Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1234 E. 2021/1066 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1234 Esas
KARAR NO: 2021/1066 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2021
NUMARASI: 2021/263 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı tarafından müvekkilinden alacaklı olduğu iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, takibin teminat kapsamında olmayan hasara ilişkin olduğundan haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi ve icra işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının haksız, maddi ve hukuki olgu ve dayanaklardan yoksun haksız ve mesnetsiz iddia ve davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/04/2021 tarih ve 2021/263 Esas sayılı ara kararında; “Dava konusu hasarlanmanın niteliğinin sigorta poliçesinin hangi klozuna gireceği yargılamayı gerektirdiğinden davacının 2004 sayılı İİK madde 72’ye göre icra veznesine yatan paranın davalıya ödenmemesi yönündeki davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Taraflarınca 08.04.2021 tarihinde, davalı tarafından 61.497,14-TL alacaklı olduğu iddiası ile başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip, teminat kapsamında olmayan hasara ilişkin olduğundan haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle açılan menfi tespit davasında, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi ve icra işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulduğunu, Ancak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2021 tarihli ara kararında; “Dava konusu hasarlanmanın niteliğinin sigorta poliçesinin hangi klozuna gireceği yargılamayı gerektirdiğinden davacının 2004 sayılı İİK madde 72’ye göre icra veznesine yatan paranın davalıya ödenmemesi yönündeki davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.”kararı verildiğini, Ara kararın hukuka aykırı olduğunu, HMK’nın 390/3. Maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez…” Bu sebeple, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması gerektiği hükme bağlandığını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2021 tarihli ara kararında ise; “dava konusunun yargılama gerektirdiği” gerekçesi ileri sürülerek ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerektiğini, Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verdiğini, bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, esas hüküm için tam ispat arandığını, ihtiyati tedbirde ise yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK 390/3. maddesinde düzenlendiğini, Zira dava dilekçesinde, kesinleşen icra takibine konu borcun bulunmadığına ilişkin olarak; meydana gelen hasarın police teminatı dışında olduğu, her halükarda müvekkilinin sorumluluğunun police limiti olan 5.000,00-TL ile sınırlı olduğu, bu nedenle müvekkili aleyhine asıl alacağın 60.589,14-TL olduğu icra takibi başlatılmasının haksız ve hatalı olduğu mahkemeye sunmuş oldukları Asu Paket Poliçesi ve Ekspertiz Raporu ile açıkça ortaya konulduğunu, sadece delil listemizde sunmuş oldukları police ve ekspertiz raporlarına bakılarak dahi işbu takibin haksız olduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin telafisi imkânsız zararlara uğrayacağını, Ayrıca takip alacaklısının uğrayabileceği muhtemel zararların önlenebilmesi amacıyla, ihtiyati tedbir kararının verilmesi karşılığında alacağın tamamı (takip giderleri ve faiziyle birlikte) ve mahkemece alacağın %15’ten az olmamak belirlenecek teminat bedelinin yatırılması talebinde bulunulduğunu, buna rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sadece “dava konusunun yargılama gerektirdiği” açıklaması ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, İhtiyati tedbir taleplerinin kabulü/reddi kararı, ancak HMK m.390 ve İİK m.72 hükümlerinin değerlendirilmesi suretiyle verilebileceğini, söz konusu hükümler gözetilmeksizin ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, takip dosyasına asıl alacak ve ferileri ile icra masraflarının yatırılması ve ayrıca mahkemenin belirleyeceği teminat tutarını da yatırmak suretiyle davalının uğrayabileceği tüm zararları da telafi edecek tutarda teminat sunulması talep edilmesine rağmen dava konusunun yargılama gerektirmesi sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesi mümkün olmadığını, Nitekim işbu konuya ilişkin olarak verilen Yüksek Mahkeme kararları da aynıyönde olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/14256 E., 2013/18846 K. Sayılı, 26.11.2013 tarihli kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin  2012/15906 E., 2013/1925 K. Sayılı, 31.01.2013  tarihli kararı, Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/740 E., 2021/904 sayılı, 25.03.2021 tarihli kararı, Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/2595 E. , 2021/29 K. Sayılı, 14/01/2021 tarihli kararı) Yaklaşık ispat faaliyetinin gerçekleştirildiği takdirde ve ayrıca borcun tamamı ile alacağın %15’inden az olmamak üzere belirlenecek teminat tutarı yatırılmak suretiyle alacaklının muhtemel zararlarının önleneceği gözetildiğinde, ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmesi gerekirken hiçbir gerekçe gösterilmeksizin aksi yönde verilen ara kararın hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere belirlenecek teminat karşılığında dava sonuna kadar (takdir edilecek teminat mektubu mukabilinde) icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda İİK 72/3. maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. İstinafa konu tedbir talepli davanın, talep konusu icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda verilecek tedbir kararının koşullarının İİK’nun m.72 ve HMK hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece “ihtiyati tedbir isteminin yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi ile istem reddedilmiştir. HMK’nun m.390,I hükmüne göre, ihtiyati tedbir ya dava açılmadan ya da davanın devamı sırasında istenebileceğinden, tedbir talebine konu olan istemlerin her zaman yargılama konusu olacağı, diğer bir anlatımla yargılama konusu olmayan bir talebin ihtiyati tedbire de konu olamayacağı açıktır. Daha açık bir deyişle yargılama konusu olmayacak bir tedbir çeşidi bulunması ihtimali kanunda öngörülmemiştir. Bu nedenle “ihtiyati tedbir isteminin yargılamayı gerektirdiği” şeklindeki gerekçenin yerinde olmadığı tesbit edilmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/14256 Esas- 2013/18846 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) İİK’nın 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir,” denilmiştir. Somut olayda, dosyaya ibraz edilen Asu Paket Sigorta Poliçesi, Eksper Raporu, araç kabul formu, sigortaya başvurucu dilekçesi ve dosya kapsamındaki delillere göre; talep sahibi davacının sunduğu belgelerin yaklaşık ispat şartını sağladığı sonucuna varılmıştır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile ihtiyati tedbir istemi reddedilmiş ise de, talep eden yönünden HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu somut olayda gerçekleşmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen hüküm çerçevesinde ihtiyati tedbir isteyenin bu yöne ilişkin İhtiyati tedbir talebinin gösterilecek teminat karşılığında İİK’nın 72/3. maddesi gereğince kabulü gerekirken, reddine karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan, talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMKnın 353(1)b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararının kaldırılarak, Dairemizce yeniden karar verilmek suretiyle; ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, %20 teminat karşılığında icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2021 tarih ve 2021/263 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; İİK’nın 72/3.maddesi uyarınca icra takip dosyasına konu edilen değerin tamamı yatırıldığında ve dava değeri olan 61.497,14.TL’nin %20’si oranında (12.299,43.TL) nakdi veya mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve mutaber banka teminat mektubu ilgili ilk derece mahkemesi veznesine depo edilmesi halinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 1.051,00.TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harcı ile dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri olan 24,00.TL’den oluşan toplam: 186,10.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.