Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/112 E. 2023/300 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/112 Esas
KARAR NO : 2023/300 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı … Elektrik.. Şirketinin müvekkili bankanın kredi müşterisi olduğunu; bu şirketten alacaklı olan davalı şirkete “Erzincan – Tercan 1.200KVP Photuvalteic Power Plant” işi için 01/06/2016 tarihli 2110KRTM1600068 nolu ve 238.800 USD tutarlı avans mektubu verdiğini, süresininde aynı koşullarda uzatıldığını; davalı şirketin 15/12/2016 tarihli yazısı ile meblağın tümünün kendisine ödenmesini istediğini; teminat mektubunun nakte çevrilmesini talep ettiğini; davacı bankanın güven müessesesi olması sebebiyle 16/12/2016 tarihinde teminat mektubunu tazmin edip, davalıya ödediğini; bilahare lehine teminat mektupları verdikleri … Elektiriğin mektuba konu olan alacağın bulunmadığını, davalı şirketin teminat mektubunu nakte çevirttiği an esasen alacağının bulunmadığını bildirdiğini; bu beyana da Tercan Noterliğinde düzenlenen 12/12/2016 tarihli tutanağı eklediğini, bu tutanakta davalı şirketin alacağının tahsil ettiğinin kabul etmekte olduğunu belirterek; 238.800 USD’nin tazmin tarihindeki karşılığı olan 841.053,600 TL’nin 16/12/2016’dan itibaren 3095 sayılı yasa gereğince belirlenen avans faizi ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişDavalı vekili cevap dilekçesinde özetle, bankanın bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, söz konusu davayı ancak bankanın müşterisi olan … elektiriğin açabileceği; rücu imkanının sadece … Elektrikte olduğunu; bankanın ödeme yapmakla sorumlu olduğunu, ödeme yaptığını ve ödenen bedelini müşterisinden tahsil edebileceğini, müşterisinin ise, müvekkili banka aleyhine dava açabileceğini savunmuş; bankanın tacir olduğunu, gerekli araştırmayı yaptıktan sonra ödemede bulunabileceğini belirterek davanın reddini savunmuş;
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 15/10/2020 tarih 2020/101 Esas – 2020/470 Karar sayılı kararında;
“Mahkememizce davanın, banka tarafından açılan ve bankaca verilen teminat mektubuna yapılan ödemenin iadesi davası olduğu nazara alınarak;
“Mahkememizce, teminat mektubu incelenmiş olup, teminat mektubunda şartsız bir taahhüdün bulunduğu, bankanın davalı şirketin dava dışı … Elektrikten doğmuş veya doğacak 238.800 USD miktarındaki alacağın için verildiği; alacaklı şirketin başvurusu halinde kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü içerdiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, teminat mektubu veren banka, bu teminat mektubunun muhatabının başvurusu üzerine, sınırlı bir inceleme hakkına sahip olup; başvuruda bulunanın gerçekten muhatap olup olmadığı, teminat mektubunun süresinin devam edip etmediği hususunda inceleme yapabilir. Bunun ötesinde, teminat mektubundan doğan borcun ödenip ödenmediği, devam edip etmediği hususunda inceleme hakkı yoktur; meğer ki, muhatap başvurmadan önce teminat mektubunun lehtarı olan borçlu şirketin borç ödendiğine dair ödeme belgeleri ile birlikte bankaya bildirimde bulunması;
Bu sebeple ortada hataen yapılan bir ödeme söz konusu olmayıp, artık davacı bankanın davalı teminat mektubu lehtarına başvuramayacağı, teminat mektubunu ödemiş bulunmasından dolayı müşterisi olan dava dışı … Elektriğebaşvurabileceği, davalıya ise ancak … Elektriğin dava açabileceği; davacı tarafın aktif dava ehliyeti bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş”
Verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından 2019/2410 Esas – 2020/121 Karar sayılı hükmü ile,
“İstinafa konu davada, davacı bankanın taraf ehliyetinin ve aktif husumetinin olduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının talebinin esastan incelenerek değerlendirme yapılarak dosyaya esastan karara bağlaması gerekirken, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığına yönelik tespiti ve davanın reddinin usul ve yasaya uygun olmamıştır.” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmış olup;
