Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/996 E. 2022/886 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/996 Esas
KARAR NO: 2022/886 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2017/1147 Esas 2019/1374 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının almış olduğu yolcu taşıma ihalesi sonrası müvekkili ile bu ihale kapsamında yapılacak işin bir kısmının müvekkili tarafından yapılması noktasında anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu anlaşmaları gereği üzerine düşen görevi uzunca bir zaman eksiksiz bir biçimde ifa ettiğini, taraflar arasında gerçekleşen bu ilişkinin tarafların ticari defterlerinde kayıt altına alındığını, defterlerin incelenmesi neticesi ile somut durumun açıkça ortaya konulduktan sonra davalının müvekkiline ait faturalara ilişkin alacakları ödemediğini, bunun üzere Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davanın kabulüne, borçlu aleyhine açılmış Bakırköy …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya üzerinden devamına, borca itirazın iptaline, borçlu aleyhine borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusunun davacı ile müvekkili arasında yapılan iki farklı servis aracı sözleşmesi ve bu sözleşmelerden kaynaklı kesilen faturalar olduğunu, davacı yanın hukuka uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu, ikazları dikkate almayarak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, davanın reddine, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden açılan takibin iptaline, davacı aleyhine iddia edilen borcun %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/12/2019 tarih ve 2017/1147 Esas – 2019/1374 Karar sayılı kararında; “…Yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki 07/09/2016 tarihli sözleşmenin fesh olup olmadığı, bu sözleşmeden doğan faturalardan dolayı davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı taraf, davacı ile yolcu taşıma bedeli işi ile ilgili ticari faaliyetinin olduğunu kabul etmiş, ancak davalı davacının usulüne uygun eleman çalıştırmadığı, eşini çalıştırmış olduğu, ancak eşinin de sigortasız çalıştığını, bununla birlikte davacı yüzünden dava dışı firma tarafından hakediş alacağını alamadığını davacı yüzünden SGK’da incelemeye tabi tutulduğunu iddia etmişse de iddia edilen ceza v.b. işlemlere ilişkin savunmasını ispatlar delil sunmamıştır. Dava basit yargılama usülüne tabi olmakla davalı cevap dilekçesi ile birlikte delil listesi sunmuş, bildirdiği delilleri toplanmıştır. Hal böyle olunca her iki taraf da tacir olmakla resmi ticari defter kayıtlarına itibar edilerek istemin kabulüne karar verilerek itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu yani likit olduğundan davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine, davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davanın KABULÜNE, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 10.467,26 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 2.093,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Taraflar aralarında servis aracı sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme içeriği ekte de görüldüğü üzere ” Araç sahibi sözleşme süresince işi aksatması halinde şirketin hakedişine yansıyacak ceza ve kesintiler araç sahibinin hesabından kesilecektir.” ibaresi olduğunu, yani araç sahibi davacı sözleşmeyi bu şekliyle imzalayarak hesabından kesinti yapılmasını davalı müvekkiline taahhüt ettiğini, sözleşme gereği yapılacak olan serviş işi davacının şoför olarak eşini çalıştırması ve eşine sigorta primi yatırmaması sonucunda sekteye uğradığını, sigortasız olarak çalıştırma şirket ahlakı ve hukuka aykırı bir durum olduğundan hatta müvekkilinin taşeron şirket olarak yaptığı servis işi sebebiyle davacı …’e bir çok ikazda bulunulmasına rağmen hukuk