Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1226 E. 2023/1622 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1226 Esas
KARAR NO: 2023/1622 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/379 Esas – 2020/539 Karar
TARİH: 20/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı yan tarafından, … nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve söz konusu sözleşmeye istinaden tanzim olunan … no’lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan gönderen dava dışı … San. Aş. ’ye (…) ait, 23 palet, brüt 20.958,50 kg pamuk ipliği emtiasının, davalı yan tarafından, … plaka nolu araç ile Kahramanmaraş’tan İtalya’ya nakledilmesi sırasında hasara uğradığını, söz konusu hasarın davalı yanın sorumluluk sahası altında bulunmakta olduğu sırada meydana geldiğini, olay sonrası ekspertiz raporunda “Sigortalı … TİC. VE SAN. A.Ş. tarafından İtalya’da yerleşik alıcı … firmasına 08.06,2017 tarih ve … numaralı fatura muhteviyatı … olarak 23 palet (Net: 19.621,50 Kg, Brüt: 20.958,50 Kg) pamuk ipliği emtiasının satıldığı, satışı gerçekleştirilen emtianın Türlüye den İtalya ya kadar olan … gemisi ile aktarmalı denizyolu + karayolu nakliyesinin … A.Ş firması tarafından gerçekleştirildiği, emtianın 08.06.2017 tarihinde Kahramanmaraş Gümrük Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirilen gümrük çıkışı işlemleri sonrasında aynı gün sigortalının Kahramanmaraş’ta bulunan tesislerinde … dorse plakalı araca yüklendiği ve aracın İtalya ‘ya doğru hareket ettiği, 19.06.2017 tarihinde alıcı firma yetkilileri tarafından emtianın teslim alınması esnasında yapılan kontrollerde toplam 23 palet emtiadan 3 palet emtianın ıslak hasarlı olduğu tespit edildiği öğrenilmiş, söz konusu ıslaklık hasarının dorse brandasında meydana gelen yırtıktan/delikten sızan yağmur sularının emtiaya sirayet etmesi sonucu meydana gelmiş olduğu, sigortalı tarafından İtalya’da yerleşik … firmasına satışı gerçekleştirilen pamuk ipliği emtiasının Türkiye ‘den İtalya ya kadar nakliyesinin … A.Ş firması tarafından gerçekleştirildiği, hasarsız teslim alınan emtianın ıslak hasarlı olarak alıcısına teslim edilmiş olması nedeni ile söz konusu hasardan nakliyeci … A.Ş firmasının sorumlu olduğu” kanaatine varıldığını, davacı yanın, ekspertiz raporu ile hasar bedeli olarak tespit edilen 5.934,30 TL hasar tazminatını 21.12.2017 tarihinde sigortalıya ödediğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1472 ’ye göre sigortalısının haklarına halefiyet hakkı doğduğunu, davacı yanın bu tutarı davalı yandan talep ettiğini, davalı yan tarafından ödeme yapılmaması üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu beyanla, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı yan tarafından davaya delil olarak sunulan belgelerin yabancı dilde yazıldığını ve mahkemeye belgelerin usulüne uygun tercümesinin yapılıp sunulmasının gerektiğini, davacı yanın halefiyet hakkının bulunmadığını, dava konusu iddiadan davalı yanın sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu iddia edilen zararın davalı yana usulüne uygun şekilde ihbar edilmediğini, dava dilekçesinin eksik olduğunu, iddia edilen hasarın hangi tarihte olduğunun belirtilmediğini, davanın 1 yıllık süreden çok sonra açılmış olduğunu, bu sebeple zamanaşımına uğradığını, dava konusu iddia edilen hasardan müvekkil şirketin sorumluluğu ve kusuru bulunmadığını, iddia edilen emtianın hasarlanması bariz bir şekilde ambalajlama hatasından kaynaklı olduğunu, yani davacı yanın sigortalısının hatasından kaynaklandığını, söz konusu taşıma işleminin komple taşıma olduğunu, herhangi bir aktarmaya maruz kalmadığını, işbu nedenle gümrüklü araç içerisinde emtianın