Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1216 E. 2023/1620 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1216 Esas
KARAR NO: 2023/1620 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/393 Esas – 2021/258 Karar
TARİH: 17/03/2021
DAVA: Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yurt dışından ithal olduktan sonra teslimi esnasında emtiada çürüme, bozulma ve küflenme olayının gerçekleştiğini, bunun üzerine hasar ekspertiz yapıldığını, yurt dışı nakliyesinin toplamda 17 gün sürdüğünü, olması gereken nakliye süresinin 10 günü aşıldığını, buna bağlı olarak hasarın oluştuğunu, toplamda hasar ekspertiz raporunda yer alan 8.234 Euro zarar meydana geldiğini, aracın şoförü olan …’in de gemiden indiğinde aracın normal süreç haricinde beklediğini, bu sebeplerden dolayı davalı şirketin kusurundan kaynaklı 3.234 Euro karşılığı 32.500 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait … – … plakalı aracın Hollanda’dan Türkiye’ye çiçek soğanı yükü taşıdığını, emtiayı taşıyan araç seferini yola ve yüke elverişli olarak tamamladığını, hasarın oluşumunda müvekkilinin kusuru olmadığını, malın ambalajının kötü olduğu durumlarda taşıyıcının bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili araç yola çıkmadan önce bakımının yapıldığını, ekspertiz raporunda da belirtildiği şekilde 18/11/2016 tarihinde araca yüklendiğini, 21/11/2016 tarihinde İtalya Trieste Limanına gelip Haydarpaşa’ya giden … gemisine bindiğini, 25/11/2016 tarihinde hava muhalefeti nedeniyle geminin Haydarpaşa limanına yanaşabildiğini, 30/11/2016 tarihine kadar veteriner doktor kontrolü için beklediğini, 01/12/2016 tarihinde gümrük işlemlerinin başladığını, 02/12/2016 tarihinde boşaltma yerinde malların indirildiğini, hasar nedeninin nakliyenin uzun sürmesi olup taşıyıcının önlemesine imkân olmayan durumlarda taşıyıcının sorumlu olamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/03/2021 tarih 2020/393 Esas 2021/258 Karar sayılı kararında; “….Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı nakliyenin gecikmesi nedeni ile ürünlerde meydana gelen hasarın davalıdan tahsili talebi ile iş bu davayı açmış olup, davalı gecikmenin kendilerinden kaynaklanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Gecikmenin nedeninin tespiti ile tarafların gecikme ve dolayısıyla ithal edilen çiçek soğanın çürümesinde tarafların kusurunun tespiti gerekmektedir. Bu kapsamda dosyada 07.08.2018 tarihli bilirkişi raporu ile 18.01.2021 tarihli aralarında taşıma bilirkişisinin de bulunduğu ek rapor alınmıştır. Dosyada mevcut raporlar ile Develet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Haydarpaşa Liman İşletme Müdürlüğü yazı cevabı dikkate alındığında Hollanda Türkiye arasındaki çiçek soğanı taşıma süresinin makul süre aşılarak uzun sürdüğü dosya kapsamında sabittir. Ancak davacının da bu ihtimalin göz önünde bulundurularak gecikme ve bekleme durumlarında hasarın meydana gelmesinin önlenmesi için tedbir alması gerektiği yönündeki ek rapordaki tespitler kapsamında davacının taşıma nedeni ile tali kusurlu olması nedeni ile raporda belirtilen talep edebileceği 32.500,00-TL nin davacının %25 olarak mahkememizce re’sen belirlenen kusur oranında indirim yapılmak sureti ile davacının zararının 24.375,00-TL lik kısmından sorumlu tutulması gerektiği, davacının dava dilekçesinde talep edilen faiz türü belirtilmemiş olmakla birlikte CMR 27.maddesi uyarınca ancak %5 oranında döviz faizi istenebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir….”gerekçesi