Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1149 E. 2023/1518 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1149 Esas
KARAR NO: 2023/1518 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1035 Esas – 2021/9 Karar
TARİH: 12/01/2021
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, alacağını tahsil edemediğini, bu nedenle alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 12/01/2021 tarih 2018/1035 Esas 2021/9 Karar sayılı kararında;”…Bu itibarla; yukarıda ayrıntılarına yer verilen talimat raporunun dosya kapsamına göre denetime elverişli olduğu ayrıca davalı tarafın defter ve kayıtlarını sunmaması sebebiyle davalının defter ve kayıtlarının delil vasfını kaybettiği gözetildiğinde; davacının, talimat yolu ile alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen ve aynı zamanda davacı tarafından yapılan takibe esas alacak miktarı olan 26.122,85 TL davalıdan alacaklı olduğu ve aradaki işin ticari iş olduğu bu sebeple takipte talep edilen avans faiz oranının mevzuata uygun olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin devamına, 2-Alacak miktarı olan 26.122,85 TL üzerinden %20 oranında hesaplanın 5.224,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik inceleme ile verildiğini, talep ve beyanları dikkate almadığını, bilirkişi raporunda sadece davacının BS formunun incelendiğini, tarafların “BA-BS” formlarının celbi ile ek bilirkişi raporu tanzimi talebinin süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle reddedildiğini,Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 28.03.2018 tarih, 2015/40821E. 2018/3649 K. Kararı ”Her nekadar mahkemece dosyadaki mevcut delil durumu, bilirkişi raporu, davacı yanca gönderilen ihtara itiraz edilmemesi nedeniyle davacının davasını ispatladığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemce kararın somut gerekçeleri yeterince kararda irdelenmemiş…. O halde mahkemece, deliller yeterince değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde soyut gerekçelerle ve deliller yeterince irdelenmeksizin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” ile de talep üzerine veya resen inceleme yapılmaksızın, eldeki eksik veriler ile hüküm kurulamayacağı öngörülmüş olup somut gerekçelerin irdelenmemesi sebebiyle de bilirkişi raporunun varlığının yeterli görülmediğini,Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2014 tarih ve 2014/1727 E. 2014/7418 K. sayılı kararında ”….dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların tarih, miktar ve sıra numaları ayrıntılı bir şekilde yazılarak bu faturalarla ilgili Ba/Bs formlarının düzenlenip düzenlenmediğinin vergi dairesinden sorulması, durum açıklığa kavuşturulduktan sonra mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hükme varılması gerekirken…” denilmek suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağının açıklandığını, Davacı, cari hesap alacağındaki belirtilen malların davalıya teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, bu durumda ”BA-BS ” formlarının incelenmesi davanın esası bakımından da zorunlu olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2016 tarih, 2015/16107 E. 2016/4919 K. Sayılı kararında ” Yapılan bilirkişi incelemesinde alacağa konu yalnızca 31.12.2012 tarihli 673,43 TL bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,diğer faturaların ise kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece,vergi dairesine yazılan yazıya verilen cevapta, davacı şirketin BA/BS bildirim sorgulamalarının yapıldığı, davalının BA/BS bildirim sorgulamalarına ilişkin her hangi bir bilgi verilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacıya ait BA/BS formları davacı lehine delil olarak kabul edilemez. Dosya içerisinde takibe konu faturalara ilişkin sevk irsaliyeleri ve isticvap davetiyesi ise davalıya tebliğ edilmemiş olup,bu sevk irsaliyeleri de malın teslim edildiğini göstermez.” şeklindeki yerleşik uygulaması ile de davacının davasını ispatlayamadığının sabit olduğunu, BA/BS formlarının karşılıklı olarak getirtilmesi ve buna uygun olarak bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca malların teslimine yönelik itirazları kapsamında, mahkemece malların teslimini gösteren irsaliyeli faturalar ve isticvap davetiyesinin müvekkiline tebliğ edilmediği gibi bu hususta hiçbir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisine dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi kapsamında davalı tarafın bakiye cari hesap alacağını ödemediğinden hakkında icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde, borcun aslına,faize ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ettiği, davalı tarafın yargılama aşamasında süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediği ve münkir sayıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları talimat mahkemesince mali müşavir bilirkişiye inceletilmek suretiyle talimat mahkemesince rapor alınmış ve yerel mahkemece davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine ibraz etmediği ve dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı ve mahkemece talimat bilirkişi raporundaki tesbitler doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.Talimat mahkemesince davacı tarafın ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişiye inceletilmek