Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1049 E. 2021/921 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1049 Esas
KARAR NO: 2021/921 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2020/142 Esas 2021/53 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkili davacı … A.Ş ile … A.Ş. arasında ; mülkiyeti davalı şirket’e ait olan ve üzerinde turizm yatırımı belgeli 336 yatak kapasiteli 3 yıldızlı otel tesisi yer alan … ada … parsel 25.189,80 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile,lehine üst hakkı tesis edilmiş davalı şirket adına kayıtlı 6106,32 m2 yüzölçümlü, … ada, … parselde kayıtlı daimi ve müstakil üst hakkı vasıflı taşınmazın satışı konusunda 02.08.2019 tarihli protokol imzalandığını, 31.12.2018 tarihli 4. Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 535 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla 31.03.2019 tarihine kadar uzatılan bazı mallardaki indirimli KDV ve ÖTV oran uygulamasının, 21.03.2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 843 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tekrar uzatıldığı, 843 sayılı Kararın 2. Maddesiyle yapılan düzenlemeye göre, yüzde 18 oranında KDV’ye tabi işyeri ve konut teslimlerinde %8 oranında KDV uygulanmasına karar verildiğini ve 31.12.2019 tarihine kadar bu oranın uygulanmaya devam edileceğinin fark edildiğini, %8 üzerinden ödenmesi gereken KDV tutarının %18 üzerinden ödendiğinin anlaşıldığını, Müvekkil Şirket’in Davalı Şirket lehine keşide ettiği … – Kütahya çarşı şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00 TL bedelli çekin 6.556.473,89 TL’lik kısmından davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkil Şirket ile davalı şirket arasındaki protokol’ün 6.maddesine istinaden müvekkil şirket tarafından payına düşen KDV ödemesi için Davalı Şirket lehine satış bedelinin %18’i üzerinden … – Kütahya Çarşı Şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00 TL bedelli çek keşide edilerek davalı şirket’e teslim edildiğini, söz konusu çekin 6.556.473,89 TL’lik kısmı üzerine öncelikle tedbir mahiyetinde ödeme yasağı konulup bilahare yapılacak yargılama neticesinde müvekkil şirket’in … – Kütahya çarşı şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00 tl bedelli çekin 6.556.473,89 tl’lik kısmından davalı şirket’ e herhangi bir borcunun olmadığının tespiti için Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. sayılı dosyası ile ikame edilen dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak 05.12.2019 tarihli duruşmada davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine karar verildiğini, kararın istinaf edilerek Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi 2019/ 144 e. Sayısına gitiğini yargılamanın devam ettiğini belirterek; Müvekkil şirket’in davalı şirket lehine keşide ettiği … – Kütahya çarşı şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00 tl bedelli çekin 6.556.473,89 tl’lik kısmından davalı şirket’ e herhangi bir borcunun olmadığının tespitine maliye bakanlığı ankara vergi dairesi başkanlığı hitit vergi dairesi tarafından gönderilen 410291 sayılı haciz bildirisinde de görüleceği üzere davalı şirket’in borca batık olduğundan öncelikle ödeme yasağı konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket’e tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı tarafından Müvekkili Şirket aleyhine ikame edilen ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davasının tarafları ve konusu nedeniyle İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 13.01.2020 tarihli, 2019/700 Esas ve 2020/7 Karar sayılı dosyası ile aynı olduğunu davacı şirketin derdestlik dava şartını göz ardı ederek dava ikame ettiğini, davanın ivedilikle usulden reddi gerektiğini, müvekkili Şirket, ile Davacı Şirket … A.