kesilmesinin ve/veya yırtılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı yan tarafından yüklemenin bizzat kendilerince fabrikalarından yapıldığının ikrar edildiğini, yapılan ödemenin ise el-gratia ödemesi olduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu, hasarlı olduğu iddia edilen ambalaj kısmın eksik brüt ağırlığının 8.33 SDR hesap birimi karşılığı kadar tutarın tazminatın üst sınırı olarak ve bu tutarı aşmayacak şekilde hesaplama yapılmasının gerektiğini, hesaplanan sovtaj bedelinin talep edilen miktardan düşülmesinin gerektiğini beyanla, davanın reddine, davacının; alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2020 tarih 2019/379 Esas 2020/539 Karar sayılı kararında; “….Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, hükme esas alınan 17.01.2020 tarihli bankacı bilirkişi raporu dayanak yapılarak; davalı … A.Ş. Vekli zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; emtianın teslim tarihinin 08.06.2017 tarihi olduğu, davacı/alacaklı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasının 04.06.2018 tarihinde açıldığı, takip tarihinin 1 yıllık süre içerisinde olduğu, Mahkememize açılan itirazın iptali davasının ise öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımı def’nin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı … sigorta nezdinde dava dışı sigortalısı … A.Ş.’nin … poliçe no ile Nakliyat Emtia Sigortası düzenlendiği, sigorta poliçesinde sigorta bedeli ve primlerinin 1 Euro=3,9562 TL üzerinden sabitlendiği ve döviz özel şartının mevcut olduğu, bu özel şart gereğince hasar tespitinde poliçede yer alan Euro kurunun dikkate alınacağı, sigortalı pamuk emtiasının davalı … A.Ş. tarafından 34 FL 9685 plakalı dorse ile gerçekleştirildiği, emtianın İtalya’da 19.03.2017 tarihinde alcısına teslimi sırasında 3 palet emtianın ıslak olması nedeni ile hasarlı olduğunun tespit edildiği, … şirketi tarafından yapılan incelemede sovtaj değerinin 288,50 Euro olarak belirlendiği, 1.022 kg. Emtianın hasar gördüğü ve hasarın 1.500 Euro kaşılığı 5.943,30 TL olarak tespit edildiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına 21.12.2017 tarihinde 5.934,30 TL’nin ödendiği, TTK 1472. Maddesine istinaden dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğu, dava dışı …A.Ş.’ne ait sigortalı emtianın davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen CMR- Ululslarası hamule senedi ile … plakalı dorse ve 08.06.2017 tarihli CMR belgesi ile Türkiye’den İtalya’ya taşındığı, dava dışı sigortalı … A,Ş ile davalı … A.Ş. Arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu, taşımanın Türkiye-İtalya arasında yapılması nedeniyle CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu, davalı … şirketinin dava dışı …A.Ş. Ait emtiayı Türkiye-İtalya’ya taşımak ve alıcısına teslim etmek üzere eksiksiz, tam ve hasarsız olarak teslim aldığı, hasarın yapılan ekspertiz raporuna göre dorse brandasının yırtık bulunması ve yırtıktan sızan yağmur suları ile oluştuğu, taşımayı gerçekleştiren davalı … şirketinin sorumlu olduğu, davalı … şirketi tarafından taşınan emtianın teslimi sırasında CMR belgesi üzerinde 9-16-22 numaralı palette bulunan emtianın hasarlı olduğuna dair rezerv notu düşülerek kabul edildiğinden CMR 30. Maddesine göre ayyrıca hasar ihbarı yapılmasına gerek olmadığı, davalı taşıyıcının eşyanın taşınması sırasında özen borcunu gereği yerine getirmeyerek hasara neden olduğundan oluşan hasardan kusurlu olması nedeniyle sorumlu olduğu, ekspertiz raporu ile tespit edilen 5.934,30 TL hasar miktarının emtia faturası içeriğine uygun olduğu, davalı taşıyıcı şirketin 5.934,30 TL zarardan davcı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı 21.