Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1105 E. 2021/1146 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1105 Esas
KARAR NO : 2021/1146 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/571 Esas – 2021/351 Karar
TARİH : 05/04/2021
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 08/09/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekillerinin e defterlerinin bulunduğu sisteme siber saldırı gerçekleştiğini belirterek bu saldırı ile zayi olduğunu bildirdiği muhasebe ve e defter kayıtları için tarafına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 05/04/2021 tarih 2020/571 Esas – 2021/351 Karar sayılı kararında;
” Mezkur 82/7.maddede zayi belgesi talep edilebilmesi için tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgeler için zayi belgesi verilebilmesinin “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle” kaybolması durumlarına hasredildiği, talep edenin e-defter belgelerinin bilgisayar korsanları tarafından ulaşılamaz hale getirilmesinin “hırsızlık” olarak değerlendirilebileceği, mahkememizce aldırılan teknik bilirkişi raporunda talep edenin söz konusu e-defterleri konusunda gerekli yedekleme tedbirine gereği gibi başvurmayarak basiretli tacir olunmanın gerekliliğine uygun şekilde hareket etmediği, kaldı ki ayrıca söz konusu siber saldırının 06/08/2020 tarihinde yapıldığı ve bu tarihte bilgisayarda kayıtlı dosyalara ulaşılamaz hale geldiğinin kabul edilmesine rağmen davanın 15 günlük yasal sürenin geçmesinden sonra açıldığı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının 06/08/2020 tarihinde yapılan ve bilgisayarlarındaki dosyalara ulaşılamaz hale getiren siber saldırıdan sonra talep konusu ticari defterlere de ulaşılamaz olduğunu daha sonra öğrendiklerini ileri sürmelerinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğu, tüm bu nedenlerle davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılmış olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile,
Davanın süre yönünden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,
Yerel mahkemenin davanın 15 günlük yasal süre geçtikten sonra açıldığından bahisle davayı süre yönünden reddettiğini, 25.08.2020 tarihinde e-defter dosyalarına artık tüm çabalara rağmen ulaşılamayacağı anlaşıldıktan sonra 02.09.2020 tarihinde bu davanın açıldığını yani esas itibariyle defterlerin zayi olduğunun öğrenildiği tarihin, 25.08.2020 tarihi olduğunu, dolayısıyla davanın 15 günlük yasal süre içinde açıldığını, (Yargıtay 11. HD 2016/3160 E. – 2017/5582 K.) – (YRG 11.HD. 2016/3160 E. 2017/5582 K.)
Yerel mahkemenin müvekkilinin belgeleri kurtarmak için yaptığı çalışmalarda harcadığı süreyi kesin olarak öğrenildiği tarihi dikkate almadığını,
Bilirkişi raporunda davacı şirketin, bilgisayar korsanları tarafından e-mail yoluyla aldatmaya yönelik hazırlanan sipariş listesi vasıtasıyla fidye virüsüne maruz kaldığı, bu virüsün şirket ana bilgisayarına ve Server’ına bulaştığı ve bu bilgisayarlar içerisinde barındırıldığı anlaşılan şirkete ait 2019 Ocak ile 2020 Mart dönemi arasındaki tüm mali mühürlü e-defter kayıtlarının bulunduğu dosyalarına da zarar verdiği ve kullanılamaz duruma getirdiği tespiti yapıldığını,
İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Talep, TTK 82/7 maddesine göre zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin e-defter tuttuğunu, yapılan siber saldırı sonucu (davacı bilgisayarına fidye virüsü içeren sahte e posta yoluyla) e-defter ve beratlarının saklandığı dosyalara müvekkilinin erişemediğini, siber saldırıyı düzenleyenlerin dosyalara erişebilmesi için gerekli şifreleri vermek için fidye talep ettiklerini, müvekkilinin tüm uğraşılarına rağmen söz konusu dosyalara erişiminin mümkün olmadığını, yapılan siber saldırı sonucu müvekkili şirketin e-defter kayıtlarının ve defterlere ilişkin beratlarının zayi olduğunu ileri sürerek zayi belgesi verilmesini talep etmiş, mahkemece hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinafa başvurmuştur.
Dosya içinde bulunan belge ve bilgilere, bilirkişi raporuna göre davacının da iddiası e- defter kayıtları ile bunlara ait beratların bulunduğu dosyalarda içinde olmak üzere müvekkili şirketin bilgisayarında ve serverinde kayıtlı olan dosyalara sahte eposta yoluyla siber saldırı 06/08/2020 tarihinde yapılmıştır. Dava ise 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 02/09/2020 tarihinde açılmıştır.
Ayrıca bilirkişi raporuna göre davacı basiretli bir tacir olarak e-defterlerin ve beratların korunması için gerekli güvenlik önlemlerini almamış, söz konusu kayıtların yedeklemesini yapmamış, siber saldırıya uğrayan bilgisayar sisteminin ve e-defter ve beratlarının bulunduğu dosyaların kurtarılması için gerekli çabayı gösterdiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacının istinaf sebepleri yerinde değildir.
Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesine göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde olmayan davacı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/09/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.