dışı davranışlarına devam etmiş ikazları dikkate almadığını, bunun neticesinde taşeronluğunu yaptıkları firma ile aralarında sorunlar çıktığı yapılan hukuksuzluktan dolayı hak edişlerinin ödenmediğini, dava dışı bu firmanın kayıtlarında olması gereken şoför sigorta kaydının olmaması nedeniyle yapılan iş kabul edilmediği ve hakediş ödenmediğini, ayrıca bu hukuksuz iş dolayısıyla müvekkili şirkete cezai şlem uygulandığını, Bu durumda söz konusu fatura tutarlarının ödenmemesi davacının kendi kusurundan kaynaklanmakta olduğunu ve davacı sözleşme metninden de anlaşılacağı üzere kendi kusurundan kaynaklanan cezai şart ve hakedişlerin kesilmesinden sorumlu olduğunu, ödemelerinden kesintiyi kabul edeceğini, Davacının tacir olduğunu, 6102 sayılı TTK 18/2 ye göre ; ”her tacir ticaretine ait olan BÜTÜN FAALİYETLERİNDE basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir ” davacının sigortasız işçi çalıştırığı gibi bu durumdan doğan zararları da müvekkiline yıkmaya çalışması ne iş ve çalışma ahlakına ne de kanun maddesinde belirtiliği basiretli iş adamı tanımına uymadığını, buna rağmen davacı söz konusu faturaları … E. Bakırköy … İcra müdürlüğündeki dosyayla takibe konu yaptığını, takibe konu olan faturaların ödenmeme sebebi yapılmış olan sözleşme olduğunu, davacı önce bu durumu sözleşmeyi imzalayarak taahhüt ettiği daha sonra tüm bu rucüları bilmesine rağmen faturaları takibe konu yaptığını, TTK ve TBK hükümleri gereğince taraflar arasında yapılmış olan sözleşme tarafları bağlayacağını, hatta öncelikle esas alınacağını, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği için müvekkilinin ödememe hakkı bulunmakta olduğunu, söz konusu bu durumda müvekkili sözleşmeden doğan hakkını kullanmış olup yasal hakkını yerine getirdiğini, iş böyle olunca yapılan haksız takibe taraflarınca itiraz edildiğini, tüm bu açıklanan hususlardan da görüldüğü üzere başlatılan takip iyi niyetli bir takip olmadığını, müvekkilini zarara uğratma kastı bulunduğunu, Tüm bu açıklamaları yerel mahkemeye beyan ettiklerini, ilgili yerlere müzekkere yazılarak tespitini yerel mahkemeden istediklerini, Davacının eşinin şoför olarak çalıştığının tespitini … A.Ş VE … A.Ş kurumlarına yazılmasıyla ortaya çıkacağını ayrıca SGK’ya müzekkere yazılarak eşinin sigorta primlerinin yatırılmadığının tespitinin mümkün olduğunu sayın mahkemeden talep ettiklerini, sözleşmenin faturalar, … A.Ş. ve … A.Ş.’ den gelecek olan kayıtlar ve SGK kayıtları sigortasız çalıştırıldığına dair dökümanlar ,davacı tarafından hizmet dökümünün verilememiş olması bir bütün olarak incelemeye tabii tutulduğunda haklılıklarının görüleceğini, Kısaca savunmanın konusu davacının müvekkili firmanın yüklenicisi olduğu … A.Ş kapsamında çalıştığı, müvekkili ile bu manada sözleşme imzaladığı sözleşmeye göre sigortalı işçi çalıştırmaması gerektiği ancak davacının sigortasız işçi çalıştırdığı meselesi olduğunu, sözleşmeye göre bu durumda … A.Ş’ nin davacının sigortasız işçi çalıştırdığından ve bu yönde bir belge vermediğinden dolayı müvekkili hakkında cezai şartı uygulaması ve kendilerinin de davacıdan bunu talep etme hakkı olduğunu, dosyaya sözleşmenin sunulduğunu, taraflar arasında bu tartışma konusu olmadığını, Davacının sigortasız işçi çalıştırdığı ile ilgili dosyanın içine ve … iş emri ile dosyaya belge sunulduğunu, davacının bu yönde herhangi bir itirazı olmadığı, davada taraflar arasında tartışma konusu olmadığını, davacının çalıştığı … A.Ş ve … A.