Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1110 E. 2023/1828 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1110
KARAR NO : 2023/1828
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
DOSYA NUMARASI : 2020/148 Esas – 2020/836 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı Mercedes marka aracın 24/01/2019 tarihinde yetkililerinden … tarafından kullanıldığı sırada benzin alma ihtiyacı doğduğunu ve aracın davalı … AŞ.nin 4.Levent’te bulunan benzin istasyonuna götürüldüğünü, araca 337,20 TL’lik benzin alınmasının akabinde araç çok uzaklaşmadan arıza verdiğini ve bir anda durduğunu, aracın yetkili servisi aranarak çekilerek servise götürüldüğünü, servis çalışanları tarafından yapılan aracın arıza incelemesinde normalde sağlıklı olan yakıt hortumlarında farklı bir sıvı olduğu ve bu sıvı sebebiyle yakıt hortumlarında arıza meydana geldiğinin rapor edildiğini ve aracın tamir için serviste bırakıldığını, 31/01/2019 tarihli fatura ile aracın yakıt borusunda yer alan sıvı sebebi ile neredeyse tamamen değiştirilmek zorunda kalındığını, bu işlemler nedeniyle müvekkilinin hem aracını kullanamadığını hemde 28.756,21 TL tamirat masrafı ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin aracının bozulmasına davalı şirketten alınan benzin adı altında satılan sıvının sebebiyet verdiğini, davalı şirkete müvekkili tarafından 14/01/2020 tarihinde ihtarname keşide edilerek zararının tazmini talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi herhangi bir dönüşte yapılmadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 28.756,21 TL tamir masrafı ile 337,20 TL benzin ücretinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Davacının iddia ettiği zarardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacının aracının istasyondan yakıt aldığı 24.01.2020 tarihinde … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne akaryakıt tedariği yapan dağıtım şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile … arasında herhangi bir ortaklık, birbirinin eylem ve haksız fiilinden sorumlu olmayı gerektirecek hukuki ilişki bulunmadığını, davacının akaryakıt aldığı söz konusu istasyonun 08.08.2019 tarihinde yayınlanan lisans ile … A.Ş.’nin acente istasyonu olarak faaliyetine devam ettiğini, işbu tarihten önce ilgili istasyondan alınan akaryakıt kaynaklı herhangi bir zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacının 24/01/2020 olay tarihinden sonra müvekkili şirkete herhangi bir şikayet iletmediğini, davacı tarafça 14/01/2020 tarihli ihtarname keşide edilmesinden sonra müvekkili şirketçe gerekli incelemelerin yapıldığını ve bayiye satılan akaryakıtın tüm teknik özelliklere uygun olduğunun görüldüğünü, davacının aracında oluşan arızanın birden fazla sebebinin olmasının mümkün olduğunun kalite raporunda açık bir şekilde yer verildiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/12/2020 tarih ve 2020/148 Esas – 2020/836 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, Davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araca 24/01/2019 tarihinde davalı … AŞ.nin 4.Levent’te bulunan benzin istasyonundan 337,20 TL’lik benzin alınmasının akabinde aracın çok uzaklaşmadan arızalandığı iddiası ile oluştuğu belirtilen hasar bedelinin ve benzin için ödenen ücretin tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Prof. Dr. … ile … tarafından sunulan 17/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirkete ait aracın dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. (… )den kurşunsuz benzin satın aldığı, aldığı benzin içindeki sıvılar nedeniyle arcın yakıt sisteminde arıza oluştuğunun anlaşıldığı, satılan kurşunsuz benzine karışık