Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1143 E. 2023/1438 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1143 Esas
KARAR NO: 2023/1438 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/757 Esas – 2021/275 Karar
TARİHİ: 03/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı kooperatifin süt ve süt ürünleri imalatı ve pazarlaması yaptığını, davalı borçlu ile cari hesap usulü ticari ürün alım satımı yapıldığını, borçlu tarafından yapılan ödemelerden sonra davacının 25.920,00 TL alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı üzerine dosyanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe devam edildiğini, davalı borçlunun borca ve tüm ferilerine itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının borcunu ödememek ve zaman kazanmak düşüncesiyle takibe itiraz ettiğini beyanla davanın kabulü ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının, alacak talebinin hangi ticari ilişkiden kaynaklandığına ilişkin bir açıklamada bulunmadığını, davacının kendine göre tanzim ettiği eksik dönemleri içeren cari hesap ekstresine dayanarak alacak talebinde bulunduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, tam aksine davacının, davalıya borçlu olduğunu, bir çok ürünün davacı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini beyanla davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderler ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2019/757 Esas – 2021/275 Karar sayılı kararında;”Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan takibe karşı itirazın iptali talebine ilişkindir. Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 25.920,00 TL asıl alacak, 3.990,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.910,97TL alacağa takip tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; icra takibinin dayanağı cari hesap ekstresinde davalı şirkete atfen atılmış bir imza ve isim bulunmadığı, davacı tarafça davalının imzasını taşıyan cari hesap mutabakat belgesinin ya da cari hesaba ilişkin sözleşme ilişkisini ispatlayacak fatura ve irsaliye de sunulmadığı, davacının ve davalının ticari defterlerini de ibraz etmedikleri muavin defter dökümlerinde bir kısım alacak kayıtl ise de, davacının her zaman tek taraflı düzenleyebileceği nitelikteki belgelere dayanamayacağı, diğer delillerle bu alacağını ispatlaması gerektiği, davacının davaya konu icra takibinden dolayı ve takibe dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresi nedeni ile iddia ettiği bakiye alacağını yazılı delil ve belgelerle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı, bu haliyle davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dosyada delillerin tam olarak toplanmadığını, tanık dinletme talepleri olmasına karşın tanık dinletme talebinin kabulü veya reddi hususunda bir karar verilmediğini, tanıkların dinlenmediğini, dosyada bulunan bilirkişi raporları her ne kadar tam olarak denetime elverişli olmasa da, bu raporlardaki tespitler ile karar gerekçesinin çelişkili olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkilinin Kırklareli Vergi Dairesi kayıtlarında davalı … (… Ticaret) adına 2015 yılında BS (Beyan Satış) formuyla toplam 650.484,00 TL bildirim yapıldığının, davalı firma tarafından ise BA (…) formuyla toplam 562.177,00 TL bildirim yapıldığının tespit edildiğini, müvekkili kooperatif her yıl kamu denetçileri tarafından denetlendiği gibi, üretici ortaklar tarafından da sürekli denetlenen bir kurum olduğunu, almadığı, satmadığı bir ürünü kayıtlarında gösteremeyeceğini, satmadığı bir ürün için fatura düzenleyemeyeceğini ve hak etmediği hiçbir parayı tahsil etme peşinde koşmayacağını, müvekkili kooperatifin tüm ticari defter ve belgeleri usul ve yasaya uygun biçimde tutulmakta olup defterlerin yıl sonu kapanışlarının yapıldığını, kararın gerekçesinin yanlış olduğunu, taraflarınca ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği yönündeki tespit ve gerekçenin dosya içeriğine aykırı olduğunu, söz konusu ticari defter ve belgelerin önce Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda, daha sonra (kamu davası açıldıktan sonra) Kırklareli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/485 Esas sayılı dosyasında bulunduğu hususu defaten bildirilmiş olup, duruşmalardaki ısrarlı taleplerine, 