Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1207 E. 2021/1490 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1207
KARAR NO: 2021/1490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/273 Esas 2020/167 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … Numaralı ticari kredi kartı … numaralı bireysel kredi kartı, … numaralı ticari kredili mevduat ve … numaralı taksitli ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme uyarınca davalının müvekkilinin … numaralı müşterisi ve davalı …’un ise, ilgili ürünlerden kaynaklı sözleşmelerde kefil olarak yer aldığını, davalı tarafın kendisine tebliğ edilen kredi kartı hesap özetlerinde yer alan borcu son ödeme tarihleri geçmesine rağmen ödemediğini ve hesap ekstrelerine yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, bu sebeple, müvekkili banka tarafından davalı kredi kartı hamiline ihtarname keşide edildiğini, davalıya gönderilen ihtarname ile 30.034, 29 TL borcun ihtar tarihinden itibaren bildirilen süre içerisinde işlemiş temerrüt faizi ve ihtarname masrafı ile birlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, yine müvekkili ile davalı arasında ticari kredili mevduat ve taksitli ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın, muhtelif ürünlerden kaynaklı kredi taksitlerini son ödeme tarihleri geçmesine rağmen ödemediğini, bu sebeple, müvekkili banka tarafından davalı kredi kartı hamiline ihtarname keşide edildiğini, davalıya gönderilen ihtarname ile, kredi kartlarından kaynaklı ve … numaralı ticari kredili mevduattan kaynaklı 11.091,29 TL ve … numaralı taksitli ticari kredi sözleşmesi kaynaklı 11.677,89.TL olmak üzere toplam 63.707,97 TL borcun ihtar tarihinden itibaren bildirilen süre içerisinde işlemiş temerrüt faizi ve ihtarname masrafı ile birlikte ödenmesinin ihtar edildiğini, tüketici davalının birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesi üzerine tüm kart borçlarının muaccel hale geldiğini, müvekkili banka tarafından keşide edilen ve davalılara tebliğ edilen ihtarnamelere rağmen muaccel olan borçların ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafça haksız itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/03/2020 tarih ve 2019/273 Esas 2020/167 Karar sayılı kararı ile; ” ….Davacı vekili tarafından sunulan arabuluculuk son tutanak aslının incelenmesinde davalılardan yalnızca …’un yer aldığı, davalı …’un yer almadığı görülmüş olduğundan davanın her iki davalı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir. Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı vekili tarafından sunulan arabuluculuk son tutanak aslının incelenmesinde davalı …’un yer almadığı görülmüş, 04/12/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin her iki davalı için başvuru yapıldığı beyanına istinaden davacı vekiline davalı … ile ilgili yapılan arabuluculuk başvurusuna ilişkin beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiştir.Davacı vekili 13/12/2019 tarihli beyan dilekçesi ile; 11/04/2019 tarihli arabulucu başvurusunda davalılardan … adına da başvuru yapıldığını, ancak arabulucu bürosunca atamanın sadece … adına yapıldığından davalı … yönünden başvuru sürecinin tamamlanamadığını, tamamlanabilir eksiklik olması nedeniyle … yönünden arabulucu başvurusunun yapılabilmesi için ek süre talep ettiklerini beyan etmiştir. Uyap üzerinden Arabuluculuk Başvuru Formu temin edilerek dosyamız arasına alınarak incelenmiş, başvurunun yalnızca davalı … yönünden yapıldığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından 21/01/2020 tarihli beyan dilekçesi ekinde davalı …’a ilişkin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın sunulduğu, arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde; başvuru tarihinin 18/12/2019 olduğu görülmüş, sunulan arabuluculuk anlaşamama tutanağındaki arabuluculuk faaliyetinin başlangıç tarihinin 18/12/2019 olduğu, dava tarihinin 05/08/2019 olduğu, buna göre davalı … hakkında arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle bu davalı yönünden dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … yönünden davanın, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede; Bu davalı yönünden dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunun yapıldığı, arabuluculuk anlaşamama tutanak aslının sunulduğu, davacı tarafından süresinde itirazın iptali açılmış olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamından; davacı banka ile davalı … arasında 18/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden 18/02/2016 tarihinde 40.000-TL tutarlı … numaralı taksitli ticari kredi kullandırıldığı, …839 numaralı ticari kredili mevduat hesabı açılarak kullandırıldığı ve kredi kartı tahsis edilerek kullandırıldığı, borçların son ödeme tarihlerinde ödenmemesinden dolayı hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiği, borcun 7 gün içinde ödenmesinin ihtar olduğu, ihtarnamenin 22/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borcun süresinde ödenmemesinden dolayı davacı bankanın icra takibine geçmiş olduğu, davalının borca itiraz etmiş olduğu, davacı bankanın da Mahkememizde itirazın iptali davası açmış olduğu anlaşılmakla, yargılamaya devam olunmuştur. Bilirkişi Raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilerek, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ileri sürülen itirazın bu davalı yönünden kısmen iptaline, … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davalı … yönünden DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE, 2-Davalı … yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ileri sürülen itirazın bu davalı yönünden kısmen iptaline; -Takibin …-…-…-… nolu kredi için davalı … yönünden, 11.048,93-TL asıl alacak olmak üzere toplam 11.145,01-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren TCMB’ca üçer aylık dönemler halinde yayınlanan