sıvıların arcın motorunda ve yakıt beslenme sisteminde uygun şekilde kimyasal etki yapmaması nedeniyle gerek yakıt besleme sisteminin ve motor parçalarının hasara uğradığının anlaşıldığı, davacı şirkete ait araçtaki arızanın oluşumunda dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. (… )ün bezine karışık sıvı satması nedeniyle % 100 oranında tamamen kusurlu bulunduğu, … Ltd. Şti tarafından düzenlenen 31.01.2019 tarihli ve … nolu, KDV dahil 28.756,13 TL bedelli faturada belirtilen parça ve işçilik türlerinin olayın meydana gelişine uygun olduğu, parça ve işçilik bedellerinin yetkili servis fiyatlarına ve piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davacı şirketin dava konusu olaya ilişkin olarak toplam maddi zararı, motor hasarı ve satın alınan benzin bedelinin toplamından ibaret olduğu, buna göre davacı şirketin toplam maddi zararının 29.093,41 TL olduğu, Davacı şirkete ait … plakalı araçtaki motor arızasının oluşumunda dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti. (…)ün % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davacı şirketin toplam maddi zararının 29.093,41 TL olduğu belirtilmiştir. Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının 24/01/2019 tarihinde …. San. Tic. Ltd. Şti.’den benzin alındığı, Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan bilirkişi raporunda, benzin içindeki sıvılar nedeniyle aracın yakıt sisteminde arıza oluştuğunun, satılan kurşunsuz benzine karışık sıvıların aracın motorunda ve yakıt besleme sisteminde uygun şekilde kimyasal etki yapmaması nedeniyle yakıt besleme sisteminin ve motor parçalarının hasara uğradığının anlaşıldığının, davacı şirkete ait araçtaki arızanın oluşumunda dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti.’nin benzine karışık sıvı satması nedeniyle %100 kusurlu bulunduğunun belirtildiği görülmekle, davalı … A.Ş. tarafından sunulan cevap dilekçesinde belirtildiği üzere davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. ile aralarında bayilik sözleşmesi bulunduğundan ve davalı …A.Ş.’nin akaryakıtın tedarikini yaptığından davacıya ait aracın araca alınan benzin nedeniyle meydana gelen arızadan dolayı oluşan hasar bedelinden sorumluluğu bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurumuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜNE, 29.093,41-TL’sı alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil etmesi nedeniyle söz konusu istinaf başvurusunun yapılması zorunluluğu hasıl olduğunu, Usule ilişkin olarak; Müvekkil … A.Ş.’ nin dava konusu talep yönünden taraf sıfatı bulunmadığını, Kabul anlamına gelmemek şartıyla, davacı şirket iddia ettiği gibi bir zarara uğramış olsa bile bu zararın tazmininden … A.Ş.’ nin sorumlu olmadığını, Müvekkil …A.Ş. ile dava konusu araca yakıtı ikmal eden …. San. Tic. Ltd. Sti. arasında yalnızca Bayilik Sözleşmesi bulunmakta olup Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları kapsamında, bayinin nihai tüketicilerin araçlarına ikmal ettiği akaryakıttaki ayıptan satım ilişkisinin tarafı olmayan şirketleri … sorumlu olmayacağını, Şirketleri …A.Ş.’nin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kayasası Kanunu uyarınca nihai tüketiciye akaryakıt satma yetkisi dahi olmadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/13086 E- 2014/17014 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere arızanın bayilerden alınan akaryakıttan kaynaklanmış olduğu sonucuna varılması durumunda dahi ilgili standartlara göre yakıt dağıtımı yapan müvekkilinin sorumlu olmayacağı sonucunun ortaya çıkacağını, Yargıtay’ın yerleşik kararlarının da bayi ile dağıtım şirketi arasındaki ilişki nedeniyle ayıplı akaryakıt satımından doğan zararlardan dağıtım şirketinin sorumlu tutulamayacağı yönünde olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/13086 E- 2014/17014 K sayılı ilamına göre, ortaya çıkan hasardan dolayı açılan tazminat davasında akaryakıtın … A.