Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/123 E. 2023/239 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/123
KARAR NO: 2023/239
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/673 Esas – 2020/616 Karar
TARİHİ: 10/11/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin davalı şirket nezdinde yerine getirdiği hizmetlere ilişkin olarak düzenlenen; 18.10.2016 tarihli, … nolu, 295,00 TL tutarlı; 12.11.2016 tarihli, … nolu, 5.214,42 TL tutarlı; 17.11.2016 tarihli, … nolu, 2.613,70 TL tutarlı; 13.12.2016 tarihli, … nolu, 115,00 TL tutarlı; 13.12.2016 tarihli, … nolu, 110,97 TL tutarlı; 14.12.2016 tarihli, … nolu, 4.749,50 TL tutarlı; 14.12.2016 tarihli, … nolu, 4.749,50 TL tutarlı 7 adet faturanın süresi içerisinde ödenmemesi sebebiyle davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 29.05.2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve işbu dosyadan gönderilen ödeme emrinin 31.05.2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin borcun sadece 295,00 TL’lik kısmını kabul ederek kısmi borç itirazında bulunduğunu ve itiraz edilen borç yönünden takibin durduğunu, davalı şirketin takip tarihinden sonra müvekkili şirkete 30.05.2017 tarihinde haricen 4.956,00 TL ödeme yaptığını, davalı şirketin borcunun iddia edildiği gibi 295,00 TL değil, 13.440,90 TL olduğunu, anılan faturaların davalı şirkete tebliğ edildiklerini ve yasal süresi içinde itiraz edilmemiş olmaları nedeniyle münderecatlarının kabul edilmiş sayıldığını, her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine düşen gerekli hizmetleri sunduğunu, ancak davalı borçlunun üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı davrandığını beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu faturalar ödenmiş olduğundan, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, 18.10.2016 tarihli, … nolu, 295,00 TL tutarlı faturaya ilişkin kısmi kabulde bulunularak bu fatura tutarının icra dosyasına ödendiğini, 17.11.2016 tarihli, … nolu, 2.613,70 TL tutarlı faturanın, icra takibi öncesi 28.04.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına ödendiğini ve ekte dekontunun sunulduğunu, 13.12.2016 tarihli, … nolu, 115,00 TL tutarlı faturanın, müvekkili şirket hesabında kayıtlı olmadığını, bu faturanın … numaralı fatura ile mükerrer düzenlendiğinin düşünüldüğünü, 13.12.2016 tarihli, … nolu, 110,97 TL tutarlı faturanın, müvekkili şirkete ait mağaza kasasından yapılan satışa istinaden iade faturası olarak düzenlenmiş olduğunu ve mağaza kasasından ödendiğini, ödemeye dair belgenin ekte sunulduğunu, 14.12.2016 tarihli, … nolu, 4.749,50 TL tutarlı faturanın, icra takibi öncesi 28.04.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına ödendiğini ve ekte dekontunun sunulduğunu, 14.12.2016 tarihli, … nolu, 4.749,50 TL tutarlı faturanın, icra takibi öncesi 28.04.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına ödendiğini ve ekte dekontunun sunulduğunu, davacı yana müvekkili şirket tarafından söz konusu faturalara dair ödemeler yapılır iken, müvekkili şirketin tedarikçiye kestiği faturalar, yani müvekkili şirketin davacı yandan olan alacakları mahsuplaştırılmak suretiyle ödemelerin yapıldığını, işbu davaya konu faturaların davacı yana ödendiğinin müvekkili şirketin ticari defter kayıtları üzerinden yapılacak inceleme neticesinde açıkça ortaya konacağını, söz konusu takibe borç bulunmadığından dolayı kısmi itiraz edildiğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine en az %20 icra tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 10/11/2020 tarih ve 2017/673 Esas – 2020/616 Karar sayılı kararında; “Dava hukuki niteliği itibari ile faturaya dayalı alacğa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına ilişkin itirazın iptali davasıdır….Davacının rapora itirazı sonucunda yeni bir mali müşavirden rapor alınmış olup bu raporda davacının 12.736,96 TL alacaklı olduğu önceki rapor ile son rapor arasındaki farkın ilk raporda davacı alacağı olarak belirtilen 5 adat 5.304,04 TL toplam tutarlı faturanın tespit edilmeyerek dikkate alınmadığı, ayrıca davalı kayıtlarındaki faturaların kayıt tarihleri ile fatura tarihleri arasındaki uyumsuzluğunda dikkate alınmadığı tespit edilmiştir şeklinde rapor tanzim edilmiştir. Son rapor detaylı