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sorumlu olduğu, kusur ve hasar bedelinin yargılamayı gerektirdiği, hasar alacak miktarının davalı tarafından belirli ve bilinebilir olmadığı anlaşılmakla; davanın KABULÜNE dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin aynen devamına, 2-Kusur ve hasar bedelinin yargılamayı gerektirdiği, hasar alacak miktarının davalı tarafından belirli ve bilinebilir olmadığı anlaşılmakla koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İşbu davada CMR 30’a göre 7 günlük ihbar süresine uyulmadığı yönündeki itirazlarımızı inceleme konusu yapmadan karar verildiğini, Bilirkişi raporuna cevap dilekçesinde ileri sürülen 7 günlük ihbar şarıtına uyulmadığı savunmanın inceleme konusu yapılmadığını, kabul ve ikrar anlamına gelmemesi kaydıyla davacı tarafça ihbar süresine uymadığı nedeniyle hasarın müvekkili şirket sorumluluğunda iken oluştuğunun ispatlanması gerektiğini, dava konusu taşımaya, taşımanın yapıldığı güzergah itibariyle, uygulanması gereken CMR’nin 30. maddesine göre; alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden tesellüm ederse, bu husus onun yükü taşıma senedinde belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturduğunu, Dosya kapsamındaki belgelere göre CMR 30/1 hükmüne uygun şekilde yapılmış bir hasar ihbarının mevcut olmadığı sonucuna ulaşılması gerektiğini, bu durumda emtianın hasarlandığının ispat yükünün davacıya geçmesi gerektiğini, (YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2009/9126 K. 2011/2358 T. 7.3.2011 tarihli kararı) Dava dosyasındaki belgeler arasında CMR 30/1 hükmüne uygun bir hasar bildirimi bulunmadığuından ötürü yükü hasarsız bir şekilde teslim alan müvekkili şirketin varma yerinde de alıcısına aynı şekilde teslim ettiğine ilişkin karinenin aksini ispat edici nitelikte başka bir delilde mevcut olmadığından, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin ispat edilmediği ve müvekkili şirketin söz konusu zarardan sorumlu olduğu şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere iddia edilen hasar ambalaj hatasından meydana geldiğini, iddia edilen zarardan mutlak bir şekilde müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, dava dışı sigortalıya ait emtiaların hasarlanması taşıma sırasında meydana gelmediğini, Hasar iddiasının taşıma esnasında olduğuna dair, davalı tarafın herhangi bir delil sunulmadığını, bilirkişiler tarafından da tespit edildiği üzere “Emtiada oluşan ıslaklık kaynaklı hasarın, … (yarı römork) plakalı araçla İtalya’dan Antrepoya taşımada “mevcut bilgi ve fotoğraflardan hasarın oluş nedeni tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, MUHTEMELEN ARAÇ BRANDASININ SEVKİYAT ESNASINDA YIPRANMASI, YIRTILMASI VE/VEYA YARI RÖMORK KAPI VE KAPAKLARINDAN SIZAN YAĞMUR SULARININ EMTİAYA SİRAYET ETMESİ SONUCU meydana gelmiştir. “şeklinde olduğunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190.Maddesi “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” şeklinde olduğunu, bilirkişiler tarafından da kati bir şekilde rapor tanzim edilmeyerek muhtemel yorumlara dayanılarak rapor tanzim edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, CMR Konvansiyonun 17/4-b-c fıkrası gereği “ambalalajlanmadıları veya kötü ambalajlandıkları zaman özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya ambalajlanmış olması ve yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişileri tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması durumunda taşımacının sorumlu olmayacağı açıkca düzenlenmiştir” madde hükmüne rağmen mutlak bir şekilde müvekkili şirkete sorumluluk atfetmiş olmasının yerinde olmadığını, Bilirkişiler