ile, AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-Toplam 24.375,00-TL’nin dava tarihinden itibaren, CMR 27.maddesi uyarınca işletilecek yıllık %5 oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme gerekçeli kararda; ” Dosyada mevcut raporlar ile Develet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Haydarpaşa Liman İşletme Müdürlüğü yazı cevabı dikkate alındığında Hollanda Türkiye arasındaki çiçek soğanı taşıma süresinin makul süre aşılarak uzun sürdüğü dosya kapsamında sabittir. Ancak davacının da bu ihtimalin göz önünde bulundurularak gecikme ve bekleme durumlarında hasarın meydana gelmesinin önlenmesi için tedbir alması gerektiği yönündeki ek rapordaki tespitler kapsamında davacının taşıma nedeni ile tali kusurlu olması nedeni ile raporda belirtilen talep edebileceği 32.500,00-TL nin davacının %25 olarak mahkememizce re’sen belirlenen kusur oranında indirim yapılmak sureti ile davacının zararının 24.375,00-TL lik kısmından sorumlu tutulması gerektiği, ..” şeklindedir. Bu gerekçeden anlaşıldığı üzere mahkemece tamamen ek rapora binaen tarafımıza kusur atfedildilmiş, ek rapora karşı itirazlarımızın değerlendirilmeksizin acele bir şekilde karar verilmiştir. Bu noktada ek rapordan bahsetmekte fayda vardır. Ek raporun sonuç kısmının 4 numaralı bendinde ” Davalının gecikme gözetildiğinde asli kusurlu olduğunun değerlendirildiği ancak davacı yana da eşyanın niteliğine uygun taşıma organize edilmemesi ve gecikme riski bakımından gerekli talimatları vermediği gözetilerek tali kusur izafe edilebileceği” şeklinde görüş bildirdiğini, buna göre müvekkili firmaya taşımanın gecikmesi ihtimalinin değerlendirmediği baz alınarak tali kusur atfetmeye çalıştığını, her iki tarafta tacir sıfatına haiz olup yapılan işin risklerini tamamen bildiğini, davalı firmanın taşıma alanında faaliyet gösteren bir firma olup kendilerinden kaynaklanacak herhangi bir problemin sorumluluğu kabul etmesi gerektiğini, müvekkili şirket taşımanın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi, gecikme yaşanmaması ve bu konu da meydana gelebilecek riskleri bertaraf etme adına taşınma konusunda profesyonel bir firma ile çalışmak istediğini ve davalı firma ile taşıma hususunda anlaşmaya vardığını, davalı firma mücbir sebepler dışında gecikme yaşanmaması konusunda rol üslenmekte ve bu konuda ki riskleri üslendiği içinde yüksek meblağlar da taşıma bedeli aldığını, meydana gelen zararın tek sebebi olduğunu, onun da sevkiyatta davalının kusurlu hareketleri neticesinde 10 gün kadar azımsanamayacak vakit gecikme yaşanmış olması olduğunu, bunun haricinde ihtimalleri değerlendirerek koşullar şöyle ayarlansa idi zarar meydana gelmezdi gibi çıkarımlarda bulunmak davalı firma ile yapılmış olan anlaşmanın dışına taşmak anlamına geleceğini, bunun da tacir taraflar arasında yapılmış olan sözleşme serbestliğinin bertaraf edilmesi sonucunu doğuracağını, genel hükümlere ve TTK ya aykırı olarak yapılmış olan bu tali kusur atfının kabulünün mümkün olmadığını, buna karşın mahkemece itirazların değerlendirilmeksizin ek rapora itibar edilmesi ve %25 oranında kusur biçilmesinin hakka ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili firma malın geç teslim edilmesinde herhangi bir kusura sahip olmayıp, taşıma ve teslim sözleşmesi gereği üzerine düşen ücret ödeme dahil tüm sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne veya yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine iadesini, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, kararın