denetlenebilir olduğundan hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Takip anında alacak likit ve itiraz haksız olmadığında icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek davacının takip anında 12.736,96 TL alacağı olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu faturaların ödendiğini, müvekkili şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, davacı yanın dava dilekçesinde ikrar ettiği üzere, 08.10.2016 tarihli, … numaralı 295 TL tutarındaki fatura kabul edilerek icra dosyasına ödeme yapıldığını, bu meblağın taraflar arasında tartışma konusu olmadığını,12.11.2016 tarihli, … numaralı, 5.214,42 TL tutarındaki faturanın işbu davaya konu icra takibinin başlatılmasından evvel olmak üzere 28.04.2017 tarihinde davacı yan hesabına ödendiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde bu fatura bedelinin ödenmediği tespit edilmişse de, bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin delil niteliğini havi kayıtlarında görüleceği üzere davacı yana ödeme yapıldığını, işbu dilekçe ekinde sunulan şirket kayıtlarında sarı ile işaretlenmiş olan listede bu ödemenin kayda alındığının görüldüğünü,17.11.2016 tarihli, … numaralı, 2.613,70 TL tutarındaki faturanın işbu davaya konu icra takibinin başlatılmasından evvel olmak üzere 28.04.2017 tarihinde davacı yan hesabına ödendiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde bu fatura bedelinin ödenmediği tespit edilmişse de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin delil niteliğini havi kayıtlarında görüleceği üzere davacı yana ödeme yapıldığını, işbu dilekçe ekinde sunulan şirket kayıtlarında sarı ile işaretlenmiş olan listede bu ödemenin kayda alındığının görüldüğünü,13.12.2016 tarihli, … numaralı, 115 TL tutarındaki faturanın müvekkili şirketin cari hesabında kayıtlı olmadığını, mükerrer düzenlendiğini düşündüklerini,13.12.2016 tarihli, … numaralı, 110,97 TL tutarındaki faturanın müvekkili şirket kayıtlarında bulunmamasının normal olduğunu, bu faturaya ilişkin ödemenin müvekkili şirketin Levent mağazasından yapılan satışa istinaden iade faturası olarak düzenlendiğini ve mağaza kasasından ödendiğini, 14.12.2016 tarihli, … numaralı, 4.749,50 TL tutarındaki faturanın işbu davaya konu icra takibinin başlatılmasından evvel olmak üzere 28.04.2017 tarihinde davacı yan hesabına ödendiğini, işbu dilekçe ekinde sunulan şirket kayıtlarında sarı ile işaretlenmiş olan listede bu ödemenin kayda alındığının görüldüğünü,14.12.2016 tarihli, … numaralı, 4.749,50 TL tutarındaki faturanın işbu davaya konu icra takibinin başlatılmasından evvel olmak üzere 28.04.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacı yan hesabına ödendiğini, işbu dilekçe ekinde sunulan şirket kayıtlarında sarı ile işaretlenmiş olan listede bu ödemenin kayda alındığının görüldüğünü, işbu dilekçe ekinde sundukları listeden görüleceği üzere, icra dosyasına ödenmiş olan 295 TL tutarındaki faturanın müvekkili şirketin Levent mağazasından nakit olarak ödemesi yapılan 110,97 TL’lik faturanın, müvekkili şirketin kayıtlarında bulunmayan 115 TL’lik faturanın haricindeki 5.214,42 TL, 2.613,70 TL, 4.749,50 TL ve 4.749,50 TL tutarındaki dört adet fatura müvekkil şirket kayıtlarında yer almakta olup bu faturaların fatura numaraları ile birlikte cari hesaba işlendiğini, “Mağazalara göre ödeme kayıtları” başlığı ile belirttikleri listedeki meblağlar ile “Ödenen ve mahsup edilen fatura listesi” başlığı ile belirttikleri listedeki rakamların birbiri ile tutmamasının nedeninin, ödemelerin mağaza bazlı yapılmış olması olduğunu, örnek vermek gerekirse, 5.214,42 TL’lik faturanın … kodlu mağaza adına kesildiğini, ancak davacı tarafından bu mağaza adına kesilen birden çok fatura mevcut olduğundan yeşil ile işaretli olan alandaki bedel ile sarı ile işaretli olan alandaki bedellerin birbirini tutmadığını, liste bilirkişi tarafından tekrar incelendiğinde görüleceği üzere … kodlu mağaza için davacı yana 10.890,22 TL ödeme yapılmış olup 5.214,42 TL’lik faturanın da bu ödemenin içerisinde yer aldığını, 4.749,50 TL’lik iki adet faturanın da yine iş bu dilekçe ekinde sundukları cari hesap tablosundan görüleceği üzere; bir tanesinin …, diğerinin de … kodlu mağazalar için kesildiğinin sarı ile işaretlenen