Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1230 E. 2023/1936 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1230
KARAR NO : 2023/1936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
DOSYA NUMARASI : 2018/1378 Esas- 2021/373 Karar
DAVA: Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin uluslarası olarak faaliyet gösteren Belçika mevzuatına göre kurulmuş bir sigorta şirketi olduğunu, sigortalısı … A.Ş. tarafından organize edilen taşımada emtianın taşımasını gerçekleştiren Doan-69-Sunay J-Karaasan CO. davalının zilyetliğinde iken davalının kusuru ve ihmali neticesinde çalınmış olduğunu, emtianın ziyanından dolayı … nezdinde doğan dava ve talep haklarının davacı şirketçe temlik alınmakla, alacağın tahsili için CMR Konvansiyonu Madde 31 uyarınca malın teslim alınacağı ülke mahkemesi olarak yetkili mahkemelerden olan Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri nezdinde dava açma zaruriyetinin hasıl olduğunu, gönderenin ve emtia sahibinin dava dışı Danimarka menşeli … olduğunu ve yine dava dışı … Ticaret Ltd. ve …. Tic. Ve A.Ş. firmalarına gönderilen toplam 34.211,56 Euro değerindeki emtianın Danimarka’dan Türkiye’ye taşınması davacı şirketin sigortalısı … ve sigortalının üst taşıyan işvereni … aracılığı ile organize edildiğini, taşıma işinin fiili olarak 23.05.2016 tarihli CMR taşıma seneti ile … BM plakalı çekici tır ve … plaka no’lu dorse i̇le davalı tarafından gerçekleştirildiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen işbu taşımada emtianın 23.05.2016 tarihinde Herning Danimarka’dan teslim alınmış olup araç taşıma sonrası Esenyurt İstanbul’da bulunan Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne bağlı … Tic. Ltd. Şti. Antreposu önüne 30.05.2016 tarihinde gelerek park ettiğini, araç sürücüsünün güvenliksiz bölgede istirahate çekildiğini, 31.05.2016 tarihinde ise araç brandası yırtılmak suretiyle mal faturasına göre değeri 21.707,99 Euro tutarında ve 1.215 kg ağırlığa tekabül eden 7.225 koli emtianın çalındığını, ilgili taşıma senedi ve ekteki belgeler uyarınca davalının taşıyıcı sıfatına haiz ve taşımayı gerçekleştirdiği sırada çalınan imkanın ziyaa uğradığını, meydana gelen zarardan taşıyıcının CMR Md.17/1 uyarınca sorumlu olduğunu, davalı taşıyanın sorumluluğunda olan emtianın zayi olması sonucunda emtia sahibi … tarafından, DKK 159.358,64 tutarında olan zarar alacağının 11.07.2017 tarihinde Danimarka menşeili … devredildiğini, 13.07.2016 tarihinde k…’ın i̇lgili borcu üst taşıyan … fatura etmiş olduğunu zararın karşılanması neticesinde taşıyan Leman da zararını davacı şirketin sigortalısı …’a 30.09.2017 tarihli temlik belgesini Borusan adına düzenlediğini, akdi taşıyan sıfatını haiz olan davacı şirket sigortalısı borusan lojistik, söz konusu taşıma uyarınca ziyadan hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen sözleşmesel ilişki gereği zayi olan malların değeri tutarında üst taş yan niteliğine haiz firma … hasar bedeli olarak 12.729,54 Euro ödeme yaparak zarara uğradığını,… Lojistik ile fiili taşıyan davalı şirket arasında olan “Car Leasing Contract” başlıklı taşıma sözleşmesi kapsamında davalının madde 4’e göre CMR şartlarına uygun bir sigorta ile kendini koruma altına alacağını fakat sigortanın kapsamadığı durumlarda bütün zararlardan sorumlu tutulacağını beyan ettiğini, şartlarına uygun bir sigorta ile kendini koruma altına alacağını fakat sigortanın kapsamadığı durumlarda bütün zararlardan sorumlu tutulacağını beyan ettiğini, işbu zarardan esas olarak sorumlu olan taşımayı gerçekleştirenin davalı olduğunu, … ’in işbu zarardan doğan tazminat alacağını davacı şirket BK m.183 ve devamı maddeleri uyarınca temlik aldığını ve temlik uyarınca alacağın tahsili amacıyla bu davayı ikame etmek zor zaruriyetlerinin doğduğunu beyanla; davanın kabulüne, 12.729,54 Euro’nun 28.12.2018 tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 76.886,42 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı ya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın alacağın temliki suretiyle görülmesinin mümkün olmadığını, davacının davada taraf sıfatının oluşmadığını, davacının temlik aldığı alacak bakımından temlik edenin hak sahibi olduğunun sabit olmadığını, davanın bu yönüyle reddinin gerektiğini, davalı şirket … Avrupa’da Uluslararası Taşıma Nakliye alanında faaliyetleri bulunan Bulgaristan menşeili bir firma olduğunu, davalı ile dava dışı …AŞ arasında emtia taşınması hususunda anlaşıldığını, taşıma işini o dönem davalı şirket çalışanı olan …c adlı şoför tarafından gerçekleştirildiğine sürücünün 23.05.2016 tarihli CMR Taşıma Senedi uyarınca 25.05.2016 tarihinde Bulgaristan Pazarcık’tan … plakalı doğru senin bağlı olduğu … plakalı çekici ile yola çıktığını, 26.05.2016 tarihinde kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptığını ve 30.05.2016 tarihinde İstanbul Esenyurt’ta bulunan Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı … Tic. Ltd. Şti.’nin antreposuna aracını park ettiğini, Taşıma işleminin anlaşmaya uygun şekilde ve zamanda hiçbir zarar dolmadan davalı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra gümrük işlemleri için … Tic. Ltd. Şti.’nde beklediği sırada 31.05.2016 tarihinde sabah 05:00 sularında aracın sağ yan tarafında bulunan brandanın kesilerek dorsede bulunan malların çalındığını, dava dışı … tarafından İkiel … Ltd Şti’ye gönderilmiş olan /… Aleyhe hususları kabul anlamına gelmemekle birlikte …/ 11.07.