Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1179 E. 2021/1013 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1179 Esas
KARAR NO : 2021/1013 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/47 Esas
DAVANIN KONUS: Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİH: 01/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili 01/04/2021 tarihli dilekçesi ile, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan işbu huzurdaki davaya konu “… cihazı” davalı yan ile müvekkili şirket arasında ” … Kullanım Sözleşmesi” uyarınca davalı yanın şirketi nezdinde kullanıldığını, davalı … müvekkili şirkete karış cihazın teslimi konusunda sorumlu olduğunu, davalı tarafın cevap dilekçesinde “benim adıma kayıtlı bulunan dükkan tarafımca kapanışı verilmiş olup, kapanan dükkandaki bütün mallar … tarafından açılan dükkana taşınmış ve kullanılmaktadır” denildiğini, müvekkili şirketin bilgisi haricinde işlem yapıldığını ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan dava konusu cihazın müvekkili şirketin bilgisi olmadan başka bir şirket bünyesinde kullanmak üzere teslim edildiğinin ikrar edildiğini, dava konusu cihaz müvekkilinin izin ve onayı olmaksızın … adlı şahıs tarafından başka bir adreste ve başka bir ticari işletme bünyesinde kullanılmaya başlandığını, bahsi geçen … adlı şahıs ile ticari ilişkiye devam etme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, mülkiyeti …San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait olduğunu, davalı yanın yeddinde haksız bir şekilde bulunan … makinesinin mahkemenin takdiri doğrultusunda mümkün ise teminatsız mümkün değil ise teminat karşılığı ivedi olarak …’ın tüm cihazları ile birlikte bulunduğu mahalden müvekkili şirkete teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve her halükarda …’ın bulunduğu mahalden tüm cihazları ile birlikte iadesine karar verilmesini, cihaz teslim edilmez ise cihazın bedelinin tazminini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiğini, davanın kötü niyetli ve mesnetsiz olduğunu, cihazın cevap dilekçesinde yazılı adreste ve zilyedinin … olduğu davacı tarafından bilindiğini, davacı dava konu cihazı …’tan talep etmesi gerektiğini savunarak, davanın husumet yönünden reddine, davacı tarafın açtığı davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın esastan reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/04/2021 Tarih ve 2021/47 Esas sayılı ara kararında;”Mahkememizin 27/01/2021tarihli ara kararı ile davacının, 22/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin 01/04/2021 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir talep ettiği, ancak talebin içeriğinde, mevcut durum ve koşulların değiştiğine ilişkin yeni hususlar ileri sürülmediği, ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmadığı, yasanın öngördüğü ölçüde yaklaşık olarak haklılığın ispat edilemediği, ayrıca, talep edilen tedbirin hüküm sonucuna yönelik olduğu, işin esasınını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden, HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince, şartlar oluşmadığından…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir isteminin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,Taraflarınca yerel mahkeme nezdinde 22.01.2021 tarihinde “TİCARİ SATIMA KONU MALIN İADESİ” talepli dava ikame edildiğini, bu dava kapsamında da yine taraflarınca davaya konu olan cihaza ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulduğu, ancak yerel mahkemece verilen 27.01.2021 tarihli ara kararda; “İhtiyati tedbir talep dilekçesi ve ekli belgeler incelendiğinde, ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmadığı, yasanın öngördüğü ölçüde yaklaşık olarak haklılığın ispat edilemediği, ayrıca, talep edilen tedbirin hüküm sonucuna yönelik olduğu, işin esasını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden, davacının usul ve yasaya uygun bulunmayan ihtiyati tedbir kararının reddine karar vermek gerekmiş..” şeklinde hüküm kurulduğunu, Ardından işbu ara karara ve davalının cevap dilekçesine karşı 01.04.2021 tarihli “Davalı yanın cevap dilekçesine karşı beyanlarımız ile dava konusu cihaz hakkında ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi taleplerimiz” konulu dilekçe işbu dosyaya sunulmuştur. Ancak Sayın Mahkemenizce 12.04.2021 tarihli ara karar ile “Mahkememizin 27.01.2021 tarihli ara kararı ile davacının, 22.01.