Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1218 E. 2023/1682 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1218 Esas
KARAR NO : 2023/1682 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/642 Esas – 2021/167 Karar
TARİHİ : 12/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİH: 02/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; sigortalısı … A.Ş.’ ne ait 3 Kap, 22.885 KG (brüt) ‘Alüminyum Rulo’ emtiasının müvekkili şirket tarafından … no’lu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve anılan sözleşmeye istinaden tanzim olunan … no’lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile nakliyat muhataralarına karşı sigortalanmış bulunduğunu, söz konusu ticari emtiaların, Azerbaycan-İstanbul nakliyelerini davalı yanın taşıyıcısı olduğu … plaka numaralı kara taşıt aracına yüklendiğini, taşıma sırasında emtiaların hasara uğradığını, alıcıya hasarlı şekilde teslim edildiğini, 26.12.2016 tarihinde aralarında nakliyeci şirket temsilcisi olan araç sürücüsünün de yer aldığı bir tutanak tanzim edildiğini, tutanakta sigortalı ürünlerde ıslanma hasarının mevcut olduğunun tespit edildiğini, söz konusu taşıma hasarına ilişkin olarak 09.02.2017 tarihli Ekspertiz Raporu incelendiğinde, 3 kap muhteviyatı net 22.660 Kg brüt 22.885 Kg ağırlığındaki alüminyum rulo emtiasının sigortalının antreposuna tahliye edilmesi sırasında ambalajında ıslaklık ve buzlanma tespit edilerek araç şoförünün imzasına havi tutanak tanzim edildiğinin belirtildiğini, ekspertiz raporunda hasarın miktarı yönünden de tespit yapıldığını, sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya 18.879,55 TL ödendiğini, hasar bedelinden sovtaj tutarı tenzil edilerek ve poliçe şartları gereği sigortalıya ödenmiş olan %20 ilave bedel dahil edilmemiş olarak tespit edilen 4.114,54 USD = 14.442,04 TL değerindeki rücu tutarı bakımından TTK’nun 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olunduğunu, gerek TTK’da ve gerek CMR Konvansiyonu’nda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcının, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunu beyanla davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinde takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taşımayı yapan aracın kasasında bir yırtık ve delik tespit edilemediğini, ancak dava konusu bobinlerde ıslaklık ve buzlanma tespit edildiğini, hasarın ise bobinlerde meydana gelen oksitlenme paslanma hasarı olduğunu, davacının dayandığı ekspertiz raporunda hasarın, hava şartlarına bağlı olarak oluşan yoğuşma-terlemeye bağlı oksitlenme olarak açıklandığını, taşımanın tabi olduğu CMR 17.4.d maddesinin, ‘özellikle kırılma, paslanma, çürüme, normal fire yahut da güve ve haşerattan veya tamamen zarar görebilecek malların özelliği sonucu oluşan hasarlardan nakliyecinin sorumlu olmadığını kabul ettiğini, doğan hasardan nakliyecinin sorumlu olmadığını, Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları 4. maddesinin; “‘Sigorta, aksine sözleşme olmadıkça aşağıdaki rizikoları temin etmez; a) Yağmur suyu, ambar buğusu ve bundan ileri gelen tekasüf, b) Oksidasyon veya paslanma, kırılma, çalınma, mutad dışı akma, malın bünyesinde, görünüşünde, renginde, tadınd veya rahiyasında tagayyür husule getiren her nevi tabahhur ve intişarlar, meğer ki hasar veya zıvalar sigorta edilen rizikolardan birinin neticesinde vuku bulmuş olsun.” şeklinde olduğunu, hasarın, ‘hava şartlarına bağlı