suretiyle talimat mahkemesine ibraz edilen raporda;”…Takibe konu davacının davalıya düzenlediği 18/07/2017 – 27/07/2018 tarihleri arasında 11 adet KDV dahil 26.122,85 TL. Toplam tutarındaki fatura içeriklerinin brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, bezelye, taze fasulye, ıspanak, üçgen mantı, peynir, yoğurt, süt,tereyağ vs açıklamalı emtia satışı olduğu, faturaların irsaliye faturalar olduğu, … nolu irsaliye faturaların … teslim edildiği, … nolu irsaliye faturaların … teslim edildiği, …- nolu irsaliye faturaların …’a teslim edildiği,19/07/2018 tarih … seri sıra nolu fatura için 19/07/2018 tarih … seri sıra numaralı sevk irsaliyesi düzenlendiği, düzenlenen sevk irsaliyesinde teslim eden-teslim alan hanelerinin boş olduğu ancak anılan irsaliyenin 18/07/2018 tarih ve … seri sıra numaralı iptal edilen irsaliye fatura yerine düzenlendiği, iptal edilen irsaliyeli faturada sehven iskonto yapılmadığından iptal edildiği, iptal edilen irsaliyeli fatura ile onun yerine düzenlenen fatura karşılaştırıldığında içeriklerindeki ürün adları, miktarları ve fiyatlarının birebir aynı olduğu, iptal edilen irsaliyeli faturada iskonto uygulanmadığından genel toplamda farklılığın olduğu ayrıca iptal edilen 18/07/2018 tarih ve … seri sıra numaralı faturada teslim alanın … olduğunun görüldüğünü, 7/2018 BS bildirimi ile davacının 11 adet belge ile KDV hariç 24.187 TL. Tutarlı BS bildiriminin kanuni süresi içerisinde bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiğinin görüldüğünü, 27/07/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 26.122,85 TL. Alacaklı olduğu, ” belirtilmiştir.Tek başına fatura düzenlenmesi ve faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması alacağın ispatı için yeterli değildir. Davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini ve davalıdan alacaklı olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Somut olayda, davacı münhasıran davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmadığından davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmemesi ispat yükü üzerinde olan davacının ispat yükünü yer değiştirmeyecektir. Davalı vekili 12/01/2021 tarihli duruşmada;” Tarafımızca bilirkişi raporunun hazırlanacak süreçte bilirkişiye arada irtibatsızlık olmuştur. Müvekkilin defter ve kayıtları incelenememiştir. Ayrıca rapor hazırlanmadan evvel dosya kapsamında bulunmayan davacı ve davalının BA-BS formlarının celbi ile yeniden ek rapor tanzimini talep ediyoruz, ” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece aynı tarihli duruşmanın ara kararı ile davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı süresinde beyan ve itirazda bulunmamış olması da gözetilerek ek rapor talebi yerinde görülmediğinden talebin reddine yönelik karar verilmiş ise de mahkemenin bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik verilen 11/02/2020 tarihli duruşmanın ara kararında davalının hangi yıllara ait ticari defter ve kayıtlarının ibraz edileceğinin açıkça belirtilmediği ve mahkemece defter ibrazı için verilen sürenin kesin süre olduğuna dair açık beyanın olmadığı tesbit edilmekle, buna göre mahkemece verilen ara kararın usule uygun olmadığı tesbit edilmiştir. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır.Mahkemece, davaya ve icra takibine konu talimat bilirkişi raporunda belirtilen ve rapor ekinde bilirkişi tarafından dosyaya sunulan irsaliye faturalar eklenmek suretiyle davalı şirket yetkilisine HMK. 171 madde uyarınca isticvap davetiyesi çıkartılmadığı, irsaliyedeki teslim alan imzasının teslim tarihinde davalının sigortalı çalışanı olup olmadığı yönünde ilgili SGK dan sorulmadığı tesbit edilmiştir.Bu durumda mahkemece, 6100 sayılı HMK’ nın 31.maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü dahilinde, davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden fatura dönemine ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının istenilerek dosya arasına konulması, talimat bilirkişi raporunda belirtilen ve rapor ekinde bilirkişi tarafından dosyaya sunulan irsaliye faturaların okunaklı şekilde davacı vekili tarafından dosyaya ibrazı sağlanarak, ibraz edilen irsaliye faturaların okunaklı sureti eklenmek suretiyle sevk irsaliyesindeki teslim alan kişilerin o tarihteki davalı şirket yetkilisi veya çalışanına ait olup olmadığı hususunda beyanının alınması için davalı şirket yetkilisine HMK. 171 Maddesine uygun isticvap davetiyesi çıkartılıp beyanının alınması, imzaların kabul edilmediği taktirde irsaliyeyi teslim alan kişilerin teslim tarihinde davalı şirketin sigortalı çalışanı olup olmadığı yönünde ilgili SGK. dan sorularak ve davalı tarafa incelenecek döneme ait ticari defterlerini inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için ibraz etmesi, edilmediği taktirde sonuçları da hatırlatılmak suretiyle kesin süreli davetiye çıkartılıp mali müşavir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının olup olmadığı duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan yukarıdaki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2018/1035 Esas – 2021/9 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca icranın geri bırakılması için yatırılan teminatın talep halinde yatıran tarafa iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.