Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1240 E. 2021/1556 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1240 Esas
KARAR NO: 2021/1556 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019 Tarihli Gerekçeli Karar ( Davacı ve Davalı İstinafı )
24/05/2021 Tarihli Ek Karar ( Davalı İstinafı )
DOSYA NUMARASI: 2019/446 Esas – 2019/1265 Karar
DAVA: Tenfiz
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin Almanya’da mukim bir banka olduğunu, müvekkili ile davalı … arasında, Çukurova’nın 23/05/2016 tarihinde 8.1 milyon tutarındaki meblağı taksitler halinde ödenmesi taahhüdünü içerir bir sulh sözleşmesi yapıldığını, anlaşmanın tarafları arasında uyuşmazlık halinde Alman hukukunun uygulanması ve Hamburg şehrindeki bir mahkemenin yetkisinin kabul edildiğini, davalının 4.1 milyon tutarındaki meblağı taksitler halinde ödediğini, fakat 4.000.000,00-USD tutarındaki meblağı ödemede temerrüde düştüğünü, müvekkilinin bunun üzerine Hamburg Eyalet Mahkemesi nezdinde Çukurova’ya karşı dava açtığını, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin 03/12/2018 tarihli 419 HKO 15/18 sayılı 07/06/2019 kesinleşme tarihli kararı ile, davalının davacıya 4.000.000,00-USD tutarındaki meblağı 01/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek %9 oranındaki faizi ile birlikte ödenmesi ve davalının dava masraflarını üstlenmesi yönünde karar verildiğini, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin 419 HKO 15/18 sayılı ve 19/12/2018 tarihli kararı ile, davalının davacıya 74.43,23-Euro tutarındaki bir meblağı 10/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek %5 oranındaki faizi ile birlikte ödenmesi yönünde karar verildiğini belirterek, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … numaralı 03/12/2018 ve 19/12/2018 tarihli 2 adet mahkeme kararının davalıya karşı tenfizine, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … numaralı 03/12/2018 tarihli karar kapsamında toplam 4.000.000,00-USD’nin 01/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek %9 oranında faizi ile birlikte tahsiline, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin 419 HKO 15/18 numaralı 03/12/2018 tarihli masraf tespit kararı kapsamında toplam 74.434,23-Avro’nun 10/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek %5 oranında faizi ile birlikte tahsiline, tercüme masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından tenfizi istenilen ilamın dayanağı 23/05/2016 tarihli sulh sözleşmesinin dosyaya ibrazı gerektiğini, müvekkili şirket imza yetkilileri tarafından imzalanmış, bu içerikte bir sözleşme bulunmadığını, bu sebeple ihtilafların çözümünde Alman Mahkemeleri’nin yetkisi bulunmadığını, Türkiye ile Almanya arasında 28/04/1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli adli yardımlaşmaya ilişkin Lahey sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların ne şekilde yapılacağının kararlaştırıldığını, tenfizi talep edilen kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmek sureti ile kesinleştiğinin kanıtlanmadığını, müvekkili şirketin tüm mal varlığı üzerinde tasarruf mevduatı sigorta fonu’nun tedbiri ve haczi bulunduğunu, kararın tenfizinin kabil olmadığı itirazlarının rezervi altında kabul anlamına gelmemek üzere ödemenin yapılmasının mümkün olmayacağı gibi TMSF borcu ödeninceye kadar bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN GEREKÇELİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/12/2019 tarih ve 2019/446 Esas – 2019/1265 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkindir. Dava dilekçesi ekinde Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … dosya numaralı 03/12/2018 tarihli 07/06/2019 kesinleşme tarihli kararı ile … dosya numaralı 19/12/2018 tarihli 11/06/2019 kesinleşme tarihli masraf tespit ilamının yetkili makamlarca onanmış aslı ve kesinleştiğine ilişkin şerh yazısının aslı sunulmuş olup incelenmesinde; Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … numaralı 3.12.2018 ve 19.12.2018 tarihli kararı ile Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … numaralı 3.12.2018 tarihli kararı ile toplam 4.000.000 USD’nin, 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işleyecek %9 oranında faizi ile birlikte