Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1305 E. 2021/1166 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1305 Esas
KARAR NO: 2021/1166 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/71 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 10/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili talep dilekçesi ile, dava dilekçesinde sunulan sözleşme ve faturalar, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkan bilirkişi raporunun, alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin mahkemeye yaklaşık ispat boyutunda kanaat oluşturduğunu, yargılamanın geldiği aşama ve yeni bilirkişi incelemesi halinde geçecek sürede davalının mal kaçırma ihtimali olduğunu, borçlular hakkında yapılacak icra takibi için ihtiyati haciz talep ettiğini beyanla, borçlunun mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini ve talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 10/03/2021 tarih 2020/71 Esas sayılı ara kararında; 1-İhtiyati haciz talebinin kabulü ile; yukarıda isimleri yazılı borçluların yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile diğer hak ve alacaklarının borca yeter miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 2-İhtiyati haciz isteyen tarafından 6100 sayılı HMK’nın 87. maddesi gereğince takdiren kabul edilen alacak miktarı olan yüzde on beş’i oranında nakdi teminat yatırılmasına veya aynı miktarda kesin ve müddetsiz muteber banka teminat mektubunun dosyaya sunulmasına, 3-İhtiyati haciz kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren on gün içinde talep edilmediği takdirde, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına, 4-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine, karardan bir suretin, infaz için, alacağa dayanak belge aslı ile birlikte İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan 18/03/2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; yargılamada henüz bir hüküm verilmediği, müvekkilinin mal kaçırma ihtimalinin bulunmadığı, ihtiyati hacze dayanak olan bilirkişi raporunun ve faturaların ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olmadığı, faturaların yanında mutlaka cari hesap mutabakatının da sunulması gerektiği, davacı tarafça faturalar dışında bir belge sunulmadığından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ayrıca müvekkilinin mal kaçırmasına yönelik girişimde bulunduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı gerekçeleri ile ara karardan rücu edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/03/2021 tarih 2020/71 Esas sayılı ara kararında; “Davalı tarafça ihtiyati haciz için yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesi ile ihtiyati hacze itiraz edilmiş ise de davaya konu faturanın davalının defterlerinde de kayıtlı olması, davalının gabin iddiasına ilişkin ispatın külfetinin davalı üzerinde bulunması dosya kapsamında davacının alacağını yaklaşık ispatını gerçekleştirdiği kanaatinin oluştuğu, ihtiyati haczin geçici korumaya ilişkin olması nedeniyle kesin ispat koşulunun aranmaması, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesinin yeterli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davalı tarafın ihtiyati hacze itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafından ibraz edilen 01.03.2021 havale tarihli dilekçe ile; müvekkilinin zaman kazanmak istediği, dava dilekçesi ile sunulan sözleşme ve faturalar ile yaklaşık ispat hususunda kanaat oluşturduğunu, müvekkilinin mal kaçırma ihtimali olduğu iddialarından bahisle müvekkilinin mal varlığı değerleri hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edildiğini ve yerel mahkemece verilen 10.03.2021 tarihli ara karar ile müvekkili mal varlığı aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, dosya kapsamında alınan, talepler ve iddialar doğrultusunda taraflar arasındaki ticari alışverişe konu mal/hizmetler bakımından piyasa araştırması yapmaksızın, yalnızca davacının beyanlarını dayanak alarak oluşturulan ve içeriğinde hukuki birçok değerlendirme mevcut olan usule ve yasaya aykırı bilirkişi raporuna ilişkin itirazların gerekçeli bir şekilde sunulduğunu ve yeni bir bilirkişi raporu tanzim edilmemiş olmasına rağmen, işbu bilirkişi raporu esas alınarak yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı gerekçesiyle ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyanın itirazları doğrultusunda yeniden bilirkişiye tevdii edildiğini, bilirkişi raporunun ihtiyati haczin dayanığı olamayacağını, dosyada mevcut İİK m.68 kapsamında bir belge bulunmadığını, müvekkili tarafından davacının fahiş fiyatlarda satış yaptığının öğrenilmesi üzerine karşı tarafla görüşmelerin askıya alınmadığını, derhal iletişime geçilmeye çalışıldığını, ancak davacı tarafın anlaşmaya yanaşmaması üzerine sonuçsuz kaldığını, davalı müvekkilinin gerek fahiş fiyatlandırmanın öğrenilmesinden önce, gerekse diğer ticari ilişkilerinde üzerine düşeni yaptığını, borcunu vaktinde ve koşullara uygun olarak ödediğini, Tarafların kusuru bulunmaksızın öngörülmez bir dış olayın sebep olması, bu olay sebebiyle sözleşme ekonomisinin bozulması, öngörülemez olguların taraflar arasındaki dengeyi bozmuş olması sebepleriyle sinallagmatik sözleşmelerde, edim ve karşı edim arasındaki ilişkinin bozulması halinde tarafların sözleşmenin değişen koşullara uygun şekilde uyarlanması talebinde bulunabileceklerini, Covid-19 sonrası müvekkilinin ekonomik açıdan zorlandığını, bu süreçte yapılan araştırmalar sonucunda davacı ile yapılan anlaşmadaki koşulların fahiş olduğunun öğrenildiğini, bu itibarla ortaya çıkan sonucun müvekkili açısından katlanması beklenemez bir hal aldığını, karşı taraf ile iletişime geçilmeye çalışıldığını ancak davacının taleplerini dinlemediğini, fahiş sözleşme bedeli tahsil edilmeye çalıştığını, Yerel mahkemece her ne kadar fahiş fiyat iddialarının ispatlanamadığı iddia edilmiş ise de yerel mahkemenin iddiaları yerinde görerek dosyayı itirazları üzeri yeniden bilirkişiye tevdi ettiğini, ihtiyati hacze ilişkin itirazların reddi yönünde verilen kararın bu açıdan çelişkili olduğunu, Müvekkilinin değişen şartlarda ve hali hazırda kendisine piyasanın 2 katı oranında fiyat belirleyen davacıya karşı kendisinden ifanın istenmesinin dürüstlük kurallarına aykırı nitelikte olduğunu, Müvekkili tarafından itiraz edilen hususun davacının müvekkiline yansıttığı faturaların aşırı yararlanma teşkil ettiğini, müvekkilinin ne icra takibinden kaçmak, ne de mal kaçırmak gibi bir gayesi bulunmadığını, Yapılan sözleşme ile borçlanılan karşılıklı edimlerinin birbirinden açık bir şekilde farklı olduğunu, davacının, müvekkilinin uzmanlık gerektiren fiyatlandırma konusundaki bilgisizliğinden faydalandığını, davalı müvekkilince sonrasında yapılan piyasa araştırmasında davacının haksız menfaat temin etme niyetinde olduğu anlaşıldığından sözleşme koşullarını uyarlamak veyahut da sözleşmeden dönmeye ilişkin talepler sunan davalı müvekkilinin taleplerinin reddedildiğini, İleri sürerek 19/04/2021 tarihli ara kararın bozulmasına, 10/03/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturalardan ödenmeyen bedelin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Davacı alacaklı, taraflar arasında imzalanan 3 adet sözleşme gereğince davalıya teslim edilen mallar karşılığında fatura düzenlendiğini, davalı borçlunun bu fatura bedellerine karşı kısmi ödeme yaptığını, kalan bedeli ödemediğini, alacağın tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, dava sırasında sunulan deliller ve bilirkişi raporu gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kabulü ile teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalı borçlunun ihtiyati hacze itirazı üzerine, duruşmalı yapılan inceleme sonunda itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati hacze itiraz sebepleri İİK 265/1. Maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Maddede belirtilen sebepler dışında ihtiyati hacze itiraz edilemeyecektir. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davaya konu davacı faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olması ve dosyaya sunulan belgeler (fatura, sözleşme) karşısında alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat koşulunun oluşması, davalının ileri sürdüğü gabinin (edimler arasındaki aşırı yararlanma- fahiş fiyat uygulanması) İİK 265/1 maddede sınırlı olarak belirtilen ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmaması karşısında davalı borçlunun istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, uyuşmazlığı esastan çözecek ilk derece mahkemesinin takdiri ve gerekçesine göre ihtiyati hacze itiraz eden davalının istinaf sebepleri yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.