Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1267 E. 2023/2065 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1267
KARAR NO: 2023/2065
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
DOSYA NUMARA: 2018/1083 Esas- 2021/181 Karar
DAVA: Menfi Tespit-İstirdat-Alacak
KARAR TARİHİ : 21/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … arasında bayilik sözleşmesi, davalı şirket ile de standart otogaz-bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu iki sözleşmenin birbirine bağlı olduğunu, bayilik sözleşmesi ve eklerinin 17/08/2018 tarihinde sona erdiğini, buna bağlı olan standart otogaz-bayilik sözleşmesinin de aynı tarihte sona erdiğini, dikey sözleşme şartları gereği, her iki sözleşmenin birbirine bağlı olarak fesh edildiğini, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesinin karşılıklı feshinden sonra müvekkil şirketin gerek akaryakıt gerekse otogaz lisansı EPDK kayıtlarında 31/08/2018 tarihinde sonlandırıldığını, bu tarih itibarıyla müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi sona erdiğini, TTK 94/2 gereği cari hesap dönemi sonu bu tarih olduğunu, bu tarihten itibaren yasal 1 aylık süre geçtiği halde hiçbir cari hesap borç bildirisi müvekkiline yapılmadığını, davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin ihtarnameyi tebliğ ettiği halde bu yasal süresi içinde teminat mektuplarını iade etmediğini, bu ihtarname gereği cari hesap dönemi sonu olan yasal bir aylık süre içinde hiçbir borç bildiriminde bulunmadığı halde bu kez müvekkili şirkete 07/11/2018 tarihli yazısı ile teminat mektuplarının süresinin uzatılmasını içeren yazıyı … Kargo vasıtasıyla göndermiş olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, sözleşme gereği, davalı şirkete verilmiş bulunan taraflar arasında bu sözleşmeden kaynaklı cari hesabın teminatı olarak … Bankası ordu Şubesine ait 19/09/2008 tarihli ve … nolu 20.000 TL’lik ve 25/12/2015 tarihli, … nolu 10.000TL’lik iki adet toplam 30.000 TL’lik kesin teminat mektuplarının müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğini, teminat mektupları davalı şirket uhdesinde bulunduğundan davalı şirketin ilgili bankaya başvurusu ile birlikte teminat mektuplarının nakte çevirileceğini, müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen davalı şirketçe haksız kazanç elde edileceği ve müvekkilinin mağdur olacağını, bu hususlar doğrultusunda teminat mektubunun müvekkiline iadesini talep ettiği iki adet teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında yapılan otogaz bayilik sözleşmesinin aslında davacının iddia ettiği gibi … ile davacı arasındaki bayilik sözleşmesinin teferruatı olmadığını, otogaz bayilik sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olduğunu, 02/01/2016 tarihli ve 5 yıl süreli sözleşmenin davacı tarafından süresinden önce feshedildiğini, sözleşmenin bayinin süresinden önce haksı olarak bayilik sözleşmesin feshetmesi halinin düzenlendiği 32. maddesine göre, müvekkili şirketin cezai şart ve kar mahrumiyeti talep etmek hakkının bulunduğunu, bu hakları saklı tuttuklarını, sözleşmenin 31/g maddesine göre teminat mektuplarının alacaklara karşılık nakde çevrilebileceğinin açık olduğunu, müvekkilinin buna hakkı olduğunu, davacının müvekkiline cari hesaptan kaynaklanan borcu, hem de cezai şat ve kar mahrumiyeti talep etme hakkı olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/03/2021 tarih ve 2018/1083 Esas 2021/181 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve bu sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının iadesi taleplidir.Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacının tedbir talebi konusu yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedilmiş, anılan kararımız davacı tarafça istinaf edilmekle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinde istinaf talebi incelenmiş ve istinaf taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasında 02/01/2016 tarihli LPG ile Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin teminatı olarak … Bankası 25/12/2015 tarih … nolu 10.000 TL bedelli ve 19/09/2008 tarihli … nolu 20.000 TL bedelli teminat mektuplarının verildiği, sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu ve süresinden önce 17/08/2018 tarihli ihtar ile davacının EPDK lisansını 31/08/2018 tarihi itibariyle sonlandıracak olması nedeni ile feshedilmiş olduğu görülmüştür. … Bankası 25/12/2015 tarih … nolu 10.000 TL bedelli ve 19/09/2008 tarihli … nolu 20.000 TL bedelli teminat mektuplarının süresinin talep üzerine muhatap banka tarafından 14/12/2018 tarihine kadar uzatıldığı, davacı vekilinin 30/01/2019 tarihli