tarafından referans alınan dosyaya sunulu eksper raporunda dahi “söz konusu hasarn nerede ve nasıl gerçekleştiğinin taraflara iletilen bilgi ve belgelerden kesin olarak anlaşılamadığını, iletilen tahliye fotoğraflarına göre muhtemelen dorsenin arka kısmından veya branda gözle görülemeyen ufak deliklerden sızan yağmur suyu neticesinde meydana gelmiş olabileceği” şeklinde olduğunu ancak eksper tarafından dorse içerisinde inceleme yapılmadan dorsenin brandasında yırtık olabileceği varsayımının bilirkişilerce kati olarak dikkate alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davadışı sigortalı firmaya ait komple olan ürünün ile ilgili de dorse içinde bu esasa uygun olarak gerekli yük güvenliğinin özellikle komple ürünlerde yükleyici tarafından alınmasının esas olduğunu, CMR ve emsal kararlar doğrultusunda yükleyiciden alınıp; arkadan yükleme organize edilerek; aktarmadan, elleçlemeden direkt boşaltma adresine teslim edilen yüklerdeki hasarlardan taşıyıcı; palet içi ürün hasarında sorumlu olmadığını, Eşyanın niteliği kararlaştırılan taşıma şekli dikkate alındığında, sağlam ambalaj yapılması gerektiriyor ise; gönderici eşyayı ziya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamasını tamamlamak durumunda olduğunu, uluslararası karayolu taşımacılığına uygun olarak uzun mesafe yol alınan durumlarda da yine eşya niteliğine bakılarak, iç ve dış ambalajlamanın aracın seyir haline uygun olarak önleminin gönderici tarafından alınmasının esas olduğunu, aracın seyir halindeyken dorse içindeki ürünlerin dış ambalajının sürtünmeden dolayı, taşınması ve buna bağlı olarak ürün muhteviyatının dorse içine kırılması dağılması, ıslanması, yayılması taşıyıcı olarak müvekkili şirketin memnun olmadığı bir durum olduğunu, CMR Konvansiyonuna göre; kayıp veya hasar durumları aşağıda belirtilen koşullardan bir veya birkaçının doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise, taşımacının sorumlu tutulamadığının ifade edildiğini, Ürünler ambalajlanmadıkları veya fena ambalajlandıkları zaman, mahiyetleri icabı fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması hallerinde oluşan hasarlardan taşıyıcıların sorumluluğunun mevcut olmadığını, CMR’nin taşıyıcı önlemesine olanak olmadığı hasarlardan da taşıyıcının sorumlu tutulamadığını, Hasarın taşıma esnasında kabul edilse dahi, müvekkili şirketin kusurundan veya müvekkili şirkete ait muhtaralardan kaynaklanan bir sebepten dolayı değil, yükleme, ambalajlama ve istifleme hatasından kaynaklandığını, bu hususun, hem eksper raporunda hem de bilirkişi raporundan anlaşıldığını, dava konusu hasardan müvekkili şirketin sorumlu olduğuna hükmedilmesi halinde davalı ile müvekkili şirket yönünden müterafik kusurun tespit edilmesi ve Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca müterafik kusur oranının da kusurun ağırlıklı bölümünün dava dışı yük ilgilisi üzerinde kalacak şekilde olması gerektiğinin belirtildiğini davacı tarafın müvekkilinden talep edebileceği tazminat tutarı ancak gerçek zarar miktarı ile sınırlı olup, müvekkilinin sorumluluk miktarı CMR Konvansiyonunun 23. maddesinde öngörülen usul ile emtianın hasarlı kısmının eksik brüt ağırlığının 8.33 SDR karşılığını aşamayacağını, (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/11-68 K. 2012/244 T. 28.3.2012 tarihli kararı) Davacı şirketin tazminat talebi fahiş olup konvansiyona aykırı olduğunu, Davacı taraf, bir takım emtianın kullanılamaz durumda olduğunu iddia ederek talep ettiği ve yerel mahkemece de 5.394,30 TL tazminata hükmedildiğini, müvekkilinin sorumlu olduğunu hiçbir şekilde kabul veya ikrar anlamına gelmemekle birlikte yerel mahkemece öncelikle müvekkilinin