Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1140 E. 2023/1618 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1140 Esas
KARAR NO: 2023/1618 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/362 Esas – 2020/190 Karar
TARİH 26/02/2020
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin, müvekkil şirkete bağlı ortaklık olduğunu, 20.09.2004 tarihinden itibaren … A.Ş’nin bağlı ortaklığı olan … (… A.Ş) tarafından yürütüldüğünü, 31.07.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi kapsamında özelleştirilmek suretiyle hisse satış ve işletme hakkının devri suretiyle … A.Ş ye devredildiğini, bu tarihten sonra … elektrik dağıtım ve ticari şirketinin artık kamu şirketi olmaktan çıkıp özelleştirme yoluyla … A.Ş’ya satıldığını, buna rağmen devir tarihinden önce … aleyhine açılmış olan davayı, devirden sonra da taraf değişikliğine gitmeden veya bu davanın … takibinde olması gerektiği kararında ise …’a derhal bildirimde bulunmadan davayı takip etmesi ve sonuçlandırması haksız ve hukuka aykırı olarak dava konusu alacağın müvekkil tarafından ödenmesine neden olduğunu,İlişikte sunulan 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.maddesinde, üçüncü kişilerin hak iddialarına dair ihtilaflarda … ve … hangi ihtilaflardan hukuken-malen sorumlu olacaklarının düzenlendiğini, 7/5.maddesinde, dağıtım faaliyetinin şirket ( … ) tarafından yürütüldüğü dönemde (20.09.2004-31.07.2013) bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun … ait olduğunu, şirket tarafından yürütülen bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğunu, bu talepleri konu alan icra takibi ve davaların şirket (…) tarafından yürütülüp sonuçlandırılacağını, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün şirket tarafından karşılanacağını,Müvekkilin rücu talebine konu işlemlerin 2010 yılında … tarafından alınan yönetim kurulu kararı ile … döneminde yapıldığını, yönetim kurulu tarafından alınan 23.09.210 tarih 11-054 sayılı karar üzerine … A.Ş tarafından 437.320.40 TL irtifak bedelinin … Bankası A.Ş nin 19.10.2010 tarihli Kozyatağı şube dekontu ile … ödendiğini, … A.Ş’nin, …’ın kendisinden fazla tahsil ettiğini iddia ettiği tutarın, İstanbul Anadolu 14 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/352 E sayılı dosyasıyla geri alma talebiyle açtığı alacak davasında, davalı olarak müvekkilin gösterilmesine husumet itirazında da bulunulduğunu, müvekkil …’ın tahsil etmediği bu tutarı iade etme yükümlülüğünün müvekkiline ait olmadığını, cebri icra tehdidi altında, Anadolu … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasına 11.11.2016 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 303.867.03 TL nin, ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili gerektiğini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, … yönetim kurulunun 21.01.2010 tarihli, irtifak hakkı terkini ve direk yeri satış konulu toplantısında alınan 2-29 nolu kararın 3.maddesinde, bu davaya dayanak yapılan İst.Anadolu 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/352 E sayılı dava konusu yerlerin satış ve terkin işlemlerinin yapılmaması için müvekkil … yetkili kılındığını, müvekkil şirketin davacıya ödemesi gerektiği iddia edilen bedelin, … tüm sermayesinin … ait olduğu, gelir-gider hesaplarının tamamen … tarafından yapıldığı 2011 yılında 2011 yılında, 2010 yılı kar payı aktarımı şeklinde diğer kar bedelleriyle birlikte ödendiğini, 2010 yılı içinde … tarafından yıl sonu hesaplarının yapıldığını, 15.429.403.77 TL aktarılması gereken kar payı belirlendiğini. Bu bedeller hesaplanırken 2010 yılı içinde zaten … adına tahsil edilen 437.320.40 TL nin kar payı olarak … aktarıldığını, dava konusu bedelin yeniden ödenmesi istenilmesinin mümkün olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/02/2020 tarih 2018/362 Esas 2020/190 Karar sayılı kararında;”….Davalı şirketin, 20.09.2004 – 31.07.2013 tarihinde; sermayesi tamamen … bağlı ortaklığı olduğu, davalı ortaklığın her dönemde yaptığı hasılatı ve ticari kazancını, düzenlediği mali tablolarda 31.07.2013 tarihine kadar, … intikal ettirdiği hususu, davalı şirketin incelenen ticari defter ve mali tablolar üzerinde yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Satıcı sıfatıyla, T.C Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile alıcı … A.Ş arasında 31.07.2013 tarihli, “… A.Ş ile … A.Ş’nin % 100 oranındaki hissesinin … A.Ş’ye Satışına İlişkin Hisse Satış Sözleşmesi” düzenlenmiştir.
