Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1236 E. 2023/1623 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1236 Esas
KARAR NO: 2023/1623 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/761 Esas – 2021/230 Karar
TARİH: 24/02/2021
DAVA: Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalının taşıma işini üstlenmiş olması nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili icra dairesinin borçlu şirketin ikametgah adresi olması gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/02/2021 tarih 2019/761 Esas 2021/230 Karar sayılı kararında; “…. Davacı firma, davaya konu taşıma işleminde sözleşmesel taşıyan olup, dava dışı … firmasının ise alt taşıyan olduğu ve alt taşıyanın davacıya düzenlemiş olduğu demuraj ücretine ilişkin takibe konu faturalardan dolayı davalı gönderene açmış olduğu davada husumetinin bulunduğu kabul edilmiş ise de, demuraj ücreti, bekleme ücreti olarak kabul edilmekte olup, taşıyanın kendisinden kaynaklanmayan, alıcı ve/veya gönderenin sebebiyet verdiği bir durumdan meydana gelen, taşıyanın kontrolü ötesinde gerçekleşmiş olaylar neticesinde bekleme gerçekleşmesi ihtimalinde taşıyanın edinmeye hak kazandığı bir ücrettir. Yani burada yükün tesliminde gecikme olup olmadığı, gecikme var ise bu gecikmeye kimin sebebiyet verdiği hususları önem arzetmektedir.Davacının demuraj talep etmede haklı olduğunu, yükü teslimde gecikme olduğunu, bu gecikmeye taşıyan olarak kendisinin sebebiyet vermediğini ispatlaması gerekmektedir. Davacı konşimentoda freight prepaid ifadesi bulunduğundan malın varma yerine ulaştığında navlunun her durumda ödenmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, aldırılan son bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere freight prepaid ifadesi, davacının iddiasının aksine taşıma tamamlandığında navlun için hapis hakkı kullanımını engellemek için yani navlun sorumluluğunu aktif taşıyan ve ona karşıda taşıtanda olduğunu teyit etmek için konulmaktadır. Taşınan malın navlun peşin ödendiği kaydı ile taşınmasına karşın hapis hakkı kullanımı ve bekleme haksız olup, malın varma limanı masrafları karşılığı alıcısına teslimi gerekmektedir.Davalı, navlunun taşıma tamamlandıktan sonra 24/11/2017 tarihinde ödediği, taşınan malın 08/09/2017 tarihinde varma limanına vardığı ve bindirilmenin yapıldığı, ancak navlunu tahsil edemediği için malın beklemeye girdiği, alıcının navlunun sorumluluğu olmadığına ilişkin konşimentoya rağmen malın alıcısına teslim edilmeyerek fiili taşıyan ve ona talimat vererek teslimi engelleyen akdi taşıyan davacının demuraj ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Davalının icra inkar tazminat talebinin ise davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu hususu ispat edilememiş olup, yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davanın reddine, Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin gerekçeli kararda “freight prepaid” ifadesinin navlun için hapis hakkı kullanımını engellediği belirtilerek davanın reddine karar verdiğini, söz konusu değerlendirmenin hatalı ve haksız olup kabulünün mümkün olmadığını, “freight prepaid” klozu navlunu ödenmiş olarak teslim anlamına geldiğini, müvekkili şirket taşıma işini gereği gibi ifa ederek yükü zamanında ulaştırmış olup navluna hak kazandığını ancak davalı şirketin navlunu ödemediğini, navlun ücretinin ödenmemesi sebebiyle yük eşya üzerinde hapis hakkı kullanılmak zorunda kaldıklarını, Teslim şekli CIF olarak belirlenmiş olup CIF teslim şekli navlun ve sigorta masrafları ödenmiş olarak teslim anlamına gelmekte olup teslimden önce yük varış limanına ulaşana kadar navlunun ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin taşımanın tamamlanması ile yükümlülüğünü yerine getirdiğini, Bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için ek rapor alınması talebinin dikkate alınmayarak eksik inceleme ile karar verildiğini, 28.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda CIF teslim şeklinde gemiden yükün varma yerinde taşıyan tarafından çıkarılması ve CIF liman konteyner sahası adresinde alıcıya teslime hazır olduğunu varış ihbarı ile bildirmesi gerektiği somut olayda ise malın boşa bekletilerek teslim edilmediği değerlendirmesi yapıldığını, işbu değerlendirmelerin kabulünün mümkün olmadığını, CIF gereği boşaltma yükümlülüğü alıcı (veya temsilcisine) ait olduğunu, CIF satış kapsamında satıcı, emtia masraflarını, sigorta ve taşıma bedelini ödemek suretiyle alıcıya gemi bordasında teslim etmeyi üstlenmekte olup bundan sonraki risk yükümlülükleri alıcıya geçtiğini, müvekkili şirket konteynerin boşaltılması gerektiğini, aksi durumda yükün geri getirilmesi veya imha edilmesi gerektiğini, geri getirmenin alıcı açısından daha maliyetli olacağını, bu nedenle imha etmenin daha mantıklı olduğunu bildirdiğini, bunun için imha onayı talep ettiğini, gerekli evrak listesini ileterek bilgilendirmede bulunduğunu, davalının ise bu konuda herhangi bir aksiyon almadığını, bu hususların daha önce alınan 17.