Ş eşini sigortasız olarak çalıştırdığına dair mahkemeden yine aynı iş emri ile müzekkere yazılması istendiği, ancak mahkeme tarafından bu müzekkereler yazılmadan dosya bilirkişiye gönderildiğini, Yine aynı iş emri kapsamında davacının yasa gereğince yaptığı iş 8.000 TL’ yi aştığı için hizmet dökümü vermesi gerektiği , vermediği bu nedenle bunun ispatı içinde SGK ya müzekkere yazılması istendiğini, Mahkemece bu deliller celp edilmeden dosya bilirkişiye gönderildiği bilirkişi 02/08/2019 tarihli raporunda ; ” bu iddialarımızı yani davacının usulüne uygun eleman çalıştırmadığı , eşini çalıştırmış olduğu , ancak eşininde sigortasız çalıştığının , bununla birlikte davacı yüzünden dava dışı firma tarafından hakediş alacağını alamadığını ancak hem hakediş alacağının alamadığına dair yazılı beyanı hemde zarara uğradığını gösteren fatura benzeri evrak olmadığını , iddia ettiğini ancak bu işlemlere ilişkin dosyada mübrez evraklar içerisinde dayanak olarak olmadığından davalı iddialarının ispata muhtaç olduğu belirtilerek ” sadece davacının usul olarak delil mahiyetinde olmayan işletme hesabı yapısı itibarıyla gerçek borç alacak tespitine imkan vermeyen bir ticari defter olduğunu belirttiği delile göre davacının alacaklı olduğu yönünde rapor tespit ettiğini, Bütün bu hususlar belirtilerek bu hususların ispatı mahiyetindeki delillerinin celbi talep edilerek tekrar bilirkişi raporuna itiraz edildiği açık ve seçik tüm hukuk kuralları ihlal edilerek SGK, … ve …’dan delillerin celp edilmeden davcının delil mahiyetinde olmayan defterleri doğrultusunda düzenlenen rapora itibar edilerek davanın aleyhine kabulüne karar verildiğini, Bu nedenlerle öncelikle celp edilmeyen delillerinin temini için dosyanın mahalli mahkemeye gönderilmesine gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve neticesinde istinaf incelemesi sonunda reddine karar verilmesi yahut istinaf taleplerinin kabulü doğrultusunda istinaf yargılaması yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dosyadaki sözleşme davacının zımnen sigortasız işçi çalıştırıldığına dair kabulü bu kararı veremeye elverişli olduğunu, ayrıca delillerin celp talepleriyle ilgili mahkemece ret ya da kabul manasında bir karar verilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, tehir-i icra kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, iki adet faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulü ile; Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 10.467,26 TL asıl alacağı takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 02/09/2016 – 30/09/2017 tarihlerinde geçerli olmak üzere ve 01/09/2016 – 30/09/2017 tarihlerinde geçerli olmak üzere iki adet servis aracı sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı anlaşılmıştır. Her iki tarafın da tacir olduğu sözleşmelerde taraflar basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altındadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme TBK md.26 kapsamında olup, içeriği özgürce belirlenmiş bir tedarik sözleşmesidir. Her iki sözleşme metninde; ”…Araç sahibi sözleşme süresince işi aksatması halinde şirketin hakedişine yansıyacak ceza ve kesintiler araç sahibinin hesabından kesileceği, ” düzenlenmiştir. Takip ve dava tarihinden önce davalıya SGK tarafından ceza kesildiğine veya işvereni tarafından hak edişinden kesinti yapıldığına dair bilgi ve belge verilmediği gibi somut bir delil de ibraz edilemediği, buna göre davacının ilgili sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranışı sonucu davalı şirketin zarar gördüğü davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi gözetildiğinde; davalı vekili tarafından ileri sürülen mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri yargılama aşamasında cevap ve beyan dilekçesinde ileri sürüldüğü tesbit edilmiştir. İlk derece mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davalı vekilinin istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 715,01.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam (54,40.TL + 124,35.TL = ) 178,75.TL harcın mahsubu ile bakiye 536,26.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.