Sözleşmenin konusu; hisselerin, sözleşme hükümleri çerçevesinde alım ve satımı olup, alıcının, hisseleri satın almayı ve tesellüm etmeyi kabul etme, hususunu içermektedir. Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre ; toplam 827.347.20 TL’nin davacı Tedaş lehine tahakkuk ettirildiği, diğer olağan dışı gelir ve kar hesabıyla muhasebe kayıtlarına alındığı, bu tutarın içerisinde, … A.Ş’nin ödediği dava konusu 437.320.40 TL bedelin de bulunduğu, tespit edilmektedir. Davalı şirketin 31.12.2010 tarihi itibariyle diğer olağandışı gelir ve kar hesabının 47.443.218.54 TL üzerinden tahakkuk ettirildiği, yapılan düzeltme ile bu tutarın 47.720.230.13 TL olarak mali tablolara intikal ettirildiği, bu tutarın içerisinde, … A.Ş nin ödediği 437.320.40 TL nin de bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı şirketin ticari defterlerin incelenmesinde; 31.12.2010 sonu itibariyle elde edilen 25.970.388.95 TL lik dönem karının, dosyaya sunulan banka dekontları ve muhasebe kayıtlarıyla, davacı şirkete ödendiği tespit edilmektedir. Bu durumda davalı şirketin, davacı şirketin iştirak halindeki ortağı iken, … A.Ş’den tahsil ettiği 437.320.40 TL’yi, 2011 yılında, davacı şirkete tamamen ödediği, bu nedenle davacı şirketin, Kadıköy … icra müdürlüğünün … E sayıl dosyasına, 11.11.2016 tarihinde dava dışı … A.Ş hesabına ödediği 303.867.03 TL’yi, rücuen davalı şirketten talep etmeye hakkının olmadığı kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, -Kanıtlanamayan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini,Dava konusu alacağın dayanağı olan 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin incelenmeden karar verildiğini, Dava konusu ihtilafın mahkeme tarafından doğru şekilde tayin edilemediğini, … sorumluluğunda olan dava konusu alacağın müvekkili … ödettirildiğini, işbu davanın müvekkili … cebri icra tehdidi altında dava dışı üçüncü şahsa ödediği tutarın … rücu edilmesi olduğunu, Taraflar arasındaki dava konusu ihtilafa uygulanacak ilk düzenlemenin 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı davaya konu tutarı konu alan alacak davası bu sözleşme gereği … takip ve sorumluluğunda bulunan ve mali sonuçlarına … katlanması gereken bir dava olduğunu, sözleşme hükümleri kapsamında davalının 3. kişiye ödemekle yükümlü olduğu dava konusu tutarı müvekkili tarafından 3. kişiye ödenmesine sebebiyet verilmiş olmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, yerel mahkemece bu hususların incelenmediğini, davanın kapsamının ne olduğunun belirlenmediğini,… müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı ilamın ait olduğu İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/352 E. Sayılı dosyasını gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olarak değerlendirdiğini belirttiği için ödemediğini savunduğunu ancak bu davanın alacak davası olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava,İstanbul Anadolu 14 AHM’nin 27/01/2015 tarih ve 2013/352 esas -2015/29 karar sayılı ilamına dayalı olarak dava dışı … A.Ş. Tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle davacının 11.11.2016 tarihinde icra dosyasına ödediği 303.867.03 TL nin, ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili talebiyle açılan rücuen alacak davasıdır.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte bilirkişi raporundaki tesbitler ve ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen itiraz ve beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.