gecikme faiz oranlarını aşmamak kaydıyla temerrüt faizi ve faizin gider vergisi ile birlikte devamına, -Takibin …-…-…-… nolu kredi için davalı … yönünden, 11.582,91-TL asıl alacak olmak üzere toplam 11.645,86-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33,60 temerrüt faizi ve faizin gider vergisi ile birlikte devamına, -Takibin …-…-…-… nolu kredi için davalı … yönünden, 9.807,92-TL asıl alacak olmak üzere toplam 9.919,06-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren TCMB’ca üçer aylık dönemler halinde yayınlanan gecikme faiz oranlarını aşmamak kaydıyla temerrüt faizi ve faizin gider vergisi ile birlikte devamına, 3-Kabul edilen Asıl alacak toplamının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/273 E 2020/167 K sayılı kararına karşı davalılardan … yönünden tehir-i icra taleplerinin kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini, istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Yerel Mahkeme dava şartı yokluğu konusunda hüküm kurmuş olsa da bu tespitin hakkaniyete aykırı olduğunu, 11.04.2019 tarihli arabulucu başvurusunda davalılardan … adına da başvuru yapıldığını, İstanbul Çağlayan Adliyesi Arabulucu bürosunca atama sadece davalı … adına yapıldığından, … için başvuru sürecinin tamamlanamadığını, Tamamlanabilir eksiklik olduğundan, … için arabulucu sürecinin tamamlanabilmesi için mahkeme tarafından 2 haftalık ek süre verildiğini ve … yönünden tekrar arabulucu başvurusu yapıldığını, mahkemede sözlü ve yazılı beyanlarında da bu hususa değindiklerini ancak itirazlarının dikkate alınmadığını, Arabulucu bürosu tarafından hazırlanan formda, Arabulucu Bürosunun sehven yapmış olduğu hata sebebiyle …’un yer almadığını, fakat kendileri tarafından Aralubulucu bürosuna sunulan başvuruya ilişkin evrakta davalılardan …’un da yer aldığını, bu hususa ilişkin arabulucu bürosundan alınan onaylı evrakın da dosyaya sunulduğunu, somut hatanın arabulucu bürosuna ait olup kendileri tarafından usulüne uygun başvuru yapıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davalılardan … yönünden tehiri icra taleplerinin kabul edilerek, istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geri bırakılmasına, istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini, Aksi kanaat oluşması halinde kusurları bulunmadığından müvekkili banka aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67 vd. maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davalı … yönünden, arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça, davalı … yönünden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesine göre TTK’nın 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut dava, ticari nitelikli bir alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Dairemizce İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na yazı yazılarak, işbu dosyadaki uyuşmazlıkla ilgili 2019/10565 Ticari arabuluculuk başvuru dosyasında bulunan başvuruya ilişkin dilekçenin bir örneğinin gönderilmesi talep edilmiş, 30/05/2019 tarihli Arabuluuluk Başvuru Formu’nun tanzimine dayanak davacı vekilince ibraz edilen dilekçede, … ile birlikte … hakkında da başvuru yapıldığı, form tanzim edilirken …’un karşı taraf olarak gösterilmediği, buna binaen de son tutanakta …’un isminin bulunmadığı görülmüştür. 19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’ na eklenen 5/A maddesi “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça dava açılmadan önce her iki davalı yönünden de Arabuluculuk Bürosu’na başvurulmuş, ancak Arabuluculuk Bürosunca başvuru formu düzenlenirken davalı …’un ismi gösterilmediğinden son tutanakta da ismi yer almamıştır. Arabuluculuk Bürosunca hatalı işlem yapılmasında davacının kusuru bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı tarafça, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmış olduğundan, yeterli araştırma da yapılmadan davanın arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Arabuluculuğa başvurulmuş ancak son tutanak ibraz edilmemişse mahkemece 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi uyarınca davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilmesi gerekmekte ise de, davacı vekilince davalı …’a ilişkin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin yargılama sırasında alınan anlaşamama tutanağının bir örneğinin ibraz edildiği nazara alındığında, arabuluculuya başvurma dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek, dosya kapsamı ve taraf delillerine göre davanın esastan karara bağlanılması gerekirken, dava şartı yokluğundan davalı … aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı … yönünden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyasının mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/273 Esas – 2020/167 Karar sayılı kararının davalı … yönünden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı varsa, talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davası olup, ticari nitelikli bir alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabidir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi karşısında, arabuluculuk dava şartına tabu davalarda dava açılmadan önce arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına dair düzenlenen son tutanağın düzenlenmiş olması gerekmektedir. Kanun arabuluculuğa başvurulmuş olmasını değil başvuru sonunda anlaşmaya varılamadığına dair tutanak düzenlenmiş olmasını dava şartı olarak belirlemiştir. Somut olayda davacı vekili her iki davalı içinde arabuluculuğa başvurmuş ise de tutanak sadece bir davalı için düzenlenmiştir. Bu nedenle davalı … yönünden kanunun aradığı dava şartı gerçekleşmemiştir. İlk derece mahkemesince davalı … yönünden verilen karar usul ve yasaya uygun olup istinaf sebebi yerinde değildir. Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılamıyor, muhalif kalıyorum. 26/10/2021