Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1187 E. 2023/1932 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1187
KARAR NO : 2023/1932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2021
DOSYA NUMARASI : 2018/773 Esas – 2021/246 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından davalı borçlulara tekstil mamulleri satılarak teslim edilmiş ve bu mallara ilişkin: a~… nolu 19/0H/20J7 tarihli ve 1.718,53-TL miktarlı, b- … no lu 31/07/2017 tarihli ve 1,470.14-TL miktarlı c> … nolu 12/07/2017 tarihli ve 6.354,19-TL miktarlı toplam tutarı 9.542.67-TL olan üç adet faturakarşıhği mal teslim edilmiş ve söz konusu faturalar düzenlenerek davalıya teslim edilmiştir.Yukarıda belirtilen fatura bedelleri davalı şirket tarafından müvekkile ödenmediğinden davalı şirket hakkında Bakırköy .. İcra Müdürlüğü ‘nün … E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılmış ve davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takip durmuştur. Davalının itirazının iptali için huzurdaki bu davanın açılması zarureti doğmuştur.’ demek suretiyle davalının itirazının iptal edilerek takibin devamına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkumcdilmesinc karar verilmesi arz ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili davaya cevap dilekçesinde: Müvekkil müşterisi olan… A.Ş. ‘ne satacağı kumaşlar için, davacıya 382-1 kg kumaş örme işini fason olarak vermiştir. Buttun için davacıya toplam 9.554.15 Tl. ödeme yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından örülen kumaşların ortasında kat izleri olduğundan ve f t re fi kesim yapılmak zorunda kalındığından dolayı üçüncü şahıs ( … firması müvekkile 7.896,18 TL reklamasyon faturası kesmiş ve bu reklamasyon faturasının tarafımıza kesildiği yapılan şifahi görüşmelerde davacıya bildirilmiştir. Davacı şirket, yapılan görüşmelerde; müşteri … tarafından müvekkil davalı şirkete kesilen rekiamasyon faturasının kendilerine ulaştırıldığında söz konusu ayıplı kısma ait bedelin müvekkil davalı şirkete iade edileceğini belirtmiştir. Davacıdan istenen rekiamasyon bedeli şifahi görüşmeler sonucu ödenmeyince bunun üzerine, Bakırköy 41. Noterliğinin 29 Kasım 2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle söz konusu rekiamasyon faturası ilgili mail ve belgeleri davacıya tebliğ edilmiştir. Ayıplı ürün bedeli 7.525.81 77. asit alacaktan düşülmek suretiyle, davacının uhdemizdeki hakiye alacağı olan 2.028,34 TL davacının banlat hesabına havale edilmiş, ve bedel davacı tarafından tarafımıza iade edilmiştir Müvekkil şirket ite davacı şirket arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmakladır. Davacı şirket, kendilerine gönderilen reklamasyon faturasını cari hesap kartına işlememiş, bunun üstüne cari hesapta borçlu olmasına rağmen müvekkil aleyhine icra takibine başlamıştır (Ek 2-Cari Hesap Hareketleri ve ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkil şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığı görülecektir. Davacının hatalı kumaş üretmek suretiyle müvekkilime maddi ve manevi zarar verdiği ve davacıya tekrar aynı üründen ayıplı mal kadar kumaş ürettirilmek zorunda kalındığı kayıtlarla ortaya çıkacaktır, demek suretiyle haksız davanın reddedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/03/2021 tarih ve 2018/773 Esas – 2021/246 Karar sayılı kararı ile; “Dava ticari alım-satım ilişkisine dayanan 2017 yılına ait 3 adet fatura karşılığı bakiye alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 9.542,67 TL asıl alacak 576,93 TL işlemiş faiz toplamı 10.119,60 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde ve dava değeri 10.119,60 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla; Davalı yan davacı taraf ile ticari ilişkisini ve de alım satım hususunu kabul etmiş ancak ,davacı tarafından ayıplı ifa yapıldığı gerekçesi ile dava dışı şirket tarafından kesilen reklamasyon faturasının davacı tarafça kabul edilmediği savında bulunmuş ve bu iddiasına yönelik tanıklar dinletmiştir. Dosyadaki belgeler üzerinde rapor tanzimi istenilmiş;11/02/2021 Tarihli Bilirkişi Raporu’nda;) Davalı tarafın cari hesap kartına göre rekiamasyon faturası kayıtlara intikal ettirilmeden önce davacı tarafa 9.554.15 İ L borçlu, rekiamasyon faturası (7.525.81 TL, hedelli) kayıtlara intikal ettirildikten sonra ise yine davacı tarala 2.028.34 