Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1212 E. 2023/1878 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1212 Esas
KARAR NO : 2023/1878 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/567 Esas – 2020/540 Karar
TARİHİ :11/11/2020
DAVA: İstirdat ( Çek İstirdadı )
KARAR TARİHİ: 30/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı …’in, kardeşi olan diğer davacı …’e bir miktar borç para verildiğini, kardeşinin buna karşılık …/Rami Şubesi üzerine keşideli olan; Tanzim yeri İstanbul, Vadesi 15.03.2018, Tutarı 7.500,00-TL, Çek no: … olan ve Tanzim yeri İstanbul, Vadesi 15.04.2018, Tutarı 7.500,00 TL, Çek no … olan çeklerin, borcuna karşılık verildiğini, ancak bir süre sonra çekleri …’in çaldırdığını veya kaybettiğini, çeklerin kötü niyetli üçüncü kişilerin eline geçmesi kötü niyetli üçüncü kişilerce sahte olarak cirolanması veya benzeri işlemler yapılması halinde mağdur olacağını, bu nedenle kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek ve mağdur olmamak için ihtiyati tedbir kararı verilerek protesto ve ödeme yasağı konulması ve çeklerin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesi amacıyla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi nin 2018/192 Esas sayılı dosyası ile dava actıklarını, bu dosyadan verilmiş olan süre içerisinde istirdat davası açılması için iki haftalık süre verildiğini, yasal süre içerisinde bu dosya kapsamından teminat karşılığı çekler hakkında ödeme yasağı konulduğunu, devam eden süreçte çeklerle ilgili olmak üzere; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E ve yine aynı icra müdürlüğünün … E sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını; tedbir kararı gereğince icra dosyalarına depo amacıyla ödeme yapıldığını, davalı … Ltd. Şti. ‘nin ticari defterleri incelendiğinde bahsi geçen çekler için herhangi bir mal ve/veya hizmet alınmadığı sabit hale geleceğini, çeklerin arkasından imzası bulunan herkesin çeki ne için ve nasıl elde ettiğini açıklaması gerektiğini, çeklerin tarafına geri verilmesine, aksi halde çek bedelleri olan 15.000-TL’nin davalılardan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmişler. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı … in çeklerde imzasının bulunmadığını, ilgilinin çek hamili olduğunu ispat edememekle; davanın aktif husumet yönünden reddi gerektiğini, çekler diğer davacı … tarafından … e verilmiş olmakla bu davacının da çekin hamili olmadığıbı, dolayısıyla çeklerin istirdadını talep edemeyeceğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğununu, çeki iktisapta kötü niyet ve ağır kusurunun bulunmadığını, davacının bu durumu ispat edemediğini, mücerretlik ilkesi gereği çeki edinme nedenini ispat etme yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı … ltd Şti cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/11/2020 tarih 2018/567 Esas – 2020/540 Karar sayılı kararında;”Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çekin istirdadı istemine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ‘ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” denilmiştir. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.Dava konusu çekler hamiline yazılıdır. Keşidecisinin … olduğu çeklerin arka yüzleri incelendiğinde davalıların cirosunun bulunduğu ve son cironun … tarafından yapıldığı, tahsil için … Bankası A.Ş.’nin takas servisine ibraz edilen çeklerde yer alan kaşe ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/03/2018 tarih ve 2018/192 esas sayılı kararına istinaden çek üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilmiştir. Davalı …Ltd.Şti’nin ilk olarak ciro ettiği ve son olarak davalı … tarafından ciro edilerek davalı …’ya geçen çeklerin ciro silsilesinde kopukluk bulunmamaktadır. Davacı tarafça; ticari defter ve kayıtların ibraz edilmeyeceği bildirilmiştir. Davacı … 24/06/2019 tarihli dilekçesinde, çeklerin kardeşi tarafından kendisine verildiği, kendisinin kaybettiği ve kardeşi Garip’ten alacaklı olduğu hususuna ilişkin tanık dinletmeyi talep edilmişse de, bu davada ancak davalının kötüniyetinin veya ağır kusurunun ispatı için tanık dinletilmesi mümkün olduğundan ve miktar itibariyle de tanıkla ispat etmesi mümkün olmadığından davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılardan … çeklerin hamili olduğunu iddia etmekte ise de çek üzerinde cirosu bulunmadığından ve dosyaya da hamil olduğuna dair herhangi bir delil veya belge sunmadığından çeklerin hamili olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Ayrıca davacılarca, davalıların kötü niyetli hamil yada çekleri ağır kusurla iktisap ettiği yönünde bir delil de sunulmamıştır.
Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi halde çekin “mücerretlik” vasfı ortadan kalkacaktır. Somut olayda; Dava konusu çeklerin arka yüzü incelendiğinde; davacı … adına ciro bulunmadığı, keşideci … tarafından keşide edilen çeklerin hamiline yazılı olduğu belirlenmiş olup, dava konusu çeklerin davacıların rızası hilafına elinden çıktığı hususu da, hamiline yazılı olması sebebiyle çeki elinde bulunduranların iktisapta ağır kusurunun veya kötü niyetin bulunduğu hususu da ispat olunmadığından istirdat şartları oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da davacıların, davalıların çeklerin iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduklarını kesin ve net delillerle ortaya koyamadıkları belirtilmesine karşın, sonuç kısmında davalı …’nın çeki iktisap ederken ticari yaşamda kendinden beklenen olağan özeni göstermiş olduğunu belgelerle ortaya koyması gerektiği, aksi halde çekleri kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu kanaati ile çeklerin iadesini sağlaması gerekeceği şeklinde kanaat bildirmişse de işbu davada ispat yükü davacı tarafta olduğundan, çekin mücerretlik vasfı gereği çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmadığından ve hamile yazılı çekte ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığından bilirkişi görüşüne iştirak edilmemiştir. Netice olarak yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere istirdat şartları oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya açıkca aykırı olduğunu, …’in kardeşi …’e bir miktar borç para verdiğini; kardeşi …’in de vermiş olduğu borca karşılık kendisine … Bankası Rami Şubesi’ne ait olan; 15/03/2018 vadeli, 7.500,00-TL bedelli, C3-4001114 çek numaralı ve 15/04/2018 vadeli, 7.500,00-TL bedelli, … çek numaralı çekleri verdiğini; fakat nasıl olsa kardeşi borcunu ödediğinde kendisi çekleri iade edeceğinden ve çekleri de herhangi bir yerde kullanmak istemediğinden, çeklerin üzerine … yazılmadığını; yani çekin üzerinde alacaklı kişinin adının yazmadığını; çekin alacaklısının adının yazılacağı kısma “hamiline” şeklinde ibare yazıldığını; bunun tek açıklamasının kardeşi ile aralarındaki borç ilişkisi içerisinde nasıl olsa borç ödenecek ve çek iade edileceği için ve kendisinin de çekleri herhangi bir yerde kullanmayacağı için bu şekilde yazıldığı olduğunu,
Fakat ilgili kanun gereğince çek alacaklısının isminin yazılması zorunlu olduğundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını ve kardeşi …’in 5941 sayılı kanunu 7. Maddesi uyarınca, hamiline çek defteri kullanmadan hamiline çek düzenlemek eyleminden ötürü idari para para cezası ile cezalandırıldığını, kısacası kardeşinin dava konusu her iki çek nedeniyle çekin üzerine hamil olarak kendi adını (…) yazmaması nedeniyle idari para cezası ile cezalandırıldığını; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’ idari yaptırım defter numarası 2017/1551 ve İdari Yaptırım Karar numarası 2017/424 sayılı dosyanın ve yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu’ idari yaptırım defter numarası 2017/1552 ve İdari Yaptırım Karar numarası 2017/425 sayılı dosyası incelendiğinde dava konusu çeklerin … adına düzenlenir iken hamilinin yazılmamış olduğunun sabit hale geleceğini,
Aynı zamanda bu izah edilen durumun, davalıların dava konusu çekleri edinirken çeki incelemediklerini ve hatta çekleri ne için edindiklerinin bile şüpheli olduğunu açıkça gösterdiğini,
Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an olsun gerçeklerin gün yüzüne çıkması adına, ticaret ile uğraşan basiretli tacirlerin, ticari hayatlarını devam ettirirken ödeme aracı olarak almış oldukları çekin karşılığının olup olmadığını kontrol ettirdikleri gibi kimin çek düzenlediği, hamilinin kim olduğu ve kimlerin ciro ettiğini kontrol etmeleri gerekliğinin bir gerçek olduğunu; sadece bu durumun bile davalıların kötü niyetini açıkça ortaya serdiği gibi bu durumu ört bas etmek için yargılama boyunca ticari defterlerini sunmadıklarını düşünüldüğünde davalıların kötüniyetinin çok açık olduğunu, ne için çeki aldıklarını dahi açıklamadıklarını; aynı zamanda yerel mahkemenin de bu durumu incelemediğini; bunun incelenmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
…’in …’e vermiş olduğu borç sebebiyle … olarak almış olduğu çeklerin aradan geçen zaman içerisinde çekleri ne arabada ne de evde bulamamış olması ve bahsi geçen çekler çalınmış ve/veya kaybolmuş olma olasılığına karşılık mağdur olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilerek protesto ve ödeme yasağı konulmasına ve çeklerin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesi amacıyla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını,
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 Esas sayılı dosyasından verilmiş olunan ve dava dosyasında mevcut olan ara karar gereğince; istirdat davası açması için taraflarına iki haftalık süre verildiğini; işbu yasal süre içerisinde yerel mahkeme olan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesine başvurma zorunluluğunun doğduğunu; aynı şekilde İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 Esas sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde Sarıyer Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü Zekeriyaköy Polis Merkezi tarafından 26/02/2018 tarihi saat 11:50’de çeklerin çalınmış ve/veya kaybolmuş olması sebebiyle tutanak tutulduğunun sabit olduğunu; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 Esas sayılı dosyasının hiçbir şekilde incelenmediğini; dosyanın yerel mahkeme kararında bir satırda yer verildiğini fakat içeriğine girilmediğini, Aynı zamanda çeklerin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve yine aynı icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını öğrenir öğrenmez İcra dosyasında tüm borcu İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 Esas sayılı dosyasının vermiş olduğu tedbir kararı gereğince icra dosyalarına depo amacıyla ödendiğini; … Ltd. Şti. ‘nin ticari defterleri incelendiğinde bahsi geçen çekler için herhangi bir mal ve/veya hizmet alınmadığının sabit hale geleceğini; bahsi geçen çekler nedeniyle çekin arkasında imzası bulunan herkesin çeki ne için ve nasıl elde ettiğini açıklaması gerekiğini; dava dosyasına sunmuş olduğu deliller, tanık beyanları, incelenecek olan ticari defterler ve re’sen yapılacak inceleme sonucunda bahsi geçen çeklerin kardeşi … tarafından kendisine yani …’e verildiğinin ve tarafınca kaybedildiğinin ve çeklere istinaden kendisinin yani …’in alacaklı olduğunun sabit hale geleceğini; işbu nedenle bahsi geçen çeklerin tarafına geri verilmesi, aksi halde çek bedelleri olan 15.000-TL’nin davalılardan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesi gerektiğini, Fakat yerel mahkemenin hiçbir şekilde gerekli incelemeleri yapmadıgı gibi hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an olsun beyanlarının aksi düşünüldüğünde davalı …’nın dava konu çekin iktisabında ticari hayatın kendisinden beklenen özeni göstermediğini, hamilinin kim olduğuna bakmadığını ve çeke ilişkin hiçbir kontrolü yapmaksızın haksız olarak iktisap ettiğini; kısacası nasıl iktisap ettiğinin dahi belli olmadığını; dava konusu çekler için ne hizmet ne de bir mal verdiğini; bu durumun davalıların defterlerinin