Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1250 E. 2023/2022 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1250
KARAR NO: 2023/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2021
DOSYA NUMARASI: 2016/1244 Esas – 2021/405 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın Çanakkale’nin … İlçesinde … adında bir kırtasiye işlettiğini, aynı zamanda kırtasiye ürünleri ticareti yaptığını, ayrıca kızı ile birlikte diğer davacı … Tic. Ltd. Şti’ni işlettiğini, davalı …’ın da Ekip Sarf Malzemeleri adlı dükkanında kırtasiye ürünleri satışı yaptığını, davalının müvekkilinden kırtasiye malzemesi siparişi verdiğini, müvekkilinin de başka toptancılardan sipariş vererek ürünleri davalı yana gönderdiğini, ürünlerin bir kısmının müvekkili şirket adına bir kısmının ise müvekkil şahıs adına fatura edildiğini, müvekkilince toptancı şirketlerden sipariş edilen malların davalı … Tic. Ltd. Şti. Aracılığıyla sipariş edildiğini, malların müvekkili deposuna girmeden doğrudan davalı …’a teslim edilmesi talimatının verildiğini, dava konusu ürünlerin davalı taşıma şirketi tarafından 27/06/2015 ve 04/07/2015 tarihlerinde davalı …’ın işçisi … teslim edildiğini, teslim belgelerinin bu şahıs tarafından imzalandığını, ancak davalı …’ın mal bedeli olan 86.809,87 TL’yi müvekkiline ödemediğini, yapılan görüşmelerde ürünleri teslim almadığını iddia ettiğini, ancak davalı …’ın diğer davalı Çanakkale Nakliyat … Ltd. Şti’ne nakliye ücretini ödediğini, bu nedenle savunmasının yerinde olmadığını, davalı … Ltd. Şti’nin malları teslim ederken, teslim alan kişinin davalı … çalışanı olup olmadığını, mal teslim almaya yetkili olup olmadığını kontrol etmeden malları teslim ettiğini, müvekkilin uğradığı zararın davalı …’dan tanzim edilememesi halinde zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan … Ltd. Şti’nin sorumlu olduğu belirterek; davalı …’ın ödemediği kırtasiye ürünlerine ilişkin 86.809,87 TL’lik ücreti şimdilik 1.000,00 TL’sinin 04/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalıdan tahsiline, aksi halde davalı … Ltd. Şti’nin haksız fiili nedeniyle uğradığı zararın şimdilik 1.000,00 TL’sinin 04/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacılar ile bir dönem ticaret yaptığını, ancak davacıların iddia ettiği gibi davaya konu faturalar karşılığı davacılardan mal alınmadığını, müvekkilinin … adında bir çalışanı olmadığını, müvekkilinin davalı ile sürümü yapılan ürünler hakkında konuştuğunu, ürünlerin listesini mail attığını, ancak bu ürünlerin hiç bir zaman davacılardan alınmadığını, davacıların kötü niyetli olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/03/2021 tarih ve 2016/1244 Esas – 2021/405 Karar sayılı kararı ile; ” Davalı … Tic. Ltd. Şti. Aleyhine terdit istemli olarak açılan dava, taraflar arasında ilişkinin, iddia ve savunmaların değerlendirilmesi amacıyla birlikte yürütülmüş ise de, terditli davanın ancak aynı davalıya aslilik-ferilik ilişkisi bulunan talepler için açılabileceği, işbu şirkete karşı yöneltilen taleplerin ancak davacılar ile davalı … arasındaki uyuşmazlığın kesin olarak çözülmesinden sonra incelenebileceği dikkate alınarak; … Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açılan davanın tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin 2021/64 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline yönelik kısmi davadır.Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, SGK kayıtları, Emniyet araştırmaları, sicil kayıtları mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.Mahkememizce davacıların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için ilgili mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince alınan 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı …Tic. Ltd. Şti’nin ticari defter ve kayıtlarında toplam KDV hariç 44.261,64 TL tutarlı 4 adet mal alım faturası olduğu, davalı … adına KDV hariç 28.017,98 TL bedelli 27/06/2015 tarihli faturanın düzenlendiği, ancak faturanın yevmiye defteri kayıtlarında 10/06/2015 tarihinde kayıt edildiği, düzenlenen sevk irsaliyelerinde teslim alan ve teslim eden kısımlarının boş ve imzasız olduğu, davacı …’a ticari defter ve kayıtlarında dosyada yer alan mal alım faturalarının yer almadığı, davacıların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmaması nedeniyle sağlık bir değerlendirme yapılamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Mahkememizce alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle farklı bir bilirkişiden rapor alınmak üzere yeninden talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince alınan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı şirketin defterlerinde ticari alacaklarını ve borçlarını ilgili hesabında kayıt yapılmadığı, davalı … adına düzenlenen 27/06/2015 tarihli 33.061,21 TL (KDV dahil) faturanın