tazminat ödemekle sorumlu tutmadan önce Konvansiyonun 23. maddesinde öngörülen usul ile tespit edilmesi gerektiğini, hasarlı olduğu iddia edilen ambalaj kısmın eksik brüt ağırlığının 8.33 SDR hesap birimi karşılığı kadar tutarın tazminatın üst sınırı olarak ve bu tutarı aşmayacak şekilde hesaplama yapılması gerektiğini, Yargıtay 11. HD’nin 26.02.2014 Gün ve 2013/13559 E. – 2014/3539 K. sayılı kararında “.. Dava konusu taşıma Türkiye-Macaristan arasında yapıldığından olaya CMR Konvansiyonu Hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, CMR’nin 23/3. maddesi uyarınca, tazminat, hasarlı olan emtianın brüt ağırlığının beher kilogramı içim 8.33 SDR hesap birimini geçemez. Somut olayda, taşınan emtianın bir kısmının hasarlandığı anlaşılmakta olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınan emtianın toplam brüt ağırlığı dikkate alınarak CMR 23/3 göre üst sınır belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, tazminatın üst sınırının, hasarlanan emtianın brüt ağırlığı dikkate alınarak belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı … yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir” şeklinde verilen karar gereği, CMR-23. maddede öngörülen usul ile hasarlı kısmın brüt kg. 8.33 SDR hesap birimi ile tespit edilmesi ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bilirkişi tarafından sovtaj değerlendirilmesi yapılmadığını, Yerel mahkemenin referans aldığı bilirkişi raporunda müvekkili şirket aleyhine rapor tanzim edilmesi ve bilirkişilerin kendi görev alanlarına ilişkin sovtaj incelemesi yapmadan eksper raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2018/2810 K. 2019/4191 T. 10.6.2019 tarihli kararı) Davacı tarafın aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacı sigorta şirketi abonman sigorta sözleşmesi ile halefiyet iddiasında bulunmuşsa da dava konusu taşımayı kapsayan ve teminat altına alan spesifik nakliyat sigorta poliçesi bulunmadığını, dava konusu iddia edilen hasarın, Türkiye’den Fransa’ya taşıma esnasında meydana geldiğinin iddia edildiğini, iddia edilen hasarın klozlar ile birlikte teminat altında olduğunun, sigortalısına lütuf ödemesi yapıp yapmadığının; dava dışı sigortalısının emtia üzerinde devam eden menfaatinin bulunduğunu davacı tarafça kanıtlanması gerekmekte olup aksi halde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, bilirkişiler tarafından da bu konu da irdeleme yapılmadığını, Dava dışı sigortalının prim ödemesini gösteren dekont dava dosyasında mevcut olmadığını, Davacı tarafça ödeme gününden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat abonman sigorta poliçesi kapsamında taşınan emtianın kısmen zayi edilmesi nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahmemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı sigorta şirketi tarafından, … nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve söz konusu Sözleşmeye istinaden tanzim olunan … no`lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı … SAN. A.Ş. Tarafından ne ait, İtalyada yerleşik alıcı … firmasına 08.06.2017 tarih ve … numaralı fatura muhteviyatı CIP İtalya olarak 23 palet (Net: 19.621,50 Kg., Brüt: 20.958,50 Kg.) pamuk ipliği emtiasının satıldığı, satışı gerçekleştirilen emtianın Türkiyeden İtalyaya kadar olan … gemisi ile aktarmalı denizyolu + karayolu nakliyesinin davalı … A.