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname de, davaya konu açıp onun kontrolü altındayken çalınmış olduğu açıkça beyan edilmiş ve bu sebeple oluşan zarardan dava dışı antrepo sahibi İkiel Lojistik şirketinin sorumlu olması sebebiyle zarar miktarının … şirketi tarafından kendilerine ödenmesinin talep edildiğini, Araç dorsesindeki hırsızlıkta davalı araç sahibi ve çalışanı olan araç sürücüsünün hiçbir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, dava dışı …’in dava dışı … firmasına gönderdiği ihtarnamede “… açıklandığı üzere kontrolünüz altındaki sahada hırsızlığı meydana gelmiş olması sebebiyle sorumluluk tarafınıza ait olduğundan … müşteri tarafından talep edildiği için ödemek zorunda kalınacak emtia bedeli, gümrük vergisi, masraf gibi tüm kalemler için tarafınıza rücu edileceğini…” Şeklinde ifade, izah ve kabul edildiğini, emtianın çalınmasından sonra davalı şirket çalışanının 31.05.2016 tarihinde Esenyurt Polis Merkezine başvurarak şikayetçi olduğunu, davalı şirket çalışanının emniyete verdiği şikayet beyanında, dorsedeki malların Gümrüklü mallar olduğunu ve aracın mührü gümrük muhafaza görevlisi tarafından açılabileceğinden bu mührü söküldükten sonra ne kadar mal çalındığını beyan edeceğini izah ettiğini, Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne bağlı … Tic. Ltd. Şti Antreposunda bulunan araç hakkında, antrepo’nun 16381571 sayı ve 31.05.2016 tarihli dilekçesine istinaden Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından muayene heyeti görevlendirildiğini ve heyetin görevlendirildikleri alanda işlemlerini yaparak tutanak altına aldıklarını, görevlendirilen heyetin işlemlerini tamamlaması, çalınan malların listesinin çıkarılmasından sonra davalı şirket çalışanının 3.06.2016 tarihinde tekrar Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ek beyanda bulunarak çalınan malların listesi ile hırsızlık olayına ilişkin kamera kaydını emniyete ibraz ettiğini beyanla; müvekkili şirketin, dava konusu olayda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirketin … Lojistik ile anlaştı üzere emtiaları zamanında ve anlaşılan şartlar doğrultusunda taşıdığını,l… Antreposunda bu şirketin kontrolü ve sorumluluğu altında iken çalındığını, iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşınan ve çalınan eşya, üst taşıyıcı ile emtia sahibi şirket arasında sigortalama ilişkisi bulunmadığını, davalı açısından zarar tespiti ve sorumluluğu mümkün olmadığını, davalı şirkete işbu davadan önce zarar gören tarafından dava açılmamış, herhangi bir bildirim uyarı ve ihtar yapılmamış olup dava ve alacak talepleri de zamanaşımına uğradığını, davacının işbu davada taraf sıfatının bulunmadığını, öncelikle alacağın temliki ve taraf sıfatı hususlarında ki itirazın değerlendirilmesi ile davanın reddi ne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/04/2021 tarih ve 2018/1378 Esas- 2021/373 Karar sayılı kararı ile; ” Emtiaya ait fatura örneği, navlun faturası örneği, 23/05/2016 tarihli CMR taşıma senedi örneği, taşıma sözleşmesi örneği, tır karnesi örneği, olay yeri inceleme raporu örneği, müşteki ifade tutanağı örneği, 02/06/2016 tarihli Ambarlı Gümrük Müdürlüğü depo tutanağı örneği, temlik belgesi örneği, … hasar bedeli için dava dışı üst taşıyan firmadan yollanan fatura örneği, mal sahibi tarafından üst taşıyan …. AS’ye gönderilen hasarın karşılanması talebi örneği, taşıması yapılan eşyada eksik çıkan eşyaların miktar ve kıymetini gösterir kayıt, … tarafından alt taşıyana ve antrepo işleticisine gönderilen ihtar örneği, Üst taşıyan … AS’nin davacı şirket ve sigortalısı adına vermiş olduğu ibraname örneği, ekspertiz raporu örneği, alacak ve hakların devrini gösterir temlik belgesi örneğinin dosyamız arasında olduğu görüldü. Mahkememizin 20/11/2019 tarihli celsesinin 9 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde 3 kişilik bilirkişi heyeti ile inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 11/11/2020 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
• Uyuşmazlığa konu davada CMR Konvansiyonu ve TTK hükümlerinin birlikte uygulama alanı bulacağı,
• Somut olay bakımından dava dışı firmalara ait emtia-eşyalarda meydana gelen kısmi hasar zıyaında, davalı fiili taşıyıcıya hata ve kusur atfedilemeyeceği,