hasarın gerçek nedeni ve müvekkilinin kusuru araştırılmadan karar verildiğini, hasarın gerçek nedeni ve müvekkilinin kusurunun araştırılmadan karar verildiğini, Hasar nedeninin geminin limana yanaşamaması ve doktor kontrolünün gecikmesi olduğunu, gemi seferinin uzun sürmesinin nedeninin hava şartları olduğunu, müvekkili şirketin bir kusuru olmadığını, Haydarpaşa Gümrüğünde her gün doktor – veteriner olmadığının müzekkereler ile sabit olduğunu, veterinerin, varış tarihine göre araçlardaki yükü incelediğini ancak yolculuk esnasında olağanüstü durum ( hava muhalefeti ) oluşup geminin birkaç gün gecikince o tarihte veteriner limanda bulunmadığını, gecikme nedeniyle tekrar veterinerin gelmesinin ise yine geciktiğini, zira geminin varışı 25 Kasım 2016 Cuma akşam saatleri olduğu için veteriner limanda bulunamamış, cumartesi – Pazar limanda veteriner olmadığı için hafta başına sarktığını, hafta başında tekrar talep edilen veteriner ancak çarşamba günü kontrolü yaptığını, şoför veteriner kontrolü olmadan gümrükten çıkamadığını, bu olayda müvekkili şirketin hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, mücbir sebep olduğunu ve mücbir sebep nedeniyle illiyet bağı koptuğunu, Veteriner talebinin … A.Ş tarafından sağlanması gerektiğini, Seferin uzun sürmesine neden olan olayların bilirkişiler tarafından gözardı edildiğini, Geminin limana geç yanaşması, hava koşulları, veterinerin gelmemesi müvekkili şirketin önleyemeyeceği bir durum olduğunu, CMR 17/2’ye göre taşıyıcının önlenmesine imkan olmayan durumlarda taşıyıcı mesuliyetten ibra edildiğini, CMR Konvansiyonu 17.2 md. “Şayet kayıp, hasar veya gecikme taşıyıcının hatasından değilde talep sahibinin verdiği talimattan, mallara has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlenmesine imkan olmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşıcı mesuliyetten ibra edilir” denildiğini, Taşımayı yapan aracın yola çıkmadan bakımı yapıldığını, herhangi bir arızası bulunmadığını, Taşıyıcının azami sorumluluğunun CMR m.23’te düzenlendiğini, Uluslararası taşımalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşıyıcının azami sorumluluğunun CMR Konvansiyonu 23.md. de düzenlendiğini, bu sözleşmede belirtilen hesap biriminin SDR olduğunu, buna göre tazminatın 8,33 hesap birimini aşmayacağını, ancak bu konuda da dosyada bir hesaplama, inceleme yapılmadığını, her halukarda taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın, davalı taşıyıcıdan tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, davacı firma dava dışı …/ Hollanda firmasından 26 palet 1.240 plastik kasa 21.029 kg çiçek soğanı ithal ettiği, söz konusu emtia davalı … Firmasına ait … Plakalı Çekiciye bağlı … Plakalı Dorseye 18/11/2016 tarihinde … – Hollanda’daki gönderici firma deposundan yüklendiği, Yüklemenin gönderici firma deposundan firma çalışanlarınca yapıldığı, araç sürücüsü …’in dosya arasında bulunan yazılı beyanına göre;” 18/11/2016 tarihinde Hollanda’ dan yüklediği çiçek soğanı yükü ile İtalya- Triesta Limanına geldiğini, 21/11/2016 tarihinde Haydarpaşa’ya giden … Gemisine bindiği, 25/11/2016 Cuma Günü akşamı geminin Haydarpaşa’ya yanaşabildiği, doktor kontrolü gerektiren yük olduğu için veteriner kontrolünün ancak 30/11/2016 tarihinde yapılabildiği,01/12/2016 tarihinde Yalova Gümrüğüne gidip gümrük işlemlerine başlandığı, 02/12/2016 Cuma akşamı gümrük işlemini bitirip boşaltma yeri … deposuna boşaltma işlemine geçildiği ancak müşterinin yükün evsafını