TL borçlu gözükmekle olduğu, Dava konusu uyuşmazlık hakkında avıp ihbar sürelerine dikkat edildiği ve davalının haklı bulunması durumunda dahi davacınm davalıdan 2.028.34 TL alacaklı olacaüı ve bu tutar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği. davalının haksız bulunması halinde ise davacının davalıdan 9,554.15 TL alacaklı oiacağı. bu durumda takipte belirtilen anapara tutan üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği şeklinde rapor tanzim edildiği görülmekle; Davalı taraf reklamasyon iddiasına konu ürünleri bilirkişi incelemesine ibraz etmediği ,dosyada ürünlerin ayıplı olduğuna dair herhangi bir delil tespiti yer almadığı ,davalı … TÎC. LTD. firmasının kumaşlarda ki hatadan 07/08/2017 tarihinde davadışı …’den gelen mail ile haberi olduğu ve de davacı …SAN TİC, firmasına ise öncelikle sözlü olarak bildirdiği anlaşılmıştır. Kumaşlarla ilgili olarak geliş-gidiş irsaliye vc faturalarının bulunmaması nedeniyle kumaş içeriğinin tam tespiti yapılamadığı ,Davalı tarafın Bakırköy …. Noterliğinin 29 Kasım 2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davacıya tebliğ edildiği anlaşılan 13.11.2017 tarih 061646 sıra numaralı 7.525,81 TL bedelli rekiamasyon faturasının sunulduğu söz konusu ihtarname içeriğine bakıldığında hangi parti /sevke konu ürünlere ilişkin olduğunun da anlaşılamadığı ,davalı yanın ayıp iddiası velev ki kabul edilse dahi ayıp iddiasının “kumaşlardaki kat izi ” olarak belirtildiği ,üzerinde denetleme yapılamamış ise de davalı yanın iddiası üzere değerlendirildiğinde bu hususun zaten açık ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği, Davacı tarafın davalı tarafa fason örgü işi yaptığı ,tarafların tacir olduğu bu sebeple ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde BK’ nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde,velev ki reklamasyon iddiası doğru ise de ;davalının açık ayıptan 07/08/2017 tarihinde davadışı …’den gelen mail ile haberi olduğu ve de davacı … SAN TİC. firmasına önce sözlü olarak bildirdiği sonrasında 29 Kasım 2017 tarihli ihtarname keşide edildiği, Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti TTK 25/3. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 25/3. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 198. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 198/3. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacağının bilindiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve”Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır hükmü uyarınca davalının ihbarı önce sözlü olarak yaptığı kabul edilirse usulüne uygun olmadığı ,noter ihtarı ile yapıldığı kabul edilir ise de süresinden sonra yapıldığı anlaşılmakla davalının ayıp iddiasını hem içerik hem şekil olarak ispat edemediği kanaati ile davacının takibe konu asıl alacak kadar alacaklı olduğu ancak davacının takipteki işlemiş faiz talebi yönünden ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10.maddesinde “Aksine sözleşme yoksa ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü bu hükümler gereğince, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi için davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmüş olması gerektiği, 6098 sayılı TBK 117.maddesi uyarınca da davalının temerrüde düşürülmesi gerektiği Borçlunun/davalının BK. 117. Maddesi uyarınca temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından, alacaklının takip tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunabileceği kanaatine varılmış davanın bu hali ile kısmen kabulü ile ve de İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 9.542,67 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Hüküm altına alınan asıl alacak 9.542,67 TL yönünden üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, müşterisi olan üçüncü şahıs … A.Ş.’ne satacağı kumaşlar için, davacı şirkete 382-1 kg kumaş örme işini fason olarak verdiğini, bu iş için davacıya toplam 9.554.15 Tl. ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, Davacı tarafından örülen kumaşların ortasında kat izleri olduğundan ve fireli kesim yapılmak zorunda kalındığından dolayı üçüncü şahıs … firmasının müvekkile 7.896,18 TL reklamasyon faturası kestiğini ve bu reklamasyon faturasının kendilerine kesildiği hususunun, yapılan şifahi görüşmelerde davacıya bildirilmiş olduğunu, davacı şirketin yapılan görüşmelerde müşteri … tarafından müvekkil davalı şirkete kesilen reklamasyon faturası kendilerine ulaştırıldığında söz konusu ayıplı kısma ait bedelin müvekkil davalı şirkete iade edileceğini belirttiğini, davacıdan istenen reklamasyon bedeli şifahi görüşmeler sonucu ödenmeyince bunun üzerine, Bakırköy 41. Noterliği’ nin 29 Kasım 2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle söz konusu reklamasyon faturası ilgili mail ve belgelerinin davacıya tebliğ edilmiş olduğunu, Ayıplı ürün bedeli 7.525.81 77. asit alacaktan düşülmek suretiyle, davacının bakiye alacağı olan 2.028,34 TL’nin davacının banka hesabına havale edilmiş olup bu bedelin davacı tarafından kendilerine iade edilmediğini, davacının hatalı kumaş üretmek sureti ile müvekkiline maddi ve manevi zarar verdiği ve davacıya tekrar aynı üründen ayıplı mal kadar kumaş ürettirilmek zorunda kalındığını, Ayıp ihbarının sözlü olarak da yapılabileceğini, Ayıp ihbarının şekle bağlı olmadığı hususunun aşağıdaki Yargıtay kararı ile de işaret edilmekte olduğunu, 29.06.2020 tarihli duruşmada dinlenen tanıkların ”Şifai görüşmelerde davacı şirket sahibi Mustafa Bey’e kumaşların hatalı olduğunu bildirdiklerini” beyan ettiklerini, Davacı yanın tanık beyanlarına karşı bir itirazı olmadığını, bu sebeple de ayıp ihbarının yapıldığı kabul edilip davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ( T.C.YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİE. 2001/4689K. 2002/546T. 6.2.2002 • AYIP İHBARI ( Ayıp İhbarı Herhangi Bir Şekle Bağlı Olmayıp Sözlü Olarak da Yapılabileceği Fakat Yazılı Olmasının İspat Kolaylığı Sağlayacak Olması ) 818/m.359,362/2 ÖZET : Eksik işler bedeli, kural olarak, eserin teslimini takip eden 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde, teslim tarihindeki rayiç bedelle, herhangi bir ihtirazi kayda gerek olmadan istenebilir. Eserdeki açık ayıpların bedeli de, teslim tarihindeki piyasa rayicine göre hesaplanacak fiyatlarla 5 yıllık zamanaşımı süresinde istenebilir. ) Ayıp ihbarının herhangi bir şekle bağlı olmayıp, sözlü olarak da yapılabileceğini; yazılı olmasının ispat kolaylığı sağlayacağını, Dosya içerisinde yer alan bilgilerden kumaşların üç iplik kumaş olduğunun anlaşılmakta olduğunu, Dosya içerisinde yer alan ihtarname ve reklamasyon faturalarından kumaşların hatalı olduğunun anlaşılmakta olduğunu, Davacı yanın gerek cevap gerek ihtarnameye cevap dilekçelerinde kumaşların hatalı olduğu beyanlarına karşı beyanda bulunmayarak kumaşların hatalı olduğunu zımnen kabul etmiş olduğunu, TANIK BEYANLARININ; ” Tanık … : … Biz dava dışı … isimli şirkete aldığımız bu fason ürünleri satarız onlarda bu ürünlerle ürün yaparlar. Biz davacıdan ham kumaş alıp dava dışı şirketlere sattık onlar da kesip ürün haline getirdi. … ürünleri kestiğinde kat izi olduğunu anladı. Davacı şirket 7 Eylül ile 29 Eylül tarihleri arasında üretimi tamamlayarak bize verdi biz de ürünleri dava dışı … verdik. … şirketi ise Tokat’a yönlendirdi. … bize mail ile fireli ve firesiz pastalları göndererek ne yapayacağımıza karar vermemizi istedi. Biz de davacı şirkete kat izi olduğunu bildirerek ne yapmamız gerektiğini sorduk. FİRELİ OLARAK KESİN DEDİLER, BÜTÜN ÜRÜN FİRELİ OLARAK KESİLDİ. Daha sonra dava dışı … tam miktarını hatırlayamamakla yaklaşık 400 kg ürünü fireli olması kaynaklı reklamasyonunu bize gönderdi biz de bunu davacı şirkete gönderdik… Tanık Davut Tok: ..Bu ürünleri dava dışı … sattık. … tarafından ürünler kesim aşamasında kat izi olduğu anlaşılmakla fireli kesim ya da iade konusunda tarafımıza başvuruldu, BENDE PASTAL ÇİZİMLERİ VE KUMAŞ NUMUNESİNİ ALARAK DAVACI ŞİRKETE GİTTİM ORADA ORTAKLARDAN MUSTAFA BEY İLE GÖRÜŞTÜM. İADE Mİ EDELİM, FİRELİ Mİ KESELİM DİYE SORDUM. FİRELİ KESİM KABUL EDİYORUZ, DEDİLER. KUMAŞ FİRELİ KESİLDİ VE BİZE KESİLEN REKLAMASYON FATURASINI BİZDE DAVACI TARAFA YANSITTIK. Tanık … :… Davacıdan aldığımız kumaşları dava dışı CBF’ye verdik. Ürünler de kat izi vardı. Bu durum davacı şirkete izah edildi. ŞİRKET ORTAĞI MUSTAFA BEY FİRELİ KESİMİ KABUL ETTİ VE REKLAMASYON FATURASINI KABUL ETTİ. Bu konuda şifaen görüşülmüştü ancak daha sonra vazgeçtiler ve yasal yollara başvuruldu. ” şeklinde olduğunu,Reklamasyon faturasının ayıp ihbarı yerine geçeceğini, Müvekkilinin davalıya 13.11.2017 tarih,…. sıra numaralı reklamasyon faturasını kestiği hususunun