davalı … tarafından davacı … ‘ne ödenmesine karar verildiği, kararın 07/06/2019 tarihinde kesinleştiği, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin …numaralı 3.12.2018 tarihli masraf tespit kararı ile toplam 74.434,23 AVRO’nun, 10 Aralık 2018 tarihinden itibaren işleyecek %5 oranında faizi ile birlikte davalı … tarafından davacı … Griozentrale’ne ödenmesine karar verildiği, kararın 11/06/2019 tarihinde kesinleştiği, somut olayda 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 53. ve 54. maddesindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kabulüne, Hamburg Eyalet Mahkemesi’nin … dosya numaralı 03/12/2018 tarihli 07/06/2019 kesinleşme tarihli kararı ile … dosya numaralı 19/12/2018 tarihli 11/06/2019 kesinleşme tarihli masraf tespit kararının tenfizine, 5718 sayılı Yasa’nın 56. maddesi uyarınca iş bu kararın yabancı Mahkeme kararlarının altına yazılarak mühürlenmesine, 2-Harç başlangıçta peşin alındığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmiş ve karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
GEREKÇELİ KARARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme ilamının yargılama giderleri ve harç konusunu hükme bağlayan 2 ve 4 numaralı bentlerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk derece mahkemesi kararının 2 ve 4 numaralı bentlerinin ortadan kaldırılarak, 2 numaralı bent yönünden; müvekkil şirket tarafından dava açılırken yatırılan 446.880,19 TL tutarındaki nispi harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve bakiye karar ve ilam harcı tutarının ise davalı tarafından hazineye gelir kaydına, 4 numaralı bent yönünden ise; müvekkili şirketçe yapılan tercüme ve buna bağlı noter masrafları ile diğer tüm yargılama giderlerinin tutarları açıkça belirtilmek suretiyle davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine ve müvekkili şirket tarafından yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde müvekkili şirkete iadesi yönünde hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 01/06/2021 tarihli maddi hata düzeltim kararı ile, “Davacı …’nin istinaf talebinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Davacı … tarafından yatırılan istinaf harcı ve istinaf yoluna başvuru harcı ile gider avansının talep halinde iadesine,” şeklinde, 24/05/2021 tarihli kararın hüküm kısmının düzeltilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tenfizi talep edilen karara konu sözleşmenin, müvekkili şirket bakımından geçerli ve bağlayıcı olmadığını, buna bağlı olarak karar konusu uyuşmazlıkta Alman mahkemelerinin yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin ilgili tarihte geçerli olan imza sirkülerinde hangi konuda kimlerin temsile yetkili olduğunun görüldüğünü, bu imza sirkülerine göre Yönetim Kurulu Üyelerinden herhangi ikisinin müşterek imzası ile şirketin temsil ve ilzam edileceğini ve Esas Sözleşmenin 12. maddesi gereğince de, şirketin üçüncü kişiler lehine vereceği ayni ve/veya şahsi teminatların geçerli olabilmesi için, öncesinde usulüne göre Yönetim Kurulu kararı alınmış olması gerektiğini, imza yetkililerinin ise; …, …, …, … ve … olduğunu, bu sirkülere göre 23/05/2016 tarihli Sulh Sözleşmesi’nin geçerliliği ve bağlayıcılığının olabilmesi için yukarıda zikredilen isimlerden iki kişinin imzasını taşıması ve usulünce alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunması gerektiğini, dolayısıyla taraflar arasında hukuken geçerli olmayan bir sözleşme olduğunu, geçersiz bu sözleşmeye dayalı olarak Alman Mahkemelerinin yetkisinden bahsedilemeyeceğini ve dolayısıyla yetkisiz mahkemece usulsüz olarak verilmiş bu kararın tenfizinin de mümkün olmadığını, Mahkemenin tenfizi talep edilen karara konu sözleşmenin geçerliliğine ve Alman Mahkemeleri’nin yetkisine ilişkin itirazlarını değerlendirmeden hüküm tesis ettiğini, tenfizi talep edilen kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiğinin kanıtlanamadığını cevap dilekçelerinde de belirtmiş olmalarına rağmen mahkemece bu konuda hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, yine mahkemenin, müvekkili şirketin tüm mal varlığı üzerinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun tedbiri ve haczi bulunduğundan kararın tenfizinin kabil