• Davalıya ait aracın dava dışı … Antrepo işletmesinin kontrol ve sorumluluğundaki park alanında hırsızlık olayına maruz kaldığı, dolayısıyla hasar zararında Antrepo İşletmesinin hata ve kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği yönünde görüş ve kanaat blidirdiği görülmüştür. Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 02/12/2020 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü. Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içerir 07/12/2020 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü. Mahkememizin 06/01/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince taraf vekillerinin rapora itiraz dilekçeleri doğrultusunda dosyanın yeni 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, yeni seçilen bilirkişi heyetinin 16/03/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak; 1- Dava konusu uyuşmazlığa CMR Konvansiyon hükümlerinin tatbikinin gerektiği, 2- Davacı şirketle ile … Taşımacılık arasında imzalanan “Alacak ve Hakların Devri” sözleşmesi gereğince davacı şirket sigortalıya yapacağı 12.479,54 EURO’luk tazminat karşılığında TBK 183 vd ve TTK 1472.md hükümleri gereğince sigortalısının haklarına halef olabileceği, ANCAK; 3- Davalının, emtiayı tam, sağlam ve eksiksiz aldığı ve gümrüklü ve güvenlikli alan olan varış noktasına tam, sağlam ve eksiksiz getirdiği,
4- Taşımacının CMR Md. 17/2’ de belirlenen sorumluluktan kurtulma hallerinden istek sahibinin verdiği talimattan kaynaklanması durumu ile bağdaştığını, değerlendirme kısmında detaylı şekilde açıklanan sebeplerle de davalının sorumlu tutulamayacağı, 5- Sayın mahkemenizin kararı doğrultusunda taşımacının sorumlu bulunduğu durumdaysa taşıma konusunda ticaret yapan tacirin (davalının) göstermesi gereken azami özeni gösterdiği, gönderici tarafından gönderilen emtianın alıcısına teslim edilemediğinin tespiti beraberinde, taşımacının zarara kasten veya pervasızca bir davranışla sebep olmadığı kanaati ile davalı taraf olan taşımacıların CMR Konvansiyonu Madde 23; sınırlı sorumluluk maddesi uyarınca sorumlu tutulabileceği, bu bedelin de incelemeler kısmında hesaplandığı üzere 12.729,537 EURO üzerinden tazminat hakkının doğduğu; ancak temlikname ile ödenecek miktar 12.479,54 EURO olarak kararlaştırıldığı için, tazminat miktarının azami 12.479,54 EURO olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görülmüştür. 16/03/2021 tarihli Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 06/04/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü. Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içerir 11/04/2021 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE: Dava; davalı şirket tarafından taşıma esnasında davaya konu emtianın çalınması sebebiyle sigortalının uğramış olduğu zararın davacı temlik alan tarafından davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; dava dışı … A.Ş. ile davalı … – … Firması arasında, Danimarka’dan Türkiye’ye karayolu ile yapılacak olan taşıma için düzenlenen CMR-Uluslararası Hamule Senedi tahtında tek seferlik Taşıma Sözleşmesi’nin kurulduğu, anılan sözleşme çerçevesinde çekişme konusu davada … A.Ş.’nin asıl-üst/ akdi, davalı … firmasının alt/fiili taşıyıcı sıfatına haiz olduğu, … A.Ş.’nin alacak ve haklarını Temlik Sözleşmesi ile Devreden taraf sıfatı ile … Tic. A.Ş/nin devralan ….V. şirketine “Alacak ve Hakların Devri” başlıklı 12.479,54 EUR tutarında talepten doğan bütün alacak ve hakların temlik edildiğine ilişkin temliknamede Borusan Lojistik’in; Dava dışı … şirketinin çalınan mallar için ödenen tazminatın … şirketine rücu hakkını davacıya devrettiği anlaşılmıştır. Dava dosyasına ibraz edilen belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, ekspertiz raporu üzerinde yapılan incelemeler neticesinde CMR Konvansiyonu 11.madde de ”Bu anlaşma sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ile teslim için belirlenen yerin iki ayrı ülkede olması halinde, ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her sözleşmeyi kapsar. Bu ülkelerden en az birinin Akit iilke olması zorunludur.” şeklinde düzenleme mevcut olup eşyaların kara yolu ile uluslararası taşınmasında yükleme ve teslim yerinin iki ayrı ülke olması ve bunlardan en az bir ülkenin CMR’ye (Convention Marchandise Routier-Eşyaların karayolundan uluslararası nakliyatı için mukavele sözleşmesine) taraf olması ve taşımanın kara yolundan taşıt (motorlu taşıt, dizi halinde taşıt, römorklar veya yarı römorklar) ile bir ücret karşılığında yapılması, CMR hükümlerinin uygulanması için yeterli olduğu CMR uluslararası karar taşımalarına uygulanacak hükümleri düzenleyen uluslararası bir sözleşme olup dava konusu taşıma işlemi Danimarka-Türkiye arasında uluslararası olarak gerçekleştiği ve Türkiye söz konusu konvansiyon ve ek protokolüne 31 Ekim 1995 tarihinde taraf olduğu için söz konusu uyuşmazlığa CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre; CMR Konvansiyonu 17/1. maddesinde “Taşımacı, yükü teslim aldtğı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” şeklinde düzenleme mevcut olup taşımacının sorumluluğu belirlenmiştir. Alt taşıyıcı olan davalının da Konvansiyonun