Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1224 E. 2021/1063 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1224 Esas
KARAR NO: 2021/1063 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/317 Esas
TARİH: 22/05/2021
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkillerinden (grup şirketi) … İle davalı arasında … Mah. … Cad. No:… Gebze / Kocaeli ( … İstasyonu )ve … Mah, … Cad. , No:…, Gebze / Kocaeli (… İstasyonu) adreslerinde kayıtlı bulunan 2 adet akaryakıt istasyonu için 13/03/2018 ve 10/04/2018 tarihlerinde 5 yıl süreli birer Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davalının imzalı kabulüyle 22/06/2018 tarihinde bu sözleşmeler üçlü bir devir mutabakatı ile müvekkillerinden … Akaryakıt’a devrolduğunu, bu sözleşmeye göre … Akaryakıt ve … Gaz’ın davalıya akaryakıt ve otogaz ürünleri ikmal edeceğini, davalıların da müvekkillerinden aldığı bu ürünleri mezkur iki istasyonda tüketiciye satacağını, ancak EPDK’nın davalının lisanslarını 6 aydan fazla gayrifaal olması sebebiyle iptal ettiğini, bu durumda sözleşmenin müvekkilleri tarafından feshedildiğini, davalının müvekkillere ait logoları teslim etmediğini, davalının teslimde geciktiği her gün için 500 USD cezai şart ödeme borcu olduğunu, davalının artık müvekkillerinin bayisi olmadığı halde müvekkillerinin logolarını kullanmaya devam ettiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıya ariyet olarak verilen logoların yerlerinden sökülerek teminatsız olarak tedbiren muhafaza altına alınmasını, akabinde esas hükümle beraber taraflarına teslimini, ariyetler yerinde bulunmadığı takdirde İİK 24 gereği bedellerinin taraflarına ödenmesini, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı kalmak kaydıyla teslimde gecikilen gün başına her bir istasyon için ayrı ayrı 500’er USD cezai şarttan kaynaklı şimdilik 10.000-TL’nin taraflarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, sözleşmeler ve lisans iptal edildiğinden akaryakıt istasyonu kapalı olduğunu ve satış yapılmadığını, davacıların istedikleri zaman logolarını iade alabileceklerini, 26/03/2020 tarihli tutanaktan şirket yetkililerinin bilgisi olmadığını, günlük 500 USD ceza-i şart talebi için TBK mad.179 hükmü şartları gerçekleşmediğini, ceza-i şart alacağının gerçekleşmesi için bayiye noterden ihtarname gönderilmesi gerektiğini, böyle bir ihtarname olmadığını, ceza-i şart fer’i bir nitelik taşıdığını, asıl alacağa bağlı olduğunu, sözleşmeler fesih edildiğini, logoların kullanılmadığını, akaryakıt satışı da yapılmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/05/2021 tarih ve 2021/317 Esas sayılı ara kararında; “…Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir. Dava logoların iadesi olmadığı takdirde bedellerine ilişkindir. İhtiyati tedbir talebi de logoların sökülüp muhafaza altına alınmasına yöneliktir. Bu yönde bir tedbirin davanın esasına yönelik olduğu yani davacının dava sonunda elde edebileceği, uyuşmazlığı çözer nitelikte bir karara tedbir yoluyla ulaşmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Yerinde görülmediğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkillerinden … İle davalı arasında … Mah. … Cad. No…. Gebze KOCAELİ (… İstasyonu) ve … Mah. … Cad. No…. Gebze KOCAELİ (… İstasyonu) adreslerinde kurulu bulunan 2 adet akaryakıt istasyonu için 13/03/2018 ve 10/04/2018 tarihlerinde 5 yıl süreli birer Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve onlara ek çerçeve protokoller ve taahhütnameler imzalandığını, akabinde TBK mad.205’e uygun olarak işbu sözleşmeler üçlü bir devir mutabakatı ile 22/06/2018 tarihinde müvekkili … Akaryakıt’a devrolunduğunu, Sözleşmelere göre … Akaryakıt ve … Gaz davalıya akaryakıt ve otogaz ürünleri ikbal edeceği, davalının da sözleşme şartlarına göre münhasıran müvekkillerinden aldığı bu ürünleri mezkur iki istasyonda son tüketicilere satacağını, Davalının bayilik lisansları 6 aydan fazla gayrifaal olması sebebi ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 17/g hükmü gereği EPDK tarafından iptal edildiğini, bu durumun EPDK kayıtları ile sabit olduğunu, Davalının EPDK’nın lisansları iptal etmesi ile bayilik yapması hukuken imkansız hale geldiğini, bunun üzerine bayilik sözleşmeleri müvekkilleri tarafından feshedildiğini, Dava dilekçesinin Ek 1’inde yer alan bayilik sözleşmesi tahtında davacıya imzası karşılığında … İstasyon için 13/03/2018’de ve … İstasyon için ise 