Ş.’den değil bayiden alınmış olması nedeniyle … A.Ş.’nin “satım ilişkisinin tarafı olmadığı”na ve davanın…Ofisi A.Ş. yönünden husumetten reddine hükmeden mahkeme kararının onanmış olduğunu, T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2014/13086 K. 2014/17014 T. 26.11.2014 kararının; “Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu… plaka sayılı aracın akaryakıtını davalı … AŞ’nin bayii olan diğer davalı şirketten satın aldığını, en son 09.09.2004 tarihinde yakıt almasından sonra 13.09.2004 tarihinde akaryakıtın sulu olması sebebiyle araç motorunda hasar meydana geldiğini ileri sürerek aracın motorunda meydana gelen hasar sebebiyle uğranılan 5.560,95.-TL onarım masrafının, araç mahrumiyetinden dolayı 5.000,00 TL’nin ve 80.00-TL yakıt masrafının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ vekili, üründeki ayıbın teknik inceleme ile ortaya çıkacağını, müvekkilinin davalı bayiinin kusurundan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı … AŞ’nin satım ilişkinin tarafı olmadığı, davaya konu aracın yakıt deposu, yakit boruları ve bunun gibi tamamen yakıt sistemine dair parçaların değiştirilmiş olduğu, buna bağlı olarak arızanın yakıt kaynaklı olduğu sonucuna varıldığı, hasarın davalı şirket tarafından satılan ayıplı yakıt sebebiyle husule geldiği, davacının toplam zararının 5.257,70-TL olarak belirlendiği gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın husumet nedeni ile reddine, davalı… Tic. Kollektif Şti (yeni ünvanı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne 5.257,70-TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” şeklinde olduğunu, Açıklanan sebeplerle, aleyhlerine açılan davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekmesine rağmen usul, yasa ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı bir şekilde müvekkil aleyhine karar tesis edilmesinin, kararın bozulmasını gerektirmekte olduğunu, Esasa ilişkin olarak; Davacı şirketin, … 24.01.2019 tarihinde alınan yakıt akabinde aracının hasar aldığını iddia etmesine rağmen, hasarın oluştuğu esnada müvekkil şirkete herhangi bir şikayette bulunmadığını, şikayetlerini 2020 yılında dile getirmiş olduğunu, davacı şirketin kötü niyetinin açıkça ortada olduğunu, Müvekkil şirketin, bayileri aracılığıyla son tüketicilere ulaşmakta olduğunu, Türkiye’de herkesçe bilinen bir şirket olan müvekkilinin, müşteriler nezdinde güvenilir ve tercih edilen bir marka olduğunu, Müvekkili şirketin herhangi bir bayisinden akaryakıt alan ve alınan bu yakıt dolayısıyla müşteri tarafından … A.Ş. nezdinde şikayet kaydı oluşturulduğunda prosedürel olarak, müvekkili şirket tarafından müşteri aracından ve akaryakıtın alındığı istasyondan TSE Numune Alma Standardına uygun olarak numune alınmakta olduğunu ve alınan numunelerin bağımsız akredite laboratuvarda test edilmekte olduğunu, böylece araçtan alınan numune ile istasyon tankından alınan numunenin detay bir şekilde karşılaştırılmakta, yakıtların standartlar dahilinde olup olmadığı hususunun araştırılabilmekte olduğunu, Fakat davacı şirketin; kötü niyetli bir şekilde aracında yakıt kaynaklı arıza meydana geldiğini iddia ettiği 24.01.2019 tarihinde müvekkili şirkete herhangi bir şikayet bildiriminde bulunmadığını, Davacı hasarın oluştuğunu iddia ettiği 24.01.2019 tarihinde şayet ki müvekkil şirkete bildirimde bulunmuş olsaydı müvekkil şirket tarafından müşteri aracından ve akaryakıtın alındığı istasyondan TSE