olmadığı yönündeki itirazlarını ve bu hususun bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerini de değerlendirmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın duruşmalı olarak yeniden incelenerek usul ve yasaya aykırı tanıma ve tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN 25/03/2021 TARİH 2021/277 ESAS – 2021/448 KARAR SAYILI İLAMI İLE; ” Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-930 Esas 2019/812 Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde nispi harç alınacağı düzenlendiğinden davanın kabulüne dair verilen mahkeme kararını istinaf eden davalı tarafça nispi istinaf harcı yatırılması gerektiği, ancak, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırıldığı, 446.880,19.TL olarak yatırılması gereken (1.787.520,76 TL/ 4) istinaf karar harcının maktu 54,40.TL olarak yatırıldığı anlaşılmış olmakla; HMK’ nın 344. maddesi gereğince, eksik kalan nispi istinaf karar harcının ikmali için gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine ilk derece mahkemesi tarafından davalıya eksik harcın ikmali hususunda muhtıra tebliğ edilmiş, mahkemece verilen kesin süre içerisinde harç yatırılmadığından ilk derece mahkemesinin 24/05/2021 tarihli Ek Kararı ile; davalı tarafın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve ek karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
EK KARARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen 24/05/2021 tarihli ek kararın hukuka aykırı olduğunu, gerek İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi’nin geri gönderme kararı gerekse yerel mahkemenin istinaf nispi harcının yatırılması için çıkardığı tebligatın hukuka ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, tenfiz davaları nitelikleri itibariyle eda davası değil tespit davası mahiyetinde olduğundan, nispi değil maktu harca tabi olduklarını, taraflarınca da istinaf kanun yolu için gerekli maktu harç yatırılmış olduğundan istinaf başvurularının kabulü ile dosya üzerinde gerekli incelemenin yapılması gerektiğini, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2020/6716 K. 2020/4927 K. ve 0/11/2020 tarihli kararı- Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/14689 E. 2017/2412 K. ve 25/04/2017 tarihli kararı -Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14205 E – 2016/9318 K sayılı ve 05/12/2016 tarihli kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/3987 E. 2015/10984 K. ve 26/10/2015 tarihli kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-930 E. 2019/812 K. ve 27/06/2019 tarihli kararının da bu yönde olduğunu belirterek, Yerel Mahkemenin 24/05/2021 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesi kaldırılmasına ve tenfiz davalarının tespit davası mahiyetinde olması sebebiyle maktu harç yatırılarak yapılmış istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, MÖHUK’un 34. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Yabancı Mahkeme İlamları” başlıklı 4. maddesinde; “Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır” hükmü, 492 sayılı Harçlar Kanunu 1 Sayılı Tarife A-III-1/a maddesinde ise “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden (Binde 59,4) Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu bentte yazılı nispeti binde 10’a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-930 Esas 2019/812 Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde nispi harç alınacağı özel olarak düzenlendiğinden davanın kabulüne dair verilen mahkeme kararını istinaf eden davalı tarafça nispi istinaf karar harcı yatırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, istinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafça, muhtıra tebliğine rağmen eksik harcın ikmal edilmediği anlaşılmakla, mahkemece verilen 24/05/2021 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekili tarafından gerekçeli kararın istinafı aşamasında yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3- Davalı tarafından gerekçeli kararın istinafı aşamasında yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından ek kararın istinafı aşamasında yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ek kararın istinafı yönünden davalıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.