Ş. arasında akdedilen Protokol ile; mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan üzerinde turizm yatırımı belgeli 336 yatak kapasiteli, 3 yıldızlı otel tesisi yer alan … ada … parsel 25.189,80 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile lehine üst hakkı tesis edilmiş müvekkili şirket adına kayıtlı 6106,32 m2 yüzölçümlü … ada … parselde kayıtlı daimi ve müstakil üst hakkı vasıflı taşınmazın KDV hariç 65.564.734,00 TL bedelle davacı şirkete devrine ilişkin esas ve koşulların düzenlendiğini, davacı Şirketin bahse konu ettiği %8 oranında KDV uygulaması yönündeki Kararların davaya konu Protokole uygulanmasının hukuken imkansız olduğunu, ilgili maddede %8 KDV uygulamasının sınırlayıcı bir şekilde sadece konut ile işyeri vasfındaki taşınmazlara uygulanabileceğinin düzenlendiğini, Protokole konu taşınmazın “arsa” vasfında olup Davacı Şirketin yorum ve isteğine göre KDV oranının %8 uygulanmasının mümkün olmadığını, Davacı Şirket tarafından Protokole konu taşınmazın “arsa” vasfında olduğunun bilinerek, kendi payına düşen KDV ödemesi için satış bedelinin %18’i üzerinden çek keşide edilip Müvekkili Şirket’e teslim edildiğini, bu nedenle ; haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine, derdestlik yokluğu dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, haksız ve dayanaksız olarak ikame edilen davanın bir bütün olarak reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/01/2021 tarih ve 2020/142 Esas – 2021/53 Karar sayılı kararında; “Dava İİK 72 maddesi gereğince icra takibinden önce açılan ve kambiyo senetlerine mahsus menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı … çek numaralı ve 11.801.653,00 TL bedelli çekin 6.556.473,89 TL lik kısmı yönünden davalıya borçlu olmadığını iddia etmektedir. Mahkememizce Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin karar istinaf edilerek kesinleşmediğinden, ve derdestlik dava şartı itirazı bulunduğundan tensiben davacının ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmemiştir. Taraflarca bildirilen deliller dosya içine alınmıştır. Uyap üzerinden getirtilerek incelenen Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. sayılı dosyasında davacının aynı taleple dava açtığı, mahkemece verilen 05.12.2019 tarihli yetkisizlik kararı üzerine, kararın istinaf edilerek Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi 2019/ 144 esasında yargılamanın devam ettiği tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK nun 114/1-ı maddesinde açıkca “aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartı hükmü mevcuttur. Huzurdaki dava Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. sayılı dosyasında açılan dava ile tarafları konusu bakımından aynıdır. Derdest dava halen devam etmektedir. Bu nedenle HMK 114/1-ı gereğince derdestlik dava şartı yokluğundan davanın HMK 115 maddesi gereğince usulen reddine karar vermek gerekmiştir. Dava usulen reddedildiğinden davacının ihtiyati tedbir talebi yerinde bulunmamıştır. …”gerekçesi ile, HMK 114/1-ı gereğince derdestlik dava şartı yokluğundan davanın usulen reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemede görülen davada, .. A.Ş. ile … A.Ş. arasında 02.08.2019 tarihli protokol imzalandığı, Protokol’ün “Masraflar” başlıklı 6.1. Maddesinde, taşınmaz devri ve üst hakkının ve/veya tahsisin devrine yönelik ilgili resmi ve özel kuruluşlara ödenmesi gereken her türlü devir bedeli, harç, vergi ve masrafların müvekkili şİrket ve davalı şirket tarafından eşit olarak paylaşılacağı kararlaştırıldığı, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki Protokol’ün 6.maddesine istinaden müvekkili şirket tarafından payına düşen KDV ödemesi için davalı şirket lehine satış bedelinin %18’i üzerinden … – Kütahya Çarşı Şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00 TL bedelli çek keşide edildiği ve davalı şirkete teslim edildiği, ancak en son 31.12.2018 tarihli 4. Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 535 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla 31.03.2019 tarihine kadar uzatılan bazı mallardaki indirimli KDV ve ÖTV oran uygulaması, 21.03.2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 843 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tekrar uzatıldığı, 843 sayılı Kararın 2. Maddesiyle yapılan düzenlemeye göre, yüzde 18 oranında KDV’ye tabi işyeri ve konut teslimlerinde %8 oranında KDV uygulanmasına karar verildiği ve 31.12.2019 tarihine kadar (bu tarih dahil) bu oran uyagulanmaya devam edileceği fark edildiği ve neticede %8 üzerinden ödenmesi gereken KDV tutarının %18 üzerinden ödendiğinin anlaşıldığı belirtilerek müvekkili şirketin davalı şirket lehine keşide ettiği … Kütahya Çarşı Şubesi 25.10.2019 vade tarihli … çek numaralı 11.801.653,00.TL bedelli çekin 6.556.473,89 TL’lik kısmından davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığnın tespiti ile bu kısım bakımından ödeme yasağı konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, Yargılamanın 