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, 31.08.2017 tarihli mail ile yükün 07.09.2017 tarihinde varış yapacağı, ödeme yapılmasına müteakip konşimentonun serbest kalacağının davalı şirkete bildirildiğini, navlunun peşin ve ön ödemeli olarak ödeneceği kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı şirket navlunu ödemediğini, ödeme alınamaması nedeniyle, 13.09.2017 tarihinde davalı şirkete tekrar e-posta gönderilerek yükün 08.09.2017 tarihinde vardığını, ödeme alınmamasından kaynaklı olarak konşimentonun orijinal olarak düzenlendiğini, oluşacak demuraj masraflarının davalı şirkete yansıtılacağı belirtilerek navlun ücretinin ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin 13.09.2017 tarihinde göndermiş olduğu mail ile ödemenin 2 gün içinde yapılacağı bildirdiğini ancak yapılmadığın, müvekkili şirket tarafından defalarca yurt dışında oluşan masrafların her geçen gün arttığını, navlun ödemesinin yapılması talep edilmişse de ödeme gerçekleşmediğini, oluşan zarar ve masraflara davalı şirketin, müvekkili şirkete navlun alacağını zamanında ödememesi sebep olduğunu, Dosya kapsamında bulunan mail yazışmalarından açıkça görüleceği üzere davalı tarafın demuraj ücretini ödemeyi kabul ettiğini, demuraj tarifesinin ve miktarın iletilmesini istediğini ve müvekkili şirketçe de iletildiğini, müvekkili şirketin demuraj ücreti talebinde haklı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, yerel mahkemenin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verdiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın tacir olup basiretli olmakla yükümlü olduğunu, tarafınca düzenlenen ve freight prepaid ifadesi içeren konşimentoya istinaden malı derhal teslim etmesi gerektiğini bilmesi gerektiğini, bu yasal yükümlülük karşısında malı teslim etmeyip demuraj ve diğer giderlerin doğmasına sebebiyet vermesinın kendi kusuru olduğunu, davacının kötü niyetli olmadığının kabulünün mümkün olmadığını,İİK’nın 67 ve 68. maddeleri gereğince, tacir olan ve basiretli olması gereken davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, İleri sürerek icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, deniz taşıması nedeniyle oluşan demuraj ve terminal masrafından kaynaklı fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davalı tarafından dava dışı Hong Kong’da mukim … Firması adına düzenlediği 01/08/2017 tarihli fatura muhteviyatı taze üzüm cinsindeki malın CIF/ HONG KONG satış şekliyle satılan emtianın İZMİR- HONG KONG arasında taşınması konusunda davacı taraf ile anlaştığı, davacı tarafça, dosyaya ibraz edilen … nolu konişmento tahtında dava konusu emtianın İzmir’den gemiye yüklendiği, söz konusu malların 08/09/2017 tarihinde Hong Kong Limanına varış yaptığı, varış ihbarının aynı gün davalıya bildirilmesine rağmen navlun ve masrafların ödenmediği, davalı tarafça navlun ücreti ödenmediğinden davacı tarafça konşimentonun sersest bırakılmadığı ve taşınan eşya üzerinde hapis hakkını kullandığı, bu sebeple demuraf doğumuna davalının sebep olduğu ileri sürülerek ödenen demuraj ve terminal masraflarının davalıdan tahsili talebiyle davaya konu icra takibinin başlatıldığı, davalının itiraz etmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu emtianın, davacının sorumluluğunda İzmir’den Hong Kong’a taşınmak üzere gemiye yüklendiği, dosyadaki konişmento, navlun faturasından emtianın deniz yoluyla İzmir/Türkiye – Hong Kong arası taşındığı anlaşılmaktadır. Somut olayda dava, deniz taşıması nedeniyle oluşan demuraj ve terminal masrafından kaynaklı fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık TTK’nın “Deniz Ticareti” başlıklı beşinci kitabı kapsamında yer almaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararının 18. maddesi ile İstanbulda kurulup faaliyete geçirilen Deniz İhtisas Mahkemeleri’nin yargı alanı, İstanbul il mülki hudutları olarak belirlendiğinden, İstanbul ili mülki hudutları içerisinde bulunan Bakırköy Mahkemeleri bakımından da Deniz Ticareti ve Deniz Sigortaları’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda HSYK tarafından görevlendirilen İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesi ihtisas mahkemesi olarak görevlidir. Görev hususu re’sen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olduğundan, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 355, 353/1-a.3 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın, kayıtların kapatılarak görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmek üzere mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacının ve davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2021 tarih ve 2019/761 Esas – 2021/230 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/1-a3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.