Dosyanın mahkememizin 2020/101 Esasına kaydedildikten sonra yapılan ilk duruşmasında; Mahkememizce davacı bankanın davalı muhataba yaptığı ödeme, kayıtsız şartsız banka teminat mektubunun dayanağı olan garanti sözleşmesi ilişkisine uygun olduğu, avansın hak edişlerle kapatıldığına dair iddiayı davacımız olan bankanın ileriye süremeyeceği; banka teminat mektubunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan bir riski garanti etmekte olduğu, bankanın teminat mektubu ile ilk yazılı talepte derhal ve gecikmeksizin ödeme taahhüdünde bulunduğu için rizikonun doğup doğmadığını incelemeksizin ödemede bulunması gerektiği; bankanın tanzim taleplerinden ancak kendisine ait defileri ileriye sürebileceği dikkate alındığında, davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığı; bunun Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/14309 Esas – 2017/2401 Karar sayılı ve 23/03/2017 tarihli olan kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/9027 Esas – 2014/15973 Karar sayılı 20/10/2014 tarihli kararlarıyla da açıkça vurgulandığı; diğer taraftan davacının ödemesi garanti sözleşmesinin bir gereği olduğundan ve muhatabın lehtara bir avans ödemesi yaptığınında ihtilafsız bulunduğundan; davalının sebepsiz zenginleştiğinden de söz edilemeyeceği; ancak, banka tarafından lehtar hakkında açılacak dava ve takibin semeresiz kalması ve aciz vesikası alınması halinde, bankanın muhatap aleyhine şartları varsa sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunabileceği; davacı vekilinin ileriye sürdüğü Yargıtay kararlarının da lehtarın muhatap ile olan davalarına ilişkin emsal kararlar olduğu; lehtar tarafından muhatap aleyhine eser sözleşmesine dayanılarak açılan davalarda temel ilişkideki bütün itiraz ve defileri ileriye sürebileceği ve bunun mahkemece değerlendirilebileceği; fakat davacı bankanın davalı muhataplara yaptığı ödeme teminat mektubunun dayanağı olan garanti sözleşmesi ilişkisine dayalı olduğundan, avansın hak edişlerle kapatıldığına dair iddianın davacı tarafından dosyamız davalısına ileriye sürülemeyeceği; davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak; davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizce verilen ret kararı maddi hukuka ilişkin ve esasa dair bir ret kararı olup, her ne kadar bu sebeple davalı lehine nispi vekalet ücreti taktir etmek gerekiyorsa da; mahkememizin BAM incelemesiyle kaldırılan ilk kararında davalı lehine maktu vekalet ücreti taktir edildiği, davalı vekilininde bu yönden kararı istinaf etmediği nazara alınarak; yine vekalet ücreti yönünden ve bu sebeple İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/2430 Esas – 2020/282 Karar sayılı hükmünde de açıklanan gerekçeyle “aleyhe karar verme yasağı” nazara alınmak suretiyle davalı vekili lehine maktu vekalet ücreti taktirine karar verilmiştir. “gerekçesi ile,
DAVANIN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkili Banka’nın Çukurambar/Ankara Kurumsal Şubesi tarafından …Elektrik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti’ye 09.07.2012 tarihli kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi kapsamında yüklenici firma … Elektrik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Erzincan Tercan 1.200 kWp Photovoltaic Power Plant işini teminen davalı muhatap … San ve Tic Ltd Şti’ye hitaben verilen ve aynı koşullarla süresi uzatılan 238.800-USD tutarında 01.12.2016 tarihine kadar süreli avans teminat mektubunun konusunun Erzincan Tercan 1.200 kWp Photovoltaic Power Plant işi olduğunu, Davalı …Petr. Nakl. Hay. San ve Tic Ltd Şti’nin 15.12.2016 tarihli yazısı ile “İlgili teminat mektubuna karşılık gelen 238.800 USD tutarındaki meblağın tümünün tarafımızca geri alınması gerekliliği hasıl olduğundan” gerekçesiyle teminat mektubunun nakde çevrilmesi için müvekkili bankaya başvuruda bulunması üzerine, bankalarının güven müessesesi olması sebebiyle söz konusu mektubun 16.12.2016 tarihinde tazmin edilmek durumunda kalındığını, Tazmin işlemini müteakip teminat mektubundaki lehdar firmanın (… Elektrik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti) mektup konusu işin avans kısmının tamamlandığını ve muhatabın (…ş. Petr. Nakl. Hay. San ve Tic Ltd Şti) mektup konusu iş ile ilgili alacağının bulunmadığını ifade ettiğini, İlgili yazışma ve belgelerin tetkikinden lehdar ve muhatap firmalar arasında imzalanan ve teminat mektubunun konusunu oluşturan işe ilişkin sözleşmenin 4.1.1 maddesinde “…Tesis sahibi banka teminat mektubunu aşağıda belirtilen safhaların tamamlanması üzerine yükleniciye geri vermeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.