28.01.2021 tarihli duruşmasında Kütahya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. Sayılı dosyasının halen derdest olduğu göz önünde bulundurularak; “HMK 114/1-ıgereğince derdestlik dava şartı yokluğundan davanın usulen reddine” şeklinde hüküm tesis edilmişse de yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Huzurdaki dava Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/611 esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın devamı niteliğinde olduğundan hiçbir şekilde derdestlik itirazına konu olamayacağını, doktrin ve Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, ancak yerel mahkemece hiçbir şekilde bu hususlar değerlendirilmeden Yargıtay’ın açık kararları irdelenmeden ve uyuşmazlığın özüne aykırı olacak şekilde tamamen şekli bir bakır açısıyla davanın usulden reddine karar verildiğini, Derdestlik ilk itirazının söz konusu olabilmesi için aynı davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması gerekeceğini, ikinci dava ayrı olarak açılmış bir dava olmayıp da birinci davanın devamı niteliğinde ise o zaman ikinci davaya karşı derdest ilk itirazında bulunulamayacağını, (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, IV.Cilt,2001, syf. 4219 ) Yargıtay ilamlarında açıklandığı üzere, görevsizlik kararı henüz kesinleşmeden görevli mahkemede dava açılabileceği, görevli mahkemede ikame edilen davanın ilk davanın devamı niteliğinde olduğu ve görevli mahkemede derdestlik itirazında bulunulamayacağının belirtildiğini, (Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 1983/ 12960 E. 1983 /13801 K. Sayılı 30.12.1983 tarihli ilamı, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi 1987/ 14254 E. 1988 / 315 K. 20.01.1988 tarihli ilamı, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 1993/ 1883 E. 1994 / 5265 K. 21.04.1994 tarihli ilamı) Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar kesinleşmeden derdestlik itirazı hakkında karar verilmeyeceği, kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği, ilk karar kesinleştiğinde derdestlik itirazının reddi ile davaya bakmaya devam edileceği ifade edildiğini, (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, IV.Cilt,2001, syf. 4219 ) (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 1989/ 2051 E.1989 / 4294 K. 17.10.1989 tarihli ilamı) Tüm bu nedenlerle Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 E.sayılı davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddedildiği, esasa hiçbir şekilde girilmediği, huzurdaki davanın Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın devamı niteliğinde olduğu, hiçbir şekilde derdestlik itirazına konu olamayacağını, bu nedenle yerel mahkemenin kararı hukuka ve hakkaniyete tamamen aykırı olduğunu, Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı davasının istinaf yargılamasının devam ettiği, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2020/203 Esas sayılı dosyasında İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesi halinde ihtiyati tedbirin kaldırılacağı ve müvekkili şirketin telafisi güç ve imkanız zararlara uğrayacağı göz önünde bulundurularak ihtiyati tedbir kesintisiz şekilde devamını teminen huzurdaki davanın ikame edildiğini, davalı şirketin borca batık olduğu hususları da göz önünde bulundurulduğunda işbu davanın ikame edilmesindeki haklılıkları ve ihtiyati tedbir talebinin amacının açıkça görüleceğini, Yukarıda ayrıntılı bir şekilde ifade edildiği üzere, Protokol’e konu taşınmazın KDV ödemesi için satış bedelinin %18’i üzerinden keşide edilen çekin bankaya ibraz edilmesi ya da üçüncü kişilerin eline geçmesi halinde Müvekkil Şirketin telafisi güç zararlara uğraması durumu doğacağını, Davalı şirketin Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ödenmesi gereken ancak halen ödenmeyen borçlarının bulunması nedeniyle Protokol’e konu taşınmazlardan üst hakkı tesis edilmiş 6106,32 m2 yüzölçümlü, … ada, … parselde kayıtlı daimi ve müstakil üst hakkı vasıflı taşınmazın devrinin gerçekleştirilemediğini, ayrıca bu süreçte davalı şirketin Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ödenmesi gereken ancak ödenmeyen borçları nedeniyle Hazine avukatları tarafından icra takibi başlatıldığının tespit edildiğini, (Bodrum … İcra Müdürlüğü … E., Bodrum … İcra Müdürlüğü … E. (700.000,00 TL) Bodrum … İcra Müdürlüğü … E. ( 958.000,00 TL ) Bodrum … İcra Müdürlüğü … E. ( 550.000,00 TL ) Bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından Beşiktaş …Noterliği … Yevmiye Numaralı 23.09.2020 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek; Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ödenmesi gereken ancak ödenmeyen borçlardan kaynaklı olarak Protokole konu taşınmazın devrinin gerçekleşemediği, bundan doğan zararlarımızı tazmin hakkımız saklı kalmak kaydıyla, yukarıda belirttikleri icra dosyaları ve bunlarla sınırlı olmamak üzere Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne tüm borçlarını faizleri ile birlikte 5 (beş) gün içerisinde ödenmesi aksi halde her türlü dava masrafı ve vekâlet ücreti davalı şirkete ait ait olmak üzere yasal yollara müracaat edileceği davalı şirkete ihtar edildiğini, Ayrıca davalı şirketi Ticaret Sicil kayıtlarına bakıldığında … A.Ş. ve … Ltd. Şti ile birleşeceğinden bahisle şirket alacaklılarına, alacaklarının teminata bağlanmasını isteyebileceklerine dair çağrı yapıldığı ve şirket yönetim kurulu üyelerinde değişikliğe gidildiğini, bu hususlar da davalı şirketin borca batık olduğunu hususunu teyit etmekte olduğunu, ticaret sicil gazetesi kayıtlarının da dosyada mübrez olduğunu, Bu nedenlerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2020/203 Esas sayılı dosyasında İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesi ve Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı dosyasında tesis edilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde dosyanın Kütahya’dan İstanbul Mahkemelerine gönderilmesi ve tevzi edilmesine kadar geçecek sürede davalı şirket tarafından çekin tahsili ve müvekkili şirketin zarara uğratılması konusunda ciddi endişeler taşımakla ihtiyati tedbir kararının devamının amaçlandığını, Zira Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı dosyası kapsamında tesis edilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması durumunda aynı gün işlem yapılarak ihtiyati tedbir konulan kısmın davalı tarafından tahsili mümkün olacağı, davalı şirketin borca batık olması nedeniyle davaya konu çekin ihtiyati tedbir kararı tesis edilen 6.556.473,89.TL’ lik kısmının davalı şirket tarafından kötü niyetle tahsil edilmesi halinde müvekkili şirketin işbu dava sonunda davaya konu tutarı tahsil etmesinin mümkün olmayacağını, Bu nedenlerle, yukarıda belirtilen içtihat ve doktrindeki açık görüşler çerçevesinde, huzurdaki davanın Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/ 611 E. sayılı dosyası ile ikame edilen davanın devamı niteliğinde olacağı da göz önünde bulundurularak huzurdaki dava ikame edildiğini, Ancak defaatle ifade edildiği, yerel mahkemece hiçbir şekilde bu hususlar değerlendirilmeden, Yargıtay’ın açık kararları irdelenmeden ve uyuşmazlığın özüne aykırı olacak şekilde tamamen şekli bir bakış açısıyla haklı davamız usulden reddedildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddedildiği, esasa hiçbir şekilde girilmediği, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, huzurdaki davanın Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/611 Esas sayılı dosyası ile ikame edilen davanın devamı niteliğinde olduğu, hiçbir şekilde derdestlik itirazına konu olamayacağı, davalı şirketin borca batık olduğu hususları da göz önünde bulundurularak, tamamen şekli bir bakış açısıyla tesis edilen yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK 72 maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, HMK 114/1-ı gereğince derdestlik dava şartı yokluğundan davanın usulen reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı bendinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bir davada derdestliğin kabul edilebilmesi için varlığı gerekli üç koşul birlikte aranır. Bunlar: 1- Bu davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması; 2-Davanın görülmekte ( derdest ) olması; 3- Daha önce açılmış ve görülmekte olan o dava ile ikinci davanın yani bu davanın tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava olması koşullarıdır. Somut olayda, Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/611 Esas-2019/485 Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda, 05/12/2019 tarihinde İstanbul ATM.’ Ne yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu dosyanın tarafları, dava sebebi, konusu ile eldeki davanın tarafları, dava sebebi ve konusunun aynı olduğu tesbit edilmiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.