Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1131
KARAR NO: 2021/1007
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2021 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2021/240 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı …’ın kardeş olup, “…’nde %50 – %50 oranında hissedar olduklarını, ve davalı …’nde birlikte müştereken ve müteselsilen imza yetkisine sahip bulunduklarını, müştereken ve müteselsilen imza yetkisi olsa da şirketin diğer davalı … tarafından yönetildiğini, SPK lisanslı bağımsız denetçilerin elde edebildikleri sınırlı verilerle dahi hazırladıkları rapora göre müvekkilinin davalı şirketten 506.057,34TL, davalı …’den 390.040,00TL alacağının bulunduğunu, özel denetim raporu ile belirlenmesine karşın davalılar tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı …’ın kendi müdür ve ortağı olduğu şirkete ait hesaplardan usulsüz bir şekilde kendi özel harcamalarını, kendi kredi kartı ödemelerini yaptığını belirterek, müvekkilinin davalılardan …’den olan şimdilik 10.000,00-TL alacağının doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin davalılardan …’nden olan alacağının 10.000,00-TL’sinin doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı …’in gerek şirket kasasından gerekse de şirket hesaplarından para çekmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/04/2021 tarih ve 2021/240 Esas sayılı ara kararı ile; “…Bu kapsamda somut olayda davacı davalı … ‘dan ve davalı şirketten alacağının bulunduğunu ve davalı …’ın şirket hesaplarını ve kasasını usulsüz bir şekilde kendi özel ihtiyaçları için kullandığını beyanla şirket kasasından para çekmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; davacının bu iddialarının yargılamayı gerektirmesi, şirket hesapları ve defter kayıt ve belgeleri üzerinde kapsamlı bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, bu aşamada dosyada davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte soyut iddialardan öte bilgi ve belge bulunmadığı, ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde davalı şirketin iş ve işlemlerinde zor durumda kalacağı ihtimali ve taraflar arasındaki alacak- borç ilişkisinin ne olduğu hususlarının taraf delilerinin toplanması, gerektiğinde tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucunda ortaya çıkacağı anlaşıldığında HMK.nın 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, her ne kadar müvekkilinin müştereken ve müteselsilen imza yetkisi olsa da diğer davalı …’in, müvekkilini şirkete sokmadığı gibi tüm çalışanları özellikle muhasebe elemanlarını kendi atadığından personellere baskı yaparak şirket kasasından sürekli olarak müvekkilinin onayı alınmaksızın kendi şahsi kullanımı için para aldığını, müvekkilinin şirketten alacaklarını ise ödemediğini, Mahkemece taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılardan …’in müvekkilinin onayı olmaksızın otelde işlemler yaptığı ve hatta oteli faaliyete kapattığı hususlarının dava dilekçesi ekinde sunulan ihtarname ve tespit raporu ile sabit olduğunu, yine davalılardan …’in şirket kasasından ve hesaplardan usulsüz paralar çektiği ve çektiği bu usulsüz paralar nedeniyle müvekkiline borçlandığı hususlarının dava dilekçesi ekinde sundukları Özel Denetim Raporundan açıkça anlaşıldığını, dava dilekçeleri ekinde sundukları dekontlar ve ödeme talimatları ile davalı …’in kendi kişisel harcamalarını şirket hesaplarından ödediğinin görüldüğünü, Dolayısıyla dava dilekçesi ekinde sundukları imzalı sözleşme, denetim raporu, banka talimat yazıları, dekontları, ihtarname ve tespit raporu ile davalı …’in kendisine tanınan imza yetkisini kötüye kullandığı hususlarının hiçbir şüpheye mahal vermeksizin sabit olup, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için dosyada yeterli delil bulunduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2021 tarihli kararın kaldırılarak davalı …’in gerek şirket kasasından gerekse de şirket hesaplarından para çekmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket ortaklığından kaynaklanan alacak davası içerisinde davalı …’in, gerek şirket kasasından gerekse de şirket hesaplarından para çekmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK.’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut davada, ileri sürülen iddiaların mahiyeti gereği yargılamayı gerektirmesi, talep ve karar tarihi itibariyle yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, dava dilekçesi ekindeki delillere göre de yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ayrıca tedbir isteminin davanın konusunu teşkil etmediği gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.