a)Tel örgülerin ve kapıların kurulması
b)Yapım Alanının kazılması
c)Yapım alanındaki mobilizasyon çalışması
d)Yapım Alanına 200 KW için uygun çelik konstrüksiyon getirilmesi “ hükmünün bulunduğunu,
Anılan sözleşme hükmü uyarınca yukarıda belirtilen koşulların oluşması halinde avans teminat mektubunun iade edilmesinin gerektiğini,
Tercan Noterliğince düzenlenen 12.12.2016 tarihli tutanaktan yukarıdaki maddelerde sayılan şartların yerine getirildiğinin anlaşıldığını,
Teminat mektubunun avans teminat mektubu olduğu, bu nedenle tazmin gerekçelerinin kısıtlı olduğu da dikkate alınarak, muhatabın teminat mektubunu tazmin etme hakkı bulunmamasına rağmen tazmin talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, muhatap davalıya ihtar keşide edilerek haksız tazmin edilen tutarın iadesinin istendiğini ancak ciddi bir gerekçe ileri sürülmeden olumsuz yanıt verildiğini,
Bankalarının teminat mektubu düzenleyerek soyut bir borç altına girmemiş olduğunu, teminat mektubuna konu riskin gerçekleşmesi ve tazmin talebinde bulunulması halinde teminat mektubunda belirtilen limitle sınırlı olmak üzere ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, Teminat mektubunda belirtilen riskin gerçekleşmemesi halinde mektubun tazmininin istenemeyeceğinin, keza gerçekleşen risk tutarının üzerinde de tazmin talebinde bulunulamayacağının, gerçekleşen risk üzerinde tazmin talebinde bulunulması halinde haksız tazminin söz konusu olacağının ve bu durumda haksız tazmin talebinde bulunan muhatabın haksız olarak tazmin ettirdiği tutarı iade etmekle yükümlü olacağının izahtan vareste olduğunu,
Aynı şekilde teminat mektubu konusuna girmeyen bir işlemden kaynaklanan alacağın da teminat mektubunun tazmini suretiyle istenemeyeceğini,
Kural olarak teminat mektuplarının TBK’nın 128. maddesinde düzenlenen 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup mektup lehdarı ile muhatabı arasındaki ilişkiler dışında kalan ve bankanın bağımsız bir borç yüklenmesi ilişkisi olduğunu; bankanın, teminat mektubu ile belirli ve bağımsız bir riski garanti ettiğini; bu risk gerçekleşirse, gerçekleştiği ölçüde sorumlu olacağını,
Teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin gerçekleşmediği durumda bankanın ödeme yapma zorunluluğunun olmadığını; teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin gerçekleşmediği durumda bankanın ödeme yapmak zorunda olmadığını, Öte yandan, avans teminat mektubunun nakde çevrilebilmesi için de lehine teminat mektubu verilenin avans borcunun bulunması gerektiğini,
Nitekim, Yargıtay kararlarının iddialarını doğruladığını, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2017 tarih 2017/1211 E, 2017/3766 K., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.2.2016 Tarih, 2015/5447 E, 2016/1672 K, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2014 Tarih, 2013/16432 E, 2014/18128 K, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 21.6.2012 tarih, 2011/2901 E, 2012/4661 K., Yargıtay 15. Hukuk Dairesi ‘nin 2.4.2012 tarih 2011/4855 E, 2012/2168 K, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 7.10.2009 tarih, 2009/11-313 E, 2009/421 K, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2003 Tarih ve 2002/6338 E. 2003/10892 K. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24.06.2015 Tarih ve 2014/16964 E. 2015/9382 K. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06.03.2013 Tarih 2012/19784 E. 2013/3723 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere; teminat mektubunun soyut borç ikrarını içermediğini, teminat mektubunun tazmin edilebilmesi için teminat mektubuna konu riskin gerçekleşmiş olması ve muhatabın geçerli bir tazmin talebinde bulunması gerektiğini, riskin gerçekleşmiş olması durumunda, muhatap mektup tutarı aşılmamak kaydıyla gerçekleşen risk tutarı kadar tazmin talebinde bulunabildiğini, teminat mektubuna konu riskin kısmen gerçekleşmesi halinde sadece gerçekleşen risk tutarı kadar tazmin talebinde bulunulabildiğini, teminat mektubuna konu iş dışındaki iş ve işlemlerden kaynaklanan alacaklar için teminat mektubuna dayanarak tazmin talebinde bulunulamayacağını, haksız tazmin talebinde bulunulması durumunda ödemeyi yapan bankanın söz konusu tutarı haksız tazmin talebinde bulunan muhataptan talep edebileceğini,