Numune Alma Standardına uygun olarak numune alınarak inceleme gerçekleştirilebilecek olduğunu, davacı tarafından son derece kötü niyetli bir şekilde bildirimde bulunulmamış olup, hasarın meydana geldiği tarihten 1 yıl sonra müvekkil şirkete bildirimde bulunulmuş olduğunu, bildirimin bu kadar geç yapılmasının da araçta araştırma ve inceleme yapmayı zorlaştırdığını, hatta imkansız hale getirdiğini, davacının söz konusu olaydaki kötü niyetinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu, Müvekkil şirketin, dava konusu durumdan davcı şirket tarafından müvekkil şirket aleyhine keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 14.01.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haberdar olduğunu, söz konusu ihtarnamenin, 17.01.2020 tarihinde müvekkil şirkete tebliğ olduğunu, Söz konusu ihtarnamenin müvekkilimiz şirkete tebliğ edilmesinin hemen akabinde müvekkili tarafından gerekli incelemelerin yapılmış olup, bayiye satılan akaryakıtın tüm teknik özelliklere uygun olduğunun görüldüğünü,
Yapılan incelemeler neticesinde; davacı şirkete ait … plaka nolu araca … unvanlı bayinin (1) no.lu tankının (5) no.lu pompasının (2) no.lu tabancasından 24.01.2019 tarihinde saat 15.03 ‘te akaryakıt temin edildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin ilgili iş birimi tarafından gecikmeksizin ( 1 ) no.lu tanka yapılan son ikmalin bilgilerinin araştırılmış olduğunu ve yakıtın alındığı tanka müvekkili şirket tarafından en son D1-F-82439235 numaralı fatura ile Kurşunsuz Benzin 95 Oktan ikmali yapıldığı hususunun tespit edildiğini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (“EPDK”) 25.10.2007 tarihli ve 1355 sayılı Kurul Kararı uyarınca akaryakıtın taşıma araçları (tankerler) ile taşınmasında, tankere dolum öncesinde akaryakıtın analiz ettirilerek analiz raporunun bir örneğinin de taşıma irsaliyesi ile birlikte taşınmasının zorunlu olduğunu, keza taşıma aracı ile yapılan ikmallerde, dolum yerinde aracın dolum ve boşaltım ünitelerinin dağıtım şirketine ait mühür ile mühürlendiğini ve mühür numaralarının da akaryakıt teslim formuna kaydedildiğini, müvekkili şirketin davacı aracına ikmalin yapıldığı …’ün 1 numaralı tankına 24 Ocak 2019 tarihinde yapılmış olan doluma ilişkin faturalar ve analiz raporlarından da görüleceği üzere … Petrol’ün 1 numaralı tankına ikmal edilen yakıtın tüm teknik kriterlere uygun olduğunu, 24.01.2019 tarihi baz alınarak yapılan inceleme neticesinde Aralık 2019 ve Ocak 2020 tarihleri arasında …Petrol’den alınan akaryakıt kalitesine ilişkin herhangi bir şikayet olmadığının görüldüğünü, Davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 17.01.2020 tarihinde ivedi olarak müvekkili şirketin şikayetlerinden sorumlu birimi tarafından şikayet kayıtlarının incelenmiş olup, 24.01.2019 tarihi baz alınarak Aralık 2019 ve Ocak 2020 aylarında gerek davacı şirket gerekse de başka bir müşteri tarafından … Petrol’ den alınan akaryakıt kalitesine ilişkin olarak herhangi bir müşteri şikayeti yapılmadığının görülmüş olduğunu, … 4. Levent’te yer alan işlek bir bayi olmasından bahisle akaryakıt kalitesinde herhangi bir problem olması durumunda başka araçların da hasar görmesi hayatın olağan akışı ve olağan hayat deneyimlerinin bir sonucu olacağından, … Petrol’den alınan yakıt ile araçta meydana gelen hasarın oluşumu arasında herhangi bir illiyet bağı olmadığını,
