Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1055 E. 2021/1084 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1055 Esas
KARAR NO: 2021/1084 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/359 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 21/04/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisine istinaden, müvekkili tarafından 09.01.2018 tarihli, … no’lu ihraç kayıtlı fatura ile davalıya mal temin edildiğini, 09.01.2018 tarihli, … no’lu ihraç kayıtlı fatura ile 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu m. 11/1-c uyarınca, KDV’den müstesna olacak şekilde işlem yapıldığını, huzurdaki davaya konu 31.12.2018 tanzim tarihli ve … fatura nolu e-faturanın, müvekkili şirket tarafından teslimi gerçekleştirilen malların bir kısmının yasada belirlenen 3 aylık süre içinde davalı şirket tarafından ihracatının gerçekleştirilmemesi sebebi ile tahsil olunan KDV tutarına ilişkin olduğunu, davalı şirketin kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu müvekkili şirketten tahsil edilen KDV sebebi ile davalıya rücu edilen tutarın ödenmesi için defaatle talepte bulunulmuş olmasına karşın davalı-borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin alacağının temin edilmesi amacı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı esas sayılı dosyasından davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun takibe itiraz ettiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalı/borçlunun, müvekkiline teslim etmiş olduğu 05.04.2019 tarihli ” Borç Ödeme Teklifim ve 05.04.2019 tarihli çekimizin karşılıksızdır şeklinde yazılmaması talebim hk” konulu yazı ile; borca karşılık vermiş olduğu 05.04.2019 vadeli çekinin yazdırılmamasını talep ederek, borcunu ikrar ettiğini ve ödeme planı sunduğunu, görüldüğü üzere davalı/borçlu şirket tarafından borcun ikrar edildiğini, iş bu dava konusu 31.12.2018 tanzim tarihli ve … fatura nolu e-faturanın, davalı borçluya sistem üzerinden gönderildiğini, davalı/borçlu tarafından e-faturaya itiraz edilmediğini, alacağın likit olduğunu, borçlunun mal kaçırmak için zaman kazanmaya çalıştığını, ayrıca davalı adına kayıtlı Gaziantep ili Şehitkamil ilçesi … ada … parselde kain taşınmazın kayıtlarında 2019 – 2020 tarihleri arasında eklenen çok sayıda ihtiyati haciz şerhi bulunduğunu ve taşınmazın Gaziantep İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında satış işlemlerine başlandığını, davalı şirketin 29.11.2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olduğu üzere adresini değiştirdiğini, müvekkilinin davalının ödemediği ve alacaklılarından hileli davranışlarla mal kaçırmak amacıyla yeni bir yapılanmaya girdiği yönünde duyumlar aldığını, davalının ikrar ettiği bir borcu olmasına rağmen, alacağın tahsilini zorlaştıracak şekilde eylemlere girişen davalının taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve 3. kişiler üzerindeki hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalılar tarafından takibe, asıl alacağa ve fer’ilerine ilişkin yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/04/2021 tarih 2021/359 Esas sayılı ara kararında; ” davacı tarafça davalının malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiş ise de, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkememizce koşulları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Dava bakımından ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mevzuatta öngörülen tüm şartların gerçekleşmiş bulunduğunu, yerel mahkemece ihtiyati hacze karar verilebilmesi için tam ispat şartı aranmadığını, ihtiyati haciz isteyenin alacağının “muhtemel” olduğuna ilişkin hakimde kanaat uyandırılmasının ve bu hali ile yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, geçici hukukî korumalarda yaklaşık ispatla yetinilmesi hem ivediliğin hem de geçiciliğin bir sonucu olarak çıktığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihadı ile de sübuta erdiğini, (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/1541 