dilekçesinde, teminat mektuplarının davalı tarafça 04/01/2019 tarihinde nakde çevrildiğini ve 30.000 TL nın tahsil edildiğini, bu nedenle de davalarının istirdat-alacak davasına dönüştüğünü beyan etmiştir. Dosya kapsamındaki bayilik sözleşmesinin feshi hususunda 17/08/2018 tarihli fesih protokolünün akdedildiği, sözleşmenin tarafların karşılıklı ve ortak mutabakatı ile feshedilmiş olduğunun beyan ve imza edildiği, ayrıca davalının davacıya gönderdiği 25/09/2018 tarihli cari mutabakat formundan 31/08/2018 tarihi itibariyle bakiye borcun olmadığının bildirildiği görülmüştür. Davacının noter kanalı ile davalıya gönderdiği 03/10/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile teminat mektuplarının iadesini talep eder olduğu görülmüştür. Mahkememizce davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere adresi mahkemesine talimat yazılmış, aldırılan 05/08/2019 tarihli raporda, davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasaya uygun tutulup tasdiklerinin yapılmış olduğunu, davacının davalıdan 214.012,63 TL alacaklı olduğu, ancak davacının herhangi bir alacak talebinin olmadığı, davacı şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığı kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.Mahkememizce dosyanın mali müşavir ve akaryakıt sektör uzmanı bilirkişilere tevdii ile davalı taraf ticari defterleri ve tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, davacının kendi talebi ile EPDK Otogaz Lisansını sonlandırması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin sürdürülmesinin imkansız hale geldiğini, taraflar arasında 02/01/2016 tarihinde başlayan ve 17/08/2018 tarihinde sonlanan bir cari hesap ilişkisi olduğunu, davacının defterlerine göre sözleşme fesih tarihinde davacının davalıya 2.993,31 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini 24/02/2020 rapor ettikleri görülmüştür.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile talimat ile alınan rapordaki davacı defterlerinde yapılan tespit ile davalı defterlerinde yapılan tespit arasındaki farka ilişkin inceleme yapılıp bu farkın nereden kaynaklandığı ve teminat mektuplarının veriliş şekline göre iade şartlarının oluşup oluşmadığına dair ek rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş olmakla, bilirkişiler 05/01/2021 tarihli ek raporlarında; kök rapordaki görüş ve tespitlerini tekrar etmekle, sözleşme bitim tarihi olan 17/08/2018 tarihinde davacının davalıya 2.993,31 TL borçlu olduğunu rapor etmişlerdir.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davanın taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı otogaz bayilik işinden ötürü borçlu olunmadığının tespiti ve borçlu olunmaması nedeni ile sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmiş olması nedeni ile bedellerinin istirdadı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 02/01/2016 tarihinde imzalanan 5 yıl süreli LPG ile Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin davacı tarafça 17/08/2018 tarihli ihtar ile davacının EPDK lisansını 31/08/2018 tarihi itibariyle sona ereceğinden ötürü feshedilmiş olduğu, dava konusu … Bankası 25/12/2015 tarih … nolu 10.000 TL bedelli ve 19/09/2008 tarihli … nolu 20.000 TL bedelli 2 adet teminat mektubunun da bu sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya verilmiş olduğu, davalının sözleşmenin davacı tarafça süresinden önce feshedilmiş olduğundan bahisle, sözleşmenin 32. maddesi ile 31/g ve 31/f maddelerine dayanılarak dava konusu taleplerin reddi gerektiğini savunduğu ve ayrıca davalının 04/01/2019 tarihinde toplam 30.000 TL bedelli teminat mektuplarını nakde çevrilmek yolu ile bedeli tahsil ettiği anlaşılmıştır.Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarında ayrı ayrı yaptırılan muhasip incelemeleri neticesinde, her iki tarafın da ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulup yasaya göre tasdikleri yapılmakla, tarafı lehine delil vasfı taşıyan kayıtlar olduğu, davacının kayıtlarına göre davalıya borçlu olmadığı, davalıdan 214.012,03 TL alacaklı olduğu; davalı kayıtlarına göre davacıdan fesih tarihi itibariyle 2.993,31 TL alacaklı olduğu, bu alacağında 30/06/2018 tarihinde 38.344,20 TL alacağın bulunduğuna dair mutabakat mektubunun davacıya gönderilmesi sonrası davacı tarafça davalıya muhtelif tarih ve miktarlarda banka kanalı ile yapılan ödemeler sonrası kalan bakiye olduğu tespit edilmiştir.Taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı ve teminat mektuplarının davacı tarafça sözleşme kapsamında davalıya verildiği, davalının uhdesinde olduğu hususlarında bir ihtilaf olmayıp, ihtilafın teminat mektuplarının