Somut işbu dava konusu olayda teminat mektubuna konu işlemle ilgili olarak noter kanalıyla tespit yapılarak tutanak altına alındığını,
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmış haliyle teminat mektubunun lehdar ve muhatabı teminat mektubunun hangi koşullar altında iade edileceği hususunu sözleşmede kararlaştırdıklarını,
Sözleşmede belirtilen iade koşulları oluşmasına rağmen muhatap firmanın (davalı) sözleşme kapsamında alması gereken kesin teminat mektubunu almadığı veya alamadığı ve kesin teminat mektubu kapsamında talep edebileceği zararların oluştuğundan hareketle tazmin yoluna gittiğini, İşbu dava konusu teminat mektubunun avans teminat mektubu olup, kesin teminat mektubu ile fonksiyonlarının aynı olmadığını; davalı muhatabın kesin teminat mektubu ile talep edebileceği olası zararlarını bahane ederek avans teminat mektubunu tazmin etme imkanının bulunmadığını, Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle müvekkil bankalarından haksız olarak tazmin edilen teminat mektubu tutarı olan 238.800-USD’nin tazmin tarihindeki TL karşılığı olan 841.053,60-TL’nin tazmin tarihi olan 16.12.2016 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte iade edilmesi gerektiğini, Müvekkili banka tarafından teminat mektubunun haksız tazmini konulu birden fazla davanın derdest olup hem yerel mahkemede hem de istinaf ve temyiz aşamalarında bulunan dosyaların söz konusu olduğunu, bu dosyalarda Prof. Dr…’dan alınan görüş yazısında da, avans teminat mektubu muhatabının davaya verdiği cevap dilekçesinde açıkça ifade ettiği gibi, tazmin talebinin gerekçesinin, alınan avans karşılığı üstlenilen yükümlülüğün yerine getirilmemiş olması olmadığını, sair ticarî ilişkilerden doğan zararın tazmini amacı ile yapıldığını, oysa teminat mektubunun, ancak güvence altına aldığı risk bağlamında güvence fonksiyonunu haiz olduğunu, sair riskleri sebebi ile güvence fonksiyonu bulunmadığını, bu sebeple, ödeme talebinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu,
Müvekkil bankanın lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkiyi bildiği ve ilişkiyi nazara alarak teminat mektubunu tazmin etmesi gerektiği yönündeki iddianın nazara alınamayacağını, zira bankanın, lehtarın talebine uygun olarak mektup metnini hazırlayıp muhataba ulaştırdığını, bankanın temel ilişkiye uygun teminat mektubu düzenleme yükümü bulunmadığını, bankanın ancak kendisinden talep edilen şartlara uygun teminat mektubu düzenleyebileceğini, dolayısıyla, Bankanın yapmış olduğu ödemeyi, muhataptan talep etme hakkına sahip olduğunun mütalaa edildiğini, Yine benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak yerel mahkeme tarafından verilen davanın reddi kararı üzerine yaptığımız istinaf başvurusu sonucunda İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin 2020/991 E.- 2020/1089 K. sayılı 08.10.2020 tarihli kararı ile istinaf başvurumuz kabul edilmiş ve”..Davacı banka, teminat mektubunun nakde çevrilme koşulları gerçekleşmediği halde davalının teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiğini iddia ettiğine göre, gerek taraflar arasındaki garanti sözleşmesi ilişkisi gerekse sebepsi zenginleşme hükümleri uyarınca davalı şirkete karşı dava yöneltebileceğinden..” gerekçesi ile dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verildiğini, Tüm bunların yanı sıra yerel mahkeme kararında belirtilen “…bankanın tazmin taleplerinde ancak kendisine ait defileri ileriye sürebileceği dikkate alındığında, davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığı..” şeklindeki gerekçeye katılmanın da mümkün olmadığını; her ne kadar bankanın, davalı muhataba hitaben düzenlediği teminat mektubu bedelini, tazmin talebi üzerine derhal ve gecikmeksizin ödemekle yükümlü ise de mektubun veriliş amacının ortadan kalkması – işbu davada lehtarın avans borcu kalmaması- halinde tazmin yükümlülüğünün de kalmayacağını; aksi durumun kabulü halinde, bankaların düzenledikleri teminat mektuplarını her durumda tazmin etmeleri, bir başka ifadeyle muhatapların mesnetsiz olarak mektubun tazminini talep edebileceği gibi kabul edilemeyecek bir sonucun doğacağını,