E., 2017/983 K. ve 08.02.2017 tarihli kararı – Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5718 E., 2016/5497 K. sayılı ve 23.05.2016 tarihli kararı) Müvekkili şirketin alacaklı olduğunun dosyaya sunulan deliller ile ortaya konulduğunu, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, Müvekkili şirket ile davalı Şirket arasındaki ticari iş ilişkisine istinaden, müvekkili tarafından 09.01.2018 tarihli, … no’lu ihraç kayıtlı fatura ile davalıya mal temini sağlandığını, 09.01.2018 tarihli, … no’lu ihraç kayıtlı fatura ile 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu m. 11/1-c uyarınca, KDV’den müstesna olacak şekilde işlem yapıldığını, davaya konu 31.12.2018 tanzim tarihli ve … fatura nolu e-faturanın ise müvekkili tarafından teslimi gerçekleştirilen malların bir kısmının yasada belirlenen 3 aylık süre içinde davalı tarafından ihracatının gerçekleştirilmemesi sebebi ile tahsil olunan KDV tutarına ilişkin olduğunu, Davalı tarafça, davaya konu faturaya itiraz edilmemesi nedeniyle, faturanın muhteviyatını ve münderecatını kabul etmiş sayılacağını ve işbu faturanın müvekkilinin alacağının ispatında delil olarak kabul edileceğinin açık olduğunu, yerel mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğinin yerleşik yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu, (Yargıtay Kararı – 19. HD., E. 2015/10514 K. 2016/6608 T. 14.4.2016) (Yargıtay Kararı – 19. HD., E. 2015/1906 K. 2015/14536 T. 11.11.2015)(Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2016/11772 K. 2016/8517 T. 31.10.2016) Borçlu tarafça, borcun yazılı olarak ikrar edildiği hallerde, işbu hususun göz ardı edilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilemeyeceğinin yarleşik Yargıtay içtihadı ile sabit olduğunu, (Yargıtay Kararı – 19. HD., E. 2016/7995 K. 2016/14416 T. 08.11.2016)(Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2016/2441 K. 2016/2906 T. 16.03.2016) Yerel mahkemece ihtiyati hacze karar verilebilmesi için layihalar aşamasının tamamlanmasının kanunda bir şart olarak öngörülmediğini, ihtiyati haciz kararının ivedilikle verilmesi lüzumuna da aykırı düşeceğini, ( İcra İflas Kanunu’nun “İhtiyati Haciz Karar” başlıklı 258. Maddesi ) Davalı tarafın alacaklılarından hileli davranışlarla mal kaçırmak amacı ile, yeni bir yapılanmaya girmiş olduğunu, ihtiyati haciz kararının da ivedilikle verilmesi gerektiğini, huzurdaki dosya kapsamında, ihtiyati haciz kararı verilmesi için mevzuatta öngörülen tüm şartların sağlanmış olmasına karşın, “layihalar aşamasının tamamlanmadığından, bir başka deyişle davalı tarafın dinlenmediğinden” bahisle verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin davaya konu alacağı muaccel olarak bulunduğunu bu alacağın rehinle temin edilmediğini, Borçlarını ödeyemeyen ve bu nedenle icra takipleri ile karşı karşıya olan davalının, müvekkilinden mal kaçırmak maksadıyla zaman kazanmak için kötü niyetle icra takibimine itiraz ettiğini, (Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2016/4745 K. 2016/6515 T. 13.6.2016) İleri sürerek, yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasını, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Davacı, davalıdan faturaya dayalı alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, şartları oluştuğundan davalının taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Somut olayda, takip dayanağı, ihraç kaydı ile davalıya satılan ve bir kısmının ihraç edilmediği iddiası ile ihraç edilmeyen mallardan kaynaklı doğduğu belirtilen KDV bedelinin yansıtılması faturasıdır. Davacının sunduğu, davalının borç ikrarını içerir belgede davalı şirket yetkilisi davacıya mal alış verişi nedeniyle borcu olduğunu ikrar etmiş ise de bu ikrar takibe konu KDV faturasını içermemektedir. Takip konusu alacağın varlığı yargılamayı gerektirmekte olup davanın bulunduğu aşama itibarıyla davacının sunduğu deliller yaklaşık ispata yeterli değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.