Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/110 E. 2023/299 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/110 Esas
KARAR NO: 2023/299 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/304 Esas – 2020/330 Karar
TARİHİ: 06/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili olan davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … Turizm Ltd. Şti. ile davalı borçlu aleyhine 16/08/2016 tarihi itibari ile 9.954,46-TL alacağın tahsili için Fethiye İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, davalı … yönünden dosyanın tefrik edilerek İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına gönderildiğini, takip dosyasına itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi vermeyen davalının, HMK. m. 128/1 uyarınca, davacı tarafın ileri sürdüğü tüm vakıaları inkar ettiği varsayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/10/2020 tarih 2019/304 Esas – 2020/330 Karar sayılı kararında; “İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Davacı tarafın varsa alacak kalemlerinin tespiti ve hesaplanması için dosya bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, Mahkememize sunulu 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”..Ticari Şirket Kredi Kartına ait borcun toplam 2.681,15-TL, ticari kredili Mevduat Hesaplarına ait borcun 7.498,65-Tl olduğu, davalı …’den takip tarihine kadar olan davacı banka alacağının toplam 10.179,80-TL olduğu, belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 581: “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” Madde 582: “Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da uygulanır. Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil, bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemez.” Madde 583: “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” Davacı … Bankası A.Ş. ile dava dışı … Gıda Turizm Ltd. Şti. arasında imza edilen Genel Kredi Sözleşmesinin 30. sayfasında davalı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefiller başlığı altında imzası bulunduğu, …’in isminin yazılı olduğu görülmektedir. Anılan Genel Kredi Sözleşmesinin sözleşmenin 30. sayfasında her ne kadar davalı .. adını yazıp müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza atmış olsa da, davalı …’in kefaletinin değerlendirilmesi gerekmektedir.Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için işbu kefalet sözleşmesi yazılı olarak yapılmalı, kefilin (davalı) sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi açıkça belirtilmelidir. Somut olayda, davalının adı ve imzası sözleşmenin 30. sayfasında bulunmaktadır. Ancak davalı …’in sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi, sözleşmenin 30. maddesinde yer almamaktadır.Türk Borçlar Kanunu’nun 12/2 maddesi gereğince; Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz. Türk Borçlar Kanunu madde 583/2 uyarınca kefalet sözleşmelerinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin sözleşmeye el yazısıyla yazılması kefalet sözleşmesinin bir geçerlilik şartıdır. Huzurdaki davaya konu kefalet sözleşmesinde davalının kefil olduğu azami miktar ile kefalet tarihi belirli olmadığından (kefalet sözleşmesine yazılmadığından) banka alacağına dayanak yapılan kefalet sözleşmesi geçersizdir (mutlak butlanla batıl). Anılan kefalet sözleşmesi banka alacağı yönüyle hüküm ve sonuç doğurmayacağından, davalının kefalet sözleşmesinden kaynaklı borcu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile, -Davanın REDDİNE, -Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, haksız, hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasının gerektiğini, Takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin 150.000 TL kefalet limitiyle sorumlu olmak üzere davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla 26.08.2010 tarihinde imzalandığı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, genel kredi sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış olduğundan, kefaletin şekil şartları 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu hasebiyle kefalet sözleşmesinin TBK, m.583/2 hükmüne uygun düzenlenmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, Takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki imzaya itiraz edilmediğini; itiraz dilekçesinde, sözleşme altındaki imzaya itiraz edilmemesi sebebiyle İİK, m. 62/5 uyarınca imzanın kabul edildiğini; bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını; Yargıtay 12 HD. T. 27.12.2017, E:2016/25480, K:2017/16275 sayılı ilamının da 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, m.62/5 uyarınca borçlunun takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmesi gerektiğini; aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılacağını kabul ettiğini, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, m.1 uyarınca TBK’nin yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse o kanun