Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1030 E. 2021/920 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1030 Esas
KARAR NO : 2021/920 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2021
NUMARASI: 2021/155 Esas (Derdest Dosya)
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması – İhtiyati Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davacı …’nin muvafakati olan diğer davacı …. San. Tic. Ltd. Şti, … ve …’nin borçlu, davalı bankanın alacaklı sıfatı ile 19/11/2018 tarihinde protokol imzaladığını, davacı …, daha önce kendi muvafakati doğrultusunda diğer davacıların alacaklı bankaya (davalı) olan borcunun teminatı olarak gösterdiği banka adına ipotekli İstanbul ili, … İlçesi, … Mah. … Cad. … pafta, … Ada, … Parselde kain adına kayıtlı mesken vasıflı 14 nolu bağımsız bölümü 670.000 TL bedel üzerinden, bankanın ipoteği hariç, her türlü takyidatlardan arındırılmış bir şekilde, bankaya devrini sağladığını, davalı banka ise, taşınmazın tapuda banka adına kayıt ve tescil edildiği tarihten itibaren 18 aylık süre içerisinde yazılı olarak kendisine ulaşacak şekilde talepte bulunulması kayıt ve şartıyla, devir bedeli olarak belirlenen bedel ile taşınmazın satış masrafları, devir tarihinden başlamak üzere geri satım tarihine kadar işleyecek %20 faiz + BSMV nakden ve defaten borçlular tarafından ödenmesi şartına bağlı olarak taşınmazı davacı … adına devretmeyi karşılıklı olarak taahhüt ettiklerini, anılan sözleşmeye göre, alacaklı banka tarafından taşınmazın geri alınması için davacılara tanınan 18 aylık süre 21/05/2020 tarihinde sona erdiğini, dünyada ve ülkemizde covid 19 salgın hastalığının yaşandığını, bu sebeple de kamu, özel tüm kurumların hemen hemen tamamının kapandığı ve bu nedenle resmi işlem yapmanın neredeyse imkansız hale geldiğini, resmi ve özel kuruluşların kapalı olması ticari hayatta da bir çok olumsuzlukların yaşanmasına neden olduğunu, bu durum doğal olarak, mobilya üretimi yapan davacıları da olumsuz yönde etkilediğini, salgın nedeniyle yapmış oldukları işlerden ödeme alamadıkları için rutin ödemelerini dahi gerçekleştiremediklerini, bu nedenle de covid 19 salgınının yaşandığı tarihe denk gelen günlerde, davalı bankaya karşı yüklenmiş oldukları edimi yerine getirmediklerinden dolayı taşınmazın geri devri de sağlanamadığını, dünyada ve ülkemizde baş gösteren covid 19 salgını sebebiyle sözleşmede belirlenen edimlerin müvekkillerce yerine getirilmemesi üzerine davalı banka tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 29/06/2020 gün … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek davacılara gönderildiğini, anılan ihtarname de … Şirketinin borcundan dolayı tefevüz edilen ve 18 ay süre ile geri alım hakkı tanınan, dava konusu taşınmazın geri alım hakkının 21/05/2020 tarihi itibariyle sona erdiğini davacılara bildirildiğini, iş bu ihtarnameye karşı Üsküdar …. Noterliğinin 02/07/2020 gün … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verilen cevapta, geri alım hakkının bitiş tarihi olan 21/05/2020 tarihinin ülkemizde baş gösteren covid-19 salgınına denk geldiğini, davacıların bu nedenle de ekonomik zorluk yaşadıklarını, mücbir sebep dolaysıyla geri alım ile ilgili edimlerin yerine getirilemediğini, geri alım hakkının kullanılması için tarafımıza makul bir süre verilmesi durumunda sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduklarını, süre talebini içerir ihtarname davalı bankaya tebliğ edilmesine rağmen, davalı banka tarafından taleplerinin cevapsız bırakıldığını, uyuşmazlığın halli için yapmış olduğumuz arabuluculuk müracaatı, davalı bankanın anlaşmak istememesi nedeniyle sonuçsuz kaldığını, mücbir sebep, borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, borcun ihlaline, kaçınılmaz ve mutlak şekilde neden olan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan, olağanüstü bir olay olarak tanımlandığını, Covid-19 salgınını, yaklaşık 1 yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan ve daha çok insana bulaşmaması için idari makamları sosyal ve ticari hayatta kısıtlamalar yapmak zorunda bırakan bir hastalık olması nedeniyle yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde mücbir sebep olarak kabul etmek gerektiğini, davacılar, davalı bankaya karşı sözleşmeden doğan edimlerini, mücbir sebep olduğu kuşkusuz olan salgının doğal sonucu olarak alınan idari tedbirlerin ekonomiyi olumsuz olarak etkilemesi sebebiyle yerine getiremediğini bildirmiş, tüm bu durumların yaşanmaması için, covid – 19 salgının mücbir sebep olarak kabulü ile birlikte, satılması halinde müvekkiller nezdinde telafisi imkansız zararlara sebebiyet verecek olan dava konusu İstanbul ili, … İlçesi, … Mah. … Cad. … pafta, … Ada, … Parselde kain mesken vasıflı 14 nolu bağımsız bölümün satışının tedbiren durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili bankanın … Caddesi Kozyatağı Şubesi kredi borçlusu … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ‘nin kredi borcunun teminatında yer alan “İSTANBUL İLİ, … İLÇESİ, … MAHALLESİ, … ADA, … PARSEL, … BLOK, 6. NORMAL KAT, 14 NOLU MESKEN NİTELİĞİNDEKİ” taşınmaz imzalanan vefa sözleşmesi kapsamında 18 aylık süre ile Bankaya devredildiğini, işbu sözleşmenin IV. Maddesinin 1. Fıkrası “BANKA; İşbu protokolün III.1. maddesi gereğince borca mahsuben BANKA tarafından devralınacak ‘”Nan taşınmazların, tapuda BANKA adına kayıt ve tescil edildiği tarihten itibaren 18 aylık süre içerisinde yazılı olarak ve BANKA’ya ulaşacak şekilde talepte bulunulması kayıt ve şartıyla, taşınmazların devir bedeli olarak belirlenen ve üzerinde taraflarca mutabık kalınan, istanbul ili, Kartal ilçesi, …nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmazın için 670.000,00-TL.+ satış masrafları tutarına, taşınmazların BANKA’ya devir tarihinden başlamak üzere geri satım tarihine kadar yıllık %20 faiz+ BSMV uygulanması ve işleyecek faizleri ile birlikte oluşan tutarın nakden ve defaten ödenmesi, devir nedeniyle yapılacak olan tüm masrafların (BANKA’ya ait olanlar da dahil olmak üzere) BORÇLULAR, eski malik veya gösterilecek alıcı 3.şahıs tarafından karşılanması ve bu süreçte taşınmazlara ait tüm giderlerin (emlak vergisi, su, elektrik, sigorta v.s.) BORÇLULAR, eski malik veya gösterecekleri 3.şahıslar tarafından ödenmesi, iş bu protokolün III.2. maddesi gereğince BANKA tarafından … SAN.TİC.LTD.ŞTİ.’ne verilen hali hazırda dolaşımda bulunan/karşılıksız durumdaki toplam 5 adet ödenebilir durumdaki çek yapraklarının iade edilmesi/iadesinin sağlanması veya çek sorumluluk bedellerine karşılık olmak üzere BANKA tarafından ödenmesi muhtemel tutarın %50 fazlası olan 12.000:TL’nin BANKA lehine faiz getirmeyen bir hesapta rehin/bloke edilmek üzere yatırılması ve işbu protokoldeki sair yükümlülüklerin ve ödemelerinin eksiksiz olarak zamanında yerine getirilmesi kayıt ve şartlarıyla, taşınmazların eski malikine veya göstereceği 3.şahıslara satımını yapmayı kabul, beyan ve taahhüt eder.” Söz konusu taşınmaz 21/11/2018 tarihinde Müvekkil banka tarafından tefevvüz edildiğini, dava konusu taşınmaz için davacı tarafa akdedilen vefa sözleşmesi kapsamında 21/05/2021 tarihinde geri alım hakkı sona erdiğini, davacı borçlular akdedilen protokole uygun şekilde geri alım hakkının kullanmamışlardır. Kullanmama gerekçesi olarak covid-19 salgını bahane gösterildiğini, ancak ülkemizde salgın mart 2020 de baş gösterdiğini, davacının sözleşmesi 2020 mayıs ayında sona erdiğini, 16 aylık sürede geri alım hakkı kullanmayan davacının sözleşmenin sonuna gelindiğinde salgını bahane etmesi davacının kötünüyetli olduğu, süreci uzatmaya yönelik davrandığını, salgının mücbir sebep olduğu kabul edilse dahi davada davacının buna dayanması hakkaniyete aykırı olduğunu, işbu nedenle davacının sözleşmenin uyarlanması talebi somut olaya uygun olmadığını, kendi kusuruyla borcu ödemek için hazırlık yapmayan davacı tarafın salgını bahane etmesi iyiniyetli bir tutum olmadığını, davacı taraf haksız olarak taşınmazı kullanmaya devam etmekte olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 12/04/2021 tarih ve 2021/155 Esas sayılı ara kararında;”Dava, mücbir sebep nedeniyle sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya geçikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır.HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talebi eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir.Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur.Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtiyati tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ispat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ispatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.HMK’nun 389. Maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir.Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, uyuşmazlığı çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, davacı tarafça sunulan deliller dikkate alındığında talebini yaklaşık ispat ile ispatlayamadığı, HMK’nun 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden…”gerekçesi ile, Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Açılan davada ülkemiz ve dünyada baş gösteren ve mücbir sebep olduğu noktasında herkesin hem fikir olduğu covid-19 salgın hastalığı nedeniyle oluşan ekonomik sıkıntı nedeniyle müvekkillerinin 19.11.2018 tarihli protokol uyarınca bankaya geçici olarak devrettikleri taşınmaza ait geri alım hakkını kullanamadıklarını, protokol hükümleri çerçevesinde taşınmazın devir alabilineceği yönünde müvekkillerinin talebinin davalı banka tarafından kabul edilmediği, davalı tarafça dava konusu taşınmazın satış işlemlerine başlanıldığı, taşınmazın satışı halinde müvekkilleri nezdinde telafisi imkansız zararların oluşacağını ifade ederek yargılama neticeleninceye kadar taşınmaz satışının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, Talebi inceleyen İlk derece mahkemesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, uyuşmazlığı çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, davacı tarafça sunulan deliller dikkate alındığında talebini yaklaşık ispat ile ispatlayamadığı, HMK’nun 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğini gerekçe gerekçe göstererek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, Tedbir talebinin reddine gerekçe olarak gösterilen sebeplerin kabulünün mümkün olmadığını, zira, covid 19 salgını tüm dünyayı etkisi altına alan, gerek ülkemiz ve gerekse kresel çapta ekonomik krize sebebiyet veren ve büyük küçük ölçekte faaliyet gösteren firmaları ekonomik zorluk yaşamasına neden olan ve herkesçe mücbir sebep olarak kabul edilen bir durum olduğunu, Müvekkilleri covid 19 salgını nedeniyle alınan idari tedbirlerden dolayı yaşadıkları ekonomik sıkıntı nedeniyle davalı bankaya karşı edimlerini yerine getirememiş ve taşınmaza ait geri alım hakkını kullanamadıklarını, Daha sonra protokol hükümleri çerçevesinde taşınmazın devri ile ilgili yaptıkları başvuru davalı banka tarafından reddedildiğini, dava konusu olay, protokol hükümleri çerçevesinde taşınmaza geri alım hakkı tanınması yönünde sözleşmenin uyarlanması olup davalı banka tarafından taşınmazın satışı için işlemler başlatılmış durumda olduğunu, taşınmazın davalı banka tarafından üçüncü bir kişiye satışı durumunda dava konusuz kalacak ve bu durum müvekkilleri nezdinde telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini, davanın konusuz kalmaması ve müvekkilleri açısından telafisi imkansız zararlar yaşanmaması için tedbir kararı verilemesi elzem bir durum olduğunu, Covid 19 salgını, tüm dünyayı etkisi altına alan ve yaşattığı olumsuzluklar nedeniyle küresel anlamda mücbir sebep olarak kabul edilen bir durum olup dava açısından yaklaşık ispat koşulunu karşılamakta olduğunu, taşınmaz üzerine tedbir konulması ise yalnız taşınmazın dava sonuna kadar satışını engeller mahiyette olup, uyuşmazlığı çözer bir niteliği bulunmadığını, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasında herhangi bir yasal engelden bahsedilemeyeceğinden, anılan gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, vefa sözleşmesinin uyarlanması davasında sözleşme konusu taşınmazın 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Mahkemece, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya , dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır.Somut olayda, Davalı Banka’nın Atatürk Caddesi Kozyatağı Şubesi kredi borçlusu …. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ‘nin kredi borcunun teminatında yer alan “İSTANBUL İLİ, … İLÇESİ, … MAHALLESİ, … ADA, … PARSEL, … BLOK, 6. NORMAL KAT, 14 NOLU MESKEN NİTELİĞİNDEKİ” taşınmaz imzalanan protokol kapsamında 18 aylık süre ile davalı bankaya devredildiği anlaşılmıştır. İşbu protokolün IV. Maddesinin 1. Fıkrasında; “BANKA; İşbu protokolün III.1. maddesi gereğince borca mahsuben BANKA tarafından devralınacak ‘”Nan taşınmazların, tapuda BANKA adına kayıt ve tescil edildiği tarihten itibaren 18 aylık süre içerisinde yazılı olarak ve BANKA’ya ulaşacak şekilde talepte bulunulması kayıt ve şartıyla, taşınmazların devir bedeli olarak belirlenen ve üzerinde taraflarca mutabık kalınan, istanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Cad., .. pafta, … Ada, … Parsel, 6. Kat, 14 nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmazın için 670.000,00-TL.+ satış masrafları tutarına, taşınmazların BANKA’ya devir tarihinden başlamak üzere geri satım tarihine kadar yıllık %20 faiz+ BSMV uygulanması ve işleyecek faizleri ile birlikte oluşan tutarın nakden ve defaten ödenmesi, devir nedeniyle yapılacak olan tüm masrafların (BANKA’ya ait olanlar da dahil olmak üzere) BORÇLULAR, eski malik veya gösterilecek alıcı 3.şahıs tarafından karşılanması ve bu süreçte taşınmazlara ait tüm giderlerin (emlak vergisi, su, elektrik, sigorta v.s.) BORÇLULAR, eski malik veya gösterecekleri 3.şahıslar tarafından ödenmesi, iş bu protokolün III.2. maddesi gereğince BANKA tarafından … SAN.TİC.LTD.ŞTİ.’ne verilen hali hazırda dolaşımda bulunan/karşılıksız durumdaki toplam 5 adet ödenebilir durumdaki çek yapraklarının iade edilmesi/iadesinin sağlanması veya çek sorumluluk bedellerine karşılık olmak üzere BANKA tarafından ödenmesi muhtemel tutarın %50 fazlası olan 12.000:TL’nin BANKA lehine faiz getirmeyen bir hesapta rehin/bloke edilmek üzere yatırılması ve işbu protokoldeki sair yükümlülüklerin ve ödemelerinin eksiksiz olarak zamanında yerine getirilmesi kayıt ve şartlarıyla, taşınmazların eski malikine veya göstereceği 3.şahıslara satımını yapmayı kabul, beyan ve taahhüt eder,” hükmü düzenlenmiştir.Davacılar vekili, taraflar arasında yapılan vefa sözleşmesinin mücbir sebep nedeniyle uyarlanarak vefa hakkı kullanım süresinin uzatılmasını bu meyanda sözleşme konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmektedir.Somut olayda, sözleşmenin uyarlanması şartlarının oluşup oluşmadığı yargılamayı gerektirmesi, talep ve karar tarihi itibariyle yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, dava dilekçesi ekindeki delillere göre de yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Davacı tarafça, vefa sözleşmesi ile dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın davalı bankaya devredildiği, covid-19 salgını nedeniyle sözleşme gereklerinin yerine getirilemediği, sözleşme kapsamında davalı bankaya devredilen taşınmazın satış hazırlıklarına başlanıldığı belirtilerek, vefa sözleşmesinin uyarlanmasına karar verilmesi, ayrıca covid – 19 salgının mücbir sebep olarak kabulü ile, satılması halinde telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğinden sözleşme konusu taşınmazın satışının durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava edilmiştir. Ülkemizde 2020 mart ayından itibaren görülmeye başlayan koronavirüsü (Covid-19), Dünya Sağlık Örgütü 11/03/2020 tarihinde pandemi olarak ilan etmiş ve bu kapsamda ülkemiz de dahil olmak üzere virüsün görüldüğü ülkelerce hastalığın yayılmasının kontrol altına alınması amacıyla çeşitli tedbirlere başvurulmuştur.Davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin konusu, davanın esasını çözecek mahiyette olmadığı gibi, dosyada mevcut delil durumu ile yaklaşık ispatın sağlandığı, ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde, vefa sözleşmesine konu taşınmazın satılması durumunda davanın konusunun da kalmayacağı, tarafların karşılıklı hak ve menfaatlerinin birlikte gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulü, bu kapsamda da davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerektiğini düşündüğümden, Sayın Çoğunluk görüşüne katılmıyor muhalif kalıyorum. 17/06/2021