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin 01.04.2021 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir talep ettiği, ancak talebin içeriğinde, mevcut durum ve koşulları değiştiğine ilişkin yeni hususlar ileri sürülmediği, ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmadığı, yasanın öngördüğü ölçüde yaklaşık olarak haklılığın ispat edilemediği, ayrıca, talep edilen tedbirin hüküm sonucuna yönelik olduğu, işin esasını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden, HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince, şartları oluşmadığından ihtiyati tedbir isteminin reddine..” şeklinde hüküm kurulduğunu, Yerel Mahkemece ihtiyati tedbir talebin ilişkin olarak yeterli ve gerekli inceleme yapılmaksızın hüküm kurulduğundan ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara karşı istinaf incelemesi talep etme zarureti doğduğunu, Müvekkili şirket Türkiye’nin önde gelen boya üreticilerinden olup; son derece geniş bir bayi ağına sahip olduğunu, müvekkili şirket ürünlerini tüketicilerine distribütörleri vasıtası ile ördüğü bayi ağı ile sunmakta olduğunu, nitekim müvekkili şirketin bu son derece kapsamlı dağıtım ağı içerisinde Ankara Bölgesi içerisindeki bir bayiyi de davalı …-… oluşturmakta olduğunu, Müvekkili şirket, değişik renk ve tonlarda dekoratif renk ve boya elde edilmesini sağlamak maksadı ile bayilerine mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan … makinelerini teslim etmekte olduğunu, bu suretle müvekkili şirket, müvekkilinin maliki olduğu … olarak adlandırılan Renk Sistemi makinesini karşı taraf H…r’un kullanımına sunulması amacıyla kullanma sözleşmesi imzalandığını, … kullanan … ile yapılan kullanım sözleşmesi; Sözleşme’nin 12.2. Maddesinde belirtilen; “… herhangi bir sebep göstermeksizin ve herhangi bir ceza ve tazminat ödemeksizin işbu sözleşmeyi 1 ay önceden yazılı olarak Distribütor-Direkt Perakendeci-Perakendeci’ye bildirmek kaydıyla her zaman feshetme hakkına sahiptir.” hükmü uyarınca müvekkili şirket tarafından 10.08.2020 tarihinde davalı yana keşide edilen ihtarname ile mülkiyet hakkı kullanılarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi feshedildiğini, Yine … kullanan … ile yapılan kullanım sözleşmesinin; 12.4. Maddesinde belirtilen;”İşbu sözleşmenin herhangi bir neden ile feshi halinde ve/veya sözleşme süresinin sona ermesi halinde Distribütor-Direkt Perakendeci-Perakendeci, … herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın sağlam, temiz, iyi ve çalışır durumda … derhal iade edecektir.” hükmü uyarınca söz konusu cihazın müvekkili şirkete iade edilmesi gerekmekte olduğunu, Ancak ihtarname uyarınca 1 aylık fesih ihbar süresi de dolmuş olmasına karşın davalı … Cihazını müvekkili şirkete iade etmediği ve iade edeceğine ilişkin de herhangi bir beyanda bulunmadığını, işbu nedenle yerel mahkeme nezdinde taraflarınca taşınır malın iadesi davası ikame edildiğini, 6100 Sayılı H.M.K’nın tedbir hususunu açıklayan 389. Maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermekte olduğunu, … makinesinin müvekkili şirkete iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmemesi hali, müvekkili şirketin başta mülkiyet hakkı olmak üzere sair haklarını tehlikeye düşürebilecek ve hali hazırda hakkın elde edilmesini ve adaletin yerine getirilmesini engelleyebilecek boyutta olduğunu, Davaya konu olan mülkiyeti müvekkile şirkete ait olan … cihazı devamlı olarak çalışır bir durumda bulunması gereken devamlı bakım ihtiyacı olan teknolojik bir cihaz olduğunu, nitekim müvekkili şirket ile karşı taraf arasında akdedilen sözleşmede de bu husus açıkça yazmakta olup, makine temiz çalışır bir durumda muhafaza edilmesi koşuluyla karşı tarafa teslim edildiğini, fakat şu an davalı ile müvekkili şirket arasındaki bayilik ilişkisi sona ermiş olduğundan (ekli ihtarnamelerden açıkça anlaşıldığı üzere) cihazın uygun kullanımı hakkında bilgi alamaz duruma gelindiğini, nitekim bayili ilişkimiz sona eren davalının, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan işbu makineyi halihazırda işyerinde aktif olarak çalıştırılmaması ve işyerinde öylece içinde boya ile duruyor halde bırakması durumunda, makine işlevini yerine getiremez hale geleceğini, …’ın bir an önce müvekkili şirkete teslim edilmemesi halinde … içerisinde bulunan boyalar da kuruyacak ve bu nedenden ötürü de hem ham maddeler hem de mülkiyeti çekişmesiz bir şekilde müvekkiline ait olan … makinesi bozulacağını, bu durumun doğması halinde müvekkili maddi açıdan büyük bir zarara uğrayacağını, Bununla birlikte kullanım sözleşmesi sona eren davalı yanın söz konusu cihazı başkasına satması, elinden çıkarıp başka birine devretmesi gibi durumlar da meydana gelebilecek olup bu durumda da müvekkil şirket zarara uğrayacağını, kaldı ki defatle belirtildiği üzere cihazın durumuna ilişkin olarak davalı yandan hiçbir surette bilgi alınamadığını, Ancak yerel mahkemece yapılan incelemede, kullanım sözleşmesi uyarınca davalıya teslim edilen … makinesinin işin esasını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek nitelikte olduğundan tedbir talebimiz reddedildiğini, Davalının ihtarnameden haberi olmadığı bir an için düşünülse dahi müvekkili adına defalarca kendisiyle telefonda görüşüldüğünü, kaldı ki işbu huzurdaki davanın ikame edilebilmesi için zorunlu arabuluculuk görüşmeleri yapıldığı ve bu görüşmeler esnasında şirketi yöneten …’a ulaşıldığı ancak kendileri mazeretsiz olarak arabuluculuk toplantılarına katılmadığını, hem bu durum hem de şirketin tebliğe yarar adreslerini bildirmeden bir başka yere taşınmış olduğu bilgileri bir arada değerlendirildiğinde davalı yanın kötü niyetli olarak mülkiyeti müvekkiline ait olan cihazı iade etmediği anlaşılacağını, tüm bu durumlar göz önüne alındığında müvekkili şirket lehine ihtiyatı tedbir kararı vermemek müvekkili şirketin her geçen gün daha çok zarara uğramasına sebebiyet vermekte olduğunu, Hal böyle olunca yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı düşmekte olduğunu, İşbu tedbir talebine konu … makineleri müvekkili şirketin tüm bayilerine kullanılması amacıyla teslim edilmekte olup, bayilerden işbu … cihazının iadesinin talep edilmesi durumuyla pek çok defa karşılaşıldığı, nitekim işbu talebimize emsal nitelikte bir başka karar da; … yedinde bulunan …’ın müvekkili şirkete teslimi talebiyle ihtiyati tedbir talep edilmiş olup; Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/195 D.İş sayılı dosyasında tedbir isteminin kabulüne ve …’ın müvekkili şirkete teslimine karar verildiğini, Müvekkili şirketin, aynı hususa ilişkin yine … Makinesinin iadesine yönelik ihtiyati tedbir talebiyle mahkemeye başvurmuş olup, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/108 D.İş sayılı kararı ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve 1000TL. teminat yatırıldığında kararın ilgili icra müdürlüğünce infazına karar verdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, mümkün ise teminatsız, mümkün değil ise teminat karşılığı ve taraflar dinlenmeksizin ivedi olarak …’ın tüm cihazları ile birlikte bulunduğu mahalden müvekkili şirkete teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan … KULLANIM SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmenin feshedilmesi uyarınca sözleşme uyarında davalıya teslim edilen MIX CENTER mkinasının iadesi davasında ihtiyati tedbir yoluyla malın davacıya verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yoldur. İhtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. “Dosya arasında bulunan taraflar arasında imzalanan … MIX CENTER KULLANIM SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmenin 12.2. Maddesinde;” …. hernangi bir sebep göstermeksizin ve herhangi bir ceza ödemeksizin işbu sözleşmeyi 1 ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla her zaman feshetme hakkına sahiptir,” hükmü düzenlenmiştir.Sözleşmenin 12.4. Maddesinde;” İşbu sözleşmenin herhangi bir neden ile feshi halinde ve/veya sözleşme süresinin sona ermesi halinde Distribütor-Direkt Perakendeci-Perakendeci, …’ı herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın sağlam, temiz, iyi ve çalışır durumda … derhal iade edecektir,” hükmü düzenlenmiştir.Davacı tarafından davalı muhataba Kadıköy … Noterliğinden çektiği 10/08/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin 12.2. Maddesi uyarınca 1 ay önceden bildirim yaparak sözleşmeyi feshettiğini belirtmiştir.Sözleşmenin 13.maddesinde; “sözleşmeden kaynaklanabilecek ve aralarındaki mevcut veya muhtemel ihtilaflara ilişkin hususlar hakkındaki haberleşmelerin geçerli ve bağlayıcı yazışma olarak kabul edilebilmesi için bunların iadeli taahhütlü mektup, özel kurye gönderisi, elden tebligat veya noter marifetiyle tebligat suretiyle iletilmiş olmaları zorunludur. Adres değişikliği de yukarıda belirtilen yollardan biri ile bildirilmediği takdirde sözleşmede belirtilen adreslere yapılmış ihbarlar geçerli olacaktır. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede davalının adresi “… Mahallesi, … Caddesi No:… Beyoğlu İSTANBUL” olarak belirlenmesine rağmen fesih ihtarının mahallesi farklı yazılmak suretiyle “… Mahallesi, … Caddesi No: … Yenişehir Beyoğlu İSTANBUL” adresine gönderildiği, tebligatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır.Sonuç olarak; sözleşmenin usulüne uygun olarak fesih edilip edilmediği dolaysıyla davacının talep hakkı olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden ve davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği Yerleşik Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği gibi HMK’nın 391. maddesinin gerekçesinde de belirtildiğinden istinafa konu karar; dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun görüldüğünden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.