sahipleri tarafından davacı müvekkilinin beyanlarının dikkate alınmadığını, kötü niyetli hareket ettiklerini, (Yargıtay 11. HD 13/02/2015 T. 2014/14684 E. – 2015/1919 K.) Yerel mahkeme tarafından genel kurul toplantılarında alınan karaların oybirliği yerine oyçokluğu ile alındığını ve alınan karalara müvekkilinin muhalefeti olduğu hususunun dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiğini, (Yargıtay 11. HD 01/10/2015 T. 2014/12784 E. – 2015/9772 K.) Yerel mahkemenin kararda ve yargıtay içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere muhalefetlerini tutanağa geçiren ve olumsuz oy kullanan müvekkilinin davayı açmakta dava ehliyeti bulunduğunu aksi düşünülecek olsa dahi müvekkilinin beyanlarının toplantı tutanaklarına olumsuz olarak geçirilmesinin toplantıyı yönetenlerin sorumluluğunda olduğu ve bu durumda dava ikame edebileceğini, Yerel mahkeme tarafından gerekçe belirtilmeksizin hüküm kurulduğunu, İleri sürerek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava şirket genel kurul toplantısında alınan kararların kanun, anasözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, davalı şirketin 29/05/2020 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket yöneticisi …a huzur hakkı ödenmesine dair alınan 4 nolu kararın, yine 29/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan 5. nolu kararın ve aynı genel kurul toplantısında kar payı dağıtılmamasına ilişkin alınan 6. nolu kararın kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davacının dava ehliyeti olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Genel kurul kararlarının iptali davası açabilecekler TTK 446. Maddede düzenlenmiştir. Maddenin 1-a bendine göre toplantıda hazır olup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçiren pay sahipleri genel kurul kararının iptalini talep edebilecektir. Genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmesi için pay sahibinin genel kurula katılmış olması ve alınan karara karşı olumsuz oy kullanarak bu muhalefetini tutanağa geçirmiş olması gerekmektedir. Davaya konu 29/05/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında …’a huzur hakkı ödenmesine ilişkin 4 nolu kararı ve aynı tarihli olağan genel kurul toplantısının kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6 nolu kararı davacının olumsuz oyuna karşılık oy çokluğu ile karara bağlanmış olup taplantı tutanaklarına oylamadan sonra usulüne uygun şekilde şerh edilmiş bir muhalefet bulunmadığından ve muhalefet şerhinin bulunması dava şartı olduğundan mahkemece bu maddeler yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Olağan genel kurulun 5. maddesi yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. Maddenin müzakeresi sırasında davacı özel denetçi talebinde bulunmuş, bu talebi oy çokluğu ile reddedilmiş, davacı da özel denetim talebi ile ilgili açıklamada bulunarak bu talebi ile ilgili verilen yanıtların yeterli olmadığını belirtikten sonra özel denetçi talebinin reddine ilişkin muhalefetini tutanağa şerh etmiştir. Davacının tutanağa şerh ettiği muhalefeti özel denetim talebine ilişkin olup bu talebi reddedildikten ve buna ilişkin muhalefet şerhi tutanağa yazıldıktan sonra gündemin 5. maddesinin müzakeresi sona erdirilerek oylamaya geçilmiş, davacı olumsuz oy kullanmış, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına oy çokluğu ile karar verilmiştir. Davacının bundan sonra yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin karara dair bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Müzakereler sırasında yapılan muhalefet müzakereye muhalefet olup oylamadan sonra yapılan ve usulüne uygun şekilde tutanağa geçirilen muhalefet şerhi bulunmadığından bu madde yönünden davacının dava açmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde de 5. madde de düşülen muhalefet şerhinin müzakerede talep edilen özel denetçi istemine ilişkin olduğu bu muhalefetin maddenin müzakeresi sonucunda alınan kararı kapsamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle davacının istinaf sebepleri yerinde değildir, Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.