sabit olduğunu, aşağıdaki Yargıtay kararında da belirtildiği üzere reklamasyon faturası kesilmiş olmasının ayıp ihbarının yapıldığı anlamına gelmekte olduğunu, ( T.C.YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2005/8170 K. 2006/3418 T. 8.6.2006 • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( İmalat Bedelinin Tahsili için Girişilen İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle ) • AYIP İHBARI ( Davalının Reklamasyon Faturası Davacıya Gönderilmekle Ayıp İhbarının Yasal Süresi İçerisinde Yapılmış Sayılması ) • TEMERRÜT ( İcra Takibinden Önce Temerrüt Oluşmadığı Halde İşlemiş Faize Hükmedilmesinin Hatalı Olması ) Özet :DAVALININ 19.07.2002 TARİHLİ REKLAMASYON FATURASI DAVACIYA GÖNDERİLMEKLE AYIP İHBARI BK. 359. MADDESİNDEKİ SÜREDE YAPILMIŞ SAYILIR. Bu nedenle mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü ile bilirkişiden alınacak raporla eserin reddi gerekip gerekmediği, eserdeki ayıplar eserin reddini gerektirmeyecek derecede ise bedelden tenzili gereken miktarın saptanmalı ve davacı alacağından düşülerek sonucuna uygun olarak hüküm kurulmalıdır. ) Raporda davacının 2.028,34TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olduğunu, Davacının 2.028,34 TL alacaklı olduğunun doğru olduğunu ve bu bedelin icra takibi yapılmadan evvel davacıya ödenmiş olduğunu, bu sebeple davacının müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, Alacağın likit olmadığını, Davacının alacağının likit olmadığını, bu sebeple inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyanla; Açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; Ayıp ihbarının sözlü olarak yapıldığının ispatlandığı, reklamasyon faturası gönderilmesinin ayıp ihbarı yerine geçeceği ve ayrıca ayıp ihbarlı ihtarnamelerine cevap vermeyen davacının eylemlerinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği ve bunun hukuken korunmaması gerektiği hususlarının sabit olduğunu beyanla; Açıklanan nedenler, sunulan emsal kararlar ve re’sen nazara alınacak hususlar dahilinde; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08.03.2021 tarih ve 2018/773 E- 2021/246 K sayılı ilamının yeniden değerlendirilerek iptaline/ kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasında akdedilen davacı tarafından davalıya fason kumaş örme işinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava ve takip dayanağı olan faturalara konu fason örme işinin yapılarak kumaşların davalıya teslim edilmesine rağmen davalının fatura bedellerini ödemediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasında akdedilen sözleşme satış sözleşmesi kabul edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, davacı tarafından dava ve takip dayanağı olan faturalara konu fason örme işinin yapılarak kumaşların davalıya teslim edilmesine rağmen davalının fatura bedellerini ödemediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından kendilerine yapılan işin ve teslim edilen kumaşların ayıplı olduğunu ve bu sebeple dava dışı müşterileri tarafından kendilerine reklamasyon faturası düzenlendiğini, kendilerinin davacıya 7.525,81 TL bedelli reklamasyon faturası düzenlediklerini ve bu faturanın mahsubundan sonra davacıya 2.028,34 TL borçlu olduklarını, icra takibinden önce bu bedelin davacıya gönderildiğini, ancak davacının iade ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmasına ve uyuşmazlığın söz konusu maddelerin uygulanarak çözümlenmesi gerekmesine rağmen Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi olarak nitelendirilmek suretiyle satış sözleşmesi hükümlerine göre ihtilafın değerlendirilmesi, ayrıca TTK’nın 18/3 maddesinde tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı hükmünün düzenlendiği, söz konusu hükümde ayıp ihbarı sayılmamasına rağmen ayıp ihbarının maddede sayılan şekillere bağlı olarak yapılması gerektiğinin değerlendirilmesi yerinde olmamıştır. TBK’nın 470. maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Somut uyuşmazlıkta davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yüklenici sözleşme konusu işin sözleşmeye uygun olarak yapılarak teslim edildiğini, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlüdür.TBK’nın 474/1. maddesine göre; İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Yine TBK’nın 477. maddesine göre; Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. Eserin ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususlarını ispat külfeti bunu iddia eden iş sahibi üzerindedir. Taraflar arasında davacı tarafından davalıya fason kumaş örme işinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdedildiğine, eser sözleşmesi kapsamında davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğuna, davacı yüklenici tarafından dava ve takip dayanağı olan faturalara konu işin davacı tarafından yapılarak kumaşların davalıya teslim edildiğine ve işin bedeline ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı tarafından yapılan işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde ayıbın gizli mi açık mı ayıp olduğu, davalı tarafından davacıya süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, ayıp sebebiyle davalının zararının bulunup bulunmadığı ve zarar miktarı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve alacaklı olması halinde miktarı hususlarındadır. Davalı vekili, davacı tarafından yapılan işin ve teslim edilen kumaşların ayıplı olduğunu, kumaşların ortasında kat izi olduğunu, dava dışı müşterisine kumaşların teslim edilmesi üzerine dava dışı müşterisi tarafından kendilerine reklamasyon faturası düzenlendiğini ve bu durumu davacı tarafa sözlü ve reklamasyon faturası düzenlemek suretiyle ihtarname ile bildirdiklerini, davacı tarafın reklamasyon faturası bedelini ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini iddia etmiştir. Ancak davalı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen kumaşlar bilirkişi incelemesine sunulmadığı gibi, ayıbın tespitine, ayıbın niteliğine, davacı tarafından teslim edilen kumaşların ne kadarında ayıp olduğuna, dava dışı müşterisi tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının davacı tarafından teslim edilen kumaşlara ilişkin olduğuna, ayıbın davacı tarafından kabul edildiğine, ayıp iddiasını ispata dair herhangi bir tespit raporu, fotoğraf veya belge dosyaya sunulmamıştır. Dolayısıyla davalı tarafından davacı tarafından yapılan işin ve teslim edilen kumaşların ayıplı olduğu iddiası ispat edilememiştir. Davalının ayıp ihbarını süresinde yapıp yapmadığı hususunun değerlendirilmesi için öncelikle işin ayıplı olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından davacının yaptığı işin ayıplı olduğu ispat edilemediğinden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirme konusu yapılmamıştır. Taraflar arasında davacı tarafından dava ve icra takibi dayanağı faturalara konu işin yapılarak davalıya teslim edildiği, işin bedeli ve davacının davalıdan 9.542,67 TL alacaklı olduğu ihtilaf konusu olmadığından bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, davalı icra takibinden önce temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine ve alacak faturalar ile likit olduğundan ve ayıp savunması ispat edilemediğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Ancak Mahkeme gerekçesinde hata edildiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusu usulen yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle;Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.542,67 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2021 tarih ve 2018/773 Esas – 2021/246 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden; Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.542,67 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 651,86- TL nispi karar harcından peşin alınan 122,21- TL harcın mahsubu ile bakiye 529,65‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 122,21 TL peşin harç toplamı olan 158,11 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1.681,65- TL yargılama giderinin kabul (%94,30) red (%5,70) oranına göre hesaplanan 1.585,79 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve aleyhe istinafa gelinmediğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 576,33 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansı bulunması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN:
8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 9-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 38,00 TL posta gideri olmak üzere; toplam 200,1 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı bulunması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
11-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/12/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.