yada bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği hususlarından kaynaklandığı, davalı tarafça sözleşmenin süresinden önce haksız fesih edilmesi halini düzenleyen 32 maddesi, teminatların nakde çevrilmesi hususlarını düzenleyen 31/g maddesi ve davacının müvekkiline borcu bulunduğundan bahisle 31/f maddesine dayanılarak teminat mektuplarının iade edilmediğini savunmuş ve dava açıldıktan sonra teminatlar nakde çevirerek tahsil etmiş ise de, taraflar arasında sözleşmenin feshi konusunda 17/08/2018 tarihinde protokol akdedildiği, 02/01/2016 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin, süresinden önce feshedilmesi ve ayrıca borcun olmadığı hususlarında tarafların mutabık olduklarının dosya kapsamı ile sabit olması karşısında davalının savunmasına itibar edilemeyeceği, davalının kendi lehine delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarında da davacıdan sadece 2.993,31 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması, taraflar arasında cari hesap mutabakatı bulunması, fesih protokolünde tarafların karşılıkları ibralarının bulunması nedeni ile davalının sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektuplarını iade etmeme ve nakde çevirme hakkının olmadığı, dolayısı ile teminat mektuplarının bedeli tahsil edilmiş olduğundan bedelinin davalıdan alınarak davacı tarafça verilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının KABULÜNE, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 30.000 TL nın 04/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı olduğundan işbu istinaf dilekçesini sunma zarureti hasıl olduğunu, Kararın gerekçesinde, müvekkil şirketin davacıdan yalnızca 2.993,21-TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması ve tarafların karşılıklı ibralarının bulunması nedeniyle, sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektuplarını iade etmeme ve nakde çevirme hakkının olmadığı, bu sebeple teminat mektubu bedelinin müvekkilden alınarak davacıya verilmesinin uygun olduğu tespitine yer verildiğini, Müvekkil ile davacı arasındaki bayilik sözleşmesinin 32. Maddesinin “Bayi’nin süresinden önce haksız olarak bayilik sözleşmesini feshetmesi veya … Bayi’nin sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle sözleşmeyi feshetmesi halinde: a) …, Bayi’den sözleşmenin süresinden önce feshedilmiş olması sebebiyle maruz kaldığı zarar, ziyan ve anlaşma süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere, mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceğini, Bayi peşinen kabul ve taahhüt eder. Her türlü temerrüt halinde, temerrüt faizinin, temerrüt veya tahsil tarihindeki reeskont (yıllık) faizinin 2 katı oranında temerrüt faizi uygulanacağını taraflar kabul eder. b)32/a maddesinde yer alan yükümlülükten ayrı olarak; Bayi’nin … LPG alımı yapacağı dönem içinde LPG alımının en yüksek olduğu aydaki LPG miktarının fesih tarihindeki perakende satış fiyatı ile çarpımı sonucu bulunacak bedeli cezai şart olarak Bayi … ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmünü havi olduğunu, Davalının, sözleşme süresi bitiminden önce sözleşmeyi feshettiği hususunun ihtilafsız olduğunu, bu durumda ise yine sözleşmenin 31/g maddesinin devreye girmekte olduğunu, “Bayi, … bu sözleşmeden ve/veya buna bağlı sözleşmelerden kaynaklanan alacak, cezai şart, tazminat v.s. herhangi bir ad altında talep edebileceği bedellere karşılık teminatlarının nakde çevrilip, irat kaydedileceğini peşinen kabul eder.” Taraflar arasındaki sözleşme, davacı tarafından süresinden önce feshedildiğinden, davanın açıldığı sırada ve işbu istinaf başvurusunun yapıldığı sırada dahi müvekkil şirketin davacı şirketten cezai şart ve kar mahrumiyeti talep hakkı bulunmakta olduğunu, Davaya konu uyuşmazlığın konusu olan teminat mektuplarının ise tam da bu sebeple, yani sözleşmeden kaynaklanan veya kaynaklanabilecek alacakların teminatı olarak verildiğini, Sözleşmenin 31/g maddesinde de bu hususun açıkça belirtilmiş olduğunu, söz konusu madde uyarınca davacının teminat mektuplarının müvekkil şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacaklarına karşılık nakde çevrilebileceği hususunun açık olduğunu, Müvekkil şirketin davacı şirketten cezai şart ve kar mahrumiyeti talebi ile dava açma hakkının hala saklı olduğunu, bunun teminatı olan teminat mektuplarının ise nakde çevrilerek nakit teminata kaydedilmişken ve bu eylem sözleşmeye uygunken, yerel mahkeme tarafından sözleşmenin teminatı olan mektupların bedellerinin iadesinin gerektiğine dair verilen kararın anlaşılamadığını, Sözleşme sona ermiş olsa da, sözleşme süresinden önce davacı tarafından