Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1071 E. 2021/1290 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1071
KARAR NO: 2021/1290
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2021
DOSYA NUMARASI: 2019/1201 Esas – 2021/296 Karar
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin Barter Hizmetleri veren uluslararası bir şirket olduğunu ve barter hizmetleri vermek üzerine kurulu bulunan bir sistem işlettiğini, bu sistem gereğince çeşitli mallar veya paranın barter hizmeti veren şirketçe bir havuzda bir araya getirilip sisteme dahil olan kişilerin yine mal veya para karşılığında havuzdaki diğer ihtiyaçlarını karşılamasını sağladığını, davalı tarafın da bu kapsamda “…” ihtiyacını temin etmek için müvekkiline müracaat ettiğini, müvekkiliyle vardığı anlaşma neticesinde de, müvekkilinin işletmiş olduğu sisteme para makamına kaim olmak üzere bazı çekler verdiğini, müvekkilinin de, yine sistemine kayıtlı başka bir üçüncü kişiden “…” satın alarak davalı tarafa teslim ettiğini, müvekkili tarafından davalı tarafın talep ettiği miktarda “…” kendisine verilmiş olmasına rağmen davalı tarafından müvekkiline verilen çeklerin karşılıksız çıktığını, dolayısı ile müvekkilinin alacağına kavuşamadığını, müvekkilinin hem kendi alacağına kavuşamadığını hem de üçüncü kişilere verdiği çeklerden ötürü icra takibi baskısına maruz kaldığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bu teslime ilişkin kurumsal e-mailler üzerinden bir çok yazışma yapıldığını, davalı tarafın satış sözleşmesi gereğince teslim alması gerekli tüm malları teslim aldığını, aldığı mallara bir itirazı olmadığının bu yazışmalar ile sabit olduğunu, ancak müvekkilinden aldığı malın karşılığında ödemesi gereken bedeli ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması ve daha sonra arttırılmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 ₺’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı şirketin barter hizmeti verdiğini, bu konuya herhangi bir itirazları bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında 10/02/2016 tarihinde … şifahi alım satım sözleşmesi akdedildiğini, bu şifahi sözleşme gereğince davacının, müvekkili şirkete 18.000 ton … satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, … bedeli olarak müvekkili şirket tarafından davacıya 8.240.000 $ tutarında mal bedeli avans olarak çekler verildiğini, davacı taahhüdünü yerine getirmediğinden dolayı Beyoğlu … Noterliği’nin 21/06/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile avans olarak verilmiş olan çeklerin iadesi için ve şifahi sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarname keşide edildiğini, davacının dava dilekçesinde üçüncü kişilere ciro etmiş olduğu çeklerin ödenmediğini beyan ettiğini, davacı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edilen 2 adet çekin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ve müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirket tarafından, davacı ile arasındaki ticari ilişkiye dayanarak davacıya verilen 19 adet çekin daha önce Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/886 E. Sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasına konu edildiğini ve davaya konu olan çekler için borçlu olmadığının tespit edildiğini, söz konusu davanın kesinleştiğini belirterek, davanın kesin hüküm sebebiyle ayrıca davacının, müvekkili ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan herhangi bir alacağı bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/04/2021 tarih ve 2019/1201 Esas – 2021/296 Karar sayılı kararı ile; “….Davacının dosyaya sunduğu belgelerin incelenmesinden taraflar arasındaki 2016 yılında kurulan sözleşme nedeniyle bu döneme ait evraklar olduğu anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar talebinin 2016 yılı Temmuz ayı öncesine dayandığı, Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi kararının ise 2016 Temmuz ayından sonraki çekleri kapsadığı iddiasında bulunmuş ise de dosyanın incelenmesinden anılan mahkemece bu şekilde bir sınırlamaya gidilmediği, taraf, özellikle o mahkemede davalı konumunda olan dosyamız davacısının veya karşı tarafın bu şekilde bir iddiasının bulunmadığı ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde alınan raporda davacının iddia etttiği döneme ilişkin de inceleme yapıldığı ve mal teslim olgusunun ispat edilemediği, yine o dosya davalısı mahkememiz davacısının bir kısım delillerini süresinde ibraz etmediği ve buna göre karar verildiği anlaşılmıştır. Davcının Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde süresinde sunmadığı ve delil yükümlülüğünü yerine getirmemesinin ardından verilen kararın kesinleşmesi sonrası mahkememiz nezdinde yeniden dava açarak bu delilleri sunarak aynı taraflara ve dava konusuna ilişkin yeni bir hüküm elde etmesi mümkün görülmediğinden davacının davasının izah edilen nedenlerle kesin hüküm nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE; … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen karara konu olan önceki hükmün Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 E. 2017/841 K. sayılı dosyasında verilen hüküm olup, hükmün konusu itibariyle işbu davadan farklı ticari işlemlere ilişkin olduğunu, bu hususun aşamalarda yazılı ve sözlü olarak ortaya konulmasına rağmen mahkemece sırf tarafların aynı olması ve konuların benzerliğinden hareketle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, Müvekkili ve davalı şirket arasında sürekli edimli bir barter sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkilinin, davalının … (HAB) ihtiyacını sahip olduğu tedarik havuzundan karşıladığını, taraflar arasında bu şekilde bir sözleşmesel ilişki bulunduğu, bu sürekli ilişkide müvekkilinin, davalının … alımlarına ilişkin tedarikçi/ komisyoncu pozisyonunda olduğu hususunun, gerek davadaki gerekse Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 E. 2017/841 K. sayılı dosyasındaki taraf beyanları ve sair delillerle sabit olduğunu, taraflar arasındaki sürekli sözleşmesel ilişki çerçevesinde farklı zamanlarda farklı miktarlarda ham madde tedarikine ilişkin anlaşmalar ve tedarik işlemleri gerçekleştiğini, İşbu dava ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 E. 2017/841 K. sayılı dosyasının konusunun, taraflar arasındaki farklı iş ve işlemler olduğunu, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının konusunun, dosya davalısı …’nın 16/08/2016 tarihli sözleşme uyarınca 6.700 ton … teslimi için avans olarak verdiğini beyan ettiği 29.09.2016 ila 07.04.2017 keşide tarihli toplamda 3.000.000 $ bedelli 19 adet çekin oluşturduğunu ve yapılan yargılama sonunda çekler hakkında menfi tespit yönünde karar verildiğini, gerek …’nın dava dilekçesinde, gerekse Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gerekçeli kararında ilgili çeklerin 16/08/2016 tarihli sözleşmeye istinaden, ileride teslim edilecek ham maddelere ilişkin avans olarak verilmiş olduğunun sabit olduğunu, verilen menfi tespit kararının da çeklerin karşılığı olan ticari iş ve işlemlerin yerine getirildiğinin tespit edilemediğinden bahisle verildiğini, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi hükmünün gerekçesinde de görüleceği üzere anılan çeklerin; tarafların anlaşmış oldukları, henüz gerçekleşmemiş 6.700 Ton … tedarikine ilişkin, avans olarak verilmiş olduğunda tereddüt olmadığını, çeklerin keşide tarihinin de bu hususu ortaya koyduğunu, İstinaf başvurusuna konu işbu dosyanın konusunun ise; müvekkilinin, davalıya 15.02.2016’da teslim etmiş olduğu 3.726,317 ton …’e ilişkin olduğunu, bahsi geçen ham maddenin fiilen tedarikinin, 31.01.2016 tarihinde başladığını ve 15.02.2016’da teslimle sonuçlandığını, teslim alınmış olduğuna dair Antrepo beyannameleri de bulunan bu 3.726,317 ton … için davalı …’ye toplam 2.776.105 USD fatura edildiğini, tedarik süreçlerine ilişkin gümrük beyannameleri, antrepo beyannameleri, gümrük ödeme dekontları gibi tüm belgeler ve faturaların dosyaya sunulduğunu ve ilgili kurumlara müzekkere yazılarak bu hususların teyit edildiğini, tüm bu hususların dava konusu tedarik işlemlerinin 31.01.2016’da fiili işlemleri başlamış olan ham madde tedarikine ilişkin olduğunu tereddütsüz bir biçimde ortaya koymakta olduğunu, 31.01.2016’da fiilen tedarik süreci başlatılan ham maddelerin, taraflar arasındaki 16/08/2016 tarihli sözleşmeye konu işlemlerle aynı olmasının hukuken ve mantıken mümkün olmadığını, Her iki davaya konu olan tedarik işlemlerinin gerek tarihleri, gerek teslim edilecek ham madde miktarları gerekse de bedellerinin farklı olduğunu, karar celsesinde hem kendileri tarafından, hem de davalı tarafça dosya kapsamındaki belgelerin incelenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmesinin talep edildiğini, ancak aynı celsede sözlü yargılamaya geçilerek hüküm verildiğini, mahkemenin dosya içerisindeki delilleri bilirkişi marifetiyle incelemeksizin ve gerekçeli kararında da bu delilleri değerlendirmeksizin hüküm kurduğunu, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi hükmünün konusu 16/08/2016 tarihli sözleşme uyarınca ileri tarihli teslimi planlanan, henüz teslim edilmemiş 6.700 ton … tedarikine ilişkin iken; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyanın konusunun, fiili teslimi 31.02.2016’da başlayıp, 15.02.2016’da tamamlanmış olan 3.726,317 ton …’e ilişkin olduğunu, mahkemenin aynı sürekli sözleşmesel ilişkiden kaynaklanması ve konularının benzer olmasından hareketle usul ve yasaya aykırı şekilde kesin hüküm değerlendirmesi yaptığını, iki mahkeme kararının yalnızca taraflarının aynı olduğunu, dava sebeplerinin ise sadece benzer olduğunu, dava sebepleri ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun farklı olduğunu, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun görülecek başka bir yer mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, barter sözleşmesi kapsamında verilen barter hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kesin hüküm dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 303- (1) maddesinde ” Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. ” düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … A.