21.01.2020, 27.10.2020 ve 15.12.2020 tarihli dilekçelerine rağmen Kırklareli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bulunan ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmiş olmasının, kararın ortadan kaldırılmasını gerektirdiğini;Kararda yazılanın aksine, hem dava dilekçesinde, hem de 10.05.2018 tarihli delil ibrazına ilişkin dilekçede açık olarak yemin deliline dayanıldığını, Yerel mahkeme tarafından yemin deliline dayanıp dayanmayacakları sorulmadan karar verilmiş olması usule aykırı olup, kararın ortadan kaldırılmasını ve bozulmasını gerektirdiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamaktan uzak, net tespitler içermeyen, denetime elverişli olmayan raporlar olduğunu beyanla Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/757 Esas, 2021/275 Karar sayılı, itirazın iptali davasının reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye açık hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalıdan bakiye açık hesap alacağının bulunduğunu, icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf davacıya borcunun olmadığını aksine davalıdan alacaklı olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından; davanın Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/684 Esas sayılı dosyası ile açıldığı, bu mahkemece verilen görevsizlik kararı üzerine İlk Derece Mahkemesi’nde yargılamaya devam edildiği ve görevsiz mahkemece alınan bilirkişi raporları yeterli görülmediğinden nolu celsede tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek, taraf vekillerine ticari defterlerini sunmak veya bulundukları yerleri bildirmek üzere süre verildiği, davacı vekilinin 21.01.2020 tarihli dilekçesi ile ticari defterlerin Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/736 soruşturma sayılı dosyasında olduğunu beyan ederek bu dosyadan celbini talep ettiği, Mahkemece bu talep doğrultusunda işlem yapılmadığı, 29.09.2020 tarihli bilirkişi raporunun taraflarca dosyaya sunulan muavin kayıtları ile fatura ve tahsilat makbuzlarına göre düzenlendiği, raporda davacının sunduğu muavin kayıtlarına göre davalıdan 13.04.2016 tarihi itibariyle 25.920,07 TL tutarında alacaklı olduğunun, davalının sunduğu muavin kayıtlarına göre ise aynı tarih itibariyle davacıdan 160.994,93 TL alacaklı olduğunun, aradaki farkın davalının kayıtlarında yer alan ödemelerin bir kısmının davacının kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığının tespit edildiği, Mahkemece tarafların BA-BS formlarının getirtildiği, getirtilen bu formlar hakkında da olumlu-olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı ve davacı taraf dava dilekçesinde açık şekilde yemin deliline dayanmış olmasına rağmen, bu husus kendisine hatırlatılmayarak, “davacının alacağını yazılı delil ile ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı”ndan bahisle karar verildiği, verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. Buna göre Mahkemece, davanın bakiye açık hesap alacağına dayalı icra takibine vaki itirazın iptali davası ve davacının alacağını HMK’nın 222. maddesi kapsamında ispat etmesinin mümkün olduğu gözetilerek, ticari defterlerinin bulunduğu yerin tam olarak tespiti ile başka bir il mahkemesi veya savcılığı nezdinde bulunmakta ise, talimat mahkemesi aracılığıyla defterler üzerinde inceleme yapılması, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadıkları, birbirlerini teyit edip etmedikleri, sunduğu faturaların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, takip tarihi itibariyle defterlerine göre alacağının bulunup bulunmadığı, davacının ticari defterleri ile davalı tarafından sunulan muavin kayıtları arasındaki farkın hangi sebepten (fatura kaydı-ödeme kaydı) kaynaklandığı konusunda denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması, alınacak rapora göre tarafların BA-BS formları da değerledirilerek kayıtları arasındaki farkın davalı tarafın kayıtlarında bulunan, davacının defterlerinde ise kayıtlı olmayan ödemelerden kaynaklanması halinde davalı tarafça bu ödemeleri ispata yarar delil sunulup sunulmadığının değerlendirilmesi, bu değerlendirmeden sonra gerekli olması halinde davacı tarafa yemin delili de hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2019/757 Esas – 2021/275 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.