ilgili maddesi gereği sorumluluğu bulunur, ancak CMR Konvansiyonu taşımacının hangi hallerde sorumluluğunun olmayacağını, ya da hangi hallerde kısmi sorumluluktan yararlanamayacağını açıkça belirtmiştir. yine Konvansiyon 17/2. Maddesinde “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise,taşımacı sorumlu tutulamaz.” şeklinde düzenleme mevcut olup taşımacının sorumlu olmayacağı durumlardan bir tanesini açıklamıştır. Taraflar arasında yapılan araç kira sözleşmesinin 15. maddesinde ise davacı tarafından belirlenen talimat olarak sürücünün güvenlikli alanlar haricinde park yapıp dinlenemeyeceği belirtilmektedir. Somut olayda; Danimarka’dan Türkiye/İstanbul’a uluslararası karayolu taşımasını gerçekleştiren davalı fiili taşıyıcının, birden farklı gümrük denetimindeki Genel Antrepolara emtia-eşya boşaltmak üzere, Tır Karnesi düzenlendiği, bu kapsamda ilk boşaltma yeri olan Esenyurt/ İstanbul adresindeki dava dışı … Antreposuna parsiyel yükünü boşaltmak üzere geldiği, davalının ifa yardımcısı sürücü, anılan antrepoya aracı park ederek istirahate çekildiği, ancak araç dorsesinde ki bir kısım emtia-eşyanın hırsızlar tarafından çalındığı, akabinde hırsızlık olayının mahallin Polis Merkezi Amirliği tarafından ‘Olay Yeri İnceleme Raporu’ ile tespit edildiği, araç sürücüsünün bahsi geçen Polis Merkezi’nde ‘Şikayetçi İfade Tutanağı’ ile şikayetçi olduğu, daha sonra olayın meydana geldiği …. Antrepo yetkililerinin bağlı bulundukları Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne vaki müracaatları üzerine, Müdürlükçe görevlendirilen muayene memurları ve ambar yetkilisinden oluşan heyet tarafından hasar tespiti yapılarak ‘Tutanak’ altına alındığı, İKİEL Lojistik Antreposuna boşaltılacak emtia-eşyalarda hırsızlık olmadığı, ancak ikinci boşaltma yeri olan Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı Antrepolara boşaltılacak olan dava dışı … Ltd. Şti. ve … … A.Ş.’ne ait toplam 7.225 adet, 21.707,99 Euro tutarında emtia-eşyanın çalınmak suretiyle zıyaı uğradığının anlaşıldığı, davaya konu olan taşımada sürücü/taşımacı ilgili emtiayı Türkiye’ye kadar taşıdığı ve gümrük işlemleri için İstanbul Esenyurt’ta bulunan…Lojistik San ve Tic Ltd Şti’nde beklediği sırada hırsızlık olayının vuku bulduğu gerek ilgili tutanaklarda, gerek ekspertiz raporunda, gerek de tarafların beyanlarında görüldüğü ,her ne kadar taşımacı eşyayı henüz teslim etmemiş olsa da, göndericinin talimatı üzerine aracını gümrüklü ve güvenlikli saha içerisine park ederek varış noktasında boşaltma işlemi için bekleme esnasında hırsızlık olayına maruz kaldığı anlaşılmış olup, mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporunda; davalı fiili taşıyıcının ifa yardımcısı sürücü tarafından aracın park edildiği …Lojistik Antrepo alanının güvenlikli ve korunaklı ve bu şirketin kontrolü altında olduğu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün denetiminde olan mahallin, Yer/Mekan kavramı irdelendiğinde; Tır konaklama/park yeri olarak kabul edileceği, bu alanın ‘antrepo işletmesine ait yükleme ve boşaltma yeri olduğu gibi, sürücülerin aracının park ederek yükünü boşaltmak, dinlenmek ve teknik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bulundukları yer olduğu (Gümrük Genel Tebliğ Tır İşlemleri Seri No:l) değerlendirildiği ve davalı fiili taşıyıcının ifa yardımcısı sürücünün, taşıdığı yükün bir kısmını boşaltacağı … Antrepo İşletmesinin kontrolündeki güvenlikli alana aracını çekerek park ettikten sonra istirahate çekildiği, dolayısıyla az yukarıda açıklanan nedenlerle de davalı fiili taşıyıcıya hata ve kusur atfedilemeyeceği, dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile;
” 1-DAVANIN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin gerekçeli kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak oluşturulmuş olduğunu, dava konusu olayın esasına ilişkin sakat ve taşıma hukukunun mevzuatına uygun olmayan bir hüküm kurulduğunu, Yerel mahkemenin dava kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunu dayanak göstererek işbu davanın reddine karar verilmişse de tanzim edilen bilirkişi raporunun davaya esas alınamayacak nitelikte olup, taşıma hukuku hükümlerine aykırı olduğunu, Davalı fiili taşıyan tarafından haklarını Müvekkile temlik eden …’e (akdi taşıyana) taşıma hizmeti verildiğini, … ile davalı fiili taşıyan arasında “car leasing contract” adı altında sözleşme imzalanmış olduğunu, işbu sözleşme tahtında taşıması planlanan yüklerin Danimarka’dan Türkiye’ye taşınmış olduğunu, göndericisinin … , alıcılarının ise …TİCARET LTD ve … SAN. TİC VE A.