yevmiye kaydının olmadığı, bu nedenle bakiyenin sıfır olduğu, davacı …’ın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, defterlerinde ticari alacak ve borçlara ilişkin kayıtların tutulmadığı, sadece kasa hesabında takip edildiği, davalı … adına düzenlenen 13/07/2015 tarihli 16.823,26 (KDV dahil) faturanın yevmiye kaydının olmadığı, bu nedenle bakiyenin sıfır olduğu, Davalı … Tic. Ltd. Şti’ne ait ticari defter ve kayıtlarda davalı … adına 29/06/2015 tarihli 188,80 TL bedelli, 24/07/2015 tarihli 613,60 TL bedelli faturaların düzenlendiği, bu faturalar karşılığında 803,00 TL havale yoluyla ödeme aldığı, davacı firmaların kesmiş olduğu faturalar ile ticari defterlerinin uyuşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkememizce davalı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de, belirlenen inceleme gün ve saatine davalı tarafından ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmediğinden inceleme yapılamamıştır. Mahkememizce davalı yanın işletme adresinde Emniyet Araştırması yapılmasına karar verilmiş, polis memurları tarafından düzenlenen 19/12/2019 tarihli tutanakta belirtilen işyerinin adreste faaliyette olmadığı, yaklaşık 4 yıl kadar önce kapandığı, … isimli kişinin yalnız çalıştığının bilindiği, … isimli bir şahsın bu işyerinde çalıştığına dair bilgi sahibi olan kimsenin bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.Davacılar vekilince yemin deliline dayanıldığı bildirildiğinden; davalı asile dava konusu malların teslim alınıp alınmadığı hususunda yemin davetiyesi çıkarılmış, davalı asil tarafından mahkememizin 23/03/2021 tarihli celsesinde “Benim davacılar ile herhangi bir ticari ilişkim bulunmamaktadır, ben kendilerinden kırtasiye malzemesi almadım, malların teslim edildiği belirtilen … isimli kişiyi tanımam benim iş yerimde çalışmamaktadır, ticaretle uğraştığım için … ile bazı ticari ilişkide bulunmuş olabilirim ancak davacılarla herhangi bir ticari ilişkim yoktur” beyanında bulunulmuş ve işbu beyanında ısrar ettiği belirtilerek yemin eda edilmiştir. Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacılar tarafından, fatura konusu malların davalı yana teslim edildiği belirtilerek ödenmeyen fatura bedellerinin tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, ticari ilişki inkar edilerek malların teslim alınmadığının savunulduğu ve davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. HD 2015/2467 E. 2015/7975 K. Sayılı İlamı) Somut olay bakımından; davacı şirket tarafından davalı aleyhine 27/06/2015 tarihli 33.061,21 TL bedelli faturanın düzenlendiği, davacı şahıs tarafından davalı aleyhine 13/07/2015 tarihli 15.871,00 TL bedelli ve 13/07/2015 tarihli 16.823,26 TL bedelli faturaların düzenlendiği ve fatura konusu malların davalı yana teslim edildiğinin iddia edildiği, işbu faturaların davalı yana tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacıların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, kendileri lehine delil teşkil etmediği, davacılar tarafından fatura konusu malların teslimine ilişkin ambar tesellüm fişleri altında yer alan … isimli bir kişiye ait olduğu, davalı yanın bu kişinin çalışanı olmadığının savunulduğu, SGK kayıtlarında bu isimde davalı çalışanına rastlanılmadığı, yapılan emniyet araştırmasında da davalının bu isimli bir çalışanın tespit edilemediği, her ne kadar mahkememizce …’ın tanık olarak dinlenilmesine karar verilmiş ise de, adı geçen şahsın bilinen adreslerine yapılan tebligatların sonuçsuz kaldığı, isim ve soyisim bilgisinden başka bir kimlik bilgisine ulaşılmadığından adres araştırması yapılamadığı, dolayısyla bu kişinin davalı çalışanı olduğunun davacılar tarafından ispat edilemediği, bu hali ile faturaya konu malların davalı yana teslim edildiğinin ispat edilemediği, davalı yana teklif edilen yeminin de eda edildiği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1.KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İspat olunamadığından davanın reddine karar verildiğini, ancak eksik yargılama yapıldığını, davalının ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığını, defteri ibraz etmeyen davalının dava iddiasını zımnen kabul etmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu vesile ile davalının defterlerini ibraz etmemesi sebebi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, Davalı defterleri ibraz edilip incelenmiş olsaydı, davalının müvekkil davacıya ait olan faturaların defterine kayıtlı olup KDV indiriminde kullanıldığının görülecek olduğunu, Davalının SGK’sız ( sigortasız ) eleman çalıştırması sebebiyle davanın ispat olunmadığı gerekçesinin davacı müvekkillerin kusuru olmadığını beyanla; Açıklanan nedenlerle; Yerel mahkemenin eksik yargılama sebebiyle (davalının defterlerinin incelenmemesi) davalının defterlerini ibraz etmemesinin zımni kabul