Ş.( Eski Ünvan: … A.Ş.) tarafından davalı … A.Ş. aleyhine aralarındaki ticari ilişki kapsamında avans olarak verilen çeklerin karşılıksız kaldığından bahisle menfi tespit davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının ispat külfetini yerine getiremediği ve mal teslim olgusunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının dava konusu çekler nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, verilen kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar işbu dosyaya ibraz edilen dava dilekçesinde, barter sistemi içerisinde davalı tarafa mal tedarikinin ne zaman yapıldığı, tedarik edilen mallar karşılığı alınan çeklerin hangi çekler olduğu açıkça belirtilmemiş ise de, davacı vekili mahkemenin 17/02/2020 tarihli duruşmasında; dava konusu malların davalı tarafa 2016 yılındı teslim edildiğini, Bakırköy Ticaret Mahkemesince verilen karara ilişkin çeklerin 2016 Temmuz ayı ve sonrasına ait olduğunu, dava konusu taleplerinin ise bunlardan önceye dayandığını beyan etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde de; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gerekçeli kararında ilgili çeklerin 16/08/2016 tarihli sözleşmeye istinaden, ileride teslim edilecek ham maddelere ilişkin avans olarak verilen çekler olduğunu, işbu dosyanın konusunun ise; müvekkilinin, davalıya 15.02.2016’da teslim etmiş olduğu 3.726,317 ton …’e ilişkin olduğunu, bahsi geçen ham maddenin fiilen tedarikinin 31.01.2016 tarihinde başladığını ve 15.02.2016’da teslimle sonuçlandığını beyan etmiştir. Davalı vekilince ibraz edilen cevap dilekçesinde, müvekkili şirket ile davacı arasında 10.02.2016 tarihinde … şifahi alım satım sözleşmesi akdedildiğini, bu şifahi sözleşme gereğince davacının, müvekkili şirkete 18.000 ton … satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, …’in bedeli olarak müvekkili şirket tarafından davacıya 8.240.000 $ (USD) tutarında mal bedeli avansı olarak çekler verildiğini, davacı taahhüdünü yerine getirmediğinden dolayı Beyoğlu … Noterliğinin 21.06.2016 tarih ve … Y. Nolu İhtarname ile avans olarak verilmiş olan çeklerin iadesi için ve şifahi sözleşmenin feshedildiğine dair ihtarname keşide edildiğini, tarafların, aralarındaki 10.02.2016 tarihli şifahi sözleşmeyi 16.08.2016 tarihinde yenileyerek, davalı şirketin 6.700 ton … madeni yağı müvekkili şirkete satması karşılığında (aşağıda dökümü yapılan) … Halkalı Şubesine ait çekleri teslim aldığını, bu çekler hakkında Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/866 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası ikame edildiğini, mahkemenin 27.11.2017 tarihli kararı ile davanın kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verildiğini beyan ederek, cevap dilekçesi ekinde Beyoğlu … Noterliğinin 21.06.2016 tarih ve … Y. no’lu ihtarnamesi ile Beyoğlu … Noterliğinin 21.09.2016 tarih ve … Y. nolu ihtarnamesinin birer örneğini ibraz etmiştir. Davalı tarafça davacıya gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 21.06.2016 tarih ve … Y. no’lu ihtarnamesi ile, davalının, muhataba (işbu dosyada davacı), 10/02/2016 tarihinde taraflar arasında alım satım sözleşmesi yapıldığı, şifahi sözleşme gereğince davalı şirkete 18000 ton … satmayı vaat ve taahhüt ettikleri, …in bedeli olarak davalının davacıya dökümü yapılan çekleri verdiğini beyan ettiği, dökümü yapılan çeklerin ise … Bankası AŞ’ye ait 9 adet çek olduğu, Davalı tarafça davacıya gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 21.09.2016 tarih ve … Y. n’olu ihtarnamesi ile de; muhatabın (işbu dosyada davacı) davalı şirketle 10/02/2016 tarihli şifahi sözleşmeyi yenileyerek 06/08/2016 tarihinde 6700 ton … madeni yağı karşılığında dökümü yapılan çekleri teslim aldıklarını beyan ettiği, dökümü yapılan çeklerin ise … Halkalı Şubesine ait 19 adet çek olduğu görülmektedir. İncelenen ihtarnamelerden ve taraf beyanlarından anlaşılacağı üzere, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 Esas sayılı dosyasında davanın konusunu 06/08/2016 tarihli şifahi sözleşmeye binaen verilen ve 21.09.2016 tarihli ihtarnameye konu çeklerin oluşturduğu, işbu dosyada ise davacı tarafça 31.01.2016- 15.02.2016 tarihleri arasında teslim edildiği iddia edilen … ve karşılığında davalı tarafça verildiği belirtilen çeklere ilişkin olduğu, her iki davanın dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmadığı, dolayısıyla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/866 Esas sayılı dosyasında verilen kararın işbu dosya ile açılan dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek, taraf delilleri toplanılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/04/2021 tarih ve 2019/1201 Esas – 2021/296 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar hacının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.