İleri sürerek, istinaf başvurularının kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, davacı banka tarafından dava dışı … Elektrik Taahhüt San ve Tic Ltd Şti ile yapılan 09/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında muhatap davalıya verilen avans teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiği iddiasına dayalı alacak davasıdır. Davacı vekili, müvekkili bankanın Çukurambar Ankara Kurumsal Şubesi tarafından dava dışı … Elektrik şirketi ile 09/07/2012 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı muhatap firma adına avans teminat mektubu düzenlendiğini, davalının talebi uyarınca mektup bedelinin tazmin edildiğini, akabinde … firması tarafından mektup konusu işin avans kısmının tamamlandığı ve muhatap davalının mektup konusu işle ilgili alacağının bulunmadığını bildirdiğini, nitekim 12/12/2016 tarihli Tercan Noterliği’nce tutulan tutanak kapsamından da davalının kendi akidi…firmasına teminat mektubunu iade etme koşullarının oluştuğunun anlaşıldığını ileri sürerek haksız tazmin edildiği iddia olunan mektup bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, banka teminat mektubunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan bir riski garanti etmekte olduğu, bankanın teminat mektubu ile ilk yazılı talepte derhal ve gecikmeksizin ödeme taahhüdünde bulunduğu için rizikonun doğup doğmadığını incelemeksizin ödemede bulunması gerektiği; bankanın tazmin taleplerinde ancak kendisine ait defileri ileriye sürebileceği dikkate alındığında, davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Somut olayda; davalı ile dava dışı … Elektrik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında enerji santralı yapımına dair sözleşme (eser) ilişkisi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalının dava dışı…’a yapacağı avans ödemelerinin karşılığında davacı bankanın, …Elektrik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin edimini yerine getirmemesi durumunda, talep halinde davalı muhataba avans miktarının ödeneceğinin dava konusu avans teminat mektubu ile taahhüt edildiği, bu hali ile taraflar arasında teminat mektubu düzenlenmesine esas garanti sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Avans teminat mektubu, iş sahibinin işin süresinde bitirilmesi için yükleniciye avans olarak verdiği miktarın geri alınmasını garanti altına almak üzere düzenlenir. Avans karşılığında müteahhidin hiç hakediş düzenlememesi, işi yapmaması gibi durumlarda, teminat mektubu nakde çevrilerek avans verenin alacağına kavuşması sağlanır. Ancak, avans teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğini iddia ve ispat hakkı bankaya ait olmayıp, eser sözleşmesinin tarafı olan lehtara aittir. Banka, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan itiraz ve defilere dayanarak ödeme yapmaktan kaçınamaz.
Teminat mektubunu düzenleyen banka, muhataba, teminat mektubu bedelini, ilk talep anında ve hiç bir defi ve itiraz ileri sürmeksizin ödemeyi garanti etmiş, kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu nedenle muhatap ile lehtar arasındaki temel ilişkiye ilişkin defileri ileri süremez. Ancak; teminat mektubu nakde çevrilmeden önce, lehtar tarafından, borcun ödendiğine, muhatabın garanti edilen alacağının sona erdiğine dair delil ibraz edilmişse banka tarafından ödeme yapılmaması gerekir. Bunun dışında, bankanın kendiliğinden lehtarın ileri sürebileceği defi ve itirazları araştırması ve bu nedenle muhataba ödeme yapmaktan kaçınması mümkün değildir. Bu hali ile, davacı bankanın davalı muhataba yaptığı ödeme, avans mektubunun dayanağı olan garanti sözleşme ilişkisine uygun olup, avansın hakedişlerle kapatıldığına dair iddiayı davacı ileri süremeyeceğinden davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesi mümkün değildir. ( bkz. Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2021/1364 esas, 2022/6906 karar sayılı, 12/10/2022 tarihli kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/14309 Esas 2017/2401 Karar sayılı, 23/03/2017 tarihli kararı)
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.