Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1115 E. 2021/1165 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1115 Esas
KARAR NO: 2021/1165 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/420 Esas – 2021/228 Karar
TARİH: 02/03/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, davalı şirkete davaya konu borcu oluşturan temizlik malzemeleri temin ettiğini fakat davalı şirket tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından davalıya kesilen faturalar ile cari hesap ekstrelerini de dilekçe ekinde sunduklarını, taraflarınca alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun yetkiye itirazının yerinde olmadığını beyan ederek itirazın iptali ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkil şirket kayıtları ile davacı tarafın davaya konu ettiği kayıtların uyuşmadığını, cari hesap ektresinin davacı tarafından tek taraflı düzenlendiğini, davacının temin ve tedarik edildiğini ileri sürdüğü ürünlerin birim fiyatlarının rayiç değerlerinden fahiş miktarda fazla olduğunu, ürünler için yapılan fiyatlandırmalara müvekkili tarafından itiraz edildiğini, ürünlerin piyasa rayiç fiyatlarının araştırılmasını, davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/03/2021 tarih 2020/420 Esas – 2021/228 Karar sayılı kararında; “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının aslının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 19.821,31 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ancak dosya kapsamının incelenmesinde ödeme emrinin borçluya 27/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 04/08/2020 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın 7 günlük sürede yapılmadığı ve İİK 62. Md gereği ” İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. ” hükmü amir olup takibin durmayacağı ve devam edeceği tespit edilmiştir. Hukuki yarar, dava şartlarından olup (HMK 114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı, mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak hususlardandır. O halde davalı şirket yönünden itirazın iptali isteminin hukuki yarar yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. HUAK 18/A-14 : ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2020/72707 sayılı dosyasından arabulucuya 1320 TL tarife bedeli ödeme yapıldığı tespit edilerek arabuluculuk giderleri de yargılama giderlerinden sayıldığından bu giderlerinde davacı tarafa yükletilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir…” gerekçesi ile, Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK: 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiği, Davalının söz konusu icra takibine 8. Gün itiraz etmesi sebebiyle davanın hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiğini ancak söz konusu itirazın son günü Kurban Bayramı’na denk gelmesi sebebiyle davalı tarafından yapılan itirazın süresinde olduğunu, bu nedenle davanın esasına girilerek karar verilmesi ve delillerin toplanması gerekirken hukuki yarar yokluğundan davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması sebebi ile kaldırılmasına, dava dilekçesinde belirtildiği üzere müvekkilii şirketin davalıdan olan alacağı ile davalının haksız ve kötüniyetli itirazı sebebi ile dava konusu rakamın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, Mahkemenin takibe itirazın süresinde olmadığına ilişkin tespitinin hatalı olduğunu, haklarında yapılan takibe süresinde itiraz ettiklerini, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Davacı tarafın, davaya konu icra takibi ekine cari hesap ekstresi eklediğini ve talebini bu cari hesap ekstresine dayandırdığını ancak davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını, müvekkili kayıtları ile davacı tarafından konu edilen kayıtların uyuşmadığını bu cari hesap ekstresinin tek taraflı olarak düzenlendiğini, müvekkilin herhangi bir kabulünü içermeyen alelade bir belge olduğunu, Davaya konu olan ve davacının temin ve tedarik edildiğini ileri sürdüğü ürünlerin listesi üzerinden yapılan fiyat mukayesesinde ürünlerin birim fiyatlarının piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, fahiş fiyatlama yapıldığını, tüm itiraz ve taleplere rağmen fiyatlandırmaların hangi dayanaklar ve pisayada rayici üzerinden yapıldığı da davacı tarafından hiçbir surete açıklığa kavuşturulmadığını bu hali ile ürünler için müvekilinden talep edilen tutarlara itiraz etmekle; ürünlerin teslim tarihindeki piyasa rayiçlerinin araştırılması gerektiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın esastan reddedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı, taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı ödenmeyen alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davaya konu takipte davalı borçlunun İİK 62. Maddesi gereğince yasal itiraz süresi içinde itiraz etmediğinden hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. İncelenen takip dosyasına göre, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere ödeme emri davalı borçluya 27/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu vekili 04/08/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir. Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre itiraz süresinin son günü 2020 yılı kurban bayramı tatiline denk gelmektedir. HMK 93. Maddesine göre itiraz süresinin son günü resmi tatile denk geldiğinden süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceğinden davalı borçlunun takibe itirazı süresinde olup davaya konu takip itiraz üzerine durmuştur. Davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı vardır. Mahkeme kararı hatalı olmuştur. Dairemizin kaldırma nedenine göre Mahkemece yapılacak iş, yargılamada başta görev olmak üzere dava diğer şartlarının bulunduğunu tespit etmesi halinde tahkikat yaparak esas hakkında karar vermek, diğer dava şartlarının bulunmadığını tespit etmesi halinde ise yine davanın usulden reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak henüz karar verilmeyen bir konuda resen Mahkeme yerine geçerek karar verilmesi mümkün görülmemiştir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kaldırılmasına ve davanın görülerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, dairemizce verilen kararın içeriği gereğince davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2021 tarih ve 2020/420 Esas – 2021/228 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar hacının talep halinde iadesine, 3-Kararın kaldırılma sebebine göre davalının istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dava, itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, süresinde takibe itiraz edilmediğinden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davaya konu takip dosyasının incelenmesinde süresinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen karar hatalı ise de, davalı site yönetimi tacir değildir. Takip dayanağı alacak site yönetimince alındığı iddia edilen temizlik malzemeleri bedelinden kaynaklanmaktadır. Buna göre davalı site yönetimi 6502 sayılı kanunun 3-k maddesinde tanımlanan tüketicidir. Aynı kanunun maddesine göre tüketicinin taraf olduğu davalarda görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında öncelikle gözetilmesi gerekmektedir. Görev hususu HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf aşamasında da resen gözetilecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının görev dava şartı yokluğu nedeniyle kaldırılarak davanın görevli Tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine dair çoğunluk görüşüne katılmıyor muhalif kalıyorum.15/09/2021