Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1255 E. 2021/1090 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1255 Esas
KARAR NO: 2021/1090 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/281 D. İş – 2021/280 Karar
TARİH: 27/05/2021
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili verdiği dilekçe ile, … A.Ş.’nin bir borcu nedeniyle müvekkili bankaya tevdi edilmiş olan 26.04.2021 vadeli, 110.000.000-TL bedelli, … ve … imzalarını havi bononun vadesinde ödenmediğini ve protesto olduğunu, borçluların mal kaçırma ihtimaline binaen İİK.257 madde mucibince, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde uygulanmak üzere, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür etmemek koşuluyla, 110.000.000-TL bedelli senetten olan alacaklarının 108.205.000-TL’lik kısmının emniyetle tahsili için borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde uygulanmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 10/05/2021 tarihli 2021/281 D. İş – 2021/280 Karar sayılı kararında; talebin kabulü ile, alacaklının iddia ettiği 108.205.000,00-TL alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, alacağın % 15 oranında 16.230.750,00 TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun alacaklı tarafından 10 gün içerisinde Mahkeme veznesine teminat olarak yatırılmasına karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili 11/05/2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK Md. 257 metninde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denildiğini, takibe konu borçla ilgili olarak alacaklı banka ile 03.08.2018 başlangıç tarihli olmak üzere 06.05.2019 tarihli 2 No’lu Protokol; 25.09.2019 tarihli 3 No’lu Protokol; 13.05.2020 tarihli 4 No’lu Protokol; 18.06.2020 tarihli 5 No’lu Protokol ve son olarak 06.10.2020 tarihli 6 No’lu Protokol imzalandığını, müvekkillerinin kredi borçlarını ödemek için alacaklı bankanın önerisi ve kabulü ile bütün borcun ödenmesi ve tasfiyesi için alacaklı banka ile en son 06.10.2020 tarihli “protokolü” imzaladıklarını, karşılıklı atılan imzalar ile mevcut borçların yeniden yapılandırıldığını, imza tarihi olan 06.10.2020 tarihinden bu yana ödeme planına sadık kalınarak ve herhangi bir gecikmeye düşmeksizin her ayın 25’inde aylık 320.000TL taksitler halinde bugüne kadar 2.240.000 TL ödeme yapıldığını, sunulan ödeme planı çerçevesinde söz konusu ödemeler yapılmaya devam edileceğini, kaldı ki takip tarihi itibari ile alacaklının merkez şube müdürlüğü nezdindeki … numaralı müvekkili şirkete ait İBAN Hesabında; 21.04.2021 tarihi itibarı ile 613.336,28 TL nakit olarak mevcut olduğunu, hesap bakiyesinin 613.336,28 TL artıda olduğunu, davacı bankanın mahkemeye sunduğu bononun “teminat” amaçlı olduğunu, kambiyo niteliğine haiz olmadığını, müvekkillerinin kredi ilişkisi çerçevesinde, teminat maksatlı olarak davacı ile daha önce 06.10.2021 tarihinde imzalanan protokol dahilinde boş olarak alacaklı bankaya tevdi edildiğini, müvekkillerinin alacaklı bankaya özetle yaklaşık 104 Milyon TL’lik borçlarına karşılık 700 Milyon TL teminat verdiklerini, verilen teminatların yaklaşık değerlerle 340 Milyon TL İpotek, 110 Milyon TL Bono, 50 Milyon TL Temlik, 104 Milyon TL Kefalet, 50 Milyon TL Vefa Hakkı Sözleşmesi (Reel Değeri 85 Milyon) olmak üzere yaklaşık 700 Milyon TL olduğunu, borcun 7 kat fazlası oranında değer ifade eden teminatların (Bono, İpotek, Temlik, Kefalet, Vefa Hakkı) bankaya verildiğini, buna ilişkin sözleşmelerin imzalandığını, tapuda ipoteklerin ve vefa hakkı işlemlerinin tescilinin yapıldığını, vadesi gelmiş bir para alacağının ihtiyati hacize konu olabilmesi için öncelikle rehinle temin edilmemiş olması gerektiğini, bu sebeple, bankanın hem alacağını rehin altına alması hem de rehin altına aldığı bu alacağa ilişkin teminat amaçlı verilmiş bono ile “ihtiyati haciz kararı” almasının hukuka açıkça aykırı olduğunu, alacak ve ihtiyati haciz iddiasına konu bedelin miktarının doğrudan yargılamayı gerektirir nitelikte olduğunu, beyanla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 2705/2021 tarih 2021/281 D. İş – 2021/280 Karar sayılı kararında; “İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayılmış olup, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, Mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihi itibariyle 7 gün içerisinde Mahkemesine müracaat ile itiraz