10/04/2018’de …/… logosu ariyet olarak verildiğini, Demirbaş teslim belgelerinde de yazdığı üzere davacının bayilik sözleşmesi ve onun ayrılmaz bir parçası olan çerçeve protokol ve diğer taahhüt ve anlaşmaların sona ermesi / fesholması durumunda ariyet olarak aldığı bu logoları aynı şekilde müvekkillerine iade ile mükellef olduğunu, Bayilik ilişkisinin yukarıda açıklanan nedenle sona ermesi üzerine müvekkillerinin 26/03/2020’de logoyu teslim almaya gittiği ancak davalının buna izin vermediğini, … ve … müvekkili … Adına tescilli ve akaryakıt piyasasında son derece bilinen bir marka olduğunu, Davalının müvekkilleriyle arasında sözleşmesel bir ilişki kalmadığı halde logolarını istasyonlarında kullanmaya devam ettiğini, kaynağı belirsiz akaryakıtın … / … markası altında satılması, tüketicileri yanıltmakta olduğunu, yine müvekkillerinin tedarikçi olmadıkları akaryakıt sebebi ile EPDK nezdinde ağır idari yaptırımlarla ve tüketiciler nezdinde maddi / manevi tazminat talepleriyle karşılaştığını, Taleplerinin HMK’nın 389.maddesi hükmüyle birebir örtüştüğünü, Davalının artık müvekkillerinin bayisi olmadığı halde ariyet aldığı logoları iade etmediğini, Logolar müvekkilleri adına tescilli olduğunu, logoların fikri ve fiziki mülkiyeti müvekkillerine ait olduğunu, Piyasada bayilerin eski dağıtıcılardan kalan ariyetleri iade etmedikleri, kullanmaya devam ettikleri bilinen / sık karşılaşılan bir durum olduğunu, davalının müvekkilleri sonrası bayiliğini aldığı başka dağıtım şirketlerinin logolarını işbu davaya konu logoların üzerine giydirerek logoların inşai yapısını bozarak / modifiye ederek kullanmaya devam edebileceği veya logoları usulüne uygun olayan yöntemlerle söküp hurdaya çıkarabileceğini, hatta son derece maliyetli olan bu logoları çöpe dahi atabileceğini, bu duruda tam da Kanunun bahsettiği şart ortaya çıktığını, dava sonunda müvekkilleri haklı olsa bile ortada iadeye konu logoların kalmayabileceğini, Davalının bayilik ilişkisi sona erdiği halde logoların müvekkillerince sökülüp alınmasına izin vermeyerek niyetini de belli ettiğini, logoların akıbetinin belirsiz olduğunu, bu nedenle ivedilikle mahkemece korunmaya alınması gerektiğini, HMK 390’ıncı maddesinin öngördüğü yaklaşık haklılık durumu dava dilekçesi ekinde yer alan belgeler ile sabit olduğunu, Mahkemece teminat karşılığı ve / veya HMK 391 gereği yediemine teslim yoluyla bir muhafaza kararı verilebilecekken talebin reddinin hakkaniyete aykırı olduğunu,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davalıya ariyet olarak verilen logoların yerlerinden sökülerek teminatsız olarak tedbiren muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesi sonucu sözleşme uyarınca davalıya ariyet olarak teslim edilen … ve … Logosunun iadesi davasında ihtiyati tedbir yoluyla logoların davacıya verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yoldur. İhtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. ” Davacılar tarafından davalı muhataba Beşiktaş … Noterliğinden çekilen 29/07/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile bayilik ve kira sözleşmelerinin feshedildiği belirtilmiştir. Dosya arasında fesih ihtarının davalı muhataba tebliğ edildiğine dair tebliğ parçasının olmadığı, uyap sisteminden yapılan kontrolde de uyap sisteminde de kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki sözleşmenin usulüne uygun olarak fesih edilip edilmediği dolayısıyla davacının talep hakkı olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden ve davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği Yerleşik Yargıtay uygulamaları ve HMK’nın 391. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği, ayrıca davalı taraf istinafa konu ara karar tarihinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile, sözleşmeler ve lisans iptal edildiğinden akaryakıt istasyonu kapalı olduğunu ve satış yapılmadığını, davacıların istedikleri zaman logolarını iade alabileceklerini beyan etmiş olup değişen durum ve şartlara göre ilk derece mahkemesince talep halinde yeniden ihtiyati tedbir talebi konusunda karar verebileceğinden, istinafa konu ilk derece mahkemesince verilen ara karar, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun görüldüğünden davacıların istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacılar tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacılardan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.