incelenmesi ile sabit hale geleceğini fakat davalıların yine kötü niyetli davranarak ticari defterlerini sunmadıklarını,Fazlaya ilişkin tüm hak, alacak, şikayet ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile incelendiğinde davalıların basiretli tacir gibi davranmadıkları ve çekin hamiline düzenlenmemiş olmasına karşı ve çeke ilişkin hiçbir araştırma yapmaksızın şüpheli hareketler ile çekleri kabul ettiklerini, dava konusu çeklere ilişkin yapmış olduğu tüm başvurular incelendiğinde davalıların çelişkili beyanları ve her seferinde ticari defterlerini sır gibi sakladığının sabit hale geleceğini; yapılacak gerekli inceleme sonucunda davalıların suç unsuru hareketlerine karşı şikayet ve dava haklarını halen saklı tuttuğunu; şu an için kimin ve/veya kimlerin suç unsuru hareketlerde bulunduğunu ve/veya bulunup bulunmadığını tespit edemediğini; çeklerin kendisinin yani …’in elinden nasıl aldığını tespit etmesi halinde tüm suçluları şikayet edeceğini, Davalıların defterlerinin incelenmesinin çok önemli olduğunu; davalıların neye istinaden bu çekleri teslim aldığını ve/veya nasıl bir ticari ilişki içerisinde olduklarını, bu durumun görülen davayı aydınlatacağını fakat davalılarında bu durumu iyi b2ilmeleri nedeniyle kötü niyetli hareketlerine devam etmekte olduklarını; bahsi geçen çekler nedeniyle çekin arkasından imzası bulunan herkesin çeki ne için ve nasıl elde ettiğini açıklaması gerektiğini; dava dosyasına sunmuş oldukları deliller, tanık beyanları, incelenecek olan ticari defterler ve re’sen yapılacak inceleme sonucunda bahsi geçen çeklerin kardeşi … tarafından …’e verildiğini ve taraflarınca kaybedildiği ve çeklere istinaden kendisinin yani …’in alacaklı olduğu sabit hale gelecek iken yerel mahkemenin eksik ve hatalı incelemeleri sonucunda usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğunu,
Önceki beyanları ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle yerel mahkemenin eksik ve hatalı inceleme ve yargılama esnasından sunmuş oldukları beyan ve itirazlarına itibar etmeksizin kurmuş olduğu hükmün açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu; davalı …’nın dava konu çekin iktisabında ticari hayatın kendisinden beklenen özeni göstermemesine rağmen bu durumun incelenmediğini, İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalarının tüm talepleri yönünden kabülüne, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; TTK’nun 792 maddesi kapsamında çek istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair yukarıda belirtilen gerekçelerle verilen karara karşı davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacılar tarafından; davacıların kardeş oldukları, davacılardan …’in diğer davacı …’den borç para aldığı, borcuna karşılık … Bankası Rami Şubesi nezdindeki hesabından keşide ettiği, 15/03/2018 vadeli, 7.500,00-TL bedelli, … çek numaralı ve 15/04/2018 vadeli, 7.500,00-TL bedelli, … çek numaralı iki adet çeki … verdiği, ancak davacılar kardeş olduklarından çeklerin lehdar kısmına … adı yerine hamiline yazıldığı, hatta hamiline çek defteri kullanmadan hamiline çek düzenlemek kabahati nedeniyle davacı … hakkında idari yaptırım uygulandığı, çeklerin meşru hamilinin davacı … olduğu, çeklerin kaybolması nedeniyle açılan iptal davasının İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/192 Esas sayılı dosyasında devam ettiği sırada çeklerin ibraz edildiği, mahkemenin kendilerine istirdat davası açmak üzere süre verdiği, çeklerin tedbiren verilen ödeme yasağı nedeniyle ödenmemesi üzerine, davalı …’in İstanbul 3 İcra Dairesi’nin… esas sayılı dosyaları ile davacı … ile diğer cirantalar