haksız şekilde feshedildiğinden, sözleşmeden kaynaklanan riskin devam etmekte olduğunu, bu sepele teminat mektubunun en başta istenmesinin sebebinin hala mevcut olduğunu, Davacının müvekkil şirkete 2.993,31-TL cari hesap borcu bulunmakta olduğunu, bu husus yapılan bilirkişi incelemesi ile de açığa çıkmışken davacının yalnızca 2.993,31-TL cari hesap borcu bulunduğuna dair gerekçenin kabul edilemeyeceğini, zira yalnızca 2.993,31-TL de olsa sözleşmesel riskin devam etmekte olduğunu ve bu riske karşılık teminat mektuplarının nakde çevrilerek nakit teminat olarak kaydedilmesinin hukuka uygun olduğunu, Tüm bu nedenlerle, Yerel Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının kabul edilemeyeceğini ve yapılacak inceleme neticesinde kaldırılarak davanın reddine, gerekirse ıslahına karar verilmesini gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, yapılacak yargılama sonucunda, Yerel Mahkeme ilamının kaldırılması ile davanın reddine, gerekirse ıslahına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasında akdedilen 02/01/2016 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin feshedilmesi ve davacının sözleşme kapsamında davalıya borcunun bulunmaması sebebiyle sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ve nakde çevrilmesi sebebiyle bedelinin davalıdan istirdatına karar verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, davacı ile dava dışı … Tic. A.Ş.(…) arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğini ve akabinde davalı ile 02/01/2016 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin akdedildiğini, dava dışı … ile aralarında akdedilen bayilik sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ve ibralaşma ile 17/08/2018 tarihinde feshedildiğini, sonrasında 31/08/2018 tarihinde akaryakıt ve otogaz lisansının EPDK tarafından sonlandırıldığını ve bu sözleşmeye bağlı olduğu ve teferruatı olduğu belirtilen davalı ile aralarındaki sözleşmenin de feshedilmiş olduğunu, sözleşme kapsamında davalıya borcunun olmadığını, davalı tarafından demirbaşların alındığını, bu sebeple sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektuplarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve nakde çevrilmesi sebebiyle bedelinin davalıdan istirdatına karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen 02/01/2016 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin, davacı ve dava dışı … arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin teferruatı olmadığını, bayilik sözleşmesinin davacı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiğini, davalının haksız ve süresinden önce fesih sebebiyle cezai şart ve kar mahrumiyeti ve cari hesap alacağının bulunduğunu, bu sebeple teminat mektuplarından dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinin ve bedelinin istirdatı talebinin yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında davacı ile dava dışı … Tic. A.Ş.(…) arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğine, davalı ile 5 yıl süreli olarak 02/01/2016 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesinin akdedildiğine, davacı ile dava dışı … arasında akdedilen sözleşmenin karşılıklı anlaşılmak ve ibralaşılmak suretiyle 17/08/2018 tarihinde feshedildiğine, davacının 31/08/2018 tarihinde akaryakıt ve otogaz lisansının EPDK tarafından sonlandırıldığına, davacının davalı ile akdedilen sözleşmeyi feshettiğine ve davalı tarafından davacıdan demirbaşların alındığına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; davalı ile yapılan sözleşmenin davacının dava dışı şirket ile yapılan sözleşmenin ayrılmaz parçası olup olmadığı, dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmenin feshedilmesinin kendiliğinden davalı ile akdedilen sözleşmenin feshi sonucunu doğurup doğurmadığı, söz konusu feshin haklı olup olmadığı, haklı fesih söz konusu değil ise davalının cezai şart, kar mahrumiyeti talep edip edemeyeceği, cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, miktarları, davacının teminat bedelinin istirdatını talep edip edemeyeceği ve miktarı hususlarındadır. Davacı vekili, davalı ile aralarında akdedilen bayilik sözleşmesinin, davacı ve dava dışı …Tic. A.Ş.