Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1329 E. 2023/1759 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1329 Esas
KARAR NO: 2023/1759 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/64 Esas – 2021/369 Karar
TARİH: 29/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçluların müvekkili bankadan … numaralı ticari kredisini kullandığını, kredi borcu ödemelerini zamanında yapmaması üzerine hesabı kat edilerek hesabının kat edildiğine dair ihtarname kendisine keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcunu ödemeyen davalılar hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluların yasal süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, ancak borçluların itirazının haksız olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar borçlular tarafından Büyükçekmece … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına davalı borçlunun alacağın %60’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacının talebinin yerinde olmadığını ve davanın reddi gerektiğini, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere davacının itirazı öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açması gerekirken bu süre geçtikten sonra dava açıldığını, müvekkillerinin davacı bankadan dava dilekçesinde belirtilen numaralı ticari krediyi kullanmadığını, müvekkilleri hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, hukuk düzenince kendilerine tanınan bir hak olan borca itiraz hakkımızı kullandıklarını, bu hakkı kullanmada kötü niyet olmadığını, hukuk düzeninde iyi niyetin varlığının esas olduğu ve kötü niyet olduğunu iddia edenin bunu ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereği hükmolunan meblağın %20sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/03/2021 tarih 2020/64 Esas 2021/369 Karar sayılı kararında;”….Tarafların iddiaları doğrultusunda mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve yapılan inceleme neticesinde Davacı … T.A.Ş. Avcılar Şubesi ile Davalılardan … Limited Şirketi arasında akdedilen 03.04.2017 tarih, 400.000TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığı, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’ın Müteselsil Kefil sıfatıyla aynı miktar dahilinde imzasının bulunduğunun tespit edildiği, takip tarihi olan 09.07.2018 tarihi itibariyle dava konusu kredi ile ilgili dava konusu kredi borç bakiyesinin toplam 50.000,00 TL olduğu ve ayrıca ihtarname masrafının 242,72-TL olduğu, davacı Bankanın talep edeceği Taksitli Ticari Kredi alacak tutarının toplamda 50.242,72TL olduğu anlaşılmış, uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” başlıklı 6.1 maddesinde uyuşmazlık halinde banka kayıt ve defterlerinin delil olarak kabul edileceğine ilişkin delil sözleşmesi niteliğinde hüküm bulunması nedeniyle mahkememizce banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeye itibar edilerek belirlenen bedel üzerinden, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….”gerekçesi ile, 1-DAVANIN KABULÜ İLE;-Davalının aleyhine yapılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,-Takibin aynen DEVAMINA,-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, ileri sürülen deliller toplanmadan savunma ve beyanların dikkate alınmadan karar verildiğini, zamanaşımı itirazı yönünden karar verilmediğini,Müvekkillerinin davacıya borcu bulunmadığını, bilirkişi raporundaki hatalar düzeltilmeden hata verildiğini, yerel mahkeme tarafından kredi sözleşmesinin içeriği incelenmeden karar verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, GKS. kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı bankanın Avcılar Şubesi ile davalılardan … Ltd. arasında 03/04/2017 tarihli, 400.000,00-₺ bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı …’ın 400.000,00-₺ limit üzerinden anılan genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, anılan sözleşmede kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresinin yazılı olduğu, kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 583. maddesindeki yasal koşulları kapsadığı, davalı kefil …’ın anılan sözleşmenin akdedildiği tarihde davalı asıl borçlu … Ltd.’nin ortağı/yetkilisi olduğu, bu durumda TBK 584 maddesi uyarınca eş muvafakatinin aranmayacağı ve kefaletin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bankacı bilirkişiden rapor alınmak suretiyle istinafa konu karar verilmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, zamanaşımı itirazında bulunarak ,itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de, iddianın ileri sürülüş biçimine göre davalı tarafın itirazının zamanaşımı defi mahiyetinde olmayıp İİK 67 maddesi uyarınca davanın 1 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığına yönelik hakdüşürücü süre itirazı olduğu ve mahkemece 29/06/2020 tarihli ön inceleme duruşmasının 5 nolu ara kararı uyarınca; 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz işlemeye başlamadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK’nın 67/I. maddesi gereğince itirazın iptali davası borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde açılması gerekir. Somut olayda davalı borçluların itirazı davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş ve bu bir yıllık süre işlemeye başlamamıştır. Bu nedenle mahkemece itirazın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup davalılar vekilinin hakdüşürücü süre içerisinde davanın açılmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/6908 Esas- 2015/16787 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.)HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte bilirkişi raporundaki tesbitler ve ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalılar vekilinin, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davacı bankanın Avcılar Şubesi ile davalılardan … Ltd. arasında 03/04/2017 tarihli, 400.000,00-₺ bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiği,sunulan hesap hareketlerine ve hesap ekstresine göre sözleşme kapsamında davalı firmaya 05/04/2017 tarihinde 50.000,00 TL. lik ticari kredinin kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmediği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Gebze … Noterliği’nden çekilen 29/05/2018 tarihli ihtarnameyi davalı asıl borçlu ve davalı kefile göndererek kredi hesabının kat edildiği, kat ihtarı ile taksitli ticari krediden kaynaklı 50.000,00 TL. borcun verilen süre içinde ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Hesabın kat edilmesi ile kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muaccel hale geldiği, kat ihtarında verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından dava konusu icra takibinin başlatıldığı, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan ticari krediden kaynaklı 50.000,00 TL.,ihtarname masrafından kaynaklı 242,72TL. Olmak üzere toplam 52.242,72 TL. Alacaklı olduğu tesbit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davalılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.432,08.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 858,02.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.574,06,TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.