Ş olduğu yüklerin Türkiye’ye vardığını, ancak henüz alıcısına teslim edilmeden yüklerin taşıyan sorumluluğunda iken çalındığını, Davalı tarafın sorumluluğu CMR Konvansiyonu kapsamında tartışılacağından, CMR m. 17/1 “Taşıyıcı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur”. hükmü kapsamında taşıyanın tam ve sağlam aldığı yükü alıcısına aynı şekilde teslim edemediği hususunun ortada olduğunu, nitekim yerel mahkemenin gerekçeli kararında bu hususu ortaya koyduğunu, CMR hamule senedi, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi ve dosyada mübrez diğer belgeler uyarınca davalının taşıyıcı sıfatını haiz olduğu ve taşımayı gerçekleştirdiği sırada çalınan emtianın ziyaa uğradığı hususunun ortada olduğunu, hırsızlık hadisesinin vuku bulmasının ardından müvekkilin sigortalısı … tarafından dosyada mübrez bulunan rücu ihtarının davalıya gönderildiğini ve sigortalının uğradığı hasardan dolayı davalının sorumlu olduğunun ihtar edildiğini, Nitekim davalı taşıyıcının ifa yardımcısı sürücü, araç içinde uyumak suretiyle yükü nezaretsiz bıraktığından dolayı taşıyanın işbu dava konusu zararın tazmininden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, Ayrıca taraflar arasında akdedilmiş bulunan …” başlıklı taşıma sözleşmesi kapsamında davalının, madde 4’e göre CMR şartlarına uygun bir sigorta ile kendini koruma altına alacağını fakat sigortanın kapsamadığı durumlarda bütün zarardan sorumlu tutulacağını beyan etmekte olduğunu, işbu zarardan esas olarak sorumlu olan taşımayı gerçekleştirenin davalı olduğunu ve CMR Konvansiyonu kapsamında taşıyan olan davalının kendi gözetiminde bulunan yükü çaldırdığı hususunun da kendi ikrarları ile malum olduğunu, bu halde yerel mahkemenin bilirkişi raporundaki hukuka uygun olmayan tespitleri nazara alması ve CMR Konvansiyonu kapsamındaki taşıyanın sorumluluğunu yok saymasının açıkça hukuka aykırı olduğunu ve işbu yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, Yerel mahkemenin kararına esas aldığı bilirkişi raporunda, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 15. maddesine atıfta bulunularak taşıyanın göndericinin talimatı ile bağlı kalarak aracını güvenlikli park alanına park ettiği bu nedenle CMR Konvansiyonu madde 17/2 uyarınca taşıyanın sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş ise de sözleşmenin 15. maddesinin eksik değerlendirildiğini, taşıyanın işbu davada sorumluluğunun devam etmekte olduğunu ve yerel mahkeme kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, İşbu davaya konu taşımada hırsızlık olayının şu şekilde meydana geldiğini, yükün davalı fiili taşıyıcının düzenlediği CMR senedi tahtında taşındığını ve 30.05.2016 tarihinde aracın ilk boşaltma yeri olan … Antrepo’ya vardığını, taşıyıcının ifa yardımcısı sürücünün aracını buraya park ettikten sonra araç içerisinde istirahate çekilerek uyuduğunu ve neticede 31.05.2016 günü saat 05:00 sularında polislerin gelerek araçta hırsızlık hadisesinin meydana geldiğini sürücüye haber verdiğini, dorsenin sağ yan brandasının kesilerek içerisindeki emtianın bir kısmının çalındığının fark edildiğini, Yerel mahkemenin kararına dayanak gösterdiği bilirkişi raporunda, taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesinin incelendiğini ve işbu sözleşme maddesinde sürücünün yalnızca güvenlikli park alanında durması gerektiği başka bir alanda duramayacağının belirtildiğinin dile getirildiğini, ancak bilirkişiler tarafından maddenin kalan kısmının değerlendirilmediğini, zira 15. maddenin devamında “Taşıyan kayıpları, zararları, kazaları ve hırsızlık hadisesini önlemek için yetkili ve ehil bir göndericinin alacağı tüm önlemleri almalıdır” demekte olduğunu, ayrıca gerekçeli kararda belirtilen ve taşıyanın sorumluluktan kurtulduğunun ifade edildiği CMR Konvansiyonu 17/2 maddesinin şu şekilde olduğunu: “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz.” CMR Konvansiyonu’nun 17/2. maddesinin ise doktrinde; “Taşımacı tarafından gösterilen olayın “kaçınılmaz” olması gerekir. Kaçınılmaz olaydan, taşımacının hem kaçınamayacağı, hem de sonuçlarını önleyemeyeceği olay olarak bahsedilmiştir. Doktrinde ve bazı Yargıtay kararlarında, taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için, uluslararası taşımacılık işi ile iştigal eden deneyimli ve basiretli bir iş adamının göstereceği “en üst seviyede özen”in gösterilmesi gerektiği görüşü savunulmakta; zarar verici olayı önlemek için gereken tüm tedbirlerin alındığı ispatlanmadıkça, taşımacının kaçınılamayan olay muafiyetine dayanamayacağı ileri sürülmektedir. Bu görüşe uygun olarak, TTK 876. Maddesinde zıya, hasar veya gecikmenin taşımacının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, sorumluluktan kurtulacağı açıklanmıştır.” ( Karayolu Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi Hakkında Konvansiyon CMR Şerhi, Prof. Dr. …, Ankara 2020) şeklinde yorumlanmış olduğunu, İşbu davaya konu somut olayda ise güvenlikli park alanına aracını park eden taşıyanın sürücüsünün araç içerisinde uyuduğunu ve araçtaki tek sürücünün araç içerisinde uyuduğu esnada hırsızlık meydana gelmiş olduğunu, araçtaki tek sürücünün araç içerisinde uyuması sonucu hırsızlık hadisesi yaşandığına göre, bu durumun bilirkişi raporunda değerlendirildiği gibi, kaçınılamaz olay veya göndericinin talimatı hususları göz önünde