tabloda, bu mağazalara kesilen birer fatura olduğu için aynı rakamlarla ödeme yapıldığının yeşil ile işaretlenen tabloda görüldüğünü, 2.613,70 TL’lik fatura … kodlu mağaza adına kesilmiş olup yine sarı ile işaretledikleri tablodaki rakam ile yeşil ile işaretledikleri tablodaki rakamların birbirini tutmamasının nedeninin, … kodlu mağaza için birden fazla kesilen faturaya istinaden ödeme yapılmış olması olduğunu, … kodlu mağazaya toplam 12.562,87 TL ödeme yapılmış olup 2.613,70 TL’lik faturanın da bu ödemenin içerisinde yer aldığını, davacı yana müvekkili şirket tarafından söz konusu faturalara dair ödemeler yapılırken, müvekkili şirketin davacı tedarikçiye kestiği faturaların müvekkili şirketin davacı yandan olan alacaklarının mahsuplaştırılarak davacıya ödeme yapıldığını, sundukları tabloda pembe ile işaretledikleri toplam 8.520,50 TL’lik ödeme yukarıda belirttikleri tüm faturaları kapsamakta olup, taraflar arasındaki cari ilişki neticesinde yapılan mahsuplar neticesinde ortaya çıkan meblağın 8.520,50 TL olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemelerin geçmiş borçlara ilişkin olduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirketin dilekçelerinde belirttikleri şekilde bu ödemeleri kesilen faturalara ilişkin yaptığını, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; müvekkili şirketin davacı şirkete yapmış olduğu ödemelerin geçmiş borçlara ilişkin olduğuna ilişkin ispat yükünün davacı şirket üzerinde olduğunu ve davacı şirketin bu iddiasını ispat edemediğini, bu duruma ek olarak, davacı şirketin ilgili icra takibini yedi faturaya dayandırarak yapması sebebiyle ve bilirkişi raporunda bu faturalara ilişkin bir borç tespit edilmediği için, bu icra takibinin dayanaksız olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora istinaden karar verilmesi halinde ödenmiş olan faturalara istinaden müvekkili şirketin haksız bir şekilde yine aynı faturalara ilişkin mükerrer ödeme yapılmak zorunda bırakılacağını, bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazların Mahkemece değerlendirilmediğini, bilirkişi tarafından müvekkili şirketin borcu olduğu yönündeki tespitlerine dayanarak tanzim ettiği raporun dikkate alınarak hüküm tesis edildiğini beyanla İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/673 E. 2020/616 K. sayılı ilamının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, yedi adet toplam 17.692,96 TL bedelli faturaya dayalı olarak işlemiş faizi ile birlikte 18.396,90 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış, davalının süresi içerisinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuş, takipten sonra davalı tarafından 4.956 TL ödeme yapılmış, somut dava ile davacı, davalıya mal satıp teslim edildiğini ancak alacağın ödenmediğini beyanla 13.440,90 TL alacak yönünden itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf fatura bedellerinin ödendiğini beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamından; takibe dayanak yedi adet faturanın her iki tarafın usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, daha önce ödenmiş olan 110,97 TL’lik faturanın talep edilen alacağa dahil edilmediği, faturaların ödendiğini ispat yükünün davalıda olduğu, davalı tarafından sunulan ödeme dekontlarında takip konusu faturaların ödendiğine dair herhangi bir açıklama bulunmadığı gibi davalının dilekçelerinde, ödemelerin birden fazla faturayı kapsar şekilde ve cari hesaba yönelik olarak yapıldığını kabul ettiği, bu nedenle ödemelerin davacı tarafından TBK’nın 102. maddesi uyarınca cari hesapta kayıtlı ödenmemiş önceki tarihli fatura borçlarından mahsup edildiği, takip tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının 17.692,96 TL alacaklı olduğu, davacının takipten sonra yapılan 4.956 TL’lik ödemeyi mahsup ederek 12.736,96 TL asıl alacak ve 703,94 TL işlemiş faiz toplamı olan 13.440,90 TL üzerinden itirazın iptalini talep ettiği, takip tarihinden önce temerrüdün gerçekleşmediği ve Mahkemece asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerler, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 870,06 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 224,40 TL (54,40 TL+170,00 TL) harcın mahsubu ile bakiye 645,66 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.