En nihayetinde, görülmekte olan davaya konu olay ile ilgili olarak müvekkil şirketin Ürün Müdürlüğü yapmış olduğu değerlendirmede, davacı şirkete ait aracın yakıt ikmali yaptığı tanktaki yakıtta herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşılmamış olunmasının, istasyona ilişkin başkaca herhangi bir şikayet olmaması sebebiyle araçta meydana gelen söz konusu arızanın Petrol Ofisi ürün kalitesi kaynaklı olmadığının tespit edilmiş olduğunu, Müvekkil şirket istasyonlarının EPDK tarafından denetlenmekte olduğunu, bu sebeple de müvekkil şirket istasyonlarının EPDK’ nin belirlemiş olduğu teknik standartlara uygun hizmet vermekte olduğunu, müvekkili şirket istasyonlarının depoların temizliğini, tankların temizliğini ve dolum ekipmanlarının temizliğini EDPK standartlarına uygun olarak yerine getirmekte olduğunu, … Petrol’ün tank temizliğinin 14.11.2018 ve tarihinde yapılmış olup tank temizlik tutanağı uyarınca tank temizliğinin tam ve eksiksiz olarak yapıldığının görülmekte olduğunu, Bizzat davacının dava dilekçesinde sunduğu “kalite raporu”nda da görüldüğü üzere “davanın aracında meydana gelen hasarın birden fazla sebebinin olabileceği” kanaatine ulaşıldığını, yakıt dolum faaliyet ile araçta meydana gelen hasar arasında bulunan illiyet bağı davacı tarafından ispat edilemediğinden söz konusu davada bilhassa aleyhlerinde hüküm tesis edilmesinin kanuna aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Davacı şirketin dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu Kalite Raporu’nda da açık bir şekilde yer verildiği üzere davacının aracında meydana gelen bu arızanın birden fazla sebebinin olabilmesinin mümkün olduğunu, yukarıda detaylı bir şekilde açıklamış oldukları nedenler ve analiz raporları nedeniyle söz konusu arızanın yakıt kaynaklı olmadığı hususunun aşikâr olduğunu, Bu nedenle araçta oluşan arızanın, yetersiz filtreleme ve/veya depoya koyulmuş olan katkı maddeleri nedeniyle oluşabilmesinin mümkün olup, yakıt kalitesine ilişkin herhangi bir olumsuz durum söz konusu olmadığından arızanın yakıttan kaynaklı olmadığı hususunun açık olduğunu, Davacının iddiasını ispat edemediğini, HMK madde 190’ın ” (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” şeklinde olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.06.2005 T., 2005/2-373 E., 2005/398 K. numaralı kararında ” “…İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer. Yani davacı davasını dayandırdığı vakıaları ispat etmelidir.” şeklinde ifade ettiği üzere davacının davasına dayandırdığı vakıaları ispat etmesi gerektiğini, Araçtaki hasarın alınan yakıttan kaynaklandığını ispat edemeyen davacının davasının esastan reddi gerektiğini, Hiçbir şekilde kabul olarak yorumlanmaması kaydıyla, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme neticesinde davacı şirkete ait … plakalı araçtaki motor arızasının oluşumunda dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. (“…”)’ün %100 oranında tamamen kusurlu olduğunun ifade edildiğini, Bilirkişi tarafından haklı olarak değerlendirilmiş olduğu üzere iddia konusu zarar sebebiyle müvekkil şirkete herhangi bir husumet ve/ veya sorumluluk yüklenemeyeceği hususunun sübut bulduğunu, Bilirkişi raporunda müvekkil şirketi sorumlu tutan herhangi bir kayıt bulunmadığını, Yerel mahkemenin müvekkil aleyhine olan kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiğini, Tüm bu sebeplerle tehir-i icra talebinde bulunma ve işbu istinaf dilekçesini sunma zarureti hasıl olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/148 E- 2020/836 K sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; ayıplı akaryakıt satışından kaynaklanan maddi zararın tazmini talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, davacının 24/01/2019 tarihinde davalıya ait benzin istasyonunda 337,20TL bedelli akaryakıt aldığını, akaryakıt alımından sonra istasyondan çok uzaklaşmadan aracın durduğunu ve aracın yetkili servise çektirildiğini, yapılan incelemede benzin yerine araca