olarak oluşan yoğuşma -terlemeye bağlı paslanma hasarı olduğunu, Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlan 4. maddesine göre teminat dışı olduğunu, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin ‘hatır ödemesi olduğunu ve davacıya aktif husumet ehliyeti vermediğini, nitekim davacının dayandığı 22.12.2017 günlü ekspertiz raporunda da hasarın teminat dışı olduğu görüşüne yer verildiğini, davacının abonman poliçesine ve buna bağlı tanzim edilen nakliyat sigorta poliçesine dayandığını, bu poliçeler davalı müvekkiline tebliğ edilmediğinden bu poliçelere itiraz hakkını saklı tuttuklarını, hasar ve sovtaj değerine de itiraz ettiklerini, alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatına konu olamayacağını beyanla davanın reddine, kötü niyetli davacıdan takip bedelinin %20 sinden az olmayan tazminatın alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama harç giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 12/03/2021 tarih ve 2018/642 Esas – 2021/167 Karar sayılı kararında;”Dava; sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin tahsili amacıyla, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itirazın iptali, icra inkar tazminat talebine ilişkin olduğu,Hasarın meydana gelmesindeki kusur oranlarının, gerçek hasar bedelinin, rucü şartlarının oluşup oluşmadığının, rucü şartlarının oluşması halinde davalıya rucü edilebilecek miktarın ne kadar olduğunun araştırılması gerektiği anlaşıldı.Dava konusuna ilişkin Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve Nakliyat Sigorta Poliçesi, Ödeme Dekontu ve Tazminat Makbuzu- İbraname yazısı, CMR Uluslararası Hamule Senedi, Tır Karnesi, Gümrük İdaresi Antrepo Beyannamesi, Ekspertiz Raporu … San. ve Tic. A.Ş.’nin taşıyıcı … hitaben gönderdiği İhtarname, Hasar Tutanağı dosyaya celp edilmiştir. Dosya kapsamına uygun denetlenebilir bilirkişi kök ve ek raporu mahkememizce de benimsenmiştir. Davalı taşıyıcının, CMR Madde 17/1 de öngörülen sorumluluk kapsamında taşıdığı emtia-eşyaya özen borcunu göstererek edimini yerine getirmek suretiyle emtiayı alıcısına teslim ettiği, emtia üzerinde hafif ıslaklık ve/veya oksitlenme olduğu kabul edilse dahi, CMR Madde 17/2 hükmü bağlamında CMR Madde 17/4-d bendi gereği eşyanın niteliği itibariyle paslanmaya elverişli olduğunun kabulü ile, davalı taşıyıcıya hata ve kusur atfedilemeyeceği Dava konusu olayda davacı Sigortacının rücuen tahsil şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından, … nolu Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve söz konusu sözleşmeye istinaden tanzim olunan … nolu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … San. ve Tic. A.Ş.’ye ait 3 kap/22.885 kg (brüt) alüminyum rulo emtiasının, davalı taşıyıcı şirket tarafından, … çekici, … yarı römork plaka numaralı araç ile Azerbaycan’dan Türkiye’ye nakledilmesi sırasında hasara uğradığını, yapılan taşıma sonrası söz konusu aracın, 21.12.2016 tarihinde gümrük işlemlerinin tamamlanmasından ardından alıcı şirketin fabrikasına naklinin sağlandığını, sigortalının Tuzla/İstanbul’da bulunan antreposunda gerçekleştirilen tahliye işlemi esnasında, 3 adet bobin üzerinde ıslaklık ve buzlanmanın tespit edildiğini, işbu tespit sonrasında dava dışı sigortalı tarafından tanzim edilen, emtiaları teslim eden davalı taşıyıcının çalışanı konumunda yer alan sürücünün imzasının bulunduğu hasar tutanağı ile de söz konusu hasarların imza altına