Ş firması tarafından gerçekleştirildiği, emtianın 08.06.2017 tarihinde Kahramanmaraş Gümrük Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirilen gümrük çıkışı işlemleri sonrasında aynı gün sigortalının Kahramanmaraşta bulunan tesislerinde … dorse plakalı araca yüklendiği ve aracın … ile denizyolu nakliyesi için Yalova Limanına hareket ettiği,aracın Yalova Limanında … Gemisine yüklemesinin yapılması sonrasında … Gemisinin İtalya’nın Trieste Limanına hareket ettiği, geminin Trieste Limanına varışına müteakip karayolu ile alıcı firma tesislerine nakledildiği ve 19.06.2017 tarihinde alıcı firma yetkilileri tarafından emtianın teslim alınması esnasında yapılan kontrollerde toplam 23 palet emtiadan 3 palet emtianın ıslak hasarlı olduğunun tespit edildiği, alıcı firma yetkilileri tarafından emtianın ıslak teslim alındığına dair CMR belgesi üzerine rezerv notunun düşüldüğü, akabinde durumun sigortalı firma yetkililerine bildirildiği, sigortalı firma tarafından da davacı sigorta şirketine hasar ihbarı üzerine sigorta experi tarafından alıcı firmanın İtalya’da bulunan tesislerinde 26/06/2017 tarihinde exper çalışması yapıldığı,exper raporunda, pamuk iplik emtiasının ahşap palet üzerinde 5 sıra yan yana ve 15 sıra üst üste aralarda karton seperatörler ve köşe kısımlarda destekleyici dikmeler olmak üzere dışının shning naylon ile kaplı ahşap palete sabitlenmiş vaziyette ambalajlı olduğu,toplam 23 palet pamuk ipliği emtiasından 9,16,22 numaralı 3 palet – 225 adet emtianın ıslanmış ve makara yüzeylerinde küflenmenin başlamış olduğu gerekçesiyle ayrılmış olduğu,emtia ambalajı üzerinde ıslaklık izlerinin hala mevcut olduğu ve emtianın ıslak ve küf hasarlı olduğu,hasara konu 3 palet emtianın detaylı araştırma çalışmaları neticesinde toplam 225 adet pamuk ipliği emtiasından net 1022,00 Kg emtianın ıslak ve küf hasarlı olduğunun tesbit edildiği,tahliye fotoğrafları incelendiğinde söz konusu hasarın karayolu nakliyesinin gerçekleştirildiği … dorse plakalı araç brandasının ön kısmında bulunan yaklaşık bir metre boyutundaki bölümün kesilmek suretiyle yırtılan/delinen alandan içeri sirayet eden yağmur suyu nedeni ile meydana gelmiş olduğu görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiği, hasar miktarının 1.788,50 EURO, 288,50 EURO Sovtaj tenzili sonucu hasar miktarının 1.500,00 EURO olduğu, poliçedeki kur üzerinden TL. Karşılığının 5.934,30 TL. Olduğunun belirtildiği, exper raporunda belirtilen hasar bedelinin davacı sigorta şirketi tarafından 21/12/2017 tarihinde dava dışı sigortalısına ödendiği, 21/12/2017 tarihli ibraname ve temlikname alındığı, CMR Konvansiyonu’nun 27/1. Maddesi uyarınca davacı tarafından davalıya gönderilen 13/03/2018 tarihli rücu konulu yazıda hasar nedeniyle sigortalıya yapılan 5.934,30 TL. Nin tebliğden itibaren 10 gün içerisinde ödenmesinin ihtar olunduğu, davacı sigorta şirketi tarafından gerek TTK.m.1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olunduğu ve gerekse dava dışı sigortalı şirketten sadır bulunan Temlikname ve temlik beyanına istinaden, TBKnun 183. Maddesi hükmü gereğince sigortalının, söz konusu alacağı talep hakları devralındığı belirtilerek yapılan ödemenin rücuen tahsili talebiyle 06/06/2018 tarihinde 5.934,30 TL. Asıl alacak, 263,58 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam 6.197,88 TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibinde bulunduğu, davalı borçlunun itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mal sigortalarında sigortacının ödeme yaptığı sigortalısının haklarına TTK’nun 1472 maddesi/1 fıkrası uyarınca halef olabilmesi için, ödemenin teminat kapsamında olması zorunludur. Teminat kapsamına ve poliçe hükümlerine uygun olmayan ödemeler ex gratia ödeme(hatır ödemesi) mahiyetinde olduklarından, halefiyet kapsamında değerlendirilemezler. Ancak bu ödemeyi yapan sigortacı sigortalısından, zarar sorumlusuna karşı olan dava hakkını TBK’nun 183 ve devamı maddeleri kapsamında alacağın temliki yoluyla devralmışsa rücu