farklı bir sıvı konulduğunun tespit edildiğini, araca benzin yerine farklı bir sıvı konulması sebebiyle araçta arıza meydana geldiğini ve arızanın giderilmesi için 28.756,21 TL onarım masrafı ödendiğini, ayıplı satış sebebiyle ödenen onarım masrafı ve alınan benzin bedelinden oluşan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının dava konusu yakıtı bayileri olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden aldığını, bu sebeple davada pasif husumetlerinin bulunmadığını, kendilerine davacı tarafından olayın meydana geldiği tarihte bir şikayet bildiriminde bulunulmadığını, davacının bir yıl sonra ihtarname gönderdiğini ve bu ihtarname ile haberdar olduklarını, ihtarnamenin tebliğinden sonra yapılan incelemede dava dışı bayinin benzin alınan tankerine yapılan doluma ilişkin faturalar ve analiz raporlarında akaryakıtın tüm teknik kriterlere uygun olduğunun açık olduğu, dava konusu tankerden müşterilerin aldığı akaryakıta ilişkin herhangi bir şikayetin bulunmadığı, davalıya ait istasyonların depoların temizliği, tankların temizliği ve dolum ekipmanlarının temizliğini EDPK standartlarına uygun olarak yerine getirildiği ve akaryakıt alındığı tankerin temizliğinin de en son 14/11/2018 tarihinde yapıldığı ve tutanak tutulduğu, davacının akaryakıt ikmali yaptığı tanktaki akaryakıtta herhangi bir olumsuzluğun olmadığı, araçta meydana gelen arızalanmanın bir çok sebebinin olabileceği, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında; davacı tarafından davalının bayisi olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden 24/01/2019 tarihinde yakıt aldığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından alınan akaryakıtın benzinden farklı bir sıvı olup olmadığı, davacı tarafından alınan akaryakıtın ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde ayıbın niteliği, ayıplı olması halinde davacının aracında meydana gelen zararın ayıplı akaryakıt sebebiyle mi meydana geldiği, zarar miktarı, zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu olması halinde ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı hususlarındadır. Davalı şirket ile davacının dava konusu ayıplı olduğu tespit edilen akaryakıtı aldığı … Petrol Ürünleri Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi bulunup, davalı şirketin akaryakıt tedariği yapan dağıtım şirketi olduğu, 08/08/2019 tarihinde sonra ise davalı şirketin acente istasyonu olarak faaliyetine devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı ve davalı arasında dava konusu akaryakıt satışına ilişkin satım sözleşmesi akdedilmemiştir. Davalının satım sözleşmesinin tarafı olmaması ve sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince satım sözleşmesinden doğan bir sorumluluğu bulunmamaktadır ve satımına ilişkin ayıp ihbar sürelerine ilişkin hükümler somut uyuşmazlıkta uygulanamayacaktır. Davacının aracına davalı tarafından tedarik edilen ve davalının bayisi tarafından konulan sıvı karıştırılmış yakıt/yakıttan farklı bir sıvı sebebiyle zarara uğradığı alınan bilirkişi raporu ve servis kayıtları ile sabittir. Davalı dağıtıcının bayilik sözleşmesi gereğince ürünün kalitesiyle ilgili denetim sorumluluğu ve ayrıca davalının bayisini iyi seçmek, onu yeterince eğitip denetlemek sorumluluğu bulunmaktadır. Davalı tarafından söz konusu sorumlulukların yerine getirilmemesi sebebiyle davacının zarara uğramasından sorumlu olduğu açıktır. Bu hususlar gözetilmek suretiyle Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.987,37 TL nispi istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 496,85 TL (59,30TL+437,55 TL) harcın mahsubu ile bakiye 1.490,52‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.