bulundurularak taşıyanın sorumsuz kılınabileceği bir durum olup olmadığı, yani sürücü güvenlikli park alanına aracını park etti diye, araç içerisindeki tek sürücü olduğu hususunu göz ardı edip, araç içindeki tek sürücünün uyumasını mazur görüp, taşıyan tüm önlemleri almıştır, denilebilip denilemeyeceği hususlarının tartışılması gerektiğini, Her ne kadar dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin 15. maddesi doğrultusunda taşıyanın aracını güvenlikli park alana park etmesi nedeniyle sorumluluğunu yerine getirdiği değerlendirmesi yapılsa da taşıyanın aynı 15. maddenin devamındaki sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunu, yani taşıyan kayıpları, zararları, kazaları ve hırsızlık hadisesini önlemek için yetkili ve ehil bir göndericinin alacağı tüm önlemleri almadığını, çünkü araç içerisindeki tek sürücünün uyuduğunu ve sürücünün uyuması nedeniyle yükün başıboş kaldığını ve neticede çalındığını, Ayrıca araç içindeki tek sürücünün uyuduğu göz önünde bulundurulduğunda, CMR Konvansiyonu hükümlerine göre taşıyanın en yüksek özeni gösterdiğinin de söylenemeyeceğini, nitekim müstakar hale gelen Yargıtay kararlarında da bu durumun tartışılmış olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 1998/430E., 1998/1942K. sayılı, 23.03.1998 tarihli kararında; “Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacı sigorta şirketine sigortalı emtianın taşındığı sırada zayi olduğu, davacının emtiayı sigortalamış olup, bedelini sigortalıya ödediği, davalı … Ltd.Şti.nin üst taşıyıcı, diğer davalının alt taşıyıcı olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalıların hasardan sorumlu olup olmayacakları noktasında toplandığı, CMR Konvansiyonu’nun 17/2.maddesi gereğince taşıyıcıların taşınan emtiayı alıcısına teslim etme yükümlülüğü bulunduğu, Konvansiyonun 34.ve 36.maddeleri uyarınca, sorumluluğun taşıyıcılar arasında müteselsil olduğu düzenlendiğinde, her iki taşıyıcıya birden dava açılabileceği, araç sürücülerinin ifadeleri ve polis merkezinde tutulan tutanakta tırların tır parkına bırakılıp kilitlendikten sonra her iki sürücünün tır mahallini terk ettikleri sırada çalındığı, parkın korumalı ve bekçili bir park olmadığının anlaşıldığı, sürücülerin asgari emniyet tedbiri olarak birisi tır mahallini terk ederken birisinin de, tırların yanında durması şeklinde önlem almaları gerekmekte olduğu, alıcı gümrükçülerin faturaları ibrazına kadar sürücülere beklemelerini bildirdiklerine göre, malın henüz teslim edilmediği ve taşıyıcının sorumluluğu teslimle sona ereceğini göre, sürücülerin sorumlu olduğu dönemde emtianın çalındığı, hasarın davalıların önleyemeyeceği bir sebepten kaynaklandığını kabule imkan bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, icra takibinin l57.364.300 İtalyan Lireti asıl alacak üzerinden sürdürülmesine, davacının hak kazandığı İtalyan Lireti üzerinden asıl alacak ve işleyecek döviz faizinin BK.nun 83/3 maddesi hükmünce fiili ödeme günündeki kur karşılığının TL olarak ödenmesine, işlemiş faize ilişkin istemin reddine, takibe konu İtalyan Liretinin TL karşılığı olan 5.035.500.235 TL’nın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı … Ltd.Şti.vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Ancak, dava konusu alacak tazminata ilişkin olup, İİK.nun 67.maddesi uyarınca, likit bulunmamasına göre, icra inkar tazminatına ilişkin istemin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda (1) No’lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA ” denilmiş olduğunu, Yukarıda yer alan Yargıtay kararına konu olayda görüleceği üzere iki sürücü bulunmakta olduğunu ve iki sürücünün birden tırın yanından ayrılması nedeniyle taşıyanın sorumlu bulunduğunu, işbu davaya konu somut olayda ise uluslararası taşımalarda iki sürücü kullanılması teamülünün aksine tek sürücü kullanıldığını ve tek sürücünün de araç içerisinde uyumuş olduğunu, Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2001/702E., 2001/2816K. sayılı 05.04.2001 tarihli kararında, eşyayı zıyaa maruz bırakan hırsızlığı engellemek için tedbirli bir taşımacıdan beklenen dikkat ve özenin fiilen gösterildiğinin ispatlanması gerekir dendiğini, kararın şu şekilde olduğunu, “TTK ve CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca, taşıyan, mal teslim aldığı ana kadar geçen keşifte eksiksiz ve sağlam taşıyarak alıcıya teslimle yükümlüdür. Taşıyan ancak mücbir nedenlerle veya bütün önlemleri almasına karşı maldaki eksilme veya zayi halini önleyemeyeceği ispatı halinde doğurduğu sorumluluktan kurtulabilir. Bu durumda somut uyuşmazlık bakımından taşınanın meydana gelen hırsızlığın önlenmesi olanaksız biçimde gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Aracın çalınmasından iki gün sonra sigortalı emtia çalınmış halde bulunmasından sonra kollukça düzenlenen tutanaklardan aracın çalındığı an ne durumda olduğu kapısının açık olup olmadığı, üzerinde anahtar bulunup bulunmadığı ve sürücünün o sırada