(…) arasında akdedilen bayilik sözleşmesine bağlı ve bu sözleşmenin teferruatı olduğu gerekçesi ile asıl sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmesi ve ibralaşmanın yapılması sebebiyle davalı ile aralarında akdedilen dava konusu bayilik sözleşmesinin de feshedildiğini iddia etmekte ve bu iddiasını davalı ile aralarında akdedilen sözleşmenin dava dışı şirketin bu sözleşmenin akdedilmesine muvafakat vermesine, 5. ve 28. maddelerindeki hususlarda dava dışı … bilgi verilmesine ilişkin maddelere dayandırmaktadır. Oysa söz konusu maddeler tek başına davalı ile akdedilen sözleşmenin dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmenin teferruatı ve ayrılmaz parçası olduğunu göstermemektedir. Söz konusu maddeler davacının davalı ile sözleşmenin yapılmasına … muvafakati olduğunu, muvafakati olmaması halinde davacının bu sözleşmeyi yapamayacağını ve … ile aralarındaki sözleşme uyarınca bilgi verilecek hususlara ilişkin düzenlemedir. Dava dışı şirket ile yapılan sözleşme dosyaya sunulmadığından davalı ile yapılan sözleşmeye ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığı tespit edilemediği gibi, bulunması halinde dahi sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşmenin tarafı olmayan ve bu hususları kabul etmeyen davalıyı bağlamayacaktır. Bunun yanında davalı ile akdedilen sözleşmede dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğuna ve bu sözleşmenin feshi halinde taraflar arasındaki sözleşmenin de feshedileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır ve taraflar tarafından da bu hususta bir iddiada bulunulmamıştır. Aksine davalı ile yapılan sözleşmede tarafların hak ve borçları, yükümlülükleri, süresi, alınacak teminat, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi halinde sonuçları gibi hükümler ayrıca düzenlenmiş olup, her iki sözleşme birbirinden farklıdır ve her bir sözleşme birbirinden bağımsız olarak kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Her bir sözleşme birbirinde bağımsız olduğundan dava dışı şirket ile anlaşılarak sözleşmenin feshedilmesi, davalı ile akdedilen sözleşmenin kendiliğinden feshi sonucunu da doğurmaz. Bu sebeple davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilmemiş ve Mahkemece davalı ile akdedilen sözleşmenin dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmenin teferruatı olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır. Ancak her ne kadar davalı vekili, davacı tarafından sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshedildiğini, bu sebeple davalının cezai şart, kar mahrumiyeti ve cari hesap alacağının bulunduğunu ve teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haklı olduğunu savunmuş ise de, davacı tarafından teminatların iadesi için davalıya ihtarname gönderilmeden önce herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ve herhangi bir cezai şart ve kar mahrumiyeti talebi olmadan davacıda bulunan demirbaşlar davalı tarafından teslim alınmıştır. Bu husus davalı tarafından sözleşmenin feshinin kabul edildiğini ve bu hususta davacı ile aralarında herhangi bir ihtilaf olmadığını göstermektedir. Bu sebeple davalının, davacı tarafından sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshedildiği, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacaklarının bulunduğu savunmasına itibar edilmemiştir. Ancak davalının davacıdan 2.993,31 TL cari hesap alacağının bulunduğu tespit edilmesine rağmen talep edilen teminat miktarından söz konusu davalı cari hesap alacağının mahsubu gerekirken mahsup edilmemesi yerinde olmamıştır. Bu sebeple davalı vekilinin istinaf başvurusu bu yönden kısmen yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09/03/2021 tarih ve 2018/1083 Esas- 2021/181 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davacının davalıda bulunan ve nakde dönüştürülen teminat mektupları sebebiyle 27.006,69 TL bedelden davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 27.006,69 TL bedelin 04/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.844,83-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.332,5‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 512,33 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı toplamı 548,23‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 2.300,00 TL bilirkişi ücreti ile 180,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.480,00 TL yargılama giderinin davacının haklılık oranına göre hesap ve takdir edilen (dava % 90 kabul) 2.232‬,00 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 42,01 TL yargılama giderinin davalının haklılık oranına göre hesap ve takdir edilen (dava % 10 ret ) 4,20 TL’ sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 2.993,31 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 8-Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 10-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 11-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri 31,50 TL toplamı 193,60 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 12- Kullanılmayan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.