hakkına sahip olabilir (Yargıtay HGK 2018/17-156 esas, 2020/868 karar sayılı, 10/11/2020 tarihli kararı). Somut olayda; Davacı sigorta şirketi yapılan, … nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve söz konusu Sözleşmeye istinaden tanzim olunan … no`lu Nakliyat Sigorta Poliçesinin BRANDA KLOZU Başlıklı bölümünde;” Sevkiyatı gerçekleştirecek kamyonun/vagonun açık kasalı olmasına veya brandasının yetersiz,yırtık olmasına atfedilebilecek her türlü hasarın teminat dışı olduğu düzenlenmiş olup somut olayda exper raporunda hasarın karayolu nakliyesinin gerçekleştirildiği … dorse plakalı araç brandasının ön kısmında bulunan yaklaşık bir metre boyutundaki bölümün kesilmek suretiyle yırtılan/delinen alandan içeri sirayet eden yağmur suyu nedeni ile meydana gelmiş olduğu belirtilmiş olup bu durumda söz konusu hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığı, bu nedenle davacının sigortalısına yaptığı ödemenin hatır ödemesi olduğu ve TTK’nun 1472 maddesine dayalı yasal halefiyetin mevcut olmadığı, ancak 21/12/2017 tarihli ibraname ve temlikname ile sigortalı, sorumlulardan olan tazminat alacaklarını TBK 183 maddesi gereğince davacıya temlik ettiğinden, davacının, davalı ile sigortalı arasındaki hizmet ilişkisine aykırılık hükümleri çerçevesinde davalıya rücu edebileceği, aktif husumetinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu taşıma Türkiye- İtalya arasında gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. CMR’nin 17/1. maddesi gereğince; taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya, gecikme ve hasardan sorumludur. Aynı hükmün ikinci fıkrasına göre ise, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulması mümkün değildir. Fakat 18. Maddede kayıp, hasar ve gecikmenin bu nedenlerin birinden doğduğunu kanıtlama yükümlülüğünün taşımacıya ait olduğu düzenlenmiştir. Taşımaya ilişkin CMR üzerinde varış yerinde alıcısına teslim aşamasında eşyanın hasarlı teslim edildiğine dair rezerv notu olduğu, bu durum nazara alındığında davacının CMR 30.maddesinde düzenlenen ihbar mükellefiyetini yerine getirdiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafça hasarın kendilerinden kaynaklanmadığı belirtilmiş ise de , exper raporunda hasarın karayolu nakliyesinin gerçekleştirildiği … dorse plakalı araç brandasının ön kısmında bulunan yaklaşık bir metre boyutundaki bölümün kesilmek suretiyle yırtılan/delinen alandan içeri sirayet eden yağmur suyu nedeni ile meydana gelmiş olduğu belirtilmiş olup bu durumun aksi davalı tarafça isbat edilemediğinden davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumluğunu ortadan kaldıran hallerin ispatlandığından söz edilmesi mümkün değildir. Meydana gelen hasardan nakliyeyi gerşekleştiren davalı … sorumludur. Öte yandan ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırılığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. Bilirkişi raporunda, oluşan hasar ıslanma sebebiyle olduğundan malzemenin geri kazanılamaz şekilde hasar görmesini sağladığı dolayısıyla sovtaj bedeli hesaplanamayacağı ancak expertiz raporu ile 288,50 EURO sovtaj bedeli belirlenmiş olup bu bedelin tazminattan tenzili davalı taşıyıcının menfaatine olduğundan sovtaj bedelinin 288,50 EURO olarak dikkate alınabileceğini belirtilmiş, net hasar miktarının 46.346,18 TL. olarak hesaplandığı ve ayrıca davacı tarafça yapılan ödeme miktarının 5.934,30 TL olup CMR’deki sınırlı sorumluluk miktarının içinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 423,37.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan (54,40.TL + 51,45.TL=) 105,85.TL harcın mahsubu ile bakiye 317,52.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.