nerede olduğuna ilişkin olgular hakkında kesin bir kanıya varılamamaktadır. Salt aracın park edildiği yerin güvenlikli bir alan sayılabilecek olması davalı taşıyanın sorumluluktan kurtaramaz. Taşıyıcının değinilen bütün önlemleri aldığı ve buna rağmen aracın çalındığı ispat edilemediğine göre davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle doğru görülmemiştir.” Yukarıda yer alan Yargıtay kararlarından açıkça anlaşılacağı üzere davalının yalnızca aracı güvenlikli park alanına park etmesinin, en yüksek özeni gösterdiğini ispat için yeterli olmayıp, ayrıca tüm önlemleri aldığını da ispat etmesi gerektiğini, ayrıca gerek CMR Konvansiyonu hükümlerinde gerek ise taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15. maddesinin devamında belirtildiği üzere tüm önlemlerinin ispatlanmasının davalının gerek kanuni gerek ise sözleşmesel yükümlülüğü olduğunu, ancak işbu davada yerel mahkemenin gerekçeli kararında ve kararına esas teşkil eden bilirkişi raporunda yalnızca güvenlikli park alan savunması yapılmakta olduğunu, araçta iki sürücünün olması gerektiği veya araçtaki tek sürücünün uyuması nedeniyle yükün başıboş bırakıldığı hususlarına hiç değinilmemekte olduğunu, Davalı taşıyıcının araç içinde uyumak suretiyle yükü nezaretsiz bırakmaktan dolayı zararın tazmininden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, gerek ekspertiz raporunda gerek polis tutanaklarında belirtildiği üzere, sevkiyat sırasında sürücünün uyumuş olduğunu, bu durumda taşıyanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği, aracın emniyetini sağlamadığı ve basiretli bir tacir, aynı zamanda taşıyan olarak gerekli önlemleri almadığı ve neticede yükün çalınmaya maruz kaldığı hususlarının ortada olduğunu, Yukarıda yer alan açıklamalar, Yargıtay içtihatları ve dosyada mübrez deliller kapsamında, müvekkil şirketin uğramış olduğu zararın davalının ağır kusur ve ihmali ile meydana geldiğini ve her ne kadar yerel mahkeme kararında taşıyanın sorumsuzluğu yönünde değerlendirme yapılmış ise de taşıyan tarafından en yüksek özenin gösterilmemiş olduğunu, davalı tarafından en yüksek özenin gösterildiğini ispat eden herhangi bir delil de dosya kapsamına sunulmadığından, davanın bu aşamasından sonra da sunulamayacağından ve davalının işbu davadaki sorumluluğu taşıyanın kusursuz sorumluluk hali olduğundan davalı tarafından davalı tarafın sorumluluğunun CMR Konvansiyonu kapsamında baki olduğunu, zira uyuşmazlık konusu malların çalınması hadisesi davalı sorumluluğunda bulunmakta iken, davalı tarafın muhafaza ve nezareti altında gerçekleşmiş olduğunu ve davalının dava konusu zarardan sorumlu olduğunu, Davalı tarafın müvekkilin sigortalısına işbu davaya konu taşıma harici başka taşıma hizmetleri de verdiğini, ve davalının zilyetliğindeki taşımalara konu yükün diğer taşımalarda da çalındığını, davalının kötü niyetli olduğu her türlü ortada olduğundan, yerel mahkemenin kararının bozulması ve işbu davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İşbu davadan ari olarak müvekkil ile davalı arasında başka taşımalarda yaşanan çalınmadan kaynaklı başka davalar da açıldığını, işbu davaya benzer şekilde yine davacı sıfatının müvekkiline, davalı sıfatının da …şirketine ait olduğu İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/591 E. sayılı dosyasında devam eden davada lehlerine olacak şekilde 01.10.2019 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş olduğunu, Yine davacı sıfatının müvekkiline davalı sıfatının ise… şirketine ait olduğu başka bir taşımadan kaynaklı davanın da İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/56 E. sayılı dosyasında görüldüğünü ve işbu davanın 12.01.2021’de kabulüne karar verilmiş olduğunu, Karara çıkan yukarıda anılı davalardan anlaşılacağı üzere işbu davada yaşanan davalı firmanın gözetimi ve nezareti altında iken yükün çalınması hadisesinin bir defaya mahsus münferit bir durum olmadığını ve müvekkilin davalı firma yüzünden birden fazla kez zarara uğradığını, bu hususların da göz önünde tutularak davalının kötü niyetli olduğu sabit olduğundan işbu dava nezdinde de davalının sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğini, Yukarıda açıklanan gerekçelerle Yerel Mahkemenin kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemenin işbu davayı tahlil ederken, Ticaret ve Taşıma Hukuku Hükümlerini doğru analiz edemediğini, dosya kapsamında hatalı inceleme yaptığını, müvekkilinin işbu davada zarara uğradığı e davalının sorumlu olduğu hususlarının ortada olduğunu, tüm bu açıklanan sebeplerle dosya kapsamında eksik inceleme yapılarak hüküm kurulan yerel mahkeme kararının isabetsiz olup bozmayı gerektirdiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; – İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1378 E. ve 2021/373 K. sayılı, 21.04.2021 tarihli “Davanın Reddine” dair kararının bozulmasına, – Neticede davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; uluslararası kara yolu ile taşınan emtianın, taşıma sırasında kısmen zayi edildiği iddiası ile sigortalıya (temlik edene) ödenen tazminatın fiili taşıyıcıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, dava dışı ihracatçı firmanın üst taşıyıcısının dava konusu emtianın Danimarka’dan Türkiye’ye taşınması için kendi sigortalısı olan dava dışı … A.