alındığını, akabinde taşımayı gerçekleştiren davalı tarafa meydana gelen hasar sebebiyle rücu yazısı gönderildiğini;Davalı tarafa yapılan başvurulardan olumlu bir sonuç alınamadığından bahisle başlatılan takibe gelen itiraz neticesinde Yerel mahkeme nezdinde söz konusu davayı açma zaruriyetinin hasıl olduğunu, yapılan yargılama neticesinde davalı taşıyıcıya ilgili hasar sebebi ile hata ve kusur atfedilemeyeceği gerekçesi ile işbu davanın reddedildiğini, söz konusu karara katılabilmenin mümkün olmadığını, sigortalı emtiaların Azerbaycan’dan Türkiye’ye taşınması için davalı taşıyıcı şirket ile anlaşma sağlandığını, davalı taşıyıcı şirketin ilgili emtiaları göndericiden teslim aldığı andan alıcıya teslim ettiği ana kadar oluşabilecek tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunun kanun hükümlerince sabit olduğunu, hem TTK’nın 875. maddesine, hem de CMR Konvansiyonu’nun 17/1. maddesine göre taşıyanın; eşyanın yüklenmesi, istiflenmesi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlü olduğunu, taşıyanın yüke özen borcunun eşyanın teslim alınması ile doğacağını ve yükün taşıma senedinin hamiline teslim edilmesi ile sona ereceğini, söz konusu hükümler dikkate alındığında, davalı taşıyıcı şirketin hasara konu emtiayı, satıcı firmanın Azerbaycan’daki fabrikasından teslim aldığı andan, Türkiye’deki sigortalı alıcı şirkete teslim ettiği ana kadar oluşabilecek tüm zararlardan sorumlu olduğu açık olmakla birlikte, davaya konu hasarın davalı taşıyıcı şirketin sorumluluk sahasında oluştuğunun yapılan incelemelerle sabit olduğunu (Yargıtay 11. H.D., 14.01.2010 Tarih, 2008/9124 E., 2010/292 K.);Dava konusu olayda söz konusu emtialarda ve ambalajlarında herhangi bir hasarın bulunmadığını ve bu şekilde teslim alındığını ihtirazi bir kayıt koymadan kabul etmiş olan davalı taşıyıcı şirketin, gerçekleştirmiş olduğu taşıma fiili esnasında söz konusu hasarın meydana geldiğinin sabit olduğunu, bunun haricinde dava dışı sigortalıya ait emtiaların ambalajlarının sağlam ve taşımaya uygun olduğu sabit olmakla birlikte, davalı tarafça hiçbir ihtirazi kayıt koymadan emtiaları teslim almış olmasının, davalı taşıyıcı şirketin, ambalajlamada bir sorun olmadığı ve de ambalajlamanın uygunluğunu kabul etmiş olduğu sonucuna varıldığını, bunun yanında dava dışı sigortalıya ait emtiaların taşınmasından taşıma sözleşmesinin tarafı olan, CMR belgesinde taraf olarak yer alan taşıyıcı şirket konumundaki davalı tarafın, dava dışı sigortalıya karşı taşımanın tümünden sorumlu olduğunu (Yargıtay 11.H.D.24.10.2017Tarih.2016/8725 E.2017/5655K.);Taşıma sırasında meydana gelen hasardan davalı taşıyıcı şirketin sorumlu olduğunun, malların taşınmasında gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiğinin ve sorumluluk sahasında oluşan tüm zararlardan sorumlu olduğunun sabit olduğunu, kararda taşıyanın hasardan sorumlu bulunmadığının, işbu hususta hata ve kusur atfedilemeyeceğine ilişkin kanaate varılmış olduğunun beyan edildiğini, ancak bağımsız ve uzman bir eksper tarafından düzenlenen Ekspertiz Raporunda meydana gelen hasarın, ambalajın ıslanmış ya da açılmış olması sonucunda meydana gelmiş olabileceğinin beyan edildiğini;Raporda yer alan işbu beyan incelendiğinde meydana gelen hasarın ambalajın ıslanmış veya açılmış olmasından ileri geldiğinin, salt emtianın doğal niteliğinden kaynaklı bir zarar olmadığının, dış etkenler sonucu söz konusu hasarın meydana gelmiş olduğu