olduğu hususu dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, yerel mahkemenin ret kararının kaldırılarak davanın kabul edilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davanın dayanağı olan faturalara konu ürünlerin davacılar tarafından davalıya satılıp teslim edilmesine rağmen davalı tarafından bedellerinin ödenmediği iddiası ile alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece faturalara konu ürünlerin davalıya tesliminin ispat edilemediği gerekçesi ile kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili, davanın dayanağı olan faturalara konu ürünlerin davacılar tarafından davalıya satılıp iş bu dosyadan tefrik edilen diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. aracılığı ile teslim edilmesine rağmen davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini ve bu sebeple alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığını, dava dayanağı olan faturalara konu ürünlerin kendisine teslim edilmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kural olarak salt faturanın düzenlenmiş olması, dayanağı kanıtlanamayan faturaların düzenleyenin defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz. (Yargıtay HGK’nun 19/09/2018 Tarih, 2017/19-915 Esas ve 2018/1338 Karar Sayılı İlamı). Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın ispatı için yeterli değildir. Fatura içeriği malın teslim edildiğinin/hizmetin verildiğinin, faturaya konu alacağın dayanağının ve iade faturası düzenlenmesi halinde iade faturası dayanağının düzenleyen tarafça ispat edilmesi gerekir. Davacının tek taraflı düzenlediği ve kendi defterine kaydettiği faturalar davasını ispatlaması için yeterli değildir. Fatura sözleşmenin ifası aşamasına ilikin olmakla fatura düzenlenmesine dayanak mal veya hizmet teslimi davacı tarafça geçerli ve yazılı deliller ile ispat edilmesi gerekmektedir. Davacılar vekili tarafından sadece davalının defter ve belgelerinin bilirkişi incelemesine ibraz edilmemesi sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece delil olarak dayanılması sebebiyle tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş, davacılar tarafından defter ve kayıtları bilirkişi incelemesine sunulmuş, davalı tarafından defter ve kayıtları bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Bilirkişi incelemesinde davacı şirketin yevmiye defterinin görülmüştür tasdikinin yapılmadığı, defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı tarafından davalının işlettiği iş yerine ilişkin düzenlenen 27/06/2015 tarihli …-… nolu KDV hariç 28.017,98 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, ancak bununda yevmiye kaydının yapılmadığı, sevk irsaliyesinde teslim eden ve alan kısımlarının boş olduğu ve imzasız olduğu, davacı …’ın yevmiye defterinin görülmüştür tasdikinin yapılmadığı, defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı şirketin kasa hesabında davalının işlettiği iş yerine ilişkin düzenlenen 13/07/2015 tarihli 2317 nolu KDV dahil 16.823,26 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, ancak yevmiye kaydının yapılmadığı, KDV beyanının yapılmadığı tespit edilmiştir. Dava konusu yapılan 13/07/2015 tarihli 15.871,00 TL bedelli faturanın ise davacıların defter ve kayıtlarına kaydedilmediği görülmüştür. Mahkeme gerekçesinde de isabetli bir şekilde belirtildiği gibi tek başına fatura düzenlenmesi hukuki ilişkinin ve alacağın ispatı için yeterli değildir. Fatura içeriği ürünlerin teslim edildiğinin fatura düzenleyen davacılar tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak davacılar tarafından faturalara konu ürünlerin davalıya teslimi hususu geçerli ve kesin deliller ile ispat edilememiştir. Davacılar vekili tarafından davalının defter ve belgelerinin bilirkişi incelemesine ibraz edilmemesi sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Ek cümle: 22/7/2020-7251/23 md.) veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle ticari defterlerin davacılar lehine delil olabilmesi ve alacağın ispatlandığının kabulü için; davacıların defter ve kayıtlarının kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. Ancak davacıların incelenen ticari defter ve kayıtlarının usul ve yasaya uygun olarak tutulmadığı tespit edilmiş ve faturalara konu ürünlerin teslimi hususu davacılar tarafından ispat edilmemiştir. Bu durumda davalı tarafından defter ve kayıtlarının ibraz edilmemesi tek başına davacının alacağını ve davasını ispatladığı sonucunu doğurmamaktadır. Bu hususlar dikkate alınarak Mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı …’dan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı … tarafından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı … Tic. Ltd. Şti.’ den alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacı … Tic. Ltd. Şti.’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.