Ş. ile taşıma sözleşmesi akdettiğini, sigortalısının da emtianın taşınması için fiili taşıyıcı olan davalı ile araç kiralama sözleşmesi akdettiğini ve emtianın davalı tarafından taşınması için davalıya teslim edildiğini, araç şoförünün uyuduğu sırada emtianın bir kısmının çalındığını, bu sebeple sigortalının dava dışı üst taşıyıcı firmaya çalınan ürün bedellerini ödediğini, davacının da sigortalının zararını tazmin ederek sigortalısından alacağı temlik aldığını ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, taşıma sırasında emtianın ziya uğraması sebebiyle kusurlu olan davalının zarardan sorumlu olduğunu ve bu sebeple davacı tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rüceun tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu alacağı talep edebilmesi için halefiyet koşullarının oluşmadığını, emtianın ziya uğramasında davalının kusurunun bulunmadığını, kusurun ve sorumluluğun antrepo işletici şirkete ait olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında dava dışı ihracatçı firmanın üst taşıyıcısının dava konusu emtiaların Danimarka’dan Türkiye’ye taşınması için davacının sigortalısı olan dava dışı … A.Ş. ile taşıma sözleşmesi akdettiği, sigortalının da emtianın taşınması için fiili taşıyıcı olan davalı ile araç kiralama sözleşmesi akdettiği ve emtianın davalı tarafından taşınması için davalıya teslim edildiği ve taşıma sırasında 31/05/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlıkta emtianın bir kısmının çalındığı ve zayi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının sigortalısına ödemiş olduğu bedeli rücuen talep edebilmesi için geçerli bir alacağın temliki yapılıp yapılmadığı, emtianın kısmen zayi olduğu olayda davalının kusurlu bulunup bulunmadığı, davalının kusurlu olması halinde sorumluluğunun sınırlı olup olmadığı, sınırlı olması halinde sorumlu olduğu zarar miktarı, sınırlı sorumlu olmadığı takdirde davacı tarafından ödenen zarar miktarının zayi olduğu tarihindeki rayiç değere uygun olup olmadığı, ve bu durumda davalının sorumlu olduğu zarar miktarı hususlarındadır. Dava dışı … A.Ş. tarafından dava dışı şirkete ödenen zarar bedeli davacıya alacağın temliki sözleşmesi ile temlik edilmiştir. Davacı tarafından dava konusu alacak temlik alındığından davacının iş bu dava konusu alacağı talep etme hakkı ve aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; dava dışı Türkiye’de bulunan ….Ltd. Şti. ve …San. Tic. Ve A.Ş. tarafından Danimarka’da yerleşik … firmasından satın alınan dava konusu emtianın Danimarka’dan Türkiye’ye taşınması için emtianın üst taşıyıcı ile dava dışı akdi taşıyıcı … Ticaret A.Ş. ile taşıma sözleşmesi akdedilmiş ve söz konusu emtianın taşınması için akdi taşıyıcı ile davalı fiili taşıyıcı arasında araç kiralama sözleşmesi akdedilmiştir. Taşınması için davalıya teslim edilen toplam brüt ağırlığı 1.215 kg emtia 30/05/2016 tarihinde araç şoförünün Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı antrepo işleticisi … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin antreposu önünde aracı park edip mola vererek uyuması sebebiyle 31/05/2016 tarihinde çalınmıştır. Bunun üzerine dava dışı akdi taşıyıcı tarafından emtianın bir kısmının çalınması sebebiyle oluşan zarar dava dışı üst taşıyıcıya ödenmiş ve rücuya tabi ödenen alacak davacıya temlik edilmiştir. Dava karayolu ile uluslararası eşya taşımacılığından kaynaklandığından ve emtianın teslim alındığı ülke ve teslim edileceği ülke Konvansiyona taraf olduğundan uyuşmazlığın çözümünde CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR madde 17 ile; taşıyıcının, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşıyıcının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşıyıcının sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, taşımacının, taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve ihmallerinden dolayı sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, kural olarak taşıyıcı, kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat edemedikçe, eşyaya gelen hasarı tazmin borcu altındadır. Bir başka deyişle, taşıyıcının kusurlu olduğu karine olarak kabul edilir. Sorumluluktan kurtulabilmesi için taşıyıcının kusurlu olmadığını ispat etmesi zorunludur. Dava konusu emtianın bulunduğu aracın şoförü tarafından araç kameranın bulunduğu ve güvenlikli alan olan park yeri olarak belirlenmiş ve teslim yerinde bulunan antrepo önünde park edildiği ve aracını terk etmediği de gözetildiğinde, davalıya atfı kabil kusur izafe edilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 ‬-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.