aleyhine takip başlattığı, takip dosyalarına depo amacıyla takip tutarlarının ödendiğini, davalıların çekleri iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu oldukları ileri sürülerek, çeklerin …’e iadesine, talebin kabul edilmemesi halinde toplam çek bedeli olan 15.000,00-TL’nin davalılar tarafından …’e ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Dava konusu 15/03/2018 keşide tarihli, 7.500,00-TL bedelli, … çek numaralı ve 15/04/2018 keşide tarihli, 7.500,00-TL bedelli, … çek numaralı iki adet çek incelendiğinde her iki çekin keşidecisinin davacı … olduğu; çeklerin hamiline oldukları, her iki çekin ciro silsilesinin sırasıyla …San ve Tic Ltd. Şti, … ve … olduğu, çeklerin keşide tarihlerinde son hamili davalı … tarafından muhatap bankaya ibraz edildikleri, ödeme yasağı tedbiri nedeniyle karşılıksız çıktıkları, davalı … tarafından İstanbul .. İcra Dairesi’nin … ve … esas sayılı takip dosyaları ile, …, … San ve Tic Ltd. Şti, … aleyhine kambiyo takipleri başlatıldığı, takip dosyalarına … tarafından itirazi kayıt ile ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 792 maddesi uyarınca; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Anılan yasal düzenlemeye göre; çek istirdadı davasında davacı istirdadını talep ettiği çekin yetkili ve meşru hamili olduğunu, çekin elinden rızası hilafına çıktığını ve çeki eline geçirmiş bulunan yeni hamilin çekin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispatla yükümlüdür. Davacılardan … çekin yetkili ve meşru hamili olduğunu, bu çeklerin kardeşi diğer davacı …’e verdiği borç para karşılığında kendisine verildiğini, davacılar kardeş olduklarından lehdar kısmına isminin yazılmadığını ileri sürmüş ise de; bu iddiasını ispata elverişli bir delil ileri sürmemiştir. Bu davacı tarafından açılan hasımsız çek iptali davası veya yine bu davacı tarafından çeklerin kaybolduğuna karakola yapılan tek taraflı başvuru, iddianın ispatına yeterli değildir. Davacı …’in çeklerin rıza hilafına elinden çıktığı ve çekleri elinde bulunduranın iktisapta kötüniyetli yahut ağır kusurlu olduğu yönündeki iddialarının ispatı aşamasına; ancak meşru hamil olduğu yönündeki iddianın ispatı akabinde geçilebilecektir. Bu açıklamalar ışığında davacı …’in ispatlanamayan davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Öte yandan çek istirdadı davası açma hakkı hamile ait olduğundan, davacılardan keşideci …’in ise çek istirdadı talebi bakımından aktif husumeti yoktur ( bkz. T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2014/12613 esas, 2014/19716 karar sayılı, 15/12/2014 tarihli ilamı). Yine davacıların netice-i taleplerinin çek istirdadı, olmadığı takdirde çek bedellerinin istirdadı olduğu açık olduğuna ve TTK’nun 792 maddesinde düzenlenen davada husumetin çeki elinde bulunduran son hamile yöneltilmesi zorunlu olduğuna göre, davalı … dışındaki davalıların pasif husumetlerinin bulunmadığı da ortadadır. Husumet/sıfat, bir def’i değil itiraz olduğundan mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. Şu halde davacılardan …’in açtığı davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacılardan …’in açtığı davanın ise davalı … yönünden esastan, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, her iki davacının, tüm davalılara karşı açtığı davanın esastan reddine karar verilmesi yerinde olmamış ise de; karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacıların, çek istirdadı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yapılan tüm bu açıklamalar çerçevesinde; davacıların davasının reddine dair ilk derece mahkemesi kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.