edebilir. İİK 265. madde dördüncü cümlede ihtiyati hacze itiraz edenin dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecbur olduğu belirtilmiştir. İhtiyati hacze itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz etmiştir. İhtiyati hacze itiraz nedenleri İİK 265 ve devamı maddelerinde yetkiye, teminata ve ihtiyati haczin veriliş nedenine olmak üzere tahdidi şekilde sayılmıştır. İtiraz dilekçesinde alacağın muaccel hale gelmediği, alacağın rehinle temin edildiğinden bahisle ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş olup, ihtiyati haczin dayanağının bono olduğu ve bu bononun iddia edildiği gibi taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa karşı teminat olarak verildiğine ve bedelsiz kaldığına ilişkin itiraz dilekçesi ekinde belge ve delil bulunmadığından ihtiyati hacze konu bonodan kaynaklanan alacağın rehinle temin edildiği ve bedelsiz kaldığı hususu sabit olmadığından ve bononun vade tarihi nazara alındığında alacağın muaccel olduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bir neden olmadığından ve ihtiyati haciz kararının yasada belirtilen koşullara uygun olmasından dolayı ihtiyati hacze itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Takiplere konu borçla ilgili olarak taraflarca 03.08.2018 başlangıç tarihli olmak üzere (1 No’lu Protokol); 06.05.2019 tarihli 2 No’lu Protokol; 25.09.2019 tarihli 3 No’lu Protokol; 13.05.2020 tarihli 4 No’lu Protokol; 18.06.2020 tarihli 5 No’lu Protokol ve son olarak 06.10.2020 tarihli 6 No’lu Protokol olmak üzere toplamda 6 adet protokol imzalandığını, Müvekkillerinin kredi borçlarını ödemek için alacaklı bankanın önerisi ve kabulü ile bütün borcun ödenmesi ve tasfiyesi için alacaklı banka ile en son 06.10.2020 tarihli “protokolü” imzaladığını; karşılıklı atılan imzalar ile mevcut borçların yeniden yapılandırıldığını, imza tarihi olan 06.10.2020 tarihinden bu yana ödeme planına sadık kalınarak ve herhangi bir gecikmeye düşmeksizin her ayın 25’inde aylık 320.000TL taksitler halinde bugüne kadar 2.240.000 TL (İki Milyon İki Yüz Kırk Bin Lira) ödeme yapıldığını, takip tarihi itibari ile alacaklının Merkez Şube Müdürlüğü nezdindeki … numaralı müvekkili şirkete ait IBAN Hesabunda: 21.04.2021 tarihi itibari ile 613.336,28 TL nakitin mevcut olduğunu, Vadesi gelmiş bir para alacağının ihtiyati hacize konu olabilmesi için öncelikle rehinle temin edilmemiş olması gerektiğini, bankanın hem alacağını rehin altına alması hem de rehin altına aldığı alacağa ilişkin ihtiyati haciz kararı almasının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilleri aleyhine İstanbul Taşınmaz İcra Dairesinin 2021/658 E. Sayılı dosyasından 108.755.425,71 TL bedelli “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu” ile takip başlatıldığını ve 04.05.2021 tarihinde müvekkilere Örnek 6 icra emri gönderildiğini, takibe itiraz edildiğini ve icranın geri bırakılması talebiyle İstanbul 10 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/131 E. Sayılı dosyası ile yargılamanın halen devam ettiğini, sonrasında derdest bir takip (ipotek takibi) varken aynı alacak için … tarafından 26.04.2021 tarihli “teminat bonosu” iddiası ile ihtiyati haciz kararı alınıp İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde takip başlatıldığını, alacaklı bankanın haksız ve hukuka aykırı olarak aynı alacak için hem İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu İle hem de davaya konu ihtiyati haciz başvurusuyla aynı alacak için birden çok hukuki yola başvurduğunu, davalı bankanın gönderdiği kat ihtarında borç tutarının 108.204.324,86 TL olduğunu, borcun bu tutarda olduğu davalı banka tarafından da kabul edildiğini, bu konuda her hangi bir uyuşmazlığın bulunmadığını, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2020/6566 E., 2021/2465 K., 04.03.2021 T. – Yargıtay 12. HD., E. 2020/3688 K. 2020/10839 T. 16.12.2020 – Yargıtay 12. HD., E. 2018/8685 K. 2018/3977 T. 2.5.2018 – Yargıtay 12. HD., E. 2018/10920 K. 2018/8383 T. 04.10.2018 – Yargıtay 12. HD., E. 2019/14054 K. 2020/6438 T. 7.7.2020 – Yargıtay 12. HD., E. 2018/11417 K. 2019/16344 T. 12.11.2019 – Yargıtay 12. HD., E. 2020/176 K. 2020/6888 T. 14.9.2020 – Yargıtay 12. HD., E. 2018/9112 K. 2019/337 T. 16.1.2019 – Yargıtay 12. HD., E. 2020/6052 K. 2021/3247 T. 22.3.2021) Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinde alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olduğundan aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağını, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğunu, haksız ve hukuka aykırı şekilde başlatılan mükerrer nitelikteki ihtiyati haciz kararının müvekkilleri açısından telafisi imkansız zararlar doğurduğunu ve devam ettiğini, Protesto belgesinde senedin ne şekilde ve kim tarafından ciro edildiğinin de görülmediğini, bu hususun ihtiyati haciz karının kaldırılması için yeterli olduğunu, Somut olayda belli bir ödeme planına bağlanan, ödemenin 45 ay vadeye yayıldığı bir borç tasfiye protokolü ve taraflar arasında sürekli edimli bir borç ilişkisinin mevcut olduğunu, … tarafından müvekkillerine gönderilen ihtarname ile protokolün feshedildiğinin bildirildiğini ve gerekçe olarak müvekkilleri aleyhine icra takibi yapılmış olmasının gösterildiğini ancak protokolün feshi haksız ve protokol hükümlerine aykırı olduğunu, İhtiyati hacze konu senedin kambiyo senedi değil bir teminat senedi olduğunu, banka kayıtlarında bu hususun sabit olduğunu, bonoyu müvekkillerinin kredi ilişkisi çerçevesinde teminat maksatlı olarak alacaklı banka ile 06.10.2021 tarihinde imzalanan protokol dahilinde boş olarak alacaklı bankaya verildiğini, müvekkillerinin alacaklı bankaya özetle yaklaşık 104 Milyon TL’lik borçlarına karşılık yaklaşık 700 Milyon TL teminat verdiklerini, Bir ticari senedin içerdiği alacak hakkının kendini meydana getiren asıl borç ilişkisi ile birlikte veya ondan ayrı olarak ortadan kalktığını, geçerli olarak doğmaz veya hiç mevcut olmaz ise o senet bedelsiz bir ticari senet olduğunu (Nurkut İNAN, Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara 1963, s. 26, Erol ERTEKİN/İzzet KARATAŞ, Uygulamada Ticari Senetler, Ankara, 1998, s. 649), buradan hareketle temel alacak yok ise o senetin bedelsiz senet olduğunu, somut olayda yapılan işlem ilave şahsi teminat almaya yönelik olup söz konusu senedin bir teminat senedi ve yapılan cironun da teminat (garanti) cirosu olduğunu, Somut olayda, taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin mevcudiyeti, ilave teminatlar alınmış olması, borç doğurduğu iddia olunan bonoda gerçek kişi şirket yetkililerinin düzenleyen, şirketin lehdar ve ciranta olarak gösterilmesi, bu kişilerin (… ve …) aynı zamanda kredi sözleşmesinin şahsi kefilleri olmaları, senedin düzenleme tarihi ile vadesi arasındaki fark ve yine vade tarihi 26.04.2020 ile hesap kat tarihi arasındaki yakın ilişki bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bononun “teminat senedi” olduğunun açık olduğunu, Dosya kapsamında tüm olgular senedin bir teminat senedi olduğu ve teminat maksatlı davacı bankaya ciro edildiğini açıkça ortaya koyduğunu, bu durumun sonucu teminat senedinin soyut borç ikrarı niteliğini yitirerek alacağı tek başına ispat edememesi olduğunu, söz konusu senet kambiyo senetlerine müstenit takibe konulmaya ve yine ihtiyati hacze konu olmaya hukuken müsait olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Davacı alacaklı vekili, davalıların keşideci ve ciranta oldukları bononun vadesinde ödenmediğini belirterek davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece teminat karşılığında talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmiş, karara karşı borçluların yaptığı itirazın reddi kararına karşı davalı borçlular istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden bono incelendiğinde TTK 776. Maddede sayılan unsurları içerdiği, dayanak bonoda teminat bonosu olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, davalı borçluların keşideci ve ciranta oldukları, bononun vadesinin geçtiği ve ödememe protestosunun keşide edildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz sebepleri İİK 265/1. Maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Maddede belirtilen sebepler dışında ihtiyati hacze itiraz edilemeyecektir. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, davalı borçluların alacağın muaccel olmadığı, rehinle temin edildiği, kambiyo senedi niteliğinde olmadığı yönündeki itirazları sunulan delillerle yaklaşık olarak ispatlanamamıştır. Sonuç itibariyle, dosya içinde bulunan belge ve bilgilere göre, ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenler tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep edenlerden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.