beğenmediğini, yükün hasar gördüğünü belirttiğini,seferin gecikmesi, geminin boşaltma limanına hava şartlarından dolayı yanaşamaması ve gemiden inince doktor, veteriner kontrolü için limanda beklemesinden dolayı hasarın oluştuğunu,” beyan ettiği, dosyada bulunan exper raporunda;” Söz konusu yükün Hollanda’dan Türkiye’deki alıcıya nakliyesinin toplam 17 gün sürdüğü, normal şartlarda bu nakliye süresinin 7-8 günü aşmaması gerektiğini, nakliye uzun sürdüğünden dolayı çiçek soğanlarının nakliye sırasında dorse içinde kök bırakıp,çürüdüğünü ve küflendiğini, sefer sonrası soğutucu ünite teknik servis raporuna göre soğutucu ünitede herhangi bir arıza bulunmadığının bildirildiğini, hasarın nedeninin uzun taşıma süresinden kaynaklandığını, hasar tutarının 8.332,69 EURO olduğu ancak alıcı firmanın hasar talebinin 8.234,87 EURO olarak geçerli bulunduğunun, ” belirtildiği, davacı tarafça 8.234,00 EURO karşılığı 32.500,00 TL. Hasar bedelinin tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Somut dosya kapsamında; davacı ile dava dışı gönderici ve davacı ile davalı arasında taşımanın yapılacağı süre ve teslim tarihine dair bir anlaşma olmadığı, davacı tarafından yalnızca malların geç teslim edildiğinin iddia edildiği, gecikmenin nerede yaşandığı konusunda exper raporundaki tesbitleri ileri sürdüğü, davalı tarafından ise gecikmenin sebebinin Geminin limana geç yanaşması, hava koşulları, veterinerin gelmemesi nedeniyle teslimin geciktiği, kendisine atfedilecek bir kusur olmadığını beyan etmiştir.Dosyaya davalı tarafça ibraz edilen davalının CMR Sigortacısı … Sigorta tarafından davalıya hitaben yazılan 18/01/2017 tarihli yazıda;” Exper raporuna göre hasarın sebebinin taşıma süresinin uzun sürmesi olduğunun belirtildiği, bunun sebebinin ise geminin boşaltma limanına hava şartlarından dolayı yanaşamaması ve veteriner kontrolü için aracın limanda bekletilmesinden kaynaklandığı, söz konusu gecikme nakliyecinin önlemesine imkanı olmayan durumdan kaynaklandığından CMR Konvansiyonunun ilgili hüküm ve izahat gereği nakliyeci sorumluluğu bulunmadığı,” belirtilmiştir. … Teknik Servisi tarafından davalı adına düzenlenen 12/12/2016 tarihli yazıda; Nakliyeyi yapan … Plakalı aracın 12/12/2016 tarihinde servise geldiği, yapılan kontrollerde … soğutucu ünitesinde bir arızaya rastlanmadığı, genel kontrol yapılıp 12/12/2016 tarihinde servisten ayrıldığı belirtilmiştir. … Gemisinin sahibi olduğu …’a yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; Geminin 21.11.2016 tarihinde İtalya Trieste’den kalktığı, 25.11.2016 tarihinde İzmir’e, 26.11.2016 tarihinde Haydarpaşa limanına yanaştığı, Normal taşıma süresinin 70-75 saat olduğu, İthalatta yüke göre veteriner/doktor talebinde bulunulabildiği, Bitki zırai karantina inspektör memur kontrole tabi araçlar gemiden inip kontrole hazır olduğunda limana geldiği ve akşam 21.00 e kadar limanda bulunduklarını, Gemi eğer gece gelir ise, ertesi sabah 09.00 da Haydarpaşa limanına geldiklerini, Hafta sonu mesai talebine göre limanda aynı şekilde veteriner /doktor bulunabildiğini,Gıda ve Hayvan Sağlığı yüklerde ithalatçı firmanın gümrükçüsü tarafından veteriner başvurusunu kendilerinin yaptığını bildirmişlerdir. Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünden gelen 28/05/2018 havale tarihli cevabi yazıda; … ve … plakalı aracın yüklü bulunduğu … isimli geminin Haydarpaşa Limanına 25/11/2016 tarihinde yanaştığı, ekte gönderilen zirai karantina müdürlüğünün cevabi yazısına göre aracın kontrolünün 30/11/2016 tarihinde yapıldığının bildirildiği belirtilmiş olup yazı ekinde gönderilen İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğünün Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğüne gönderdiği 17/05/2018 tarihli cevabi yazıda; … TİC LTD ŞTİ Firması temsilcisi tarafından, Müdürlüğün Haydarpaşa Liman sahası içerisinde bulunan İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğü Haydarpaşa Sınır Kontrol Noktası Bürosuna ”Sevkiyat Bildirimi Formu” ile 29/11/2016 tarihinde müracatla, ürünlerin bitki sağlığı kontrollerinin yetkililerce yapılarak Yalova iline sevkini talep ettiğini, mevzuat gereği … ve … plakalı araçta bulunan çiçek soğanı cinsi ürünlere Haydarpaşa giriş gümrük idaresinde görevli inspektör tarafından sadece belge ve araç kontrolü yapılarak 30/11/2016 tarihinde Bitki Sağlığı Dolaşım Belgesi düzenlenmek suretiyle beyan ve bitki sağlığı kontrolleri yapılarak işlemin tamamlanması için ürün ve aracın birlikte Yalova İline sevk edildiği belirtilerek yazı ekine Bitki Sağlığı Dolaşım Belgesi ve eklerinin eklendiği,ekli sevkiyat bildirim formuna göre davacı ithalatçı temsilcisi tarafından 29/11/2016 tarihinde bitki sağlığı sertifikası ve dolaşım belgesi verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünden gelen 11/10/2018 tarihli cevabi yazıda ise; … gemisinin limana 26/11/2016 tarihinde saat 00.00/08.00 vardiyasında geldiği,tahliye işlemleri yapıldıktan sonra aynı tarihte saat 16.30/24.00 vardiyasında yüklemesi tamamlanarak limandan ayrıldığı bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ek raporda, meydana gelen zararın gecikme ve yükün niteliğinden kaynaklandığı belirtildiği halde dosyada bulunan ve yukarıdaki tesbitler doğrultusunda gecikmenin sebebinin ne olduğu buna göre davalı taşıyıcıdan kaynaklı bir gecikme olup olmadığının tartışılıp değerlendirilmediği, ayrıca hesaplanan zararın CMR 23 ve 25 maddeleri gözetildiğinde 8.234, 69 EURO’nun dosya kapsamına uygun olduğu belirtildiği halde zarar hesabının CMR 23 maddesindeki düzenlemeye göre denetime elverişli zarar hesabının yapılmadığı, bilirkişi ek raporuna taraf vekillerinin itiraz ettiği, mahkemece davalı vekilinin yeni rapor veya ek rapor alınması talebinin reddine karar verildiği halde verilen hüküm gerekçesinde davalı vekilinin ek rapora yönelik itirazlarının tartışılıp değerlendirilmediği ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm karar vermeye yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde TL. Cinsinden tazminat talep edip talep edilen tazminata da dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep ettiği, CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesinde öngörülen %5 faiz oranı ancak tazminatın yabancı para üzerinden hüküm altına alındığı hallerde uygulanabilecek bir oran olup, mahkemece talebi aşar şekilde somut olaya uygun düşmeyecek şekilde hükmedilen tazminata CMR 27.maddesi uyarınca faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yeni oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi heyetinden yukarıdaki tesbitlerde gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda ve taraf vekillerinin önceki alınan bilirkişi raporuna karşı verdikleri beyan dilekçelerindeki itirazlarda karşılanmak suretiyle denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2021 tarih ve 2020/393 Esas – 2021/258 Karar sayılı kararının 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca icranın geri bırakılması için yatırılan teminatın talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.