hükümlerine uygulandığını; Kefalet sözleşmesi 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükteyken kanuna uygun olarak kurulduğundan, hatalı değerlendirme ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, m.583 hükmündeki düzenlemeye dayalı değerlendirme ve kararın isabetsiz olduğunu, Yargıtay 19 HD. T. 22.01.2014, E:2013/18631, K:2014/1721, Yargıtay 3 HD. T. 23.05.2017, E:2017/11052, K:2017/7798, Yargıtay 3 HD. T. 24.01.2017, E:2017/767, K:2017/487, Yargıtay 12 HD. T. 18.09.2014, E:2014/19149, K:2014/21744 sayılı kararlarının da gerekçelerini destekler nitelikte olduğunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu, m.484 uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin, yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlı olduğunu, takip dayanağı 26.08.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında kredi limitinin 150.000,00-TL olduğunun açıkça gösterildiğini, 12.04.1944 tarih 1943/14 Esas ve 1944/13 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın mevcudiyetinin anlaşıldığı bu durumda yerel mahkemece, kredi limitinin aynı zamanda kefalet sorumluluğunu belirlediği düşünülerek bir karar vermek gerekirken TBK, m.583/2 uyarınca davalının kefil olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin kefalet sözleşmesine yazılmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay 19 HD. T. 25.09.2014, E:2014/11562, K:2014/14123, Yargıtay 19 HD. T. 01.10.2014, E:2014/11267, K:2014/14410, Yargıtay 19 HD. T. 17.06.2010, E:2009/12580, K:2010/7744, Yargıtay 19 HD. T. 09.10.2017, E:2016/10999, K:2017/6682 sayılı kararlarının da gerekçelerini desteklediğini, İleri sürerek, istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dairemizce yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne, itirazın iptali ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, davalı … aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi, kredi kartı üyelik ve kefalet sözleşmesine dayalı, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece kefalet sözleşmesinin şekle aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından karara karşı süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının dava dışı kredi lehdarı ve kefiller aleyhine Fethiye … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibi ile takip başlattığı, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiği, yetki itirazının davacı tarafından kabulü üzerine bu davalı yönünden takibin İstanbul Anadolu İcra Dairelerine gönderildiği, dava konusu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamından, davacının müteselsil kefil sıfatı bulunduğu iddia olunan davalı aleyhine asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 9.954,46-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, davalının yedi günlük yasal süre içerisinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından dosyaya genel kredi sözleşmesi, kredi kartı üyelik sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, hesap özeti, kat ihtarı ve tebliğ şerhi örnekleri sunulmuş, mahkemece davacı banka kayıtları ile dosya üzerinde bankacı bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartı mahiyetindeki şekil şartları 818 Sayılı mülga BK’nın 484/1 ve 6098 Sayılı TBK’nun 583 maddesinde farklı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Buna göre mülga 818 Sayılı Kanun’da kefaletin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirli olmasına bağlıdır. 6098 Sayılı TBK’nun 583/1 maddesinde ise kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin, yine müteselsil kefalet halinde, bu sıfatla veya bu anlama giren herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girildiğinin kefilin el yazısı ile yazılması şartlarına bağlanmıştır. Dosyaya mübrez genel kredi ve şirket kredi kartı üyelik sözleşmelerinin 26/08/2010 tarihli oldukları, genel kredi sözleşmesinin 29 maddesinde şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinin genel kredi sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmelerin dava dışı … Gıda Turizm Limited Şirketi ile bağıtlandığı, genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefiller başlıklı otuzuncu sayfasında davalının isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Davalının kefalet 26/08/2010 tarihinden sonra imzalandığına yönelik bir itiraz ve savunması mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesi limitinin, kredi kartı limitini de kapsayacak şekilde 150.000,00-TL olduğu, buna göre kefil olunan azami meblağın sözleşme limiti ile sınırlı olduğu, kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nun 484/1 fıkrası uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, davalının müteseselsil kefil olduğu kredi lehdarı şirketin ortaklığından ayrılmış olmasının kefalet sözleşmesini sona erditmeyeceği anlaşılmış olup, mahkemece sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan 6098 Sayılı TBK’nun 583 maddesi esas alınarak hüküm kurulması yerinde olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Takip ve dava konusu edilen alacağın kredi kartı ve kredili mevduat hesabı alacağı olduğu, hesap kat ihtarının asıl borçlu ve kefillerin sözleşmedeki adreslerine tebliğe çıkarıldığı, tüm borçlulara tebligat yapıldığı, borcun 24 saat içerisinde ödenmesi talepli kat ihtarının davalıya 29/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, temerrüt tarihinin 01/07/2016 olduğu, bilirkişi tarafından temerrüt tarihinin ve TCMB tarafından kredi kartları ve kredili mevduat hesaplarına uygulanacak azami akdi ve temerrüt faiz oranlarının doğru tespit edildiği ve buna göre takip tarihi itibariyle alacağın tespit edildiği anlaşılmıştır. Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan kredi kartı nedeniyle; 2.576,61-TL asıl alacak, 99,56-TL işlemiş faiz, 4,98-TL BSMV olmak üzere toplam 6.681,15-TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu tespit edilmiştir. Davacı ise takip talebinde kredi kartı nedeniyle 2,474,92-TL asıl alacak, 218,88-TL işlemiş faiz ve 7,77-TL BSMV toplamı 2.701,57-TL talep etmiştir. Buna göre her bir kalem bakımından taleple bağlılık ilkesi esas alındığında ve bilirkişi tespitlerini aşan kısımlar yerinde bulunmayarak, davacının davalıdan kredi kartı nedeniyle 2.474,92-TL asıl alacak, 99,56-TL işlemiş faiz, 4,98-TL BSMV olmak üzere toplam 2.579,46-TL alacaklı olduğu dairemizce tespit edilmiştir. Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan kredili mevduat hesabı; 6.874,73-TL asıl alacak, 594,21-TL işlemiş faiz, 29,73-TL BSMV olmak üzere toplam 7.498,65-TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu tespit edilmiştir. Davacı ise takip talebinde kredili mevduat hesabı nedeniyle 6.890,54-TL asıl alacak, 345,09-TL işlemiş faiz ve 17,26-TL BSMV toplamı 7.252,89-TL talep etmiştir. Buna göre her bir kalem bakımından taleple bağlılık ilkesi esas alındığında ve bilirkişi tespitlerini aşan kısımlar yerinde bulunmayarak, davacının davalıdan kredi kartı nedeniyle 6.874,73-TL asıl alacak, 345,09-TL işlemiş faiz, 17,26-TL BSMV olmak üzere toplam 7.237,08-TL alacaklı olduğu dairemizce tespit edilmiştir. Takip ve davada talep edilen tutar 9.954,46-TL’dir. Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan kredi kartı ve kredili mevduat hesabı nedeniyle talep edebileceği asıl alacak tutarı 9.349,65-TL(2.474,92+6.874,73), işlemiş faiz tutarı 444,65-TL(99,56+345,09), BSMV tutarı 22,24-TL(4,98+17,26) olup, toplam alacak 9.816,54-TL olduğundan, dosyada yapılacak başkaca tahkikat işlemi de bulunmadığından dairemizce esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; davanın kısmen kabulüne, hüküm altına alınan alacak likit nitelikte ve davalı itirazında haksız bulunduğundan, davalının inkar tazminatı ile sorumlu turulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/304 Esas, 2020/330 Karar sayılı, 06/10/2020 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun, 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 2-Davanın Kısmen KABULÜ ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın; (Fethiye … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibi ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) 9.349,65-TL asıl alacak, tutarı 444,65-TL işlemiş faiz ve 22,24-TL BSMV olmak üzere toplam 9.816,54-TL alacak yönünden iptaline, takibin 9.349,65-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, fazla istemin reddine, 3-Hüküm altına alınan 9.816,54-TL alacağın %20’si oranında 1.963,31-TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 4- Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Tarifesi’ne göre hesap edilen 670,57 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 500,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,5-Davacı tarafça yatırılan toplam 170,00-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından tarafından yapılan 162,80-TL tebligat ve posta gideri, 44,40-TL Başvuru harcı ile 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 807,20-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir edilen 795,90-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir edilen 1.301,65-TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bakiyesinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 8-Davalı tarafından yargılama sırasında gider avansı sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde geçerli AAÜT uyarına davacı lehine hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde geçerli AAÜT uyarına davalı lehine hesap ve takdir olunan 137,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 13-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-Davacı tarafından yapılan dosyanın istinafa gidiş-dönüş gideri toplamı 60,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 16-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.