Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/108 E. 2023/236 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/108
KARAR NO: 2023/236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/852 Esas – 2020/518 Karar
TARİHİ: 11/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlu ile davacı müvekkili arasında açık hesaba dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğunu, iş bu ticari ilişki sebebiyle davalının, müvekkiline 43.147,47 TL borcunun bulunduğunu, davacı müvekkili tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğini, davacı müvekkilinin uzun yıllar davalı tarafa medikal ürünler sattığını ancak davalı tarafın ekonomik durumu kötüye gidince ödemelerini yapamadığını, davalı borçlunun satın aldığı ürünlerin ödemesinin yapılacağına ikna olan müvekkilinin 2019 yılı içinde davalı borçluya tekrar ürün satışı yapmaya başladığını, ilk aylarda almış olduğu ürünlerin ücretini ödemiş olan davalının daha sonraki aylarda ödemelerini yapmadığını ve icra takibi başlatılmak zorunda kalındığını beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin davacının başlattığı icra takibine ilişkin hiçbir borcunun bulunmadığının defter ve kayıtların incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin davacı yandan temin etmiş olduğu araç kiralama ödemesini eksiksiz olarak yapmış olduğunu, üzerine düşen yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini, tanzim edilen faturaların hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 11/09/2020 tarih 2019/852 Esas 2020/518 Karar sayılı kararında; “…İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının davalıya medikal ürünler sattığı, sattığı ürünler için düzenlediği faturaların davacının usulüne uygun tutulmuş olan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ihtarata rağmen defterini incelemeye sunmadığı, Vergi Dairesinden celp edilen kayıtlara göre davacı şirketin davalı şirket adına 2019 yılında 11 adet belge karşılığı 39.673TL tutarında mal satışına dair BS formu beyan ettiği, davalının da 2019 yılında davacı şirket adına 11 adet belge karşılığı BA formu beyan ettiği, tarafların BS ve BA formlarının uyumlu olduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2014 tarih ve 2014/11848 esas 2014/15110 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere BA-BS formlarının fatura konusu malın teslim alındığını gösterdiği, bu nedenle davacının davalıdan 43.147,46 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varılarak, davacının asıl alacağa yönelik davasının kabulüne ve davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğu anlaşılmakla hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dosya kapsamında görevlendirilen bilirkişi tarafından yerinde inceleme taleplerine rağmen müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların incelenmediğini, bu sebeple eksik inceleme sonucunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiğini, yerel Mahkemenin 04/02/2020 tarihli celsesinin 2 nolu kararında, ibrazı mümkün olmayan defter ve belgeler için bilirkişiye adresin bildirilerek yerinde inceleme yetkisi de verildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve belgeleri incelenmeksizin bilirkişi raporu tanzim edildiğini, ticari defterleri incelenseydi borcun olmadığının anlaşılacağını, eksik inceleme sonucunda mahkeme tarafından karar verilmiş olup işbu kararın bozulması gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/852 E. ve 2020/518 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafından, davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile asıl alacak 43.147,47 TL, işlemiş faiz 899,00 TL olmak üzere toplam 44.046,47 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının süresi içerisinde icra dairesinin yetkisi ile borca itirazı nedeniyle takibin durmuş ve davacı tarafından somut dava ile dava değeri 43.147,47 TL olarak gösterilmek suretiyle itirazın iptali talep edilmiş, davalı taraf davacıya borcu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi kök raporunda, davacının usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerinde davalı adına 2019 yılında düzenlenen faturaların kayıtlı olduğunun ve davacının takip tarihi itibariyle 43.147,46 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davalı taraf ticari defterlerini incelemeye ibraz etmemiş ve davalı vekili tarafına tefhim edilen kesin süreye rağmen yerinde inceleme talebini içerir dilekçesini incelemenin yapıldığı 13.02.2020 tarihinden sonra, 17.02.2020 tarihinde sunduğundan, davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamamış ise de, davalının, ticari defterlerle bağlantılı kayıt niteliğinde olan 2019 dönemi içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine sunduğu BA formu ile, davacıdan KDV hariç 39.673 TL tutarında alım yaptığını bildirdiği, söz konusu bildirimin davacının 2019 yılı BS formu ve ticari defterleri ile birebir uyuştuğu, dolayısıyla davalı tarafından faturaların tebliğ alınmış olduğu, süresi içinde faturalara itiraz edilmediği, buna göre fatura içeriği malların teslim alındığı yolundaki karinenin aksinin, yani mal teslim edilmediğinin ispat külfetinin davalıda olduğu, davalının fatura içeriği malların teslim edilmediğini ispatlayamadığı, dava dilekçesinde dava değeri olarak 43.147,46 TL’nin gösterildiği ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.947,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 736,85‬ TL (54,40TL+682,45TL) harcın mahsubu ile bakiye 2.210,55‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.