hususunun açık olduğunu, söz konusu emtianın uygun bir ambalaj içerisine konulduğunu ve ambalajın üzerinde herhangi bir yırtık, delik vs. gibi hasarlar olmadan taşıyıcıya teslim edildiğini, bu hususta karşı tarafça ambalajın yetersiz olduğuna veya eşyanın doğal niteliği gereği hasara uğrayabileceğine ilişkin taşıma senedine bir çekince koyulmamış olduğu nazara alındığında söz konusu emtianın uygun şartlar altında teslim edildiği hususunun açık olduğunu, hasar ispat edilse dahi davalıya isnat edilecek kusur olmadığı belirtilmekte ise de, söz konusu tespitlere katılmalarının mümkün olmadığını, Emtia Nakliyat Sigorta Genel Şartları’nın 4. maddesinde; “sigorta aksine sözleşme olmadıkça aşağıdaki rizikoları temin etmez…” hükmüne yer verilmiş olması itibariyle, tarafların oksidasyon ve paslanma hasarlarını sigorta sözleşmesi ile teminat altına alabileceklerinin açık olduğunu, tarafların kendi arasında düzenlemiş oldukları Nakliyat Abonman Sözleşmesi’nin 5. sayfasının 5. paragrafında yer alan; “ambalajın patlaması, yırtılması ve ıslanma (deniz suyu sebebiyle ıslanmadan) meydana gelecek pas, oksidasyon ve renk değişimi teminata dahil olacak. Atmosferik ısı değişiminden meydana gelen ıslanmalar da teminata dahil olacaktır.” maddesi uyarınca, müvekkili şirket tarafından poliçe şartları gereği tazminat ödemesi yapıldığını ve sigortalının haklarına halef olunduğunu;Karara esas teşkil eden mübrez rapora esas alınan CMR Konvansiyonu’nun 17.4.d maddesinde belirtilen koşullar çürüme veya paslanmayı doğal bir sonuç olarak aramaktaysa da karşı tarafın sürücüsünün de imza altına almış olduğu hasar tutanağında; “…kolilerin sağlam olduğu, gümrük memuru tarafından kontrol amaçlı olarak falçatayla kesilip açıldığı…” hususunun kayıt altına alındığını, CMR Konvansiyonu’nun 17.4.d maddesinde belirtilmiş olan paslanma ve oksidasyonun, yukarıda anılan Konvansiyon’da ifade edilmiş olduğu gibi sigortalı emtianın kendinden kaynaklanan şartların doğal bir sonucu olarak değil, dışarıdan bir müdahale sonucunda meydana gelmiş olduğunun açık olduğunu, sağlam ve uygun ambalajlar içerisinde teslim edilen emtianın, taşıma esnasında kolilerin falçata ile kesilmesi sonucu dış etkilere maruz kaldığını, kolinin bu şekilde dışarıdan müdahale sonucu açılması ve neticesinde ıslanması ile de söz konusu muhtelif zararların oluşmasına sebebiyet verildiğini;Davalı taşıyıcı tarafından sonrasında emtiayı koruyucu tedbirlerin alınmamış olmasının emtianın zarar görmesine neden olduğunu, davalı taşıyıcının sorumluluğunda meydana gelen söz konusu hasarların, eşyanın doğal niteliğinden kaynaklı oluştuğuna ilişkin karar verilerek taşıyıcıya sorumluluk atfedilmemesinin hatalı ve eksik bir karar verilmesine neden olduğunu, işbu sebeplerle davalı taşıyıcı şirketin üstüne düşen koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği, uygun önlemleri almadığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak hareket etmiş olmasından bahisle söz konusu hasardan sorumlu olduğunun sabit olduğunu;Tüm bu sebepler neticesinde sigortalı emtiaların bir kısmında meydana gelen hasarın derecesi, fotoğraflarla ve raporlarla da belgelenmiş olmakla birlikte; oluşan hasarın taşıyıcının malları teslim aldığı an ile teslim ettiği an arasında meydana geldiğinin, taşıyıcının sorumluluğundayken emtianın hasar görmüş olduğunun sabit olduğunu, işbu husus dikkate alındığında taşıyıcıya kusur atfedilemeyeceğinin ve bu sebeple davalının bu hasardan sorumlu olmayacağını kabul etmenin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ilgili hasarın dış müdahaleden kaynaklı oluşmuş olduğu hususu açık olmakla karara esas teşkil eden raporlarda bu hususta yeterli incelemeye yer verilmediğini, bu hususun etkisine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, söz konusu rapora istinaden Yerel mahkeme tarafından verilen işbu kararın eksik inceleme neticesinde oluşturulmuş olduğu kanaatinde olmalarının yanı sıra davalı tarafın söz konusu hasardan sorumlu olduğunun açık olduğunu beyanla Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası kara yolu ile taşınan emtianın hasarlı şekilde teslim edildiği iddiası ile sigortalıya ödenen sigorta tazminatının taşıyıcıdan rücuan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava karayolu ile uluslararası eşya taşımacılığından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünde CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR madde 17 ile; taşıyıcının, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşıyıcının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşıyıcının sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, 17/4 maddesinin b ve d bentleri ile; kayıp veya hasar durumlarının ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olmasından; özellikle kırılma, paslanma, çürüme, kuruma, normal fire yahut da güve ve haşerattan kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliği gereği doğan hasardan taşıyıcının sorumlu olmadığı kabul edilmiştir. Somut dosyada; davacının sigortalısına ait emtianın Azerbaycan’dan Türkiye’ye taşındığı ve dava dışı sigortalının deposuna 21.12.2016 tarihinde teslim edildiği, aynı tarihte teslim alan şirket çalışanı ile araç şoförü tarafından düzenlenen tutanakta, aracın kasasında veya brandasında herhangi bir yırtık veya delik bulunmadığının, emtianın bir kısmında ıslaklık ve buzlanma olduğunun tespit edildiği, gerek ekspertiz raporunda, gerekse Mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında emtianın taşımadan kaynaklanan bir sebeple zarar gördüğüne dair bir tespit yapılmadığı, ekspertiz raporuna ekli fotoğraflardan alüminyum rulo olan emtianın önce plastik ambalaj, ardından karton ambalajla kaplandığının anlaşıldığı, bir kısım emtiada oluşan hasarın oksitlenme şeklinde olduğu, her ne kadar ekspertiz raporunda ambalajın ıslanması veya yırtılması sebebiyle oksitlenmenin oluşmuş olabileceği yönünde kanaat bildirilmiş ise de, 21.12.2016 tarihli tutanakta ambalajın ıslak ya da yırtılmış olduğuna dair bir tespite yer verilmediği, davacı taraf tutanakta yer alan Türk Gümrüğü’nde paletlerin falçata ile kesildiğine dair beyana dayanarak ambalajın açılması sebebiyle hasarın oluştuğunu iddia etmiş ise de, söz konusu beyandan plastik ve karton ambalajın açılmış olduğunun anlaşılmadığı, ayrıca aracın Dilovası Gümrük Müdürlüğü’ne tutanak tarihi olan 21.12.2016 tarihinde geldiği, buna göre davalı taşıyıcının bir kısım emtiada meydana gelen oksitlenme hasarının CMR madde 18/1-2 gereği taşımadan değil, emtiaya ait özellikten kaynaklandığını ispat ettiği, aynı madde uyarınca davacının ise aksini ispat edemediği, emtianın özelliği uyarınca meydana gelebilecek risklerin davalı tarafından üstlenilmediği ve